Tek Taraflı Boşanma Dilekçe Örneği

Adalet, Kanun, Mahkeme, Yargıç, Yargı

Tek taraflı boşanma dilekçe örneği başlıklı bu yazımızda boşanma davasında kullanılabilecek dilekçe örneğini sizle paylaştık. Tek taraflı boşanma denilen kavram aslında çekişmeli boşanma davası olup Tek Taraflı Boşanma Dilekçe Örneği şu şekildedir:

Tek Taraflı Boşanma Dilekçesi

İSTANBUL ……… NÖBETÇİ AİLE MAHKEMESİ SAYIN HÂKİMLİĞİNE,

DAVACI : ……………………………(TC:……………….)
………………….. Mh. ………………… Sk. No: ç…………-İST

DAVALI : …………………….. (TC:……………..)
………………….. Mh. ………………… Sk. No: ………………….-İST
KONU : 4721 Sayılı Türk Medeni Kanununun 166. Maddesi gereğince evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebiyle boşanma, maddi ve manevi tazminat talebi, ve müvekkilimiz lehine koruma kararı verilmesi talebimizden ibaret dilekçemizdir.

AÇIKLAMALAR
Müvekkilim, davalı ile yaklaşık 15-16yıldır evlidir. Ancak son zamanlarda taraflar arasında şiddetli geçimsizlik hali mevcuttur. Davalı, uzun zamandır evlilik birliğini zedeleyici davranuılar sergileyerek müvekkilimi zor durumda bırakmıştır. Aşağıda tüm bu hususlar ayrıntılı olarak izah edilecek olup Sayın Mahkemece de anlaşılacağı üzere evlilik birliği temelinden sarsılmıştır. Şöyle ki;

A)BOŞANMA SEBEPLERİNE İLİŞKİN BEYANLARIMIZ:


DAVALI EŞİN DİĞER EVLİLİĞİNDEN ÇOCUKLARI ZAMAN ZAMAN MÜVEKKİLİME HAKARATTE VE FİZİKSEL SALDIRIDA BULUNMUŞTUR. DAVALI İSE BU DURUMUN ÖNÜNE GEÇMEYEREK MÜVEKKİLİN BOŞANMA DAVASI AÇMASINA SEBEBİYET VERMİŞTİR.
Davalı tarafın önceki evliliğinden olan 31 yaşındaki çocuğu yakın zamanda bir gün müvekkilimize saldırmış, boğazına sarılmış ve senin a……na koyarım şeklinde hakaret etmiştir. Davalı ise bu esnada yanlarında olmasına rağmen sesini çıkarmamıştır. Müvekkilimiz özellikle bu olaydan sonra davalıya ciddi derecede kırılmıştır. Davalı ise bu durumu düzeltecek en ufak bir adım atmamıştır.
Sayın Mahkemenin de malumu olduğu üzere evlilik son derece kutsal ve mahrem bir kurumdur. Yine evlilik akdi kurulmasıyla birlikte eşlere birbirini ve evliliklerini koruma yükümlülüğü yüklenir. Eşler gerek birbirlerini gerekse de evliliklerini üçüncü kişilerin haksız tutum ve davranışlarından korumakla yükümlüdür. Ancak davalı eş, müvekkilim tarafından defalarca uyarılmasına rağmen ailesinin direktifleri ile hareket etmekten vazgeçmemiş ve evliliğini korumak için çaba sarf etmemiş , tüm bu olanlara sessiz kalmıştır.
Tüm bu olaylar sürecinde davalı taraf, evliliğini kurtarmak için herhangi bir çaba sarf etmemiş ailesinin sözü ve direktifleri doğrultusunda hareket ve hakaret etmiştir. Davalının ; ailesinin yaptığı hakaretlere sessiz kalması Yargıtay tarafından da boşanma sebebi kabul edilmiştir ve hakarete sessiz kalan eş boşanmada ağır kusurlu kabul edilmiştir. Şöyle ki; “Davacı kadının ailesinin eşine hakaretine sessiz kaldığı boşanmaya sebebiyet veren olaylarda davalı erkeğin ağır kusurlu olduğu anlaşılmaktadır” (Y2HD- K.2017/11348).

