ÖZEL HAYATIN GİZLİLİĞİNİ İHLAL SUÇU ( TCK 134 )

Özel hayat kavramı Türk Dil Kurumu sözlüğünde kişinin kendine özgü yaşayışı, yaşama tarzı, kendisini ilgilendiren tutum ve davranışlar olarak tanımlanmaktadır. Bir diğer ifadeyle özel hayat; kişilerin hukuken korunan ve herkesle paylaşmadığı gizli yaşam alanıdır. Doktrinde kişisel veriler, konut, haberleşme ve aile hayatına saygı kavramları özel hayatın alt unsurları olarak kabul edilmektedir. (Özel hayatın gizliliğini ihlal TCK 134 )

Özel hayat kavramı Anayasal düzeyde de koruma altına alınmıştır. Anayasa’nın ilgili maddesi aşağıdaki şekildedir:

ANAYASA Madde 20 – Herkes, özel hayatına ve aile hayatına saygı gösterilmesini isteme hakkına sahiptir. Özel hayatın ve aile hayatının gizliliğine dokunulamaz. 

ilgili yazılarımız ;

ÖZEL HAYATIN GİZLİLİĞİNİ İHLAL SUÇU VE YAPTIRIMI 

Özel hayatın gizliliğini ihlal suçu; 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun “Kişilere Karşı Suçlar” başlıklı ikinci kısmının “Özel Hayata ve Hayatın Gizli Alanına Karşı Suçlar” başlıklı dokuzuncu bölümünde “Özel Hayatın Gizliliğini İhlal” yan başlıklı 134. maddesinde düzenlenmiştir. Kanunun ilgili maddesi aşağıdaki şekildedir:

TCK Madde 134 – (1) Kişilerin özel hayatının gizliliğini ihlal eden kimse, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Gizliliğin görüntü veya seslerin kayda alınması suretiyle ihlal edilmesi halinde, verilecek ceza bir kat artırılır.

(2) Kişilerin özel hayatına ilişkin görüntü veya sesleri hukuka aykırı olarak ifşa eden kimse iki yıldan beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. İfşa edilen bu verilerin basın ve yayın yoluyla yayımlanması halinde de aynı cezaya hükmolunur.

Özel hayatın gizliliğini ihlal suçu; kasten işlenebilen suçlardan olup, suçun temel halinin kanunda düzenlenen yaptırımı bir yıldan üç yıla kadar hapis cezasıdır. Failin fiili görüntü veya sesleri kayda almak suretiyle işlemesi hali; suçun daha ağır ceza gerektiren nitelikli hali olarak düzenlenmiştir. Bu halde; fail hakkındaki yargılama sonundaki ceza bir kat artırılacaktır.

Maddenin ikinci fıkrası ile kişilerin özel hayatına ilişkin görüntü veya ses kayıtlarını hukuka aykırı olarak ifşa etme fiili yaptırım altına alınmıştır. Bu halde fail hakkında yargılama sonundaki ceza iki yıldan beş yıla kadar hapis cezasıdır. Ayrıca hükmün devamında mağdura ilişkin ifşa edilen bu verilerin basın ve yayın yoluyla yayımlanması halinde de aynı cezaya hükmolunur.  

ÖZEL HAYATIN GİZLİLİĞİNİ İHLAL SUÇU İLE KORUNAN HUKUKİ DEĞER

Ceza hukuk sistemimize göre korunan hukuki değer; suçun kanuni düzenlemesinde belirtilen haksızlığın yöneldiği değerdir.

Özel hayatın gizliliğini ihlal suçu; 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun “Kişilere Karşı Suçlar” başlıklı ikinci kısmının “Özel Hayata ve Hayatın Gizli Alanına Karşı Suçlar” başlıklı dokuzuncu bölümünde “Özel Hayatın Gizliliğini İhlal” yan başlıklı 134. maddesinde düzenlenmiştir. Bu suç ile korunan hukuki değer; kişilerin özel hayatıdır.

Madde gerekçesinde de ifade edildiği üzere; bu suç düzenlemesi ile gizli yaşam alanına girerek veya başka suretle başkaları tarafından görülmesi mümkün olmayan bir özel yaşam olayının saptanması ve kaydedilmesi cezalandırılmaktadır.

