VASİYETNAME NE DEMEK ?

Anayasa’nın 35. maddesine göre; herkes, mülkiyet ve miras haklarına sahiptir. Türk Miras Hukuku sistemimize göre miras bırakan; ölümüyle arkasında maddi ve manevi varlıklardan oluşan mirası bırakan kişidir. Mirasçı ise; vefat eden kişinin bıraktığı miras üzerinde hak sahibi olan kişi veya kişilere denir. ( Vasiyetname Ne Demek? Vasiyetnamenin Tenfizi Nedir Vasiyetnamenin İptali Ne Demek Vasiyetnamenin Açılması)

Miras; maddi ve manevi varlıklardan oluşur. Tereke, miras bırakanın ölümü ile açılmaktadır. Miras bırakan veya mirasçı; yaşadığı sürece, ölümünden sonra tereke üzerinde etkili olacak şekilde bazı tasarruflarda bulunabilmektedir. Bu makalemizde bir ölüme bağlı tasarruf şekli olarak 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu nezdinde düzenlenen vasiyetname kavramı, vasiyetname türleri, vasiyetname açılışı ve iptali üzerinde durulacaktır.

İlgili yazılarımız ;

MİRAS HUKUKU SİSTEMİMİZDE VASİYETNAME KAVRAMI

Ölüme bağlı tasarruflara ilişkin usul ve esaslar hukukumuzda, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun  “Miras Hukuku” başlıklı üçüncü kitabının “Mirasçılar” başlıklı birinci kısmının “Ölüme Bağlı Tasarruflar” başlıklı ikinci bölümünün madde 507 – 574 arasında düzenlenmiştir.

Kural olarak miras bırakan; ölüme bağlı tasarrufta bulunma yetkisi gereğince terekesi üzerinde herhangi bir kısıtlamaya tabi olmaksızın serbestçe tasarrufta bulunabilmektedir. Miras bırakanın terekesi üzerindeki tasarruf edilebilir kısmının düzenlendiği TMK madde 505’e göre; Mirasçı olarak altsoyu, ana ve babası veya eşi bulunan miras bırakan, mirasının saklı paylar dışında kalan kısmında ölüme bağlı tasarrufta bulunabilecektir. Şayet sayılan mirasçılardan hiçbiri de bulunmuyorsa; miras bırakan mirasının tamamı üzerinde tasarrufta bulunma yetkisini haiz olur.

Ölüme bağlı tasarruflar; miras bırakanın istek ve arzuları doğrultusunda düzenlenen ve ölümün ardından hüküm doğuran hukuki işlemlerdir. Şekli anlamda ölüme bağlı tasarruflar; geçerliliği kanunda düzenlenen şekli ve usuli hükümlere bağlı kılınan ölüme bağlı tasarruflardır. Türk Medeni Kanunu’na göre şekli anlamda ölüme bağlı tasarruflar sınırlı sayıda (numerus clausus) ilkesine göre düzenlenmiştir. Dolayısıyla miras bırakan şayet şekli anlamda bir ölümle bağlı tasarrufta yapmak istiyorsa bunu ancak vasiyetname ve miras sözleşmesi şeklinde yapabilecektir.  

Vasiyetname; kelime anlamı itibariyle bir kimsen vasiyetini yazmış olduğu belge anlamına gelir. Miras hukuku çerçevesinde vasiyetname ise; miras bırakan/mirasçının kendi arzu, istek, irade ve emirlerini içeren ve ölümünün ardından terekesi üzerinde etkili olacak şekilde düzenlenen ölüme bağlı tasarruflardır. Bununla birlikte miras hukuku sistemimize göre vasiyetname; tek taraflı bir ölüme bağlı tasarruf şeklidir.

Miras sözleşmelerinin aksine vasiyetnamelerin; yalnız miras bırakanın beyanı ile kurulması mümkündür. Vasiyetname düzenleme mutlak surette sıkı sıkıya bağlı işlemlerdendir. Dolayısıyla miras bırakan bakımından vasiyetname düzenlenmesine yönelik yasal ve iradi temsil hali mümkün değildir.

4721 sayılı Türk Medeni Kanunu madde 502’ye göre; vasiyetname düzenlemek için kişinin on beş yaşını doldurmuş olması ve ayırt etme gücüne sahip olması zorunludur. Aksi halde düzenlenen vasiyetnamenin geçerli olması mümkün değildir.