Yargıtay 2. Hukuk Dairesinin 2018/5328 E. , 2018/12792 K. Numaralı 12.11.2018 tarihli ilamında eşlerden birinin ailesinin evliliğe olan müdahalesine sessiz kalması boşanma sebebi olarak nitelendirilmiştir;


“Tüm dosya kapsamı ve toplanan delillerden; mahkemece taraflara yüklenen kusurlu davranışlar yanında, ayrıca davacı-karşı davalı erkeğin, ailesinin evliliğe müdahalesine sessiz kaldığı, zaman zaman uzun süreli eve gelmeyerek birlikte yaşamaktan ve birlik görevlerini yerine getirmekten kaçındığı anlaşılmaktadır. Gerçekleşen bu durum karşısında, boşanmaya neden olan olaylarda davacı karşı davalı erkeğin, davalı-karşı davacı kadına nazaran daha ağır kusurlu olduğunun kabulü gerekir. Öyleyse, mahkemece tarafların eşit kusurlu kabul edilmesi ve bu hatalı kusur belirlemesine bağlı olarak davalı karşı davacı kadının maddi ve manevi tazminat (TMK m. 174/1-2) taleplerinin reddine karar verilmesi isabetsiz olmuş ve bozmayı gerektirmiştir.


Yine Yargıtay 2. Hukuk Dairesi’nin 2017/3565 E. Numaralı kararında ailenin evliliğe müdahalesine diğer eşin sessiz kalması boşanma sebebi olarak belirtmiştir. Kararın ilgili kısmı;
“Kadının, annesinin evliliğe müdahalesine izin vermesi ortak hayatı temelinden sarsacak ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik olarak kabul edilmiştir .”


2- DAVALI, MÜVEKKİLİME SÜREKLİ OLARAK AİLESİNİN YANINDA VEYA DOSTLARININ YANINDA OLUP OLMASI FARK ETMEKSİZİN HAKARET ETMEKTEDİR VE SEBEPLE BOŞANMADA ASLİ KUSURLU TARAFTIR.


Müvekkilimiz her ne kadar davalı tarafı severek evlenmiştir. Bu sebeple davalının pek çok hatasını sineye çekmiştir. Özellikle son zamanlarda davalı taraf müvekkilimize sürekli olarak hakaretler etmektedir. Müvekkilimize sürekli olarak ” ……………………” vb cümlelerle hakaretler etmiş ve müvekkilimizi küçümsemiştir. ………………………………………………………………………………………


Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2001/2-432 K. 2001/482 T. 6.6.2001 tarihli ilamında eşin diğer eşe ağır hakarette bulunması, eşi aşağılaması boşanma sebebi olarak kabul edilmiştir;


“Davalı eşine muhtelif zamanlarda ağır hakaretlerde bulunmuş, kocası da bu hakaretler karşısında davalıyı evin kilidini değiştirip eve almamış, davalıya bakmamıştır. Bu halde taraflar arasında müşterek hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik mevcut ve sabittir. Olayların akışı karşısında davacı dava açmakta haklıdır. Bu şartlar altında eşleri birlikte yaşamaya zorlamanın artık kanunen mümkün olmadığından, boşanmaya karar verilmelidir.”


3- DAVALI TARAF MÜVEKKİLİMİZİ SÜREKLİ OLARAK ESKİ EŞİYLE KIYASLAMAKTADIR.


Özellikle son zamanlarda bu durum müvekkilimizin karşısına çıkmaktadır. Davalı eş , sürekli olarak eski eşinden bahisle ” eski eşim böyle değildi. Çalışkandı , dünyaları vardı. Senin neyin var , hiçbir şeyin vb. ” cümleler kurarak müvekkilimizle eski eşini kıyaslamıştır. Bu tavırları boşanma sebebidir.
T.C YARGITAY 2.Hukuk Dairesi 2019/ 7388 E. 2019 / 11613 K. 27.11.2019 T.