ÖZEL HAYATIN GİZLİLİĞİNİ İHLAL SUÇUNDA FİİL VE FAİL UNSURLARI

Bir suçun maddi unsurlarından fiil/hareket unsuru; icrai hareketlerden de ihmali hareketlerden de oluşabilmektedir. Türk ceza hukukuna göre fiil; kişinin iradesi doğrultusunda belli bir amaca yönelen, dış dünyada bir etki yaratan icrai veya ihmali insan davranışıdır.

Öncelikle özel hayatın gizliliğini ihlal suçunun serbest hareketli bir suç tipi olarak düzenlendiğini belirtmek gerekir. Kanunda kişilerin özel hayat alanını ihlalin ne şekilde oluşması gerektiği detaylıca düzenlenmemiştir. Kişilerin özel hayatını ihlal etmek ve kişilerin özel yaşamı ile ilgili görüntü veya ses kayıtlarını ifşa etmek fiilleri TCK madde 134’te düzenlenen suç oluşturmaktadır.

Özel hayatın gizliliği ihlal suçunun faili, herkes olabilmektedir. Zira kanuni tanımda “kişi” ibaresi geçtiğinden fail bakımından herhangi bir özellik aranmamıştır. Fiilin kamu görevlisi tarafından ve görevinin sağladığı yetki kötüye kullanılmak suretiyle işlenmesi ile belli bir meslek ve sanatın sağladığı kolaylıktan yararlanmak suretiyle işlenmesi halleri TCK madde 137’de cezayı artıran nitelikli hal olarak düzenlemiştir.

ÖZEL HAYATIN GİZLİLİĞİNİ İHLAL SUÇUNDA MANEVİ UNSUR

Suçun manevini unsuru; kast veya taksirdir. Türk ceza hukuku sistemimize göre kast; suçun kanuni düzenlemesinde tanımlanan unsurların suçun faili tarafından bilerek ve isteyerek gerçekleştirilmesidir. TCK madde 21’e göre suçun oluşması ancak ve ancak kastın varlığına bağlıdır.

TCK madde 134’te düzenlenen özel hayatın gizliliğini ihlal suçu kasten işlenebilen suçlardandır. Suçun oluşması ve failin bu suçtan dolayı cezalandırılması somut olay bakımından failin kast ile hareket etmesine bağlıdır. Dolayısıyla bu suç bakımından fail hakkında cezaya hükmolunması için failin; bilerek ve isteyerek suçu meydana getirebilecek hareketi gerçekleştirmesi zorunludur. Suçun taksir ile işlenmesi hali kanunda açıkça düzenlenmemiştir. Dolayısıyla failin; fiili taksirle işlemesi halinde, özel hayatın gizliliğini ihlal suçundan cezalandırılması mümkün değildir.

Ayrıca TCK madde 134/2’de kanun koyucu “hukuka aykırılık” şartını suçun oluşması ve failin cezalandırılması bakımından özel olarak düzenlenmiştir. Dolayısıyla hukukun izin verdiği bazı hallerde yapılan ihlallerin özel hayatın gizliliğini ihlal suçunu oluşturmadığı belirtilmelidir. Örneğin; özel hayata ilişkin kayıtların, savcılık veya mahkemeye verilmesi, duruşmada gösterilmesi ve dinlenmesi hâlinde, söz konusu suç oluşmayacaktır.

ÖZEL HAYATIN GİZLİLİĞİNİ İHLAL SUÇUNDA CEZAYI ARTIRAN NİTELİKLİ HALLER

TCK madde 137’de özel hayatın gizliliğini ihlal suçu da dâhil olmak üzere  “Özel Hayata ve Hayatın Gizli Alanına Karşı Suçlar” başlıklı dokuzuncu bölümünde düzenlenen suçlar bakımından cezayı artıran nitelikli haller düzenlenmiştir. Buna göre özel hayatın gizliliğini ihlal suçunun aşağıdaki hallerde işlemesi durumunda fail hakkında ceza yarı oranında artırılacaktır.