TÜRK MİRAS HUKUKU’NDA VASİYETNAME TÜRLERİ

4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nda yer alan vasiyetnamelere ilişkin düzenlemelere göre; 3 tür vasiyetname çeşidi bulunmaktadır. Aşağıda her bir vasiyetname türü detaylı şekilde irdelenecektir. ( Vasiyetname Ne Demek Vasiyetnamenin Tenfizi Nedir Vasiyetnamenin İptali Ne Demek)

Sözlü Vasiyetnameler ve Şartları

  • Kanunun açık düzenlemesi gereğince asıl olan el yazılı veya resmi vasiyetname düzenlenmesidir. Ancak bazı olağanüstü hallerde mirasçının sözlü vasiyette bulunma hakkı düzenlenmiştir. Buna göre; mirasçının içinde bulunduğu hal ve şartlar gereğince, el yazılı veya resmi vasiyetname düzenleme imkanı bulunmadığı takdirde sözlü vasiyette bulunabilecektir.
  • Sözlü vasiyetnamenin geçerli olabilmesi için gereken olağanüstü durumlar kanunda örneklendirilmiştir. Miras bırakanın yakın bir ölüm tehlikesi altına girmesi halinde; miras bırakanın ulaşım imkanları kesilmişse, hastalık, savaş vb. durumlarda mirasçı sözlü vasiyetname düzenleyebilecektir.
  • Kanunda sayılan hallerin varlığı geçerli bir sözlü vasiyetname düzenlenmesi için yeterli değildir. Zira miras bırakanın içinde bulunduğu bu halin yazılı veya resmi vasiyetname düzenleme imkanını ortadan kaldırması zorunludur.
  • Geçerli bir sözlü vasiyetnamenin varlığı için ikinci şart vasiyetnamenin en az iki tanık eşliğinde düzenlenme zorunluluğudur. Tanıkların miras bırakanın belirli derece yakınları veya mirasçısı olmaması gerekmektedir. Aksi şekilde düzenlenen sözlü vasiyetnameler geçersiz kabul edilmektedir.
  • Vasiyetname içerisinde tanıklardan bir kısmı bakımından irade beyanı bulunması halinde vasiyetnamenin tamamı değil yalnızca ilgili kısmı geçersiz kabul edilmektedir.
  • Tanıklar sözlü vasiyeti hemen yazıya dökerek imza altına alır. Ardından en kısa zamanda en yakın sulh veya asliye hakimine vasiyetnameyi teslim ederek durumu bildirir.
  • Miras bırakanın sözlü vasiyette bulunmasına neden olan tehlike halinin geçmesi ve mirasçının resmi veya yazılı vasiyetname düzenleme imkanının doğması halinde sözlü vasiyetname geçersiz olur. Bu tarihin üzerinden 1 aylık süre geçmesi ile sözlü vasiyetname hükmünü yitirir.

El Yazılı Vasiyetnameler ve Şartları

  • Mirasçı el yazılı vasiyetname düzenlemek suretiyle iradesini ortaya koyabilecektir. Bu halde geçerli bir vasiyetnameden söz etmek için öncelikli şart vasiyetnamenin tamamıyla miras bırakanın kendi el yazısı ile yazmasıdır. Mirasçının vasiyetnameyi birinci derece yakınları da dahil olmak üzere başkalarına yazdırması halinde geçerli bir vasiyetnameden bahsetmek mümkün değildir.
  • El yazılı vasiyetnamede sonradan eklenen veya çıkarılan hususlar da bizzat mirasçı tarafından yapılmalıdır.
  • El yazılı vasiyetnamenin zorunlu unsurları; tarih, imza ve baştan sona miras bırakanın düzenlemiş olmasıdır.
  • Tarih, vasiyetnamenin zorunlu unsurlarındandır. Geçerli bir el yazılı vasiyetnameden söz edebilmek için mirasçı tarafça tarih unsuru kuşkuya yer bırakamayacak şekilde belirlenmiş olmalıdır.  “El Yazılı Vasiyetname” yan başlıklı TMK madde 538/1’e göre; el yazılı vasiyetnamenin yapıldığı yıl, ay ve gün gösterilerek başından sonuna kadar miras bırakanın el yazısıyla yazılmış ve imzalanmış olması zorunludur.
  • Doktrinde bazı yazarlar gün ay yıl olarak yazılmış olmasa dahi spesifik olarak belirlenebilir bir tarih ibaresi olması halinde vasiyetnamenin geçerli olacağını belirtmişlerdir.
  • El yazılı vasiyetname kanunun açık hükmü gereğince saklamak üzere açık veya kapalı olarak notere, sulh hakimine veya yetkili mamura bırakılabilecektir.