”… yapılan yargılama ve toplanan delillerden, mahkemece kabul edilen ve gerçekleşen erkeğin kusurlu davranışları yanında, davacı-davalı kadının da eşini, ölen eski eşi ile sürekli kıyaslayarak hakaret edip, aşağıladığı, eski eşine ait fotoğrafları evde görünür yerlerde bulundurduğu anlaşılmaktadır. Bu halde kadının da kusurlu davranışlarıyla taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikle bir geçimsizlik mevcut ve sabittir. Olayların akışı karşısında davalı-davacı erkek de dava açmakta haklıdır. Davalı-davacı erkeğin boşanma davasının da kabulü gerekirken, yetersiz gerekçe ile davasının reddi doğru bulunmamış, bozmayı gerektirmiştir…” demiştir.


4- DAVALI TARAF SON AYLARDA EV İŞLERİNİ YAPMAMAKTADIR. VE AYRICA MÜVEKKİLİMİZİ ÇOĞU ZAMAN EVE ALMAMAKTADIR. MÜVEKKİLİMİZ BU SEBEPLE ÇOĞU KEZ DÜKKANDA YATMAK ZORUNDA KALMIŞTIR.
Özellikle ütü , ev temizliği ve yemek gibi işler davalı tarafından kasıtlı olarak yapılmayarak müvekkilimize psikolojik şiddet uygulanmaktadır. Müvekkilimiz zaten ağır şartlarda çalıştığı için ütüsünü kendi yapamamaktadır. Ayrıca akşam eve gittiğinde sıcak bir yemeğe de adeta hasret kalmıştır. Davalı taraf yemek yapsa bile yalnızca kendine ve kızına yetecek kadar yemek yapıp davalıyı zor durumda bırakmaktadır. Ayrıca müvekkilimiz akşam eve gittiğinde çoğu zaman da kapıda kalmış ve eve girememiştir. Davalı taraf kapıyı arkadan kilitleyerek müvekkilimizin eve girmesine engel olup , açık bir şekilde müvekkilimizi boşanma davası açmaya zorlamıştır.
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 9359-16104 şeklinde anılan kararında :”…Kadının ev işlerini yapmadığı, temizliğe dikkat etmediği, çamaşırları yemek tenceresinde kaynattığı, doğum halinde vücudunun bozulacağını ifade ettiği anlaşılmaktadır. Kadının bu davranışları sebebiyle de taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik meydana gelmiştir.”


…………………………………..

9- DAVALI TARAF SÜREKLİ OLARAK GEREKSİZ HARCAMALAR YAPMAKTADIR. MÜVEKKİLİMİZİN MADDİ OLARAK ZORLANMASI DA BU DURUMU DEĞİŞTİRMEMİŞTİR. SAYIN MAHKEMECE DE BİLİNDİĞİ ÜZERE MÜSRİFLİK BOŞANMA SEBEBİDİR. BU SEBEPLE DAVALI TARAF BOŞANMADA ASLİ KUSURLU TARAFTIR.

10- DAVALI TARAF CİNSEL GÖREVLERİNİ DE 2.5 YILDIR YERİNE GETİRMEMEKTEDİR. MÜVEKKİLİMİZ YAKLAŞIK 2.5 YILDIR SALONDA YATMAKTA OLUP DAVALI İSE AYRI OLARAK YATAK ODASINDA YATMAKTADIR.

11- YUKARIDA SAYDIĞIMIZ SEBEPLERE İLAVETEN DAVALI TARAF AŞIRI DERECEDE KISKANÇ BİRİ OLUP EVLİLİĞİ ÇEKİLMEZ HALE GETİRMİŞTİR.

