UZLAŞTIRMAYA TABİ SUÇLAR

TÜRK CEZA HUKUKUNDA UZLAŞTIRMA KURUMU

Uzlaştırma; kanun kapsamındaki bir suç nedeni ile başlatılan ceza soruşturması veya kovuşturması sırasında sanık ( ya da şüpheli) ile mağdurun bir araya getirilerek uyuşmazlığın yargı dışı yollarla çözümünü amaçlayan kurumdur. Ayrıca bozulan toplumsal düzenin barış yolu ile yeniden tesisini sağlayıcı niteliğe sahiptir. Uzlaşma kavramı ise sanık (ya da şüpheli) ile mağdurun bir araya geldiği çözüm sürecinin olumlu sonuçlanmasını ifade eder. (Uzlaştırmaya Tabi Suçlar

Türk hukuk sisteminde uzlaşma ve uzlaştırmaya ilişkin meseleler 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu madde 253, 254 ve 255 hükümlerinde düzenleme alanı bulmuştur. Uzlaştırma ile özel hukuktaki arabuluculuk ile birbirinden farklı kurumlar olup, karıştırılmamalıdır. Arabuluculuk ile benzerliği söz konusu olsa da uzlaştırma, yalnızca ceza hukuku olaylarına uygulanır.

Uzlaştırma sürecinin işleyebilmesi için 3 koşulun birlikte gerçekleşmiş olması gerekir:

  1. Öncelikle suç uzlaştırma kapsamına giren bir suç olmalıdır.
  2. Eğer söz konusu suç şikayete bağlı ise, Şikayet koşulu gerçekleşmiş olmalıdır.
  3. Suçu işlediği konusunda yeterli şüphe olması gerekmektedir.

Türk Hukuk Sistemi’nde ceza yargılaması soruşturma ve kovuşturma aşamalarından oluşur. Uzlaştırma süreci bu iki yargılama aşamasında da yapılabilmektedir. Bu aşamada önemle hatırlatılması gereken bir husus da şudur ki; taraflarca uzlaşma teklifinde bulunulması veyahut da bu uzlaşma teklifinin taraflarca kabul edilmesi, soruşturma aşamasında delillerin toplanmasına ve şüpheli hakkında koruma tedbirlerinin uygulanmasına engel değildir.

UZLAŞTIRMACI KİMDİR?

Uzlaştırma sürecini yöneten kişiye uzlaştırmacı denilmektedir. Ayrıca kanunda düzenlenen hakimin davaya bakamayacağı haller ile hakimin reddi sebepleri uzlaştırmacı bakımından da uygulanmaktadır. Bu husus CMK madde 253/10’da düzenlenmiştir. Belirtmemiz gerekir ki Uzlaştırmacı tüm uzlaştırma süreci boyunca soruşturmanın gizliliği ilkesine uygun davranmakla yükümlüdür.

Cumhuriyet savcısı uzlaştırmacıya görevi ile ilgili hususlarda talimat verebilecektir. Uzlaştırma süreci sonunda Cumhuriyet savcısı, uzlaşmanın, tarafların özgür iradelerine dayandığını ve taraflarca kararlaştırılan edimin (ivaz) hukuka uygun olduğunu belirlediği takdirde; uzlaştırma raporunu veya belgeyi imza altına alarak soruşturma dosyasında muhafaza eder. (Uzlaştırmaya Tabi Suçlar )

İlgili yazılarımız ;

UZLAŞMA SÜRECİNE İLİŞKİN GENEL BİLGİLER

Uzlaştırma müzakereleri; uzlaştırmacı tarafından gizli olarak yürütülür. Bunun yanında kanuni düzenleme gereğince şüpheli, mağdur, suçtan zarar gören, kanunî temsilci, müdafi ve/veya vekil uzlaştırma görüşmelerine katılabilir. Şüpheli, mağdur veya suçtan zarar görenin bizzat kendisi veya kanunî temsilcisi ya da vekilinin müzakerelere katılmaktan imtina etmesi halinde, kanunun açık hükmü gereğince uzlaşmayı kabul etmemiş sayılır.