  • Filin kamu görevlisi tarafından ve görevinin sağladığı yetki kötüye kullanılmak suretiyle işlenmesi hali
  • Fiilin belli bir meslek ve sanatın sağladığı kolaylıktan yararlanmak suretiyle işlenmesi hali

ÖZEL HAYATIN GİZLİLİĞİNİ İHLAL SUÇUNDA ŞİKÂYET USULÜ, ZAMANAŞIMI SÜRESİ VE UZLAŞTIRMA

TCK madde 139 gereği; özel hayatın gizliliğini ihlal suçunun soruşturulması ve kovuşturulması; kanunen suçtan zarar görenin veya mağdurun şikâyetine bağlanmıştır. Mağdurun suçun yargılaması sırasında kovuşturma aşamasında şikâyetten vazgeçmesi halinde; mahkemece davanın düşmesine karar verilmesi mümkündür.

Özel hayatın gizliliğini ihlal suçunun dava zamanaşımı süresi 8 yıl, ceza zamanaşımı süresi ise 10 yıldır. Bununla birlikte kişilerin özel hayatının gizliliğinin ihlalinde, bu gizliliğin görüntü veya seslerin kayda alınması suretiyle ihlal edilmesi halinde suçun dava zamanaşımı süresi 15 yıl ceza zamanaşımı süresi ise 20 yıldır. Suçun bu zamanaşımı sürelerine uyulmak şartıyla soruşturulması, kovuşturulması ve fail hakkında cezaya hükmolunması mümkündür.

5271 Sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun ilgili maddelerinde hangi suçların uzlaştırma kurumu kapsamında olduğu açıkça düzenlenmiştir. Bu noktada Özel hayatın gizliliğini ihlal suçu; kanunen uzlaştırma kapsamına alınmamıştır.

ÖZEL HAYATIN GİZLİLİĞİNİ İHLAL SUÇUNDA GÖREVLİ MAHKEME VE YARGILAMA SÜRECİ

Belirtmemiz gerekir ki Özel hayatın gizliliğini ihlal suçu bakımından görevli mahkeme; asliye ceza mahkemeleridir. Savcılık tarafından hazırlanan iddianamenin, asliye ceza mahkemesi tarafından kabul edilmesinin ardından yargılamanın kovuşturma aşaması başlamaktadır.

Özel hayatın gizliliğini ihlal suçu dolayısıyla yapılan yargılama sonunda fail hakkında verilen hapis cezasının; şartları sağlaması halinde mahkemece adli para cezasına çevrilmesi mümkündür. Yine devamla şartların oluşması halinde; mahkemece fail hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilmesi de mümkündür.

Ayrıca fail hakkında yapılan yargılama sonunda özel hayatın gizliliğini ihlal suçu dolayısıyla verilen cezanın mahkeme tarafından ertelenmesine karar verilmesi de mümkündür.

ÖZEL HAYATIN GİZLİLİĞİNİ İHLAL SUÇU İLE İLGİLİ YARGITAY KARARLARI

TCK madde 134 – Özel Hayatın Gizliliğini İhlal Suçu – Katılan Mağdurun Babası Olan Şikayetçinin Soruşturulması Ve Kovuşturulması Şikayete Bağlı Olan Suçtan Dolayı Doğrudan Zarar Görmediği

Özel hayatın gizliliği hakkının kişiye sıkı sıkıya bağlı olan haklardan olması nedeniyle şikayet hakkının ve kamu davasına katılma yetkisinin, kayden 31.01.1998 doğumlu olup, suç tarihi ve ilk derece mahkemesi tarafından duruşmada beyanının alındığı 26.11.2015 tarihi itibariyle 15 yaşından büyük, medeni hakları kullanmaya ehil ve özel hayatının gizliliğinin ihlal edildiği iddia olunan katılan mağdur …’ye ait olması karşısında, katılan mağdur …’nin babası olan şikayetçi …’nin soruşturulması ve kovuşturulması şikayete bağlı olan suçtan dolayı doğrudan zarar görmediği ve katılan mağdur …’ye yönelik özel hayatın gizliliğini ihlal suçundan açılan davaya katılma hakkı bulunmadığı gözetilmeksizin davaya katılmasına karar verilmiş olması hukuki değerden yoksun olup, şikayetçi …’ye hükümleri temyiz yetkisi vermeyeceği;

