NİŞAN BOZMA NEDENİYLE TAZMİNAT

Nişan, evlenme vaadi niteliğinde olan ve tarafların birbirlerine yaptığı sözlü veya yazılı bir anlaşmadır. Nişan, evlenme niyetini gösterir ve taraflar arasında bağlayıcı bir hukuki ilişki yaratır. Ancak, nişan sürecinde herhangi bir nedenle nişan bozulabilir. Nişanın bozulması durumunda, zarar gören taraf, nişanın bozulması nedeniyle uğradığı maddi veya manevi zararı gidermek için tazminat davası açabilmektedir. Bu yazımızda nişan bozma nedeniyle tazminat davası hakkında bilinmesi gerekenleri inceleyeceğiz.

NİŞAN BOZMA NEDENİYLE TAZMİNAT DAVASI

Nişan bozma nedeniyle açılan tazminat davası, nişanın bozulmasından dolayı zarar gören tarafın açtığı bir davadır. Nişanın bozulmasının sebebi, taraflardan birinin kusuru veya haksız yere nişanı bozması olabilir. Kısacası, nişanın bozulmasının sorumlusu olan kişi tazminat ödemekle yükümlüdür.

Zarar gören tarafın uğradığı zarar, maddi veya manevi olabilmektedir. Maddi zarar, nişan sürecinde yapılan harcamaların geri ödenmesi, hediyelerin iade edilmesi gibi somut zararlardır. Manevi zarar ise, kişinin nişanın bozulması nedeniyle duygusal olarak zarar görmesi, özgüven kaybı gibi daha soyut zararlardır.

Tazminat talebi, zarara göre maddi veya manevi ya da her ikisi şeklinde olabilmektedir. Zarar gören kişi, hem maddi hem de manevi zarara uğradıysa, hem maddi hem manevi tazminat talep edebilmektedir. Tazminat miktarı, uğranılan zararın niteliği ve şiddetine göre belirlenmektedir.

Türk Medeni Kanunu madde 118 ve devamındaki düzenlemeler, nişan bozma nedeniyle açılan tazminat davalarına ilişkin hükümleri içermektedir. Bu hükümlere göre, nişanın bozulması nedeniyle uğranılan zararın giderilmesi için tazminat talep edilebilmektedir. Tazminat miktarı, mahkeme tarafından belirlenir ve zararın niteliği ve şiddetine göre değişebilmektedir.

NİŞAN BOZMA NEDENİYLE MANEVİ TAZMİNAT

Nişan bozma nedeniyle manevi tazminat davası, Türk Medeni Kanunu’nun 121. maddesi uyarınca açılabilen bir dava türüdür. Bu davayı açabilmek için birtakım şartların yerine getirilmesi gerekmektedir. Bu şartlar şöyledir:

  1. Taraflar arasında nişanlılık ilişkisi bulunmalıdır: Manevi tazminat davası, nişanlılık ilişkisi olan kişiler arasında açılabilmektedir.
  2. Nişan tek taraflı irade açıklamasıyla sona erdirilmelidir. Nişanın bozulması, yalnızca bir tarafın tek taraflı irade açıklamasıyla sona erdirilmis olmalıdır.
  3. Nişanı bozan tarafın fiili, karşı tarafın kişilik haklarını zedelemiş olmalıdır. Nişanı bozan tarafın fiili, karşı tarafın kişilik haklarını zedelemiş olmalıdır. Bu, kişinin itibarına, onuruna, saygınlığına ve diğer benzeri unsurlarına zarar veren herhangi bir davranış olabilmektedir.
  4. Nişanın bozulmasında, karşı tarafın kusuru olmalıdır: Nişanın bozulmasında kusurlu olan taraf, manevi tazminat ödemekle yükümlüdür. Kusur, ihmal, hata veya kötü niyet şeklinde olabilmektedir.
  5. Kusurlu fiil ile ortaya çıkan zarar arasında illiyet bağı bulunmalıdır. Kusurlu fiil ile ortaya çıkan zarar arasında bir nedensellik ilişkisi olmalıdır.
  6. Tazminat talep edecek taraf, nişanın bozulmasına kusuruyla sebep olmamalı ya da karşı taraftan daha az kusurlu durumda bulunmalıdır. Nişanın bozulmasında kusuru olan kişi, manevi tazminat ödemekle yükümlüdür. Ancak, tazminat talep edecek tarafın da nişanın bozulmasına kusuruyla sebep olmaması veya karşı tarafın kusurundan daha az kusurlu olması gerekmektedir.
  7. Manevi tazminat talebinde bulunma, yasal ve iradi temsilin mümkün olmadığı, kişiye sıkı sıkıya bağlı bir haktır. Kişi bizzat istemde bulunmalıdır. Kişinin anne veya babasının o kişi adına tazminat talebinde bulunması mümkün değildir. Küçük ve kısıtlılar da yasal temsilcilerinin iznine bağlı olmadan manevi tazminat isteminde bulunabileceklerdir