Resmi vasiyetnameler ve Şartları

  • Resmi vasiyetname; miras bırakanın da katılımıyla birlikte resmi memur tarafından ve iki tanık huzurunda düzenlenen vasiyet türüdür. TMK madde 532/2’ye göre resmi memur, sulh hakimi, noter veya kanunla kendisine bu yetki verilmiş diğer bir görevli olabilir.
  • Resmi memur, miras bırakanın iradesine uygun şekilde vasiyetnameyi yazar veya yazdırır. Ardından vasiyetnameyi miras bırakan okur ve imzalar. Son olarak ise resmi memur vasiyetnameyi tarih koyarak imzalar.
  • Tanıklar bakımından TMK md. 534’te bir hüküm düzenlenmiştir. Buna göre; miras bırakan, vasiyetnameyi okuduğunu, bunun son arzularını içerdiğini memurun huzurunda iki tanığa beyan eder. Bu işlem resmi memur tarafından vasiyetnameye tarih ve imza konulduktan hemen sonra yapılacaktır. Tanıklar, bu beyanın kendi önlerinde yapıldığını ve miras bırakanı tasarrufa ehil gördüklerini vasiyetnameye yazar veya yazdırırlar.
  • Vasiyetname içeriğinin tanıklara bildirilme zorunluluğu yoktur. Ancak şayet miras bırakan vasiyetnameyi bizzat okuyamaz veya imzalayamazsa, memur vasiyetnameyi iki tanığın önünde ona okur ve bunun üzerine miras bırakan vasiyetnamenin son arzularını içerdiğini beyan eder. Bu husus TMK madde 535’te açıkça düzenlenmiştir.
  • Vasiyetnamenin bu şekilde düzenlenmesi halinde tanıklar; miras bırakanın beyanın kendi önlerinde yapıldığını ve onu vasiyetnameyi düzenlemeye ehil gördüklerini, vasiyetnamenin kendi önlerinde memur tarafından miras bırakana okunduğunu ve onun vasiyetnamenin son arzularını içerdiğini beyan ettiğini vasiyetnameye yazarak veya yazdırarak altını imzalarlar.
  • Resmi vasiyetname düzenlenmesi sırasında bu düzenlemeye katılamayacak kişiler TMK madde 536’da sıralanmıştır. Buna göre; fiil ehliyeti bulunmayanlar, bir ceza mahkemesi kararıyla kamu hizmetinden yasaklılar ve okuryazar olmayanlar resmi vasiyetnamenin düzenlenmesine memur veya tanık olarak katılamazlar. Ayrıca miras bırakanın eşi, üstsoy ve altsoy kan hısımları, kardeşleri ve bu kişilerin eşleri de resmi vasiyetnamenin düzenlenmesine memur veya tanık olarak katılamazlar.
  • Miras bırakan tarafından resmi vasiyetname ile o vasiyetnamenin düzenlenmesine katılan memura ve tanıklara, bunların üstsoy ve altsoy kan hısımlarına, kardeşlerine ve bu kişilerin eşlerine o vasiyetname ile kazandırmada bulunulamaz.
  • TMK madde 537 hükmü gereğince resmi vasiyetnameyi düzenleyen memur, vasiyetnamenin aslını saklamakla yükümlüdür.

VASİYETNAMENİN AÇILMASI

Vasiyetnamelerin açılmasında yetkili makam sulh hakimliğidir. Vasiyetname miras bırakanın ölümünün ardından 1 ay içerisinde sulh hakimi tarafından açılması gerekir. Aksi halde vasiyetnamenin yerine getirilmesi mümkün değildir. Bu husus vasiyetnamenin geçerli şekilde düzenlenip düzenlenmediğine veya türüne bakılmaksızın uygulanır. ( Vasiyetname Ne Demek? )

Bu anlamda sulh hakimine yüklenen görev; sulh hukuk hakiminin görevi vasiyetnameyi açmak, okumak ve ilgililere tebliğ etmekten ibarettir. Dolayısıyla sulh hakiminin bu kapsamda eda hükmü içeren bir karar vermesi mümkün değildir.

Son olarak belirtmemiz gerekir ki vasiyetnamenin açılmasında görevli mahkeme miras bırakanın ölmeden önceki son yerleşim yeri sulh hakimidir.

VASİYETNAMENİN TENFİZİ

Tenfiz; bir hükmün yerine getirilmesi, infaz edilmesi anlamlarına gelmektedir. Vasiyetnamenin tenfizi ise; genel anlamda vasiyetin yerine getirilmesi için yapılan hukuki işlemleri ifade eder. Yukarıda da değindiğimiz üzere vasiyetnamenin geçerli olup olmadığına bakılmaksızın sulh mahkemesine teslim edilmesi gerekmektedir.