B-)TAZMİNATA İLİŞKİN TALEBİMİZ:
Her ne kadar müvekkilimin; davalı ile bir an evvel bağını koparmaktan başka çabası ve talebi olmamasına rağmen; yaşadığı elem ve ızdırap, ailesi karşısında küçük düşürülmesi, hamilelik gibi hassas bir dönemde sürekli hakarete maruz kalmasına karşılık manevi zararının bir nebze karşılanması için 300.000,00 TL manevi tazminat, bunun yanında müvekkilimiz davalı tarafın sunmayı vaat ettiği şeyler dolayısıyla çalışma hayatında önüne gelen iyi fırsatları değerlendirememiş ve maddi açıdan zarar görmüş olması, müvekkilimizin çektiği krediyi davalıya vermesi ve davalının boşanmada tam ve asli kusurlu olması dolayısıyla 300.00.000,00 TL maddi tazminat talep etme gereği hasıl olmuştur.
C- İHTİYATİ TEDBİR İSTEMİ:
Açılan boşanma davasında, istediğimiz maddi ve manevi tazminatlar, toplanan deliller ve tanık beyanları ile evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında, müvekkili hiçbir kusurunun olmadığı, karşı tarafın ise, müvekkilin hayatını körelterek tam kusurlu olduğu ispatı ile hükme bağlandığında, Davalının alacağın tahsilini sonuçsuz bırakma yönündeki kötüniyeti nedeniyle, üzerine kayıtlı taşınmazların, üçüncü kişilere devir ve temliklerinin ve üzerlerine sınırlı ayni haklar tesisinin önlenmesi bakımından tedbir konulmasını ve keyfiyetin ilgili mercilere bildirilmesini,
Davalının banka hesaplarına talep edilen tazminat miktarlarıyla sınırlı olmak üzere tedbir konulmasını ve keyfiyetin ilgili bankalara bildirilmesini diliyoruz.
D- MÜVEKKİLİMİZ LEHİNE KORUMA KARARI VERİLMESİNİ TALEP EDİYORUZ.
Yukarıda açıklanan nedenlerle, gerek müvekkilimin gerekse müvekkilim ile birlikte yaşayan kimselerin güvenliğinin ve esenliğinin sağlanmasını teminen 6284 Sayılı Kanun uyarınca şiddetin uygulandığı hususunda delil veya belge aranmadığı nazara alınarak davalılar nezdinde;
6284 Sayılı Kanun’un 5/1-a maddesi uyarınca, müvekkilime karşı şiddet tehdidi, hakaret, aşağılama veya küçük düşürmeyi içeren söz ve davranışlarda bulunulmamasına,
6284 Sayılı Kanun’un 5/1-c maddesi uyarınca müvekkilimin ikamet ettiği binaya yaklaşılmamasına,
6284 Sayılı Kanun’un 5/1-d maddesi uyarınca, müvekkilimin yakınlarına ve tanıklara yaklaşılmamasına,
6284 Sayılı Kanun’un 5/1-e maddesi uyarınca, müvekkilimin eşyalarına verilmesine,
6284 Sayılı Kanun’un 5/1-f maddesi uyarınca, iletişim araçlarıyla veya sair surette müvekkilimin rahatsız edilmemesine,
HUKUKİ DAYANAKLAR:
Sayın Mahkemenin de malumları olduğu üzere, Türk Medenî Kanun’un 185. maddesi eşlerin hak ve yükümlülüklerinin genel çerçevesini belirleyen bir temel hüküm mahiyetini taşır. Bu hükümle, evlenme ile eşler arasında evlilik birliğinin kurulmuş olacağını, eşlerin bu birliğin mutluluğunu elbirliğiyle sağlamak ve çocukların bakımına, eğitim ve gözetimine beraberce özen göstermekle yükümlü olduklarını öngörülmüştür. Yaşanan olaylardan sonra evlilik birliğinin sürdürülmesinde bir yarar kalmamıştır. Evlilik birliği, sürekli huzursuzluk hali yüzünden öylesine sarsılmıştır ki, ortak hayatı ayakta tutmak adeta imkansızlaşmıştır. Yaşanan olayların birbirini izlemesi, eşler arasındaki saygı ve sevgi bağları öylesine gevşemiş ve incelmiştir ki, en küçük bir müdahale ile birliğin tamamen kopması an meselesi haline gelmiştir. Haliyle evlilik birliğinin devamında korunması gereken bir yarar kalmamıştır.
Eşler evlilik birliğini kendi güçleri ölçüsünde bakım ve gözetimle sorumludurlar. Bu bakım ve katkı, ev işlerini yapma veya diğer eşe işinde veya mesleğinde yardım etme şeklinde, yani emek sarfıyla da mümkündür.
Esasen, Medenî Kanun’un 185. maddesinin 2. fıkrası eşlere, birliğin mutluluğunu elbirliğiyle sağlama yükümlülüğü yüklemektedir. Eşlerden her biri ortak hayatın huzuru ve mutluluğunu gerçekleştirmek için elinden geleni yapmak ve bu huzuru bozacak davranışlardan kaçınmak zorundadır. Zira mutluluk olmayan evde dirlik ve düzen olmayacağı gibi evlilik birliği de taşıdığı toplumsal işlevini yerine getiremez hale gelir. Bundan dolayıdır ki, eşlerin her biri evliliğin toplumsal, manevi ve ahlaki amaçlarını gerçekleştirmek amacıyla, başka bir deyişle mutlu bir aile ortamı oluşturmak amacıyla, elinden geleni yapmakla yükümlüdür. Bu mutluluk sağlanamazsa, evlilik birliğinin kurulmasından beklenen yararların hiç biri gerçekleşmez.
Karşınızdakinin özgürlüğüne, bağımsızlığına ve birey olarak kişiliğine saygı duyulduğunda, sevgi anlamını bulur.Ayrıca, bu evlilik, eşlerin birbirlerini mutlu etmesinden ziyade, kırıcı bir hale dönüşmeye başlamış, mutsuz eden bir hal almıştır.
Anlatılanlar çerçevesinde, evliliğin sürdürülmesi bu aşamada imkansız hale gelmiştir. Müvekkil yaşadığı huzursuz ve güvensiz ortama katlanamamaktadır. Evlilik birliği ortak hayatın sürdürülmesini beklenemeyecek derecede temelinden sarsılmış durumdadır.

