CİNSEL SALDIRI SUÇU (TCK 102)

CİNSEL SALDIRI SUÇU VE CEZASI

Kişinin vücut dokunulmazlığı Anayasa düzeyinde koruma altına alınmıştır. Bu kapsamda kişinin vücut dokunulmazlığı ihlal eden birtakım eylemler; Türk Ceza Kanunu’nca suç teşkil etmekte ve kişi ihlale sebep olan eylemi sebebiyle bir yaptırım ile karşı karşıya kalmaktadır. (TCK 102 Cinsel Saldırı Suçu)

Anayasa’nın ilgili maddesi şöyledir:

Kişinin dokunulmazlığı, maddi ve manevi varlığı

AY madde 17/1 ve 2 –  Herkes, yaşama, maddi ve manevi varlığını koruma ve geliştirme hakkına sahiptir. Tıbbi zorunluluklar ve kanunda yazılı haller dışında, kişinin vücut bütünlüğüne dokunulamaz; rızası olmadan bilimsel ve tıbbi deneylere tabi tutulamaz.

 Cinsel saldırı suçu; Türk Ceza Kanunu’nun Cinsel Dokunulmazlığa Karşı Suçlar başlıklı Altıncı Bölümü’nün “Cinsel Saldırı” yan başlığı altında düzenlenmiştir. Maddenin ilk iki fıkrası aşağıdaki şekildedir:

TCK Madde 102 – Cinsel davranışlarla bir kimsenin vücut dokunulmazlığını ihlâl eden kişi, mağdurun şikâyeti üzerine, beş yıldan on yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Cinsel davranışın sarkıntılık düzeyinde kalması hâlinde iki yıldan beş yıla kadar hapis cezası verilir.

Fiilin vücuda organ veya sair bir cisim sokulması suretiyle gerçekleştirilmesi durumunda, on iki yıldan az olmamak üzere hapis cezasına hükmolunur. Bu fiilin eşe karşı işlenmesi hâlinde, soruşturma ve kovuşturmanın yapılması mağdurun şikâyetine bağlıdır.

Türk Ceza Kanunu’na göre cinsel saldırı suçu; kasten işlenebilen bir suç olup, kanuni düzenlemeye gereğince basit cinsel saldırı suçunun cezası ; TCK madde 102/1’e göre beş yıldan on yıla kadar hapis cezasıdır. Cinsel dokunulmazlığın ihlaline yönelik eylemin sarkıntılık düzeyinde kalması halinde ; öngörülen ceza iki yıldan beş yıla kadar hapis cezasıdır.

Maddenin ikinci fıkrasında ise; halk arasında “Tecavüz Suçu” olarak da adlandırılan nitelikli cinsel saldırı suçu düzenlenmiş olup; kanunda öngörülen cezası on iki yıldan az olmamak üzere hapis cezasıdır. Türk Ceza Kanunu’nda cinsel saldırı suçu ile ilgili olarak; cezayı artıran veya azaltan haller özel olarak düzenlenmiştir.

Önemle belirtmek isteriz ki; mağdurun vücuda temas olmadan cinsel dokunulmazlığın ihlaline yönelik tüm eylemler cinsel taciz suçu kapsamındadır.

İlgili yazılar ;

• CİNSEL TACİZ SUÇU (TCK M. 105)
• MEŞRU MÜDAFAA VE ZORUNLULUK HALİ
• KONUT DOKUNULMAZLIĞININ İHLALİ SUÇU (TCK 116)
• TEHDİT SUÇU VE CEZASI (TCK m.106)
• İŞKENCE SUÇU VE CEZASI

CİNSEL SALDIRI SUÇUNDA KORUNAN HUKUKİ DEĞER

Korunan hukuki değer kavramı; suçun maddi unsurlarından fiilin yöneldiği hakkı, değeri ifade eder. Cinsel saldırı suçu ile korunan hukuki değer; kişinin cinsel dokunulmazlığıdır. 

CİNSEL SALDIRI VE SARKINTILIK SUÇUNDA FİİL

Cinsel saldırı suçunu oluşturan fiili ; mağdurun vücuduna temas içeren ve yılışık, sırnaşık bazı hareketlerle vuku bulan fiiller olarak açıklamak mümkündür.

Cinsel saldırı fiilinin sarkıntılık düzeyinde kalması TCK madde 102/1 son cümle ile anlaşılacağı üzere daha az cezayı gerektiren nitelikli haldir. Madde gerekçesine göre “ani hareketlerle yapılan cinsel davranış” sarkıntılık fiilini oluşturmaktadır. Sarkıntılık suçu cinsel saldırı suçunun en hafif şekli olduğundan; suçu oluşturan eylemin mağdurun vücuduna temas içermesi gerekmektedir. 

Hem cinsel saldırı suçunu hem de sarkıntılık suçunu oluşturan fiillerin cinsel tatmin amacı taşıması ve mağdurun vücuduna temas içermesi zorunludur.  Yargıtay içtihatlarına göre; sanığın mağdurun kalçasını sıkması, kolundan çekip yanağını öpmesi, elini tutması, cinsel amaçla belinden sarılması, kalçasından dizine yönelerek bacağını okşaması, göbeğini okşaması vb. Fiiller sarkıntılık düzeyinde cinsel saldırı suçunu oluşturur. 

Ayrıca TCK madde 102/5’te cinsel saldırı suçunun netice itibariyle ağırlaşmış haline yer verilmiştir. Buna cinsel saldırı suçu sonucunda; mağdurun bitkisel hayata girmesi veya ölümü hâlinde, suçun faili hakkında ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına hükmolunur.

CİNSEL SALDIRI SUÇUNDA FAİL VE MAĞDUR

Belirtmek gerekir ki cinsel saldırı suçunun faili herkes olabilmektedir. Ancak failin kamu görevinin, vesayet veya hizmet ilişkisinin sağladığı nüfuz kötüye kullanan veya üvey baba, üvey ana, üvey kardeş, evlat edinen veya evlatlık tarafından işlenmesi; kanunda cezayı artıran nitelikli hal olarak düzenlenmiştir.

Cinsel saldırı suçunun kanunda düzenlenen tüm halleri bakımından mağdur 18 yaşından büyük herkes olabilmektedir. Dolayısıyla mağdurun 18 yaşından küçük olması halinde ise cinsel istismar suçu meydana gelmektedir.

CİNSEL SALDIRI SUÇUNUN NİTELİKLİ HALLERİ

Cinsel saldırı suçunun saha hafif cezayı gerektiren nitelikli halinin sarkıntılık suçunu; daha ağır ceza gerektiren nitelikli hallerinden birinin ise TCK md. 102/2 “tecavüz suçu” olduğunu yukarıda detaylı şekilde açıklamıştık.

Türk Ceza Kanunu’nun 102. Maddesinin 3. fıkrasında cinsel saldırı suçunun daha ağır cezayı gerektiren haline yer verilmiştir.

 “(3) Suçun;

a) Beden veya ruh bakımından kendisini savunamayacak durumda bulunan kişiye karşı,

b) Kamu görevinin, vesayet veya hizmet ilişkisinin sağladığı nüfuz kötüye kullanılmak suretiyle,

c) Üçüncü derece dâhil kan veya kayın hısımlığı ilişkisi içinde bulunan bir kişiye karşı ya da üvey baba, üvey ana, üvey kardeş, evlat edinen veya evlatlık tarafından,

d) Silahla veya birden fazla kişi tarafından birlikte,

e) İnsanların toplu olarak bir arada yaşama zorunluluğunda bulunduğu ortamların sağladığı kolaylıktan faydalanmak suretiyle,

işlenmesi hâlinde, yukarıdaki fıkralara göre verilen cezalar yarı oranında artırılır.”

CİNSEL SALDIRI SUÇUNDA ÖZEL İÇTİMA HÜKMÜ

Gerçek içtima; failin işlediği tüm suçlar bakımından ayrı ayrı cezalandırılmasını öngörmektedir. Ancak cinsel saldırı suçu bakımından Türk Ceza Kanunu madde 102/4’te özel gerçek içtima hükmü düzenlenmiştir.

 “(4) Cinsel saldırı için başvurulan cebir ve şiddetin kasten yaralama suçunun ağır neticelerine neden olması hâlinde, ayrıca kasten yaralama suçuna ilişkin hükümler uygulanır.”

CİNSEL SALDIRI SUÇUNDA HAGB VE ADLİ PARA CEZASI VERİLMESİ

Sarkıntılık düzeyinde kalan daha hafif cezayı gerektiren hal dışındaki cinsel saldırı suçu bakımından hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilmesi mümkün değildir. 

Suçun kanuni düzenlemesine bakıldığında hapis cezasının yanında adli para cezası şeklinde seçenekli yaptırımın düzenlenmediği görülecektir. Cinsel saldırı ve TCK md. 102/2 “Tecavüz Suçu” nedeniyle verilecek ceza miktarı düşünüldüğünde bu cezanın; genel hükümlere göre adli para cezasına çevrilmesi mümkün değildir. Bununla birlikte 15 yaşından küçük çocukların sarkıntılık suçunun faili olması halinde; verilecek hapis cezasının adli para cezasına çevrilmesi mümkündür.

CİNSEL SALDIRI SUÇUNDA YARGILAMA 

TCK madde 102/1’de düzenlenen basit cinsel saldırı ve sarkıntılık düzeyinde cinsel saldırı suçlarında görevli mahkeme asliye ceza mahkemeleridir. İlgili maddede bunlar dışında düzenlenen tüm hallerde ise görevli mahkeme ağır ceza mahkemesidir.

Sarkıntılık suçunda dava zamanaşımı 8 yıldır, basit veya nitelikli cinsel saldırı suçları bakımından ise dava zamanaşımı süresi 15 yıldır.

Cinsel suçlar; nitelikleri önem arz etmeksizin, kanunen uzlaştırma kapsamına alınmamıştır. Dolayısıyla cinsel saldırının her hali bakımından bu kuruma başvurulması mümkün değildir.

Ancak belirtmemiz gerekir ki sarkıntılık suçunun ve TCK madde 102/2 son cümlede düzenlenen eşe karşı işlenen nitelikli cinsel saldırı suçunun soruşturulması ve kovuşturulması mağdurun şikayetine bağlıdır. Kovuşturma aşamasında mağdurun şikayetinden vazgeçmesi halinde hakim tarafından düşme kararı verilir. Şikayet süresi ise 6 aydır. Diğer haller ise şikayete tabi kılınmamıştır. 

Son olarak sarkıntılık suçu dışında cinsel saldırı suçunu oluşturan hallerde ; hakim tarafından cezanın ertelenmesi kararı verilmesi mümkün değildir.

CİNSEL SALDIRI SUÇU İLE İLGİLİ YARGITAY KARARLARI

TCK madde 102 – Cinsel Saldırı Suçuna Teşebbüs Hali – TCK madde 102 1. fıkra ile 2. Fıkra Arasındaki Fark

 “Müştekinin aşamalardaki beyanları, savunma ve tüm dosya kapsamı nazara alındığında, sanığın olay gecesi yatağında uyumakta olan müştekiye yönelik cinsel saldırı eylemini organ sokmak suretiyle gerçekleştirdiğine dair her türlü şüpheden uzak, kesin ve inandırıcı delil bulunmayıp, mevcut haliyle müştekinin alt eşofmanını çıkarıp, cinsel bölgesine dokunarak okşama şeklinde sübuta eren eyleminin 5237 sayılı TCK’nın 102/1, 102/5. maddelerinde düzenlenen beden veya ruh sağlığını bozacak şekilde cinsel saldırı suçunu oluşturduğu gözetilip, belirlenecek lehe kanuna göre mahkumiyeti yerine suç vasfının tayininde yanılgıya düşülerek aynı Kanunun 102/2, 102/5, 35/1. maddelerine göre hüküm kurulması isabetsizdir.” (Yargıtay 14.Ceza Dairesi 2017/ 6825 E. 2021 / 4340 K. 16.06.2021 T.)

TCK madde 102- Kesinti Dolayısıyla Sanık Hakkında İki Ayrı Hüküm Kurulması Hususu

 “Sanık hakkında iş bu dosya kapsamında işlediği cinsel suçla ilgili düzenlenen 21.03.2013 tarihli iddianame ile hukuki kesinti gerçekleştikten sonra 26.07.2013 günü aynı katılana yönelik işlediği cinsel saldırı, cinsel taciz, kasten yaralama, konut dokunulmazlığının ihlali, hakaret, tehdit suçlarından dolayı hazırlanan ikinci iddianameyle açılan davaya bakan Ankara Batı 3. Ağır Ceza Mahkemesinin dosyasında sanığın beden veya ruh sağlığını bozacak şekilde cinsel saldırı, konut dokunulmazlığının ihlali suçlarından mahkumiyeti ile hakaret, tehdit suçlarından beraatine karar verilip, her iki dosyada katılanın ruh sağlığının bozulduğu gerekçesiyle sanık hakkında 5237 sayılı TCK’nın 102/5. maddesinin uygulandığı anlaşılmakla,

Mevcut bağlantı nedeniyle iş bu dosyada birleştirme sağlandıktan sonra 21.03.2013 günlü ilk iddianame ile hukuki kesinti olduktan sonra 26.07.2013 tarihinde ikinci eylemlerin gerçekleştirilmesinden dolayı sanık hakkında neticeten iki ayrı hüküm kurulması gerektiği gözetilerek katılanın birleştirilen dosyalarla birlikte İstanbul Adli Tıp Kurumu 6. İhtisas Kuruluna sevkiyle değişik tarihlerde işlenen cinsel saldırı eylemleri nedeniyle ruh sağlığının ayrı ayrı bozulup bozulmadığı hususunda yeni rapor aldırılarak sonucuna göre sanık hakkında aynı Kanunun 102/5. maddesinin tatbiki hususunda karar verilmesi gerekirken eksik araştırma ile söz konusu maddenin uygulanması hükmün bozulmasını gerektirmiştir.” (Yargıtay 9.Ceza Dairesi 2021/ 22347 E. 2021 / 7906 K. 22.09.2021 T.)

TCK madde 102 – Nitelikli Cinsel Saldırı Suçuna Teşebbüs

  “Cinsel saldırı suçunun işlendiği sırada ve eylemle sınırlı süreyle katılanın iradesiyle hareket etme imkanının ortadan kaldırılmasının kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçunu oluşturmayacağı, kişinin vücudunun suçun konusu olması sebebiyle katılanın hareket etme özgürlüğü ortadan kaldırılmadan bu suçun işlenemeyeceği, dosya kapsamına göre de sanığın evin içerisinde cinsel eylem süresince katılanı alıkoymasının cinsel saldırı suçu kapsamında kalıp, ayrıca kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçunun kanuni unsurları itibarıyla oluşmadığı gözetilerek bu suçtan beraati yerine mahkumiyetine karar verilmesi, Kanuna aykırı, sanık müdafisinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, nitelikli cinsel saldırıya teşebbüs suçundan verilen mahkumiyet kararı yönünden ceza miktarı itibarıyla kazanılmış hakkı saklı kalmak kaydıyla hükümlerin 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gözetilerek 1412 sayılı CMUK’nın 321 ve 326. maddeleri uyarınca bozulmasına karar verilmiştir.” (Yargıtay 14.Ceza Dairesi 2017/ 560 E. 2021 / 3057 K. 19.04.2021 T.)

TCK madde 102 – Sarkıntılık Suçu

 “somut olayda ise sanığın, mağdureye hiçbir bedensel temasta bulunmaksızın, elinde mağdureye ait resimler bulunduğunu, bu resimleri montajlayarak kötü sitelere ve ailesine göndereceğinden bahisle mağdureyi tehdit ederek internetten görüntülü görüşme yaptığı mağdurenin elbiselerini çıkartmasını, cinsel içerikli hareketler yapmasını temin etmekten ibaret eylemlerinin 5237 sayılı TCKnın 105. maddesinde düzenlenen cinsel taciz suçunu oluşturduğu gözetilmeden, suç vasfında yanılgıya düşülerek, çocuğun basit cinsel istismar suçundan mahkûmiyetine karar verilmesi…” (Yargıtay 14.Ceza Dairesi 2014/ 3380 E. 2016 / 2793 K. 22.03.2016 T.)

SIK SORULAN SORULAR