Hakaret suçu, TCK’nın 125. maddesinde düzenlenmiştir. Genel olarak hakaret; bir kimsenin onur, şeref ve saygınlığını rencide edebilecek somut bir fiil veya olgu isnadı veya sövme biçiminde gerçekleşir. TCK 125/1’e göre sözlü veya yazılı olarak işlenen hakaret suçtur. 125/4. fıkrada ise eylemin aleni işlenmesi hâlinde cezanın altıda bir oranında artırılacağı hükme bağlanmıştır. Yani “aleni hakaret”, suçun bir hafifletici değil, aksine cezayı artırıcı özel şeklidir.
Aleniyet unsuru hukuk metninde üç koşulla belirlenmiştir. Ceza Kanunu’na göre hakaret eylemi ancak aşağıdaki durumlarda aleni sayılır: (1) basın ve yayın veya herhangi bir propaganda aracıyla; (2) umuma açık bir yerde birden fazla kişinin huzurunda; (3) toplantı/miting gibi özel bir düzeni olmayan ortamda işlenmesi hâlinde . Bu unsurların her biri, “belirsiz sayıda kişinin müdahalesiz olarak sözleri görüp duyabilmesi” koşulunu sağlar. Dolayısıyla eylemin aleniyet sayılabilmesi için fiilin gerçekten sokak, park, cadde, kahvehane, açık fuar gibi herkesçe girilebilen mekânlarda veya toplumun belli bir kesimine yönelik açık platformlarda gerçekleşmesi gerekir .
Aleniyet Unsurunun Önemi ve Şartları
Aleniyet, hakaret suçunun cezalandırılmasında altıda bir artırım sağlayan ağırlaştırıcı niteliktedir. Bir mahkeme hükmünde hakaretin alenen işlendiği kabul edilirse, verilecek ceza altıda bir oranında yükseltilir. Bu nedenle mahkemelerin fiilin işlendiği ortamın gerçekten herkese açık olup olmadığını titizlikle incelemesi gerekmektedir. Uygulamada özellikle fiilin işlendiği yer veya iletinin yayınlandığı ortam tartışma konusu olur. Örneğin evin içi, apartman merdiveni, kapalı ofis gibi sınırlı erişimli yerler genelde aleni kabul edilmez; sokak veya kahve gibi mekânlar ise açık yer sayılır . Aleni unsuru kuşkulu durumlarda keşif veya bilirkişi raporu yoluna başvurulabilir.
Yargıtay Kararlarına Göre Aleni Sayılmayan Yerler
Yargıtay içtihatlarına göre suçun işlendiği ortamın aleni sayılmaması durumunda TCK 125/4 uygulanmaz. Aşağıda örneklemeler halinde, Yargıtay kararlarında “aleni sayılmayan” kabul edilen bazı mekânlar ve buna ilişkin karar özetleri sunulmuştur:
Apartman merdiveni/boşluğu: Kişinin komşulara veya yöneticilere yönelik hakaretini apartmanın kapalı merdiven boşluğunda söylemesi aleni sayılmaz. Bir Yargıtay kararında, sanığın yöneticiye karşı “Siz karı gibi adamsınız” sözlerini apartman merdiven boşluğunda söylemesi durumunda “aleniyet öğesinin oluşmadığı gözetilmemesi… yasaya aykırıdır” denilerek mahkûmiyetin bozulmasına karar verilmiştir . Benzer şekilde, apartman koridoru/boşluğu genel olarak herkese açık bir yer olmadığı, daire sakinlerinin kullanımına mahsus olduğu için aleni görülmez . Örneğin “apartman boşluğunda hakaret suçunda aleniyet unsurunun gerçekleşmediği” gerekçesiyle ceza artırımına yer olmadığı kabul edilmiştir .
Avukat bürosu/ofis: Bir avukat ofisi veya herhangi bir özel ofis, kamuya açık bir alan olmayıp sadece davalı veya müvekkil ve meslektaşlarınca kullanılabilir. Bu nedenle avukat bürosunda söylenen hakaret sözleri de “umuma açık ortam” tanımına girmez. Her ne kadar özel bir karar bulunmasa da, benzer içtihatlar ışığında bu tür kapalı işyeri ortamlarında aleni unsur gerçekleşmez. Böylece burada işlenen hakaretler sadece TCK 125/1 kapsamında değerlendirilir.
Cezaevi: Yargıtay, hakaretin cezaevi içinde işlenmesini de aleni saymamıştır. Bir davada hüküm kurulurken, sanığın infaz koruma memuruna hapishane içinde hakaret etmesi olayında “kanıtlar kapsamında olaya göre… (yerin) aleni sayılmayan cezaevi” olduğu tespit edilmiştir . Bu nedenle ceza artırımına yönelik 125/4 uygulamasının kaldırılmasına karar verilmiştir.