Ayrıca, katılanlar vekilinin 02.03.2016 tarihinde yüzüne karşı tefhim edilen kararı; 03.03.2016 havale tarihli süre tutum dilekçesi ile şikayetçi … adına temyiz ettiği, 14.04.2016 havale tarihli gerekçeli temyiz dilekçesinde şikayetçi …’nin yanı sıra mağdur …’nin ismi de yazılarak, kararın katılanlar lehine bozulması talep edilmiş ise de, gerekçeli temyiz dilekçesinin katılanlar vekili tarafından 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK’un 310/1. madde ve fıkrasında öngörülen yasal bir haftalık süre geçtikten sonra verilmesi nedeniyle katılanlar vekilince katılan … ile ilgili olarak süresinde temyiz isteminde bulunulmadığı anlaşılmakla; karar tarihinde 18 yaşını dolduran ve Dairemizin 25.11.2020 tarihli tevdi kararı uyarınca gerekçeli karar kendisine tebliğ edilen katılan …’nin hükümleri temyiz etmediği de dikkate alındığında, katılanlar vekilinin temyiz isteminin 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK’un 317. maddesi gereğince isteme aykırı olarak REDDİNE, 21.04.2021 tarihinde oybirliği ile karar verildi. ” (Yargıtay 12. Ceza Dairesi 2021/1721 E., 2021/3858 K.21.04.202 T. )

TCK madde 134 –Özel Hayatın Gizliliğini İhlal Suçu – Görüntü Veya Seslerin İfşa Edilmesi Suretiyle Özel Hayatın Gizliliğini İhlal Suçu Kapsamında Değerlendirileceği

  “Oluşa ve dosya kapsamına göre; 17 yaşındaki suça sürüklenen çocuk … ile aynı mahalleden arkadaşı olan ve Adli Tıp Kurumu Başkanlığı Hatay Şube Müdürlüğünün 30.07.2015 tarihli raporuna göre hafif derecede zeka geriliği saptanan 14 yaşındaki mağdur …’ün, soruşturma evresinde ifadesi alınan 16 yaşındaki arkadaşları …’ın ikametine gittikleri ve suça sürüklenen çocukla mağdurun aynı odada yalnız kaldıkları 2015 yılının Haziran ayında, suça sürüklenen çocuğun, mağdurdan soyunmasını isteyip, kendisine ait cep telefonu ile mağdurun tamamen çıplak ve cinsel organı da görüntülenen fotoğraflarını kaydetmesi biçiminde sübutu kabul edilen eylemde, cinsel arzuları tahrik ve istismar eden, toplumun sahip olduğu ortak ar ve hayâ duygularını,

Yerleşik edep kurallarını incitici ve genel ahlâka aykırı nitelikteki müstehcen görüntüyü içeren ürünün üretiminde 14 yaşındaki mağdur çocuğun yer almasından dolayı suça sürüklenen çocuk hakkında TCK’nın 226/3-1. madde, fıkra ve cümlesinde tanımlanan müstehcenlik suçundan mahkumiyet kararı verilmesi, suça sürüklenen çocuk tarafından, mağdurun çıplak fotoğraflarının, suça sürüklenen çocuğun arkadaşı olan …’ın facebook hesabı üzerinden paylaşılması ve 16 yaşındaki …’ın da fotoğrafları görmesi biçiminde sübutu kabul edilen eylemden dolayı da suça sürüklenen çocuk hakkında ayrıca TCK’nın 226/5. madde ve fıkrasında tanımlanan müstehcenlik suçundan mahkumiyet kararı verilmesi gerekirken, mağdurun yaşı ve kaydedilen görüntülerin özellikleri dikkate alınmaksızın, sübutu kabul edilen eylemler sadece görüntü veya seslerin ifşa edilmesi suretiyle özel hayatın gizliliğini ihlal suçu kapsamında değerlendirilerek, suça sürüklenen çocuğun TCK’nın 134/2. madde ve fıkrası gereğince mahkumiyetine dair yazılı şekilde hüküm kurulması kanuna aykırı olup…” (Yargıtay 12. Ceza Dairesi 2021/1557 E. 2021/56588 K.07.07.2021 T.)

