NETİCESİ SEBEBİYLE AĞIRLAŞMIŞ SUÇ

Türk Dil Kurumu’na göre suç kavramı yasalara aykırı davranış, cürüm anlamlarına gelmektedir. Ceza hukukuna göre ise suç kavramı ile gerçekleştirildiği takdirde ceza hukuku anlamında yaptırıma tabi kılınan fiil ifade edilmektedir. Ceza kanunlarında düzenlenen her suç tipi bir yaptırıma tabi kılınmıştır. Ancak yine de bazı hallerde suç oluşturan fiil sonucunda hukuk düzeninin dava fazla cezaya hükmettiği neticeler oluşabilmektedir. Bu makalemizde bu şekilde ortaya çıkan durumlar için kullanılan bir kavram grubu olarak; neticesi sebebiyle ağırlaşmış suç kavramına değineceğiz.

İlgili yazılarımız;

NETİCESİ SEBEBİYLE AĞIRLAŞMIŞ SUÇ KAVRAMI

Neticesi sebebiyle ağırlaşmış suç; 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun Genel Hükümler başlıklı birinci kitabının, “Ceza Sorumluluğunun Esasları” başlıklı ikinci kısmının  “Ceza Sorumluluğunun Şahsiliği, Kast ve Taksir” başlıklı birinci bölümünün “Neticesi Sebebiyle Ağırlaşmış Suç” yan başlıklı 23. Maddesinde düzenlenmiştir. Genel anlamda neticesi sebebiyle ağırlaşmış suç kavramını ve özelliklerini açıklamadan önce kanunun konu ile ilgili maddesine aşağıda yer verilmiştir.


Neticesi Sebebiyle Ağırlaşmış Suç


TCK Madde 23 –
(1) Bir fiilin, kastedilenden daha ağır veya başka bir neticenin oluşumuna sebebiyet vermesi halinde, kişinin bundan dolayı sorumlu tutulabilmesi için bu netice bakımından en azından taksirle hareket etmesi gerekir.

Kanun düzenlemesi incelendiği takdirde neticesi sebebiyle ağırlaşmış suçun oluşması için somut olay bakımından bir kavramın varlığının arandığı görülecektir. Bu kavramı “failin kastının aşılması” veya “kastı aşan suç” şeklinde ifade etmek mümkündür. Öğretide tartışmalı olmakla birlikte ortak görüşe göre kastı aşan suç ile neticesi sebebiyle ağırlaşmış suç aynı anlama gelmektedir.

Kanun Koyucu açık bir şekilde “neticesi sebebiyle ağırlaşmış suç” kavramını kullandığından Türk Ceza Hukuku sistemimizde bu kavram kullanılmaktadır. Bununla birlikte; bu suçun oluşması için somut olay bakımından failin kastını aşan bir neticenin varlığı zorunludur. 

NETİCESİ SEBEBİYLE AĞIRLAŞMIŞ SUÇLARIN ŞARTLARI NELERDİR?

Ceza sorumluluğuna hâkim olan ilkeleri; kanunilik ilkesi, eşitlik ilkesi, aynı suçtan iki kez cezalandırılmama ilkesi (Çifte Cezalandırma Yasağı) ve hareketin varlığı ilkesidir. Türk Ceza Hukuku sisteminde sorumluluğun esası bakımından ikili bir anlatım yapılmaktadır. Bunlar; objektif (kusursuz) sorumluluk ve sübjektif (kusur) sorumluluktur.

Türk Ceza Hukuku sistemimize göre subjektif sorumluluk gereğince; fail, işlediği fiil sonucunda oluşan netice dolayısıyla ancak ve ancak kusuru olduğu takdirde sorumlu tutulabilecektir. Türk Ceza Hukuku sistemimize göre objektif sorumluluk gereğince; fail gerçekleştirdiği bir fiil sonucunda meydana gelen neticenin oluşmasında kusuru bulunmasa dahi söz konusu netice objektif olarak faile isnat edilebilir. Neticesi sebebiyle ağırlaşmış suçlarda; netice failin kastını aşan bir durum olarak ortaya çıkmış olmasına rağmen objektif sorumluluk ilkesi gereğince; söz konusu netice bakımından failin sorumluluğuna gidilir.

