İçindekiler
Bu makalemizde miras hukukunun en önemli konularından biri olan ; muris muvazaası nedir sorusunun cevabını vermeye çalışacağız. Tereke, murisin ölümü ile mirasçılara geçen ve aktif ve pasiflerden oluşan bir malvarlığıdır. Mirasçılar bu tereke üzerinde ancak murisin ölümü ile hak sahibi olur. Tasarruf işlemi yapma yetkisini kazanır. Mirasbırakan sağlığında mirasçıların haklarına zarar verecek tasarruf işlemleri yapsa dahi mirasçılar ; mirasçılık sıfatı doğmadığı için bir şey yapılamaz. Bazen mirasbırakan bir veya birkaç mirasçısının miras payına zarar vermek için ; sağlığında birtakım muvazaalı tasarruf işlemleri yapar. İşte bu işlemlere her ne kadar murisin sağlığında karşı çıkılamasa da ; ölümüyle birlikte bu işlemler mirasçılar tarafından dava konusu edilebilecektir. İşte bu davalar muris muvazaası davalarıdır. Bu yazımızda da ; Muris muvazaası nedir, muvazaa nedir, muris muvazaası kabul olmayan haller, muvazaa zamanaşımı konularının ve diğer başlıklar incelenecektir.
MUVAZAA NEDİR ?
Muris muvazaası nedir sorusunu yanıtlamadan önce muvazaa nedir sorusunu açıklamak daha faydalı olacaktır. Muvazaa tarafların, üçüncü kişileri aldatmak gayesi ile gerçek iradeleriyle bağdaşmayan ; görünüşte geçerli olmasına karşın gerçekte bir hüküm ifade etmeyen bir sözleşme yapmaları hususunda anlaşmalarıdır. Muvazaanın mutlak ve nispi muvazaa olmak üzere iki farklı türü mevcuttur. Muris muvazaası nedir hakkında ayrıntılı açıklamalar yapmadan evvel muvazaa nedir sorusunu incelemek gerekmektedir.
MUTLAK MUVAZAA
Mutlak muvazaada taraflar aralarında hiçbir işlem yapmamalarına rağmen üçüncü kişilere karşı işlem yapmış gibi gözükmek için işlem yaparlar. Burada yapılan görünüşteki işlemin arkasında saklı tutulan bir işlem yapma iradesi yoktur.
Mutlak muvazaa, hukuki düzenlemelerde ve hukuk sistemlerinde, özellikle mülkiyet transferi veya mülkiyet değişikliği gibi durumlarda önemli bir kavramdır. Örneğin, bir kişinin bir malı başka birine devrettiği ancak aslında gerçekte bir anlaşma olmadığı, sadece yasal sonuçlardan kaçınmak veya avantaj elde etmek için yapılan bir düzenleme, mutlak muvazaa olarak nitelendirilebilir.
Mutlak muvazaa, genellikle hukuk sistemlerinde geçersiz ve yasadışıdır. Mahkemeler, mutlak muvazaa içeren işlemleri tanımaz ve bu tür düzenlemeleri hükümsüz kılabilmektedir. Mutlak muvazaa, hukuki güvenilirliği ve dürüstlüğü sağlamak amacıyla hukuk sistemlerinde sıkı bir şekilde denetlenir ve önlenmeye çalışılır.
NİSPİ MUVAZAA
Nispi muvazaada taraflar aralarında yaptıkları asıl anlaşmayı gizlemek ve üçüncü kişileri aldatmak amacıyla görünüşte bir işlem daha yaparlar. Burada görüldüğü gibi görünüşteki işlemin arkasında gizlenen ve tarafların gerçek iradesinin ürünü olan gizli işlem vardır.
Tarafların gerçek iradelerinin ürünü olmayan görünüşte işlem mutlak ve nispi muvazaanın her ikisinde de geçersizdir. Nispi muvazaada saklı tutulan işlem ise şekil şartına aykırı olması sebebiyle geçersiz olacaktır. Örnek vermek gerekirse taraflar bir gayrimenkule yönelik yapılan bir bağışlama sözleşmesini ; dış dünyaya satış işlemi olarak göstermeyi amaçlasınlar. Bu halde gerçek amaç bağışlama yapmaya yönelikken görünüşteki işlem ise satış sözleşmesidir. Bu noktada satış sözleşmesi muvazaa sebebi ile hükümsüzdür. Bağışlama sözleşmesi de ; kanunda öngörülen şekil şartına aykırılıktan (taşınmazlar bağışlamada resmi şekil şartına tabidir) geçersiz olacaktır.