Ayrıca nişan bozma nedeniyle manevi tazminat için ;

NİŞAN BOZMA NEDENİYLE MANEVİ TAZMİNAT DAVASI

Tazminat talep edecek taraf, nişanın bozulmasına kusuruyla sebep olmamalı ya da karşı taraftan daha az kusurlu durumda bulunmalıdır. Nişanın bozulması nedeniyle manevi tazminat talebinde bulunacak olan taraf, nişanın bozulmasında kusuru olmamalı veya karşı taraftan daha az kusurlu durumda bulunmalıdır. Örneğin, nişanlısını aldatan bir kişi nişanın bozulmasından dolayı manevi tazminat talebinde bulunamaz.

Manevi tazminat talebinde bulunma, yasal ve iradi temsilin mümkün olmadığı bağlı bir haktır. Manevi tazminat talebinde bulunmak için kişinin bizzat talepte bulunması gerekmektedir. Kişinin anne veya babasının o kişi adına tazminat talebinde bulunması mümkün değildir. Ancak küçükler ve kısıtlılar, yasal temsilcilerinin iznine bağlı olmadan manevi tazminat istemlerinde bulunabilirler.

Nişan bozma nedeniyle tazminat davası açma süresi 1 yıldır. Nişanın bozulması nedeniyle tazminat davası açma süresi, nişanın sona ermesiyle başlayarak 1 yıldır. Bu süre içinde dava açılmadığı takdirde, hak kaybı yaşanabilmektedir.

Tazminat talebi ile mahkeme gerekli incelemeleri yapar. Tazminat talebiyle açılan dava sonucunda, mahkeme gerekli incelemeleri yaparak, kusurlu olan kişiyi tespit eder. Eğer tespit edilen kişi zararın ortaya çıkmasına kusurluysa, genellikle uygun bir miktar para tazminat olarak takdir edilmektedir.

Manevi tazminat miktarı, hakim tarafından tarafların ekonomik, sosyal durumu gözetilerek belirlenmektedir. Manevi tazminat miktarı, hakim tarafından tarafların ekonomik, sosyal durumu gözetilerek belirlenir. Bu nedenle, her dava için farklı bir tazminat miktarı belirlenmesi mümkündür.

Sonuç olarak, Türk Medeni Kanunu Madde 121’e göre nişanın bozulması nedeniyle istenebilecek manevi tazminat düzenlemesi mevcuttur. Ancak tazminat talebinde bulunabilmek için belirli şartların yerine getirilmesi gerekmektedir

NİŞAN BOZMA NEDENİYLE TAZMİNAT DAVASINDA İSPAT YÜKÜ

Nişan bozma nedeniyle açılan tazminat davalarında, davacı, birtakım yükümlülüklerle karşı karşıyadır. İlk olarak davacı, aralarındaki nişanlılığın geçerli olduğunu ispat etmek zorundadır. Bunun için, nişanlılık sürecinde yaşanan olayları ve anlaşmaları belgelemesi gerekebilmektedir.

Ayrıca davacının,

  • nişanın bozulmasının haksız bir şekilde gerçekleştiğini
  • ya da karşı tarafın kusuru nedeniyle bozulduğunu kanıtlaması gerekir.

Bu da, nişanın bozulmasına sebep olan olayların ve davranışların detaylı bir şekilde belgelenmesini gerektirir. Örneğin, karşı tarafın sadakatsizlik veya hakaret içerikli sözleri gibi nişanı bozan davranışlarının kanıtlanması gerekebilmektedir.

Son olarak, davacı nişanın bozulması sonucu maddi ya da manevi olarak zarara uğradığını ispatlamak durumundadır. Maddi zararlar, nişan giderleri, evlenmenin gerçekleşeceği düşüncesiyle yapılan masraflar ve katlanılan maddi fedakarlıklar gibi konulardır. Manevi zararlar ise, duygusal kayıplar ve üzüntü gibi konulardır.

Davacı, bu iddialarını kanıtlamak için gerekli belgeleri ve tanıkları sunmalıdır. Bu sayede, mahkeme tarafından yapılan inceleme sonucunda hakim, karşı tarafın maddi bir zararının oluştuğuna kanaat getirirse, yapılan harcamalar ve tüm giderler değerlendirilerek uygun bir bedel tazminat olarak belirlenebilir.

Ancak unutulmamalıdır ki, nişanın bozulmasında haklı bir neden varsa veya davacının kusuru söz konusuysa, tazminat talebinin reddedilmesi söz konusu olabilir.

NİŞAN BOZMA NEDENİYLE TAZMİNAT DAVASINDA GÖREVLİ VE YETKİLİ MAHKEME

Nişanlılık ilişkisi aile hukukuna ilişkin olduğu için, nişanın bozulması durumunda görevli mahkeme aile mahkemesidir. Aile mahkemeleri, Türk Medeni Kanunu’na göre aile hukuku davalarında görevli olan özel mahkemelerdir. Aile hukuku ile ilgili konular, özellikle evlilik, boşanma, velayet ve nafaka gibi konular bu mahkemelerin görev alanına girmektedir.

Ancak, tazminat davaları için özel yetkili bir mahkeme belirlenmemiştir. Bu nedenle genel yetki kuralları uygulanır. Buna göre, tazminat davasını açacak olan kişi, davalının ikametgahının bulunduğu yer mahkemesine başvurmalıdır. Bu, davalının ikametgahının bulunduğu yer mahkemesinin yetkili mahkeme olduğu anlamına gelir. Örneğin, davalı İstanbul’da yaşıyorsa, tazminat davasını açacak olan kişi de İstanbul’daki mahkemeye başvurmalıdır.

Ancak, aile mahkemeleri her yerde bulunmamaktadır. Aile mahkemelerinin olmadığı yerlerde ise tazminat davaları için asliye hukuk mahkemeleri aile mahkemesi sıfatıyla görevli olacaktır. Bu durumda da, davalının ikametgahının bulunduğu yer mahkemesi, tazminat davası için yetkili mahkeme olarak belirlenecektir.

Sonuç olarak, nişanlılık ilişkisi aile hukukuna ilişkin olduğu için, nişanın bozulması durumunda , maddi ve manevi tazminat davalarında genel yetki kuralları doğrultusunda , davalının ikametgahının bulunduğu yer mahkemesi yetkili olacaktır. Aile mahkemelerinin olmadığı yerlerde ise asliye hukuk mahkemeleri aile mahkemesi sıfatıyla görev yapacaktır.

NİŞAN BOZMA NEDENİYLE TAZMİNAT DAVASINDA ZAMANAŞIMI

Nişan bozma nedeniyle açılacak davalar, maddi ve manevi tazminat davaları ve hediyelerin geri verilmesi için açılacak davalardır. Bu davaların zamanaşımı süresi, Türk Medeni Kanunu’na göre 1 yıldır.

Nişanlanan taraflar ve dava açabilecek kişiler, davayı 1 yıl içinde açmak zorundadırlar. Bu süre nişanın bozulduğu tarihten itibaren başlar. Örneğin, nişanın bozulma tarihi 1 Ocak 2023 ise, dava açma süresi 1 Ocak 2024 tarihine kadar devam eder.

Eğer davacılar 1 yıllık süre içinde dava açmazlarsa, dava açma hakkını kaybedeceklerdir. Yani, zamanaşımı süresi dolmuş olan davacılar, artık dava açamazlar. Ancak, bu süre içinde dava açılması halinde, davanın sonuçlandırılması için gerekli işlemler yapılacak ve dava sonuçlanacaktır.

Öte yandan, zamanaşımı süresinin başlangıç tarihi nişanın bozulduğu tarihtir. Bu nedenle, nişanın bozulmasından sonra uzun bir süre geçmesi halinde bile, dava açma hakkı 1 yıllık sürenin başladığı tarihte sona erecektir.

Sonuç olarak, nişan bozma nedeniyle açılacak davaların zamanaşımı süresi 1 yıldır. Bu süre nişanın bozulduğu tarihten itibaren başlar. 1 yıllık süre içinde dava açılmaması halinde, kişiler dava açma hakkını kaybedeceklerdir. Bu nedenle, nişan bozulması halinde davacıların süreyi iyi takip etmeleri önemlidir.

BENZER YAZILAR:

Yorum bırakın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Scroll to Top
Call Now Button