Uzlaştırmacı uzlaşma müzakereleri sonunda; bir rapor hazırlayarak bu raporu kendisine verilen belge örnekleriyle birlikte uzlaştırma bürosuna teslim eder. Uzlaşmanın gerçekleşmesi halinde, tarafların imzalarının da bulunduğu raporda, taraflarca ne şekilde uzlaşıldığı ayrıntılı olarak açıklanır.

Uzlaştırmanın sonuçsuz kalması halinde tekrar uzlaşma yoluna gidilemez. Ayrıca uzlaştırma sonunda verilen kararlarla ilgili kanun yollarına başvurulması mümkündür.

Uzlaşma sonucunda karar verilen edimin şüpheli tarafından yerine getirilmesi halinde, hakkında kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilecektir.

Bir diğer önemli nokta ise; şüphelinin, edimini yerine getirmemesi halinde uzlaşma raporu veya belgesi 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununun 38 inci maddesinde yazılı ilam mahiyetini haiz belgelerden sayılacağından icra yolu ile edimin yerine getirilmesi mümkündür.

UZLAŞTIRMAYA TABİ SUÇLAR

Uzlaştırma tüm suçlar için bir kurum olarak düzenlenmemiştir. Ayrıca bir suçun uzlaşma kapsamında bulunup bulunmadığı, hangi suçlarda uzlaşma girişiminde bulunulması gerektiği CMK m.253’te düzenlenmiştir. Buna göre Uzlaştırmaya Tabi Suçlar ;

CMK Madde 253; (1) Aşağıdaki suçlarda, şüpheli ile mağdur veya suçtan zarar gören gerçek veya özel hukuk tüzel kişisinin uzlaştırılması girişiminde bulunulur:

a) Soruşturulması ve kovuşturulması şikâyete bağlı suçlar.

b) Şikâyete bağlı olup olmadığına bakılmaksızın, Türk Ceza Kanununda yer alan;

  1. Kasten yaralama (üçüncü fıkra dahil değildir, madde 86; madde 88),
  2. Taksirle yaralama (madde 89),
  3. Tehdit (madde 106, birinci fıkra),
  4. Konut dokunulmazlığının ihlali (madde 116),
  5. İş ve çalışma hürriyetinin ihlali (madde 117, birinci fıkra; madde 119, birinci fıkra (c) bendi),
  6. Hırsızlık (madde 141),
  7. Güveni kötüye kullanma (madde 155),
  8. Dolandırıcılık (madde 157),
  9. Suç eşyasının satın alınması veya kabul edilmesi (madde 165),
  10. Çocuğun kaçırılması ve alıkonulması (madde 234),
  11. Ticari sır, bankacılık sırrı veya müşteri sırrı niteliğindeki bilgi veya belgelerin açıklanması (dördüncü fıkra hariç, madde 239),suçları.

c) (Ek: 24/11/2016-6763/34 md.) Mağdurun veya suçtan zarar görenin gerçek veya özel hukuk tüzel kişisi olması koşuluyla, suça sürüklenen çocuklar bakımından ayrıca, üst sınırı üç yılı geçmeyen hapis veya adli para cezasını gerektiren suçlar.

Tüm bunların yanı sıra soruşturulması ve kovuşturulması şikâyete tabi kılınan suçlar hariç olmak üzere; diğer kanunlarda düzenlenen suçlar ile ilgili olarak uzlaştırma kurumuna başvurulması için, kanunda açık hüküm bulunması gerekir. Ayrıca kanunda bu konuda açık bir hüküm bulunmadıkça uzlaştırma yoluna başvurulamaz.

İlgili kanun maddesi dikkate alındığı taktirde;

1)TCK’da yer alıp da soruşturması ve kovuşturması şikayete bağlı suçlar

2) Şikayete bağlı olup olmadığına bakılmaksızın CMK md.253’te tek tek sayılan suçlar uzlaştırma kapsamında yer almaktadır.

