İçindekiler
Para borcu, uygulamada en sık karşılaşılan borçlanma araçlarından biridir. Borçlu, para borcuna karşılık gelen değeri öderse borcunu ifa etmiş olacaktır. Eğer borçlu bu borcunu ifa etmezse temerrüde düşecektir. temerrüt halinde ise borca temerrüt faizi işletilecektir. Ancak özellikle enflasyonist ortamda paranın alım gücünün giderek azalması sebebiyle bu temerrüt faizin karşılamadığı zararlar ortaya çıkmaktadır. temerrüt faizi ile karşılanmayan bu zarara aşkın zarar veya munzam zarar denmektedir. Burada alacaklı borcun geç ifasından dolayı uğradığı zararın temerrüt faizi ile karşılanamayacak derecede büyük olduğunu iddia etmektedir.
Aşkın zarar Türk Borçlar Kanunu’nun 122. maddesinde düzenlenmiştir.
3. Aşkın zarar
MADDE 122- Alacaklı, temerrüt faizini aşan bir zarara uğramış olursa, borçlu kendisinin hiçbir kusuru bulunmadığını ispat etmedikçe, bu zararı da gidermekle yükümlüdür.
Temerrüt faizini aşan zarar miktarı görülmekte olan davada belirlenebiliyorsa, davacının istemi üzerine hâkim, esas hakkında karar verirken bu zararın miktarına da hükmeder.
İlgili yazılarımız ;
MUNZAM ZARARIN HUKUKİ NİTELİĞİ
Yukarıda da belirttiğimiz üzere para, uygulamada en sık kullanılan borçlanma araçlarından biridir. Ancak para çeşitli sebeplerle değer kaybeder. Bu sebeple de eğer borçlu, para borcunu ödemede temerrüde düşerse temerrüt faizinden sorumlu olur. Ancak bazen geç ifadan kaynaklanan zarar temerrüt faizi ile giderilemeyecek kadar fazla olabilmektedir. Bu halde ise aşkın zarar gündeme gelmektedir. Kısacası munzam zarar temerrüt faizini aşan zararları ifade etmektedir. Bu sebeple aşkın zarar yalnızca para borçlarında gündeme gelmektedir.
- Munzam zarar müsbet zararın bir türüdür. Müsbet zarar, alacaklının borcu gereği gibi ifa etmemesi sebebiyle borcun ifasındaki çıkarının gerçekleşmemesinden kaynaklanan zararlardır.
- Munzam zarar yalnızca ortaya çıkan fiili zararı ifade etmez. Mahrum kalınan kar da aşkın zararın konusunu oluşturabilmektedir.
- Munzam zarar, asıl alacaktan bağımsızdır. Ek zarar niteliğindedir.
- Munzam zararın hukuki dayanağı borçlunun temerrüde uğramasıdır.
- Sözleşmesel faizi aşan zararlar munzam zararın kapsamına girmez.
- Munzam zarar bütün para borçları için söz konusu olabilecektir.
MUNZAM ZARAR DAVASININ ŞARTLARI
Alacak temerrüde uğramalıdır.
Yukarıda belirttiğimiz üzere aşkın zararın söz konusu olabilmesi için alacağın vadesinde ödenmemiş olması, temerrüde uğraması gerekmektedir. Alacağın hangi durumlarda temerrüde uğrayacağı hususu yazımızın konusu olmadığından ayrıntılı şekilde aktarılmamıştır. Alacağın temerrüde düşmesi hususu için diğer yazılarımıza göz atabilirsiniz.
Temerrüt faizi ile karşılanamayan bir zarar olmalıdır.
Yukarıda da belirttiğimiz üzere aşkın zarar temerrüt faizi ile karşılanamayan zararı gidermeye yarayan bir hukuki yoldur. Bilindiği üzere para borcu bir tutar borcu olduğundan nominal bir değerdir. Borçlu borcunu ödeyeceği zaman paranın değeri artsa da azalsa da borçlandığı tutarı ödeyecek ve borcundan kurtulacaktır. Ancak borçlu temerrüde düşerse para borcu bir değer borcuna dönüşecektir. Bunun sebebi ise para paranın satın alma gücünün düşmesini engellemektir.
Alacağın temerrüde düşmesi ile alacağa temerrüt faizi uygulanır. Bu faiz para borçlarına bağlı fer’i bir alacaktır. Borçlu temerrüde düştüğü takdirde temerrüt faizini ödemekle yükümlüdür. Temerrüt faizi talep etmek için alacağın temerrüde düşmesi yeterli olup ayrıca bir zarar şartı aranmamaktadır.
Temerrüt faizi kanunda düzenlenmiştir. Taraflar ayrıca bir tutar belirlemediyse temerrüt faizi için 3095 Sayılı Kanuni Faiz Ve Temerrüt Faizine ilişkin Kanun hükümleri uygulanacaktır.
Alacağının temerrüde düşmesi sebebiyle alacaklının uğradığı zarar temerrüt faizi ile karşılanamayacak büyüklükte olabilmektedir. Bu durumda alacaklı aşkın, munzam zararını borçludan talep edecektir.
Borçlunun kusurlu olması gerekir.
Aşkın zarara karar verilebilmesi için borçlunun temerrüde düşmede kusurlu olması gerekir. Temerrüde düşen borçlu bu durumu bilerek ve isteyerek meydana getirmişse borçlunun temerrüde düşmede kastından bahsedilecektir. Ancak borçlu gerekli dikkat ve özeni göstermeyerek temerrüde düşmüşse borçlunun ihmali gündeme gelecektir. Karine olarