İçindekiler
Yakalama kararı , Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 90. maddesi ile 98. maddesi arasında düzenlenmiştir. Bu yazımızda yakalama kararı verilebilmesinin şartları ve yakalama kararının sonuçlarını inceleyeceğiz. Koruma tedbirlerinden biri olan yakalama kararının en önemli özelliği geçici nitelikte olmasıdır. Bu koruma tedbiri delillerin karartılması ve şüphelinin kaçmasını önleyen bir koruma tedbiridir. Yakalama kararı, CMK 90, CMK 90/4. maddesi hakkında detaylı bilgi için yazımızı okuyabilirsiniz.
CMK 90
Yakalama ve yakalanan kişi hakkında işlemler CMK 90. Maddesinde düzenlenmiştir.
- CMK 90‘daki düzenlemenin birinci fıkrasında herkes tarafından yapılabilecek yakalama düzenlenmiştir. CMK 90/1‘e göre bir kişiye suç işlerken rastlanması ya da suçüstü bir fiilinden dolayı izlenen kişinin kaçma ihtimali olması veyahut derhal kimliğini belirleme olanağının bulunmaması durumunda herkesçe yakalama yapılabilir.
- CMK 90/2‘de ise kolluğa verilen yakalama yetkisi düzenlenmiştir. Aşağıda CMK 90 kapsamındaki düzenlemenin fıkralarını kısaca inceleyeceğiz.
CMK 90/1
Kanun metninden de anlaşılacağı üzere ; CMK 90/1’de düzenlenen yakalama yetkisi herkese verilmiş kanuni bir yetkidir. Maddeye göre ; suç üstü hali ve suç üstü bir eylemden dolayı kaçma şüphesi bulunan ya da kimliğinin tespiti mümkün olmaması durumunda herkes yakalama yapabilmektedir. Ancak CMK 90/1‘de düzenlenen yakalama yetkisine göre yakalama yapan kişinin zor kullanması kesinlikle söz konusu olamaz. Buradan anlaşılacağı üzere yakalanan kişinin ; yakalamaya direnmesi halinde yakalama fiilini gerçekleştiren kişinin serbest bırakması gerekmektedir. Bunun sebebi direnmenin, CMK 90/1 kapsamındaki yakalama yetkisini ortadan kaldırmasıdır.
Herkes tarafından yakalama yapılabilmesi için aşağıdaki şartların olayda bulunması gerekir ;
- Kişiye suç işlerken rastlanması,
- Suç üstü yapıldığı bir fiilden dolayı takip edilen şüphelinin kaçma ihtimalinin bulunması yahut kimliğinin tespitinin hemen mümkün olmaması.
Direnme olması durumunda sıradan vatandaşın zor kullanması söz konusu kamu düzenini bozacağından bu şekilde bir düzenleme yapılmıştır. Bu durum aynı zamanda zor kullanma yetkisinin kolluğa verilmiş olmasının bir sonucudur. Zor kullanmadan yakalamaya ” failin kapalı bir yere kapatılması ” örnek olarak gösterilebilir.
Burada önemle belirtilmesi gereken nokta ” failin kaçma şüphesi ve kimliğinin tespit edilmeme riskinin mevcut olması ” durumunun yakalama yapılabilmesi için gerekli ve zorunlu olduğudur. Eğer bu şekilde bir risk bulunmuyorsa yakalama yapılamaz. Bu sebeple eğer ki
- fail kaçmaya çalışmıyorsa ya da
- kimliği belli ve birileri tarafından tanınan biri ise herkesçe yakalama yapılamaz.
KOLLUK TARAFINDAN YAPILAN YAKALAMA CMK 90/2
CMK 90/2’de düzenlenen yakalama yetkisi CMK 90/1 kapsamında düzenlenen herkese verilen yakalama yetkisinden farklıdır. Bu fıkraya göre ( CMK 90/2) verilen yakalama yetkisi yalnızca kolluk görevlilerine verilmiştir. Bu yakalama yetkisi kolluk görevlilerine verilmiş ek bir yetkidir. Kanun metnine bakıldığında CMK 90/2 kapsamında verilen yakalama yetkisinin ” tutuklama kararı ya da yakalama emri düzenlenmesini gerektiren ve gecikmesinde sakınca bulunan durumlarda” verildiği kanunda düzenlenmiştir.
Burada bahsettiğimiz yakalama emri CMK 98’de düzenlenmiştir. Tutuklama kararı da yine CMK’nın 100. vd maddelerinde düzenlenmiştir. Bu fıkradaki yakalama yetkisine göre kolluk görevlileri suç üstü halleri dışında da yakalama yapabilirler. Yine belirtmek gerekir ki CMK 90/2 kapsamındaki yakalamada da herhangi bir hakim kararına lüzum yoktur.
Kolluk tarafından yapılan yakalamanın şartları nelerdir ?
- Tutuklama veya yakalama emri düzenlenmesini gerektiren bir durumda,
- Gecikmesinde sakınca bulunan bir hal varsa,
- Cumhuriyet Savcısı veya amirlerine başvurma olanağı yoksa kolluk yakalama yapabilir.
ŞİKAYETE BAĞLI SUÇLARDA YAKALAMA CMK 90/3
Normal koşullarda kovuşturması ve soruşturması şikayete bağlı suçlar bakımından yakalama yapılamaz. Ancak CMK 90/3 incelendiğinde bu durumun bir kaç istisnasının olduğu görülmektedir. CMK 90/4‘e göre soruşturma ve kovuşturması şikâyete bağlı olmakla birlikte;
- çocuğa,
- beden veya akıl hastalığı,
- malullük veya güçsüzlükleri sebebiyle kendilerini korumadan aciz bulunanlara karşı işlenen,
- suçüstü hallerinde failin yakalanması için şikayet şartı aranmamaktadır.
Kolluğun yakalama yaparken ; CMK’nın 90. maddenin 1. fıkrası açıklamasında belirttiğimiz üzere zor kullanma yetkisi vardır. Kolluğun zor kullanma yetkisi PVSK’nın on altıncı maddesinden kaynaklanmaktadır.
PVSK 16‘ya göre zor kullanma yetkisinin kullanılması için öncelikle memurun görevli bir polis memuru olması gerekmektedir. İlaveten görevli polis memurunun, görevini yerine getirirken bir direnmeyle karşılaşması gerekmektedir. Yani direnme olmaksızın zor kullanma söz konusu olmamalıdır. Son olarak ; zor kullanmanın ölçülü bir şekilde yerine getirilmesi gerekmektedir. Ölçülülük incelenirken direnmenin niteliğinin yanında zor kullanma yetkisinin kademeli bir şekilde artırılıp artırılmadığının değerlendirilmesi yapılır.
CMK 90/4
CMK 90/4‘teki düzenlemeye göre kolluk kuvvetleri yakaladıkları kişiye haklarını derhal bildirmek zorundadır. Dolayısıyla kolluk, yakaladıkları kişinin kaçmasını, kendisine ya da bir başkasına zarar vermesini önledikten sonra hak bildirimi derhal yapmalıdır.
Kolluk , yakalama yaptıktan sonra önlem almak maksadıyla kelepçe takmaktadır. İlaveten yakalanan kişi hakkında önleme araması yapılarak kendisine veya bir başkasına zarar verme ihtimalinin önüne geçilmelidir. Aynı zamanda önleme araması sayesinde yakalanan kişinin suça ilişkin delilleri ortadan kaldırmasına da fırsat verilmemektedir. Önleme araması yapılırken yakalanan kişinin cep telefonu incelenemez. Fakat uygulamada bu konuya pek riayet edilmemektedir.
Kolluğun cep telefonunu incelemek istiyorsa CMK 134 kapsamında karar alması gerektiğini de burada önemle hatırlatmamız gerekmektedir. Kelepçe takma tedbiri ise CMK madde 93 ve Yakalama ve Gözaltına alma Yönetmeliği’nin 7. maddesinde düzenlenmiştir. Her iki düzenlemeye göre de; sadece yakalanan kişinin direnmesi ve kaçma şüphesi bulunması halinde şüpheliye kelepçe takılması söz konusu olabilir. Ancak uygulamada bu konuya da pek dikkat edilmediği tarafımızca görülmektedir. Söz konusu yönetmeliğin 27. maddesindeki düzenlemeyle birlikte yakalanan şahsın toplum önünde lekelenmemesi için ; kelepçe ile basına görüntü verilmemesi gerektiği de ayriyeten düzenlenmiştir. CMK 93 ve İlgili Yönetmelikteki düzenlemeler şu şekildedir:
CMK 93
Yakalanan ya da tutuklanarak bir yerden diğer bir yere nakledilen kişilere, kaçacaklarına ya da kendisi veya başkalarının hayat ve beden bütünlükleri bakımından tehlike arz ettiğine ilişkin belirtilerin varlığı hâllerinde kelepçe takılabilir.
YAKALANAN KİŞİNİN HAKLARI
Yakalanıp nakledilecek şahıslara uygulanacak tedbirler
Madde 7 – Yakalanan veya tutuklanarak bir yerden diğer bir yere nakledilen kişilere, kaçacaklarına ya da kendisi veya başkalarının hayat ve beden bütünlükleri bakımından tehlike arz ettiğine ilişkin belirtilerin varlığı hâllerinde kelepçe takılabilir.