Neticesi sebebiyle ağırlaşmış suçlar bakımından her zaman bünyelerinde iki farklı suçun barındırdığından bahsedilebilmektedir. Bunlardan ilki failin kastettiği suçtur. İkinci suç ise failin kastını aşan ve “daha ağır veya başka bir neticeyi” içeren suçtur. Bu iki suç tipi ceza hukuku bağlamında nedensellik bağı ile birbirine bağlıdır.

Yargıtay’ın yerleşik içtihatları gereğince bu suçların oluşması için aşağıda sıralayacağımız şartların bir arada bulunması zorunludur.

  • Fail tarafından ilk suçun icrasına kasten başlamış olmalı
  • Kasten işlenen ilk suç ile netice arasında nedensellik bağı olmalı
  • İlk suçu oluşturması için kasten gerçekleştirilen fiil, kastedilen daha ağır veya başka bir neticeyi meydana getirmeli
  • Failin meydana gelen netice bakımından en azından taksiri bulunmalıdır.

Failin meydana gelen netice bakımından taksiri dahi bulunmuyorsa; o halde ortaya çıkan sonuç bakımından cezai sorumluluğuna gidilmesi mümkün değildir.

TCK’DA DÜZENLENMİŞ NETİCESİ SEBEBİYLE AĞIRLAŞMIŞ SUÇLAR

5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nda bazı maddelerde neticesi sebebiyle ağırlaşmış suçlar düzenlenmiştir. İlgili suçlar aşağıda madde numaralı ile birlikte tek tek sıralanmaktadır.

  • Neticesi Sebebiyle Ağırlaşmış Yaralama Suçu (TCK madde 87)
  • Neticesi Sebebiyle Ağırlaşmış Cinsel Saldırı Suçu (TCK madde 102)
  • Neticesi Sebebiyle Ağırlaşmış Yalan Tanıklık Suçu (TCK madde 272)
  • Neticesi Sebebiyle Ağırlaşmış Yardım ve Bildirim Yükümlülüğünün Yerine Getirilmemesi Suçu (TCK madde 98)
  • Neticesi Sebebiyle Ağırlaşmış Çocuk Düşürtme Suçu (TCK madde 99)
  • Neticesi Sebebiyle Ağırlaşmış Çocukların Cinsel İstismarı Suçu (TCK madde 103)
  • Neticesi Sebebiyle Ağırlaşmış İşkence Suçu (TCK madde 95)
  • Neticesi Sebebiyle Ağırlaşmış Kişiyi Hürriyetinden Yoksun Bırakma Suçu (TCK madde 109)
  • Neticesi Sebebiyle Ağırlaşmış İnsan Üzerinde Deney Suçu ( TCK madde 90)
  • Neticesi Sebebiyle Ağırlaşmış Organ ve Doku Ticareti Suçu (TCK madde 91)
  • Neticesi Sebebiyle Ağırlaşmış Çevrenin Kasten Kirletilmesi Suçu (TCK madde 181)
  • Neticesi Sebebiyle Ağırlaşmış İhaleye Fesat Karıştırma Suçu (TCK madde 235)
  • Neticesi Sebebiyle Ağırlaşmış İftira Suçu (TCK madde 267)
  • Neticesi Sebebiyle Ağırlaşmış Bilişim Sistemine Girme Suçu (TCK madde 243)
  • Neticesi Sebebiyle Ağırlaşmış Fiyatları Etkileme Suçu (TCK madde 237)

NETİCESİ SEBEBİYLE AĞIRLAŞMIŞ SUÇLAR İLE İLGİLİ YARGITAY KARARLARI

TCK madde 87 – YARALAMA EYLEMİYLE MAKTULÜN ÖLÜMÜ ARASINDA İLLİYET BAĞI BULUNMASI KARŞISINDA DA SANIĞIN EYLEMİNİN KASTEN YARALAMA SONUCU ÖLÜME NEDEN OLMA SUÇUNU OLUŞTURDUĞU

  “Özel Dairenin; sanığın, tanıklar … ve …’yı olay yerinden uzaklaştırarak yaralanan maktulün kan kaybından ölümünün gerçekleşmesini sağlamak için maktulün başında beklediğine ilişkin olay kabulüne, olay yerine 50 metre mesafede bulunduğunu belirten ve maktulün yaralanmasına neden olan 2. silah sesinden hemen sonra olay yerine gittiğinde maktulü yerde yatar şekilde tek başına gördüğünü ifade eden tanık …’nın beyanı ile maktulün Hastaneye kaldırıldıktan yaklaşık 4 saat sonra hayatını kaybetmiş olması karşısında itibar etmenin mümkün olmadığı, Bu şekilde sanığın öldürme kastıyla değil yaralama kastıyla hareket ettiği, yaralama eylemiyle maktulün ölümü arasında illiyet bağı bulunması karşısında da sanığın eyleminin kasten yaralama sonucu ölüme neden olma suçunu oluşturduğu kabul edilmelidir.