Vasiyetnamenin açılması vasiyet alacaklısının kendisine bırakılan malı veyahut da hakkı elde etmesi için yeterli değildir. Vasiyet alacaklısının vasiyetnamenin tenfizi davası ile vasiyetnamenin yerine getirilmesini istemesi zorunludur. Vasiyetnamenin tenfizi davasını; vasiyet alacaklısı , vasiyet bırakan kişinin tüm yasal mirasçıları ve atanmış mirasçılarına karşı açacaktır. Davanın miras bırakanın tüm mirasçılarına karşı açılması zorunludur. Aksi hal mahkemece bir bozma sebebi olarak kabul edilmektedir. Vasiyet alacaklısı, vasiyetnamenin açılması ve vasiyet alacaklısı olduğunu öğrenmesinin ardından vasiyetnamenin tenfizi davasını açabilecektir.

Vasiyet alacaklısının vasiyetnamenin tenfizi davasını açmasının ardından mirasçılar; vasiyetnamenin iptali talep etmeleri halinde vasiyetnamenin tenfizi davası durur. Vasiyetnamenin iptali davası reddedildiği takdirde; vasiyet alacaklısının vasiyetnamenin tenfizi davası devam eder.

Vasiyet alacaklısı; vasiyetnamenin açılmasının ardından 10 yıl içerisinde vasiyetnamenin tenfizi davasını açmalıdır. Bu süre hak düşürücü süre niteliğinde olduğundan 10 yılın geçmesi ile vasiyet alacaklısının talep hakkı ortadan kalkar.

VASİYETNAMENİN İPTALİ

Kanuni düzenlemelere bakıldığında  kanun koyucu miras bırakanın son isteklerine önem vermiş ve geçerlilik koşulları olmayan bir vasiyetnamenin kesin hükümsüz olmasını kabul etmemiştir. Bu halde vasiyetnamenin iptali söz konusu olur.

Kişi aşağıda sıralayacağımız sebeplere dayanarak vasiyetnamenin iptali davası açabilecektir.. Bu sebepler TMK madde 557’de düzenlenmiştir. ( Vasiyetname Ne Demek Vasiyetnamenin Tenfizi Nedir Vasiyetnamenin İptali Ne Demek )

  • Vasiyetnamenin miras bırakanın tasarruf ehliyetinin bulunmadığı bir sırada yapılması
  • Vasiyetnamenin yanılma, aldatma, korkutma veya zorlama sonucunda yapılması
  • Vasiyetnamenin içeriğinin, bağlandığı koşulların veya yüklemelerinin hukuka veya ahlaka aykırı olması
  • Vasiyetnamenin kanunda öngörülen şekillere uyulmadan yapılması

Ayrıca Vasiyetnamenin iptaline ilişkin hak düşürücü süreler TMK madde 559’da düzenlenmiştir. İlgili kanun maddesi aşağıdaki şekildedir.

Hak düşürücü süreler
TMK madde 559 –
İptal davası açma hakkı, davacının tasarrufu, iptal sebebini ve kendisinin hak sahibi olduğunu öğrendiği tarihten başlayarak bir yıl ve her halde vasiyetnamelerde açılma tarihinin, diğer tasarruflarda mirasın geçmesi tarihinin üzerinden, iyiniyetli davalılara karşı on yıl, iyiniyetli olmayan davalılara karşı yirmi yıl geçmekle düşer.

Hükümsüzlük, def’i yoluyla her zaman ileri sürülebilir.

İptal davası vasiyetnamenin iptal edilmesinde menfaati bulunan mirasçı veya vasiyet alacaklısı tarafından açılabilmektedir. Dava vasiyetnamemin tamamının iptaline ilişkin olabileceği gibi bir kısmının iptaline ilişkin de olabilir.  

VASİYETNAME İLE İLGİLİ YARGITAY KARARLARI

TMK madde 559 – Vasiyetnamenin Kanunlara Uygun Yapılıp Yapılmadığı Hususunda Ayrıntılı Yargıtay Denetimine Elverişli Bir Karar Verilmesi Gereği

  “Somut olayda; iş bu dava ile iptali istenen vasiyetnameyi düzenleyen davacıların murisi … dava konusu 16.07.1977 tarihli vasiyetnamesini … Noterliğince düzenlenmiştir. Buna göre; iptali istenen vasiyetnamenin … Hukukuna uygun düzenlenmesi halinde geçerli olacağı açıktır. Ancak mahkemece dava konusu vasiyetnamenin … Kanunlarına uygunluğu yönünden yeterli inceleme ve araştırma yapılmamıştır.