MURİS MUVAZAASI
Muris muvazaası bir kişinin mirasçılarından mal kaçırmak gayesi ile başkalarına yaptığı karşılıksız kazandırmaları satış veya ölünce kadar bakma sözleşmesi olarak göstermesidir. Bu noktada muris muvazaası ile amaç saklı pay mirasçılarının mirasbırakanın ölümünden sonra açabilecekleri tenkis davasını engellemektir. Öneki yazılarımızda ayrıntılı olarak açıkladığımız üzere saklı payları ihlal edilen mirasçılar tenkis davası ile tasarrufun düzeltilmesini veya iptalini sağlayabilmektedir. Muris muvazaası ile kişi yaptığı karşılıksız kazandırmayı bir satış işlemi gibi yansıtmakta ve tenkis davasının açılmasını engellemeye çalışmaktadır.
MİRAS PAYLAŞIMI
MURİS MUVAZAASI DAVASI ŞARTLARI
Muris muvazaasının varlığından söz edebilmek için 4 unsurun bir arada olması şarttır. Bu unsurlar ;
- Görünüşte İşlem : Yukarıda da vurgulandığı üzere görünüşteki işlem satış ya da ölünceye kadar bakma anlaşması olarak yansıtılır. Görünüşteki işlem muvazaa sebebi ile hükümsüzdür.
- Gizli İşlem : Tarafların gerçek iradelerinin oluşturduğu işlemdir. Çoğu zaman bağışlama şeklinde karşımıza çıkar. Gizli işlemin muvazaa nedeni ile hükümsüzlüğü öne sürülemez. Burada gizli işlemin geçerlilik şartları açısından değerlendirilmesi gerekir.
- Muvazaa Anlaşması : Görünüşteki işlemin sadece mirasçıları aldatmak amacı ile yapıldığı konusunda mirasbırakan ve işlemin karşı tarafının anlaşmasıdır.
- Mirasçıları Aldatma / Mirastan Mal Kaçırma : Görünüşte işlemin mirasçıları aldatma ve mirastan mal kaçırma kastı ile oluşturulmuş olması gerekmektedir. Muris muvazaası davası ikame edilebilmesi için kast unsurunun bulunması şarttır.
MURİS MUVAZAASI DAVALARINDA GÖRÜNÜŞTE İŞLEMİN ÖZELLİKLERİ
Muvazaada görünüşte işlem, miras bırakanın veya mirasçının gerçek niyetini gizleyerek, hukuki bir işlemi düzenlediği ancak gerçekte başka bir işlemi yapmak istediği durumu ifade eder. Yani, bir işlem görünüşte belirli bir şekli taşısa da, gerçekte başka bir amacı veya sonucu bulunmaktadır. Muvazaada görünüşte işlem, genellikle mirasçıların hukuki haklarını ihlal etmek veya başkalarını aldatmak amacıyla kullanılan bir hukuki kavramdır.
Muvazaada görünüşte işlem şartları, ülkelere ve hukuk sistemlerine göre farklılık gösterir, ancak genel olarak aşağıdaki özellikleri taşır:
- Gerçek niyetin gizlenmesi: Muvazaada görünüşte işlem iddiasını ileri süren taraf, işlemin gerçek niyetinin gizlendiğini kanıtlamalıdır. Yani, işlemde gerçek niyetin açıkça ortaya konulmadığı, niyetin başka bir amaca veya sonuca hizmet ettiği iddia edilmelidir.
- İşlemin gerçekleştirildiği görünüşteki şeklin önemli olması: Muvazaada görünüşte işlem iddiasını ileri süren taraf, işlemin görünüşteki şeklinin önemli olduğunu kanıtlamalıdır. Yani, işlemin görünüşteki şeklinin gerçek niyeti gizlemek veya başkalarını aldatmak amacıyla kullanıldığı iddia edilmelidir.
- Tarafların bilerek ve isteyerek hareket etmeleri: Muvazaada görünüşte işlem iddiasını ileri süren taraf, işlemi gerçekleştiren tarafların bilerek ve isteyerek hareket ettiklerini kanıtlamalıdır. Yani, işlemi gerçekleştiren tarafların gerçek niyetlerini ve amacını bildiği ve isteyerek bu işlemi gerçekleştirdiği iddia edilmelidir.