Suça sürüklenen çocuk bakımından (CMK m.253/1-ç) uzlaşma yoluna gidilebilmesi iki koşulun birlikte gerçekleşmesine bağlıdır;

  1. Mağdurun veya suçtan zarar görenin gerçek kişi veya özel hukuk tüzel kişisi olması
  2. Üst sınırı 3 yılı geçmeyen hapis veya adli para cezası öngörülen bir suçu işlemiş olması.

Öte yandan 6763 sayılı kanunun yürürlüğe girmesinden önce suç işlemiş olup, ilgili suçta etkin pişmanlık öngörüldüğü için uzlaştırmadan yararlanamayan şüpheli/sanık ve hatta hükümlüler uzlaştırmadan yararlanabilirler.

UZLAŞTIRMA KAPSAMINDA OLMAYAN SUÇLAR

TCK’da yer alan cinsel dokunulmazlığa karşı işlenen suçlar soruşturulması ve kovuşturulmasının şikâyete bağlı olup olmadığına bakılmaksızın CMK md. 253/3 uyarınca uzlaşma kapsamında değildir. Bu suçlar;

  1. Cinsel Saldırı (TCK m.102)
  2. Çocukların Cinsel İstismarı (TCK m. 103)
  3. Reşit Olmayanla Cinsel İlişki (TCK m. 104)
  4. Cinsel Tacız (TCK m.105)

Bunun yanı sıra soruşturma aşamasında uzlaşma teklifinin reddi halinde kovuşturmada uzlaşma yapılamaz. Uzlaştırma kapsamına giren bir suçun, bu kapsama girmeyen başka bir suçla birlikte aynı mağdura karşı işlenmiş olması hâlinde uzlaşma hükümleri uygulanmaz.

UZLAŞTIRMA İLE İLGİLİ YARGITAY KARARLARI

Uzlaştırmaya Tabi Olan Ve Olmayan Suçların Birlikte İşlenmesi

Resmi Gazete’de yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe giren 7188 sayılı Kanun’un 26. maddesi ile 5271 sayılı CMK’nin 253. maddesinin 3. fıkrasına “birlikte” ibaresinden sonra gelmek üzere “aynı mağdura karşı” ibaresi eklenmiş olup, anılan Kanun maddesinde yapılan değişiklikle uzlaştırma kapsamına giren bir suçun, bu kapsama girmeyen bir başka suçla birlikte aynı mağdura karşı işlenmiş olması halinde uzlaşma hükümlerinin uygulanmayacağının düzenlendiği de dikkate alınarak, somut olayda özel belgede sahtecilik ve dolandırıcılık suçlarının mağdurlarının farklı olduğu anlaşılmakla, sanığa yüklenen dolandırıcılık suçu nedeniyle, hükümden sonra Resmi Gazete’de yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe giren7188 sayılı Kanun’un 26. maddesi ile değişik 5271 sayılı CMK’nin 253. ve 254. madde fıkraları gereğince uzlaştırma işlemleri için gereği yapılarak sonucuna göre sanığın hukuki durumunun tayin ve takdirinin zorunluluğu bozmayı gerektirmiştir (Yargıtay 11. Ceza Dairesi 2021 / 36810 E. 2021 / 9740 K. 03.11.2021 T.)

