TİCARİ SATIŞLARDA AYIP

Ticari satışlarda ayıptan sorumluluk konusu TTK ve TBK hükümleri çerçevesinde değerlendirilen bir konudur.

Bu yazımızda ;

  • ticari satışlarda ayıptan sorumluluk konusu hakkında bilinmesi gerekenleri ,
  • ticari satışlarda ayıptan sorumluluğun ticari olmayan satışlarda ayıptan sorumluluk ile arasındaki temel farklılıkları,
  • ticari satışlarda ayıbın tanımı ve ayıbın ihbarı konusunda

bilinmesi gerekenleri kısaca açıklayacağız.

TİCARİ SATIŞLARDA AYIP KAVRAMI

Ticari satışlarda ayıp konusu ile alakalı değinilmesi gereken öncelikli konu ayıbın tanımıdır.

Ayıp kavramının pek çok tanımı olsa da , genel tanımıyla ayıp ;

  • satıcının sattığı bir malla alakalı vaat ettiği bir veya daha fazla özelliğin malda bulunmaması
  • ya da malın kullanım amacı bakımından gerekli olan özellikleri taşımaması

olarak kabul edilmektedir. Dolayısıyla ayıp aşağıdaki iki durumun mevcut olması durumunda söz konusu olacaktır.

  1. Satıcının sattığı bir malla alakalı vaat ettiği bir veya daha fazla özelliğin malda bulunmaması
  2. Malın kullanım amacı bakımından gerekli olan özellikleri taşımaması

TİCARİ SATIŞLARDA AYIP TÜRLERİ

Ayıp türleri;

  1. maddi ayıp,
  2. hukuki ayıp
  3. ve ekonomik ayıp

olarak üçe ayrılmaktadır.

Maddi Ayıp: 

Maddi ayıptan anlaşılması gereken şey bir malın kendi türünden emsalleriyle kıyaslandığında; malın değerinin veya kullanıma elverişliliğinin kötü olması durumudur. Satıcı tarafından satılan bir mal bozuk ise maddi ayıp söz konusu olmaktadır. Uygulamada ayıp türleri açısından en fazla karşılaşılan ayıp türü, maddi ayıptır. Maddi ayıp haricinde bir de hukuki ve ekonomik kayıp olarak adlandırılan iki ayıp çeşidi daha vardır. Bu ayıp türlerini ise şu şekilde nitelendirebiliriz:

Hukuki Ayıp:

 Hukuki ayıptan kastedilen şey bir malın hukukunun koyduğu standart ve kurallara uygun olmamasıdır. Bu ayıp türü genellikle marka veya patent hukukuna ilişkin ihtilaflar açısından söz konusu olmaktadır.

Ekonomik Ayıp:

Ayıp türlerinden sonuncusu ise ekonomik ayıptır. Ekonomik ayıp söz konusu olduğunda; satılan malın değerini düşüren eksiklikler söz konusudur. Örneğin bir aracın taahhüt edildiğinden daha fazla benzin yakması; ekonomik ayıptır.

ALUİD İFA NEDİR?

Ayıp kavramı ile alakalı bilinmesi gereken bir diğer kavram da aluid ifa kavramıdır. Aluid ifada yukarıda bahsettiğimiz ayıplardan herhangi biri söz konusu değildir. Aluid ifadan anlaşılması gereken şey yanlış ifadır. Burada satılan üründe herhangi bir ayıptan bahsedilmemekte olup, satın alınmak istenen maldan başka bir malın teslim edilmesi söz konusu olmaktadır. Aluid ifa söz konusu olduğunda ayıp hükümlerine gidilmemekte olup borca aykırılık hükümlerine gidilmelidir.

EKSİK İFA NEDİR?

Aluid ifa dışında bilinmesi gereken bir diğer kavram da eksik ifadır. Eksik ifada malın ayıplı bir şekilde tesliminden ziyade eksik bir şekilde teslim edilmesi söz konusudur. Daha net bir ifadeyle, eksik ifada malın kararlaştırılan miktarından daha az bir miktarının teslimine eksik ifa denilmektedir. Eksik ifa söz konusu olduğunda ayıp hükümlerine gidilmemekte olup borca aykırılık hükümlerine gidilmelidir.