Hal böyle olunca mahkemece; vasiyetnameyle ilgili … mevzuatının tamamı dosyaya celbedilerek, vasiyetnamenin … Kanunlarına uygun yapılıp yapılmadığı hususunda ayrıntılı, gerekçeli, Yargıtay denetimine elverişli bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme sonucu yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, bu husus bozmayı gerektirmiştir…”(Yargıtay 3.Hukuk Dairesi Esas: 2015/ 14723 Karar: 2016 / 12905 Karar Tarihi: 17.11.2016)

TMK madde 531 vd. – Vasiyetnamenin Tenfizi İsteminde Dava Konusunun Değeri İtibarıyla Görevin Belirlenmesi Gereği – Müddeabihin Belirlenen Değerinin Açıkça Sulh Hukuk Mahkemesinin Görev Sınırını Aşması 

“Bu aşamada önemle belirtelim ki; mahkemelerin görevi kanunla belirlenir (Anayasa 142.md; H.U.M.K.m.1/1) H.U.M.K.m.1/2; Görev dava olunan şeyin değerine göre belirtilmiş ise, görevli mahkemenin tespitinde, davanın açıldığı gündeki değer esas tutulmak üzere aşağıdaki maddeler hükümleri uygulanır. Faiz, icra tazminatı ve giderler görevin tespitinde hesaba katılmaz hükmünü amirdir. H.U.M.K.na göre; müddeabihi paradan başka bir şey olan davalarda iki taraf müddeabihin değerinde uzlaşmazlarsa, müddeabihin davanın açıldığı gündeki değeri mahkemece tayin ve takdir olunur. (m.2/2)

Görev kamu düzenine dair bir konu olup davanın her aşamasında re’sen gözetilmesi gerektiğinden bu kararda nazara alındığında görevli mahkemenin müddeabihin değerine göre belirlenmesi gerektiği sonucuna varılmaktadır. Yargıtay H.G.K.’nun 22.6.1994 gün 1994/2-301-422 Sayılı ilamı da aynı yönde olup, Yargıtay’ın istikrar kazanmış uygulaması bu doğrultudadır.

Hal böyle olunca, somut olayda davaya konu olan vasiyetnamenin tenfizi isteminde dava konusunun değeri itibarıyla görevin belirlenmesi gerekmesine, müddeabihin belirlenen değerinin de açıkça sulh hukuk mahkemesinin görev sınırını aşmasına göre değerlendirme yapılmalıdır…” (Yargıtay 3. Hukuk Dairesi Esas: 2012/ 17701 Karar: 2013 / 1054 Karar Tarihi: 24.01.2013)

TMK madde  557 – Vasiyetnamenin İptali

 “İlk Derece Mahkemesince, davacı … tarafından açılan önceki tarihli davada murisin satış tarihinde ehliyetsiz olduğunun Adli Tıp Kurumu İhtisas Kurulu raporuyla tespit edildiği, murisin fiil ehliyetinin ortadan kalkmasıyla vekalet ilişkisinin sona ereceği ve anılan vekaletnameye dayalı işlemin de geçersiz olacağı, murisin tasarruf tarihinde ehliyetli olduğuna dair hekim raporu bulunduğu iddia edilmiş ise de anılan raporun tek hekim tarafından verilmiş olması karşısında Adli Tıp Kurumu İhtisas Kurulu raporuna itibar edilmesi gerektiği ve davalının iyi niyet iddiasının dinlenemeyeceği, davacıların aynı zamanda murisin yasal mirasçıları olması nedeniyle vasiyetname tarihinde de ehliyetsiz olduğu iddialarına itibar edilmediği gerekçesiyle davanın kabulüne, davaya konu taşınmazın davalı adına olan tapu kaydının iptali ile miras payları oranında davacılar adına tesciline karar verilmiş, İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesince davalının istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

Dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayanağı yasal ve hukuksal gerekçeye, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, miras bırakanın temlik tarihinde ehliyetsiz olduğu belirlenerek yazılı şekilde davanın kabulüne karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik yoktur. …” (Yargıtay 1.Hukuk Dairesi Esas: 2021/ 1325 Karar: 2021 / 5679 Karar Tarihi: 18.10.2021) ( Vasiyetname Ne Demek? Vasiyetnamenin Tenfizi Nedir Vasiyetnamenin İptali Ne Demek )

SIK SORULAN SORULAR

Vasiyetnamenin İptali Davasını Kimler Açabilir?

Türk Medeni Kanunu’na göre; vasiyetnamenin iptali davasını vasiyetnamenin iptal edilmesinde menfaati bulunan mirasçı veya vasiyet alacaklısı tarafından açılabilir.

Yorum bırakın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Scroll to Top
Call Now Button