TCK madde 134 – Özel Hayatın Gizliliğini İhlal Suçu ve Uzlaştırma – Uzlaştırma Kapsamına Giren Suçun Bu Kapsama Girmeyen Bir Başka Suçla Birlikte Aynı Mağdura Karşı İşlenmiş Olması Hâlinde Uzlaşma Hükümleri Uygulanmaz Şeklindeki Düzenlemeye Yanlış Anlam Verilmesi

 “Sanığa isnat edilen özel hayatın gizliliğini ihlal suçunun 5271 sayılı CMK’nın 253/1. maddesi gereğince uzlaşmaya tabi olduğu, soruşturma aşamasında usulüne uygun uzlaştırma işlemi yapılmadan kamu davasının açıldığı, mahkemenin de belirtilen eksikliği gidermediği anlaşılmakla, hükümden sonra yürürlüğe giren 6763 sayılı Kanunun 35. maddesi ile değişiklikte dikkate alınarak 5271 sayılı CMK’nın uzlaşma başlıklı 253 ve 254. maddelerinde düzenlenen uzlaşma hükümleri uygulanıp, sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, dairemizin 28.11.2018 tarihli bozma ilamında da belirtildiği üzere sanığın, cep telefonu kamerası ile otobüs durağında bekleyen katılanın etek altı görüntüsünü çekmesi şeklindeki sübutu kabul edilen eyleminin tek bir eylem olduğu kabul edilerek

TCK’nın 44. maddesi gereğince aynı Kanunun 134/1-2. cümlesinde düzenlenen özel hayatın gizliliğini ihlal suçundan mahkumiyete karar verildiği halde, 5271 sayılı CMK’nın 253/3. madde ve fıkrasında ki “Uzlaştırma kapsamına giren bir suçun, bu kapsama girmeyen bir başka suçla birlikte aynı mağdura karşı işlenmiş olması hâlinde de uzlaşma hükümleri uygulanmaz” şeklindeki düzenlemeye yanlış anlam verilerek birden fazla eylem olduğu kabul edilerek uzlaşma hükümlerinin uygulanmaması kanuna aykırı olup…” (Yargıtay 12. Ceza Dairesi 2020 / 4290 E. 2021 / 1192 K. 08.02.2021 T.)

SIK SORULAN SORULAR

Özel Hayatın Gizliliği Neleri Kapsar?

TCK madde 134’te düzenlenen özel hayatın gizliliğini ihlal suçu kişinin izin vermediği ve mahremiyetine ilişkin olduğu kabul edilen her alanı kapsamaktadır. Makalemizin başında da ifade ettiğimiz üzere; özel hayat kavramının alt unsurları da bu gizlilik kapsamındadır. Bu alt unsurlar; kişisel veriler, konut, haberleşme ve aile hayatına saygı kavramlarıdır.

“ÖZEL HAYATIN GİZLİLİĞİNİ İHLAL SUÇU ( TCK 134 )” için 1 yorum

  1. İstanbul’da bulunan bir dans stüdyosunda Latin dansları çalışmasına katılıyorum. Dans çalışmasını kayda alan bir arkadaş “reklam amaçlı olarak ” bunu İnternet’te yayınlamıştır. Boşanma davam devam ederken karşı tarafın avukatı bu görüntüleri İnternet’ten indirerek dava dosyasına maddi durumumun iyi olduğunu gösteren maddi delil olarak koymuştur. Bu durum çalışmayı çeken ve yayınlayan arkadaş ile bu yayını izinsiz yayınlatan dans stüdyosu özel hayatı ihlal TCK m.134 girer mi. ? Maddi karara bu görüntüler etkiler ve daha fazla para ödersem, maddi dava açma durumum olur mu?

Yorum bırakın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Scroll to Top
Call Now Button