TİCARİ SATIŞ NEDİR?

Bir satışın ticari olup olmaması; konuya ilişkin kanun hükümlerinin tespiti açısından önem ihtiva etmektedir. Ticari olmayan satışlara ilişkin kurallar TKHK kapsamında çözümlenirken; ticari satışlarda TTK ve TBK hükümleri uygulanmaktadır. Peki ticari satış nedir?

Ticari satış, bir satış sözleşmesinin;

  • her iki tarafının da tacir olduğu
  • ve her iki tarafın da ticari işletmesi ile ilgili olan satışa denilmektedir.

Ticari satışlarda ayıptan sorumluluk konusunda bilinmesi gereken iki önemli husus vardır. Bunlardan ilki TBK 219. vd. hükümleri iken diğer önemli kanun maddesi TTK 23’tür. Tacirler arasındaki ticari satış sözleşmelerinde ayıplı ifa sorumluluğu gene itibariyle TBK 219 vd. hükümlerine tabidir.

Fakat ayıplı ifa durumunda alıcının muayene ve ihbar sorumluluğuna ilişkin süre TTK’nın 23. maddesinde düzenlenmiştir ve bu konularda TTK’ya bakılacaktır. Fakat satıcının ayıplı ifasına ilişkin diğer konularda ise; TBK md. 219 vd. hükümlerinde düzenlenen genel hükümler uygulama alanı bulacaktır.

AYIPTAN SORUMLULUĞUN MADDİ ŞARTLARI

Ticari satışta ayıptan sorumluluğun şartları aşağıda sayılmıştır. Bu şartların külli olarak bulunma zorunluluğu bulunmamaktadır.

  • Satıcının satılan malı teslim ve mülkiyeti geçirme borcu yerine getirilmiş olması
  • Satılan malın ayıplı olması
  • Alıcının söz konusu ayıbı bilmemesi
  • Ayıp hasar ve yararın alıcıya geçmesinden önce mevcut olması
  • Ayıba Karşı tekeffül sorumluluğunun sözleşmeyle kaldırılmamış ya da sınırlanmamış olması.

TİCARİ SATIŞLARDA MUAYENE VE İHBAR KÜLFETİ

Ticari satışlarda muayene ve ihbar yükümlülüğü TTK’nın 23. 1-c’de ;

Malın ayıplı olduğu teslim sırasında açıkça belli ise alıcı 2 gün içinde durumu satıcıya ihbar etmelidir.

Açıkça belli değilse ; alıcı malı teslim aldıktan sonra 8 gün içinde incelemek veya incelettirmekle ve bu inceleme sonucunda malın ayıplı olduğu ortaya çıkarsa, haklarını korumak için durumu bu süre içinde satıcıya ihbarla yükümlüdür.

Diğer durumlarda, Türk Borçlar Kanununun 223 üncü maddesinin ikinci fıkrası uygulanır. ” şeklinde düzenlenmiştir.

Burada atıf yapılan TBK’nın 223. maddesi ise şu şekildedir:

Alıcı, devraldığı satılanın durumunu işlerin olağan akışına göre imkan bulunur bulunmaz ; gözden geçirmek ve satılanda satıcının sorumluluğunu gerektiren bir ayıp görürse, bunu uygun bir süre içinde ona bildirmek zorundadır. Alıcı gözden geçirmeyi ve bildirimde bulunmayı ihmal ederse satılanı kabul etmiş sayılır.

Ancak, satılanda olağan bir gözden geçirmeyle ortaya çıkarılamayacak bir ayıp bulunması hâlinde; bu hüküm uygulanmaz. Bu tür bir ayıbın bulunduğu sonradan anlaşılırsa, hemen satıcıya bildirilmelidir; bildirilmezse satılan bu ayıpla birlikte kabul edilmiş sayılır.

TTK 23/1-C KAPSAMINDA AYIP TÜRLERİ

TTK 23/1-c’de ayıp türleri kanun maddesinden de anlaşılacağı üzere üçe ayrılmıştır. Buna göre ayıp, açıkça belli ayıplar, açıkça belli olmayan ayıplar ve gizli ayıp olmak üzere üçe ayrılmaktadır. Yazımızın bu kısmında bu ayıp türlerinden kısaca bahsedilmekle yetinilmiştir.