CMK 90/4’te özellikle üstünde durulması gereken öncelikli konu ” derhal hak bildirimi”dir. CMK 90/4’e göre bu hak bildirimi hiç geciktirmeksizin, derhal yapılmalıdır. Yakalanan kişiye hak bildirimi Yakalama Yönetmeliğinin ekinde düzenlenen bir form ile yapılmaktadır.
CMK 90/4 kapsamında hak bildirimi yapılırken ;
- yakalanan şahsa öncelikle hangi sebeple yakalandığı derhal bildirilmelidir.
- Ardından yakalanan kişinin bir avukattan yardım alabileceği bildirilmelidir.
- Üçüncü olarak yakalanan kişinin susma hakkının da olduğu hatırlatılmalıdır.
- Ve son olarak söz konusu yakalamaya karşı kanuni yollara başvurabileceği bildirilmelidir.
Bu dört hak yakalanan kişiye bildirilmez ise yakalama hukuka aykırı hale gelir. CMK 90/4‘ün devamında ise Ceza Muhakemesi Kanunu 90/5 ; Hem birinci fıkra hem de ikinci fıkra uyarınca yakalanan kişi ve olay hakkında cumhuriyet savcısına ” hemen ” haber verilmelidir şeklinde düzenlenmiştir. Ceza Muhakemesi Kanunu 90/6’da ise yakalama emrinin derhal iadesi düzenlenmiştir. Yakalama emri ise daha önceki yazılarımızda da incelendiğimiz üzere CMK 98. maddede düzenlenmiştir.
CMK 98
Yakalama emri ve nedenleri
Madde 98 – (1) (Değişik: 25/5/2005 – 5353/10 md.) Soruşturma evresinde çağrı üzerine gelmeyen veya çağrı yapılamayan şüpheli hakkında, Cumhuriyet savcısının istemi üzerine sulh ceza hâkimi tarafından yakalama emri düzenlenebilir. Ayrıca, tutuklama isteminin reddi kararına itiraz halinde, itiraz mercii tarafından da yakalama emri düzenlenebilir.
(2) Yakalanmış iken kolluk görevlisinin elinden kaçan şüpheli veya sanık ya da tutukevi veya ceza infaz kurumundan kaçan tutuklu veya hükümlü hakkında Cumhuriyet savcıları ve kolluk kuvvetleri de yakalama emri düzenleyebilirler.
(3) Kovuşturma evresinde kaçak sanık hakkında yakalama emri re’sen veya Cumhuriyet savcısının istemi üzerine hâkim veya mahkeme tarafından düzenlenir.
(4) Yakalama emrinde, kişinin açık eşkâli, bilindiğinde kimliği ve yüklenen suç ile yakalandığında nereye gönderileceği gösterilir.
CMK 98’e göre yakalama emri ; hem hakim hem cumhuriyet savcısı hem de kolluk kuvvetleri tarafından düzenlenebilmektedir.
Ceza hukuku ile ilgili diğer makalelerimize ise buradan ulaşabilirsiniz.
SIK SORULAN SORULAR:
CMK 90/4 maddesi yukarıda da incelediğimiz üzere; yakalanan kişiye haklarının derhal bildirilmesi gerektiğini düzenleyen kanun maddesidir. Daha fazla bilgi almak için yazımızın CMK 90/4 maddesi başlıklı bölümünü okumanızı öneriyoruz.
Yakalama emri CMK 98. maddesinde düzenlenmiştir. CMK 98‘de yukarıda da görüldüğü üzere yakalama emrinin hangi durumlarda verileceği ve yakalama emrinde bulunması gerekenler düzenlenmiştir. CMK 98‘e göre yakalama ; yakalama emri ile söz konusu olmaktadır.
CMK 90 kapsamında verilen yakalama kararına karşı itiraz edilebileceğini yukarıda belirmiştik. Yakalama kararını kaldırmak isteyen kişiler karara itiraz etmek suretiyle yakalama kararını ortadan kaldırabilirler.
Hakkında yakalama kararı verilen kişiler uygulamada genellikle vekalet vermek için notere gitmek zorunda kalabilmektedir. Bu durum kolluk kuvvetleri tarafından fark edilmesi durumunda yakalama karar
Yakalama kararına binaen yakalama söz konusu ise yakalanan kişi hâkim veya mahkeme tarafından verilen yakalama emri üzerine, en geç 24 saat içinde yetkili hakim ya da mahkeme önüne çıkarılır. Bu konu CMK 90- 98 arasında detaylıca düzenlenmiştir.