Uzlaştırma Kurumunda Tebligat

CMK’nın 253. maddesinin dördüncü fıkrasında, büro tarafından görevlendirilen uzlaştırmacının, şüpheli ile mağdur veya suçtan zarar görene uzlaşma teklifinde bulunacağı, uzlaştırmacının, uzlaşma teklifini açıklamalı tebligat veya istinabe yoluyla da yapabileceği düzenlenmiş, şüpheli, mağdur veya suçtan zarar görenin, kendisine uzlaşma teklifinde bulunulduktan itibaren üç gün içinde kararını bildirmediği takdirde teklifi reddetmiş sayılacağı belirtilmiştir. Eğer uzlaştırmacı taraflara ulaşamamış ise ancak açıklamalı tebligat veya istinabe yoluyla uzlaşma teklifinde bulunabilecektir. Uzlaştırmacının tarafların bulunduğu yerdeki uzlaştırma bürosuna talimat yazma hak ve yetkisi bulunmamaktadır. Uzlaştırmanın yargı işlemi niteliğinde olduğu nazara alındığında anılan fıkrada sözü edilen açıklamalı tebligat, kazai mercilerce yapılacak tebligatı düzenleyen 7201 sayılı Tebligat Kanunu hükümlerine göre yapılacak olan tebligattır ve normal posta yoluyla bu işlem gerçekleştirilemeyecektir. Açıklamalı tebligat ya da istinabe işlemi ancak uzlaştırmacıya görev veren uzlaştırma bürosu aracılığıyla yerine getirilebilecektir.

Bu açıklamalar karşısında, uzlaşma teklif formunun sanığa normal posta yolu ile gönderildiği, uzlaşma teklifinin yasaya uygun şekilde ve yöntemince yapılmadığı gözetilmeden, yargılamaya devamla yazılı şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirmiş…” (Yargıtay 4. Ceza Dairesi 2019 / 2354 E. 2021 / 25621 K. 27.10.2021 T. )

Uzlaştırma Kurumunun Yürürlüğü

TCK’nin ilgili maddesinde düzenlenen dolandırıcılık suçu nedeniyle, …/…/… tarih ve 30928 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe giren 7188 sayılı Kanun’un ilgili maddesi ile değişik 5271 sayılı CMK’nin ilgili maddeleri gereğince uzlaştırma işlemleri yapılmasından sonra sonucuna göre sanığın hukuki durumunun değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması, Bozmayı gerektirmiş, sanık …’nün ve katılan vekilinin temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden, diğer yönleri incelenmeyen hükmün 5320 sayılı Kanun’un ilgili maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nin ilgili maddesi uyarınca bozulmasına, karar verilmiştir…” (Yargıtay 11. Ceza Dairesi 2019 / 10019 E. 2021 / 8195 K. 11.10.2021 T. ) (Uzlaştırmaya Tabi Suçlar

SIK SORULAN SORULAR

UZLAŞMA SÜRECİNİN OLUMLU SONUÇLANMASI HALİNDE TAZMİNAT DAVASI AÇILABİLİR Mİ?

Görüşmelerden uzlaşma sonucu çıkmışsa yani sanık/şüpheli ile mağdur  arasında anlaşmaya varılmışsa uzlaşmaya konu olan uyuşmazlık ile ilgili olarak tazminat davası açmak mümkün olmaz. Zira bu zararın uzlaşma kapsamında giderildiği düşünülecektir. Ayrıca uzlaştırma görüşmeleri öncesinde açılmış ve sonuçlanmamış bir tazminat davası varsa bu davadan da feragat edilmiş olur.

UZLAŞTIRMA İLE ARABULUCULUK ARASINDAKİ FARK NEDİR?

Yargı dışı uyuşmazlık çözüm yöntemleri olan uzlaştırma ile arabuluculuk arasındaki temel farklardan birisi arabuluculuk kurumunun özel hukuktan kaynaklı uyuşmazlıklarda uygulanabilecek olmasıdır.  Uzlaştırma ise ancak kanunda öngörülen suçlarda ceza hukukuna ilişkin uyuşmazlıkların çözülmesi amacı ile tarafların bir araya gelmesine aracılık yapmaktadır.

Bununla birlikte uzlaştırmacı olmak için hukuk fakültesi mezunu olmak yahut hukuk derslerinin kapsamlı bir şekilde verildiği 4 yıllık bir lisans programı bitirmiş olmak gerekmemektedir. Arabulucu olmak için ise; 4 yıllık hukuk fakültesi mezunu olmak ve 5 yıllık mesleki deneyime sahip olmak gerekmektedir.

Yorum bırakın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Scroll to Top
Call Now Button