- Delillerin sunulması: Muvazaada görünüşte işlem iddiasını ileri süren taraf, iddiasını kanıtlamak için yeterli deliller sunmalıdır. Bu deliller, yazılı belgeler, şahit ifadeleri, ticari kayıtlar, finansal belgeler ve diğer ilgili deliller olabilecektir.
MURİS MUVAZAASI DAVALARINDA GİZLİ İŞLEMİN ÖZELLİKLERİ
Muvazaa davalarında “gizli işlem”, muvazaada görünüşte işlem iddiasını ileri süren tarafın, muvazaalı işlemi gerçekleştiren tarafların arasında daha sonra yapılan bir başka işlemi ifade eder. Yani, muvazaada görünüşte işlem iddiasını ileri süren taraf, muvazaalı işlemin ardından gerçekleştirilen bir başka işlemi gizlice yapar. Ve gerçek niyeti gizlemeye veya başkalarını aldatmaya çalıştığı iddiasında bulunacaktır.
Örnek olarak, bir kişi miras bırakanın ölümünden önce gerçekleştirdiği bir muvazaalı işlemle, mirasçılara ait bir malı kendisine devretmiş olabilir. Ardından, aynı kişi daha sonra bu malı bir başka kişiye satmış gibi görünen bir işlem yaparak, gerçek niyetini gizlemeye çalışmış olabilir. Bu durumda, muvazaada görünüşte işlem iddiasını ileri süren taraf, gizli işlem olarak nitelendirilen bu ikinci işlemi gündeme getirerek, muvazaalı işlemin gerçek niyetini ve amacını ortaya koymaya çalışacaktır.
Gizli işlem, muvazaada görünüşte işlem davalarında önemli bir faktördür çünkü muvazaalı işlemi gerçekleştiren taraflar, gerçek niyetlerini gizlemek veya başkalarını aldatmak amacıyla daha sonra gizli bir işlem yapabilirler. Muvazaada görünüşte işlem iddiasını ileri süren taraf, gizli işlemi delillerle kanıtlayarak, muvazaalı işlemin gerçek niyetini ve amacını ortaya koymaya çalışacaktır.

MUVAZAA ANLAŞMASI NEDİR?
Mirasbırakanın ve işlemin karşı tarafının muvazaa anlaşması, muvazaalı işlemin gerçek niyetini ve amacını doğrulamak için kullanılan bir delildir. Bu anlaşma, muvazaada görünüşteki işlem iddiasını ileri süren tarafın, mirasbırakanın gerçek niyetinin mirasçıları aldatmak olduğunu kanıtlamasına yardımcı olur. Muvazaa anlaşması, mirasbırakanın ve işlemin karşı tarafının, görünüşteki işlemin sadece bir hile veya aldatmaca olduğunu kabul ettiğini gösteren bir belgedir.
Muvazaa anlaşması, yazılı veya sözlü olarak gerçekleştirilebilmektedir. Ve muvazaa davalarında önemli bir delil olarak kabul edilmektedir Ancak, muvazaa anlaşmasının varlığını kanıtlamak bazen zor olabilmektedir. Mahkemeler, muvazaa iddiasını kanıtlamak için diğer delilleri de dikkate alacaktır. Muvazaa davalarında, muvazaa anlaşması gibi delillerin yanı sıra diğer delillerin de doğru ve güvenilir olması gerekmektedir.
MURİS MUVAZAASI KABUL OLMAYAN HALLER
Yukarıda muris muvazaası davası açılması için gerekli olan şartlar kısaca sayılmıştır. Bu başlıkta ise muris muvazaası kabul olmayan haller sayılacaktır. Çünkü uygulamada murisin sağlığında yaptığı her türlü tasarruf işlemi ; mirasçıları tarafından mal kaçırma kastının varlığı iddiası ile muvazaa davasına konu edilmektedir. Ancak murisin sağlığında yaptığı her işlem mirasçıların mal kaçırma amacıyla yapılmamaktadır. Aşağıda muris muvazaası kabul olmayan haller kısaca sayılacaktır.