Çocuk yuvası/yurt: Çocuk yuvası veya kız yurdu gibi kurumlar da halka açık olmayıp, sınırlı kişilerin bulunduğu kapalı tesislerdir. Henüz Yargıtay kararları bu başlık altında çok fazla örnek içermese de, bu tür yerler tıpkı cezaevi gibi özel kuruma ait kapalı alan olduğundan aleni kabul edilmez. Çocuk yuvasında yapılan hakaretler de aleni hakaret sayılmaz, cezai artırım uygulanmaz.
Dilekçe (ve resmi yazışma): Yargıtay uygulamasında, hakaretin bir dilekçe veya resmi yazı ile iletilmesi de aleni kabul edilmemektedir. Dilekçe hakkı ve iddia-savunma dokunulmazlığı kapsamında yapılan ifadeler hukuka uygun kabul edilir. Dilekçe ekinde veya resmi yazı ile gönderilen hakaret içeriği, taraflar arasında kalır; bu durumda fiilin “herkese açık” şekilde işlenmiş olması düşünülemez. Nitekim uygulamada, mahkeme kayıtlarına geçen dilekçelerle verilen hakaret örneklerinde 125/4’e başvurulmamıştır.
E-posta/Mektup/Zarf içi gönderim: Benzer şekilde, hakaret içerikli bir mesajın e-posta veya mektup yoluyla iletilmesi de aleni kabul edilmez. Gönderilen mektup ya da e-posta yalnızca belirli bir kişiye ulaştığı için toplu paylaşımdan farklıdır. Örneğin telefon, SMS veya e-posta gibi doğrudan iletişim araçlarıyla hakaret işlenmesi TCK 125/2 kapsamında “huzura eşit” görülse de, bu yol ile işlenmesi otomatik aleni sayılmaz. Bu yüzden postalanmış bir mektupta yazılan hakaretlerde de 125/4 uygulanmaz.
İfade odası/Polis karakolu: Sanığın polis veya adliye karakolundaki ifade odasında mağdura hakaret etmesi de genellikle kapalı ortam sayılır. Bu tür alanlar halka açık değil, sadece işle ilgili yetkililer veya şüpheli tarafından kullanılmaktadır. Dolayısıyla görevli polis veya hâkime karşı odada söylenen hakaretler aleni unsur taşımaz.
Makam odası ve Kooperatif yönetim kurulu odası: Bir kamu görevlisinin ya da kurum yöneticisinin makam odası ile kooperatif/dernek yönetim kurulu toplantı odası da benzer biçimde özel alandır. Yargıtay, örneğin okul müdürünün makam odasında hakaret eden kişinin cezasında 125/4 uygulanmaması gerektiği yönünde kararlar vermiştir. Bu tür kapalı toplantı veya görüşme odaları “umuma açık” mahaller değildir; o yüzden burada işlenen hakaretlerde aleniyet unsuru gerçekleşmemiş kabul edilir.
Öğretmenler odası ve Sınıf: (Yargıtay örneği) Okul ortamında geçen hakaret olaylarında sınıf veya öğretmenler odası özel konumdadır. Örneğin öğretmenler toplantısı sonrası öğretmenler odasında söylenen hakaretlerin aleni sayılmadığı kararı mevcuttur . Nitekim Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi de böyle bir olayda 125/4’ün çıkarılmasıyla ceza artırımını kaldırmıştır . Başka bir Yargıtay kararında da okul kantininde çalışan sanığın, öğretmenler odasından uzaktan “seni süründüreceğim” tarzı sözleri yüzünden 125/4 artırımı hatalı bulunmuş, karar bozulmuştur . Aynı mantıkla sınıfta öğrenciler arasında veya öğretmenler arasında gerçekleşen hakaret de aleni olarak sayılmaz.
Yatak odası/Özel yaşam alanı: Bir kişinin yatak odası ya da özel ev içi gibi tamamen özel yaşam alanında gerçekleşen hakaretler kesinlikle kapalı mekân niteliğindedir. Yatak odası örneği için Yargıtay kararı yoktur ancak bu tür alanlar dış dünyadan yalıtılmıştır; eylem kamuoyu önüne çıkmadığı için aleni unsur bulunmaz.
Yoğun bakım ünitesi: Hastane yoğun bakım ünitesi gibi sınırı belli, sağlık personeli dışında girişi kısıtlı bir mekân da umumi sayılmaz. Yoğun bakımda yapılan hakaretler de “herkese açık” sayılmayacağından TCK 125/4’e tabi tutulmaz.
Yukarıda örneklenen durumlarda yerel mahkeme hakimi veya bölge adliye mahkemesi, eylemde aleni unsur bulunmadığı kanaatine vararak 125/4’ü kaldırmış; Yargıtay da bu kararı onaylamış veya eksik incelemeyi düzelterek bozmuştur . Sonuç olarak, somut olayda fiilin işlendiği yer veya ortamın mahiyeti, “umuma açık olup olmadığı” temel ölçüttür. Gerçekten kapalı, özel bir yer söz konusu ise aleni hakaret hükümleri uygulanmaz ve ceza artırımı yapılmaz.