Bu itibarla, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının itirazının kabulüne, Yargıtay 1. Ceza Dairesinin (…. )usul ve yasaya uygun olan 22.12.2016 tarihli ve 74-183 sayılı kararının onanmasına, 15.04.2020 tarihli ve 31100 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 7242 sayılı Kanun’la 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun’un 105/A, 107 ve geçici 6. maddelerinde yapılan değişiklikler ile hükmolunan ceza miktarı, gözaltında, tutuklulukta geçirilen süreler ve koşullu salıverilme tarihine kadar cezaevinde kalması gereken süre birlikte gözetildiğinde; sanık …’ın tutuklu bulunduğu kasten yaralama sonucu ölüme neden olma suçundan tahliyesine, başka bir suçtan hükümlü veya tutuklu olmadığı takdirde derhal salıverilmesi için yazı yazılmasına karar verilmelidir…” (Yargıtay Ceza Genel Kurulu Esas:2019/1-288 Karar:2020/226 Karar Tarihi: 21.05.2020 )

TCK madde 23 – SANIĞIN KASTEDİLENDEN DAHA AĞIR VE BAŞKA BİR NETİCENİN OLUŞUMUNA SEBEBİYET VERMESİ – SANIK HAKKINDA OLASI KAST HÜKMÜNÜN UYGULANIP UYGULANMAYACAĞININ KARAR YERİNDE TARTIŞILMAMASI

 “Failin, kastedilenden daha ağır ve başka bir neticenin gerçekleşebileceğini öngördüğü, buna rağmen eylemine devam ederek sonlandırdığı durumda, olası kastla hareket ettiğini kabul ederek gerçekleşen ağır ve başka sonuçtan dolayı doğrudan sorumluluğu cihetine gidilecektir. Ancak böyle bir kastın bulunmadığı, kast-taksir kombinasyonunun bulunduğu, temel suç tipinin kasıtlı, ağır ve başka neticenin ise taksirli olduğu durumda failin sorumluluğunu belirleyebilmek açısından, kasten işlenen temel suç ile ağır netice arasında öncelikle illiyet bağının varlığı aranacaktır. Nedensellik bağı meydana gelen netice açısından varlığı zorunlu ise de; tek başına yeterli olmayıp neticenin ayrıca faile yüklenip yüklenmeyeceği değerlendirilmelidir.

Bu kapsamda ağır neticenin objektif olarak faile yüklenebilir olması için, bu ağır ve başka neticenin temel suç tipinin işlenmesine bağlı, ona bitişik, ona özgü olan özel tehlikenin gerçekleşmesi ve doğrudan sonucu olması halinde mümkündür. Örneğin göze yapılan darbe sonucu görme kaybına neden olunması halinde failin görme kaybının gerçekleşebileceğini öngördüğü kabul edilerek gerçekleşen ağır sonuçtan sorumlu tutulacaktır. Ancak failin gerçekleşen ağır ve başka netice bakımından olası kastı olmamakla birlikte, bu ağır ve başka neticenin gerçekleşebileceğini öngörebildiği halde, failin bu netice bakımından sorumlu tutulabilmesi için en azından taksiri aranacaktır. Taksirle sorumluluk bakımından neticenin objektif olarak öngörülebilir olması yeterlidir.