Muris muvazaası kabul olmayan haller birtakım haller vardır . Bunlar;
- İlk olarak murisin mal kaçırma kastı bulunmaksızın yaptığı tasarruf işlemleri sayılmalıdır. Zira sağlığında muris çeşitli saiklerle birçok tasarruf işlemi yapar. Bu işlemlerin murisin ölümünden sonra muvazaa davasına konu edilmesinin ilk şartı mal kaçırma kastının bulunmasıdır. Ancak muris her işlemi bu kastla yapmaz. Örneğin bir taşınmazın gerçek bedelini alarak satış işlemini yapmış olabilecektir. Veya gerçekten bağışlama yapabilecektir. Bağışlama tapuda resmi şekle uygun olarak yapıldığında artık muvazaa iddiası gündeme gelmez. Bazen mirasbırakan denkleştirme kastı ile tasarruf işlemleri yapar. Burada amaç mirasın ölümünden sonra hakkaniyetli şekilde paylaştırılmasıdır. Sayılan bu hallerde muris muvazaası söz konusu olmayacaktır.
- Tapuya kayıtlı taşınmazların haricen satışı halinde de muris muvazaası davası açılmayacaktır. Burada tapulu bir taşınmaz muvazaalı şekilde devredilse bile taşınmazı devralan kişi zilyetliğin devrinden taşınmaz tespit tutanağının tanzimine kadar geçen sürede ; davasız aralıksız 10 yıl zilyet olması halinde artık sözleşmenin muvazaa sebebiyle geçersiz olduğu iddiası öne sürülemez.
- Muris muvazaası kabul olmayan haller için sonuncu durum ise tapusuz taşınmaz ve taşınır eşyanın devridir. Bilindiği üzere tapusuz taşınmazlar ve taşınır eşyaların devri bir şekil şartına bağlı değildir. Bu nedenle görünüşteki işlem muvazaa sebebiyle geçersiz olsa dahi gizli işlem için bir şekil şartı söz konusu olmadığından iptali gündeme gelmeyecektir.
MURİS MUVAZAASI DAVASINDA DAVACI
Muris muvazaası davasını yapılan muvazaalı işlemle miras hakkına halel getirilen her mirasçı ikame eder. Bu davada tenkis davasında olduğu gibi davacının saklı pay sahibi mirasçı olma koşulu aranmayacaktır. Mirasçının yasal veya atanmış mirasçı olması da bu dava yönünden önem arz etmez. Yasal ya da atanmış mirasçı muris muvazaası davasını açabilecektir.
Fakat mirası reddeden, mirastan çıkarılan ya da miras hakkından feragat eden mirasçılar bu davayı ikame edemeyecektir.
MURİS MUVAZAASI ZAMANAŞIMI
Mirastan mal kaçırma halinde muvazaa davası, murisin ölümünden sonra açılabilmektedir. Kişi yaşıyorken bu dava açılamaz. Yasada davanın açılması için bir hak düşürücü süre veya zamanaşımı süresi düzenlenmemiştir. Dolayısıyla muvazaa zamanaşımı söz konusu değildir. (muvazaa zamanaşımı)

MURİS MUVAZAASI NEDENİYLE TAPU İPTAL DAVASI
Uygulamada muris muvazaası davasının en önemli izdüşümü tapu iptal ve tescil talebi ile açılan davalardır. Olay mirasbırakanın, terekeye dahil olması gereken taşınmazını mirastan mal kaçırmak gayesi ile çoğu zaman bir mirasçısına veya üçüncü bir kişiye bağışlaması fakat bu durumu satışmış gibi göstermesi şeklinde ortaya çıkar. Bu keyfiyeti öğrenen ve hakları zedelenen diğer mirasçılar mirastan mal kaçırma muvazaası nedeni ile işlemin hükümsüz olduğunu, yapılan tapu kaydının iptalini ister.
Diğer makalelerimize buradan ulaşabilirsiniz.
MURİS MUVAZAASI İSPAT
Muvazaa iddiası her türlü delil ile ispat edilebilmektedir. Özellikle muris muvazaası uygulamada yüksek mahkeme içtihatları ile şekillenmiştir. İspat için de yerleşmiş yargı içtihatlarına göre tespitin doğru yapılabilmesi için mevcut verilerin ve eldeki olguların çok iyi değerlendirilmesi şarttır. Ülke ve yörenin gelenekleri, olayların olağan akışı, miras bırakanın sözleşmeyi yapmakta makul bir sebebinin olup olmadığı, davalı yanın alış gücü, satış bedeli ile sözleşme yapılış anındaki gerçek değer arasındaki fark, taraflar ile miras bırakan arasındaki inançlı ilişki gibi olgular göz önünde bulundurularak değerlendirme yapılmalıdır.
SIK SORULAN SORULAR
TAPU İPTAL VE TESCİL DAVASI
REDDİ MİRAS