1- Açıkça Belli Ayıp: Satılan malın teslimi esnasında onun muayene edilmesine gerek olmaksızın belli olan ayıplara açıkça belli ayıp adı verilmektedir. Satılan TV’nin ekranının patlamış olması veya arabanın camının kırık olması buna örnektir. Bu tür ayıbın varlığı halinde alıcı 2 gün içerisinde durumu satıcıya ihbar etmek zorundadır.


2- Açıkça Belli Olmayan Ayıp ( Adi Ayıp) : Satılanın teslimi sırasında açıkça belli olmayan fakat olağan bir muayene ile meydana çıkacak ayıplara adi ayıp denilmektedir. Satın alınan bir TV veya klima kumandasının basit bir deneme neticesinde bozuk olduğunun öğrenilmesi adi ayıp kapsamında değerlendirilmektedir. Bu türden bir adi ayıbın varlığı halinde, alıcı malı teslim aldıktan sonra 8 gün içinde incelemeli veya incelettirmeli ve bu inceleme sonucunda malın ayıplı olduğu ortaya çıkarsa, haklarını korumak için durumu bu süre içinde satıcıya ihbar etmelidir.


3- Gizli Ayıp: Maddi ve olağan bir muayene ile ortaya çıkmayan ayıplar ise gizli ayıplardır. Bu türden ayıbın varlığı söz konusu ise; alıcı, TTK Madde 23’ün TBK Madde 223’ e yaptığı atıf dolayısıyla, ayıp ortaya çıkar çıkmaz ayıbı hemen satıcıya ihbar etmek zorundadır.

AYIP HALİNDE ALICININ SEÇİMLİK HAKLARI

Ayıp halinde kanun alıcıya birtakım seçimlik haklar vermiştir. Bu seçimlik haklar aşağıda kısaca açıklanmıştır.

1- Sözleşmeden Dönme Hakkı


Alıcı, satılan malı geri vermeye hazır olduğunu satıcıya bildirmek suretiyle ; sözleşmeden dönme hakkını kullanabilmektedir. Satılan malı geri vermeye hazır olduğunu bildirmek sözleşmeden dönme seçimlik hakkı için hayli önemlidir. Sözleşmeden dönme seçimlik hakkı neticesinde ; sözleşmenin tarafları birbirlerinden aldıkları şeyleri iade ile yükümlüdür.


Satılan mal , alıcı tarafa yüklenebilen bir neden dolayısıyla yok olmuşsa ya da alıcı onu başkasına devretmişse veya biçimini değiştirmişse alıcının sözleşmeden dönme imkânı ortadan kalkar. Alıcı bu durumda yalnızca satılanın değerindeki eksiklik karşılığının satış bedelinden indirilmesini talep edebilmektedir.


Son olarak; TBK Madde 227/4’deki düzenleme gereğince alıcının, sözleşmeden dönme hakkını kullanması durumunda ; söz konusu durum bunu haklı göstermiyorsa hakim, satılanın onarılmasına ya da satış bedelinin indirilmesine karar verebilmektedir.

2- Satış Bedelinde Ayıp Oranında İndirim İsteme

Alıcı sözleşmeden dönme hakkının dışında ; satış bedelinde ayıp oranında indirim isteyebilir.

3-Satılanın Ayıpsız Misliyle Değiştirilmesini İsteme


Satılanın misli eşya olması halinde ; alıcı bu seçimlik hakkını da kullanabilir.

4- Satılan Malın Onarılmasını İsteme


TBK Madde 227/1-3 dolayısıyla alıcı taraf, onarımın aşırı bir masrafa yol açmaması şartıyla ; bütün masrafları satıcıya ait olmak üzere, satılanın ücretsiz bir şekilde tamirini ve onarılmasını isteyebilir.

Ticari satışlarda ayıp konusu hakkında daha fazla bilgi almak için bize Whatsapp  üzerinden ; Borçlar Ve Ticaret Hukuku alanındaki diğer makalelerimize ise buradan ulaşabilirsiniz.

Yorum bırakın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Scroll to Top
Call Now Button