Genel nitelikteki bu açıklamalardan sonra somut olayımızı ele alacak olursak; olay günü sanık ve katılan arasında çıkan tartışma sırasında; sanığın katılana tokat atması üzerine, katılanın dengesini kaybederek kaldırımdan arka üstü düşmesi, başını asfalt zemine çarparak, dosyada mevcut adli rapora göre, sol temporal ve oksipital kemikte lineer kırık ve epiduralhematom nedeniyle yaşamını tehlikeye sokacak şekilde yaralanması karşısında; olay günü sanığın katılana eliyle tokat atması şeklinde gerçekleşen eylemi neticesinde, kastedilenden daha ağır ve başka bir neticenin oluşumuna sebebiyet vermesi nedeniyle, sanık hakkında 5237 sayılı TCK’nin 21/2. maddesi gereğince olası kast hükmünün uygulanıp uygulanmayacağının karar yerinde tartışılmaması bozmayı gerektirmiştir…” (Yargıtay 3.Ceza Dairesi
Esas: 2016/ 10611 Karar: 2017 / 4071 Karar Tarihi: 05.04.2017 )

TCK madde 87

TCK’nın 23. maddesi hükmüyle, hukuk sistemimizdeki netice sebebiyle ağırlaşmış suçlar açısından kusursuz (objektif) sorumluluk terk edilmiş, bir fiilin, kast edilenden daha ağır veya başka bir neticenin oluşumuna sebebiyet vermesi halinde, kişinin bundan dolayı sorumlu tutulabilmesi için, bu netice bakımından en azından taksirle hareket etmesi gerektiği belirtilerek kusura dayalı sorumluluk olması sağlanmıştır. Bu itibarla kasten yaralama sonucunda kişinin öngörmediği ölüm gibi ağır bir neticenin meydana gelmesi durumunda, failin 87/4.fıkra uyarınca cezalandırılabilmesi için, bu netice açısından en azından taksirinin varlığı gereklidir. Kast taksir kombinasyonunun söz konusu olduğu bu durumda, iki kademe mevcuttur. Birinci kademeyi, kasten işlenen temel suç (kasten yaralama) ikinci kademeyi ise en azından taksirle sebebiyet verilen ağır netice (ölüm) oluşturmaktadır.

87/4.fıkra hükmünün uygulanabilmesi için failin kastının yaralamaya yönelik olması gerekir. Eğer failde ölüm neticesine yönelik doğrudan veya olası kast mevcut ise, bu durumda 87/4. fıkranın değil, kasten insan öldürme suçuna ilişkin 81.vd.maddelerinin uygulanması gerekir. Ölüm neticesinin ortaya çıkmasına neden olan ve yaralama kastı ile gerçekleştirilen herhangi bir hareket 87/4. fıkranın uygulanmasını gerektirir.

(…)

Sanığın 1 yıldır evli olduğu eşi ile kayınvalidesi Refia ve kayınpederinin evinin alt katında oturdukları, sanığın kayınvalidesi ile aralarında sürekli bir geçimsizlik söz konusu olduğu, olay günü sanığın 1927 doğumlu kayınvalidesi Refia ile kavga ederlerken, Refia’yı ittirdiği, ittirme neticesinde dengesini kaybederek düşen Refia’nın, sağ bacakta ağrı şikayetiyle hastaneye kaldırıldığı, geçici muayene raporunda vücudunda sağ femur fraktürü saptandığı ve hayati tehlikesinin mevcut olduğunun bildirildiği, kronik damar ve akciğer hastalığı bulunan Refia’nın kalça protezi ameliyatı geçirdikten sonra,

femur kırığına bağlı gelişen komplikasyonlar sonucunda kalp yetmezliği sebebiyle öldüğü ve Adli Tıp Kurumu 1.İhtisas Kurulu tarafından, ölüm ile yaralama arasında illiyet bağı bulunduğu tespit edilen olayda; yukarıdaki açıklamalar ışığında Refia’yı yaralamaya kastıyla ittiren, kendisinin hayati tehlike geçirecek şekilde yaralanmasına ve bu yaralama neticesinde de ölümüne sebebiyet veren sanık hakkında TCK’nın 86/1, 87/4 maddeleri gereği hüküm kurulması gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir.” (Yargıtay 12. Ceza Dairesi Esas: 2021/ 1894 Karar: 2021 / 8638 Karar Tarihi: 07.12.2021 )

SIK SORULAN SORULAR

Neticesi Sebebiyle Ağırlaşmış Suçlar Taksirle İşlenebilir Mi?

TCK madde 23’te düzenlenen neticesi sebebiyle ağırlaşmış suçlar dolayısıyla failin cezai sorumluluğuna gidilebilmesi için failin; suçu oluşturan hareket bakımından en azından taksirle hareket etmesi gerekmektedir.

Yorum bırakın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Scroll to Top
Call Now Button