DELİLLER :
Tanık anlatımları, (isim ve adresleri daha sonra bildirilecektir.)
Hastane kayıtları
Yapıkredi, Denizbank, Garanti ve Akbanktan müvekkilimize ait borç kayıtları,
Fotoğraf, mesajlaşma ekran görüntüleri ve video kayıtları (bilahare sunulacaktır.)
Nüfus kaydı ve soysal ekonomik durum araştırması, yemin,isticvap,bilirkişi vs. deliller
HUKUKİ SEBEPLER : TMK 166 , HMK ve ilgili diğer mevzuat
NETİCE VE TALEP : Yukarıda arz ve izah edilen ve Sayın Mahkemece resen takdir edilecek sebeplerle;
1.Davamızın kabulü ile tarafların BOŞANMALARINA,,
2.Müvekkilin yaşadığı manevi çöküntü nedeniyle 300.000,00 TL manevi tazminata,

3-Müvekkilin uğramış olduğu maddi kayıp nedeniyle 300.000,00 TL maddi tazminata,
4- Müvekkilimiz lehine koruma kararı verilmesine, müvekkilime karşı şiddet tehdidi, hakaret, aşağılama veya küçük düşürmeyi içeren söz ve davranışlarda bulunulmamasına, müvekkilimin ikamet ettiği binaya yaklaşılmamasına, müvekkilimin yakınlarına ve tanıklara yaklaşılmamasına, iletişim araçlarıyla veya sair surette müvekkilimin rahatsız edilmemesine,
5- Davalının alacağın tahsilini sonuçsuz bırakma yönündeki kötüniyeti nedeniyle, TAKBİS sisteminde üzerine kayıtlı bulunan taşınmazların, üçüncü kişilere devir ve temliklerinin ve üzerlerine sınırlı ayni haklar tesisinin önlenmesi bakımından tedbir konulmasını ve keyfiyetin ilgili mercilere bildirilmesini,
6-Davalının banka hesaplarına talep edilen tazminat miktarlarıyla sınırlı olmak üzere tedbir konulmasını ve keyfiyetin ilgili bankalara bildirilmesini,
7-Yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini saygıyla ve vekaleten arz ve talep ederiz. 26.10.2023

Davacı Vekili
Av. ………………..

ETİKET : Tek Taraflı Boşanma Dilekçe Örneği , Tek Taraflı Boşanma Dilekçe Örneği 2025 , Tek Taraflı Boşanma Dilekçe Örneği 2024

Yorum bırakın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Scroll to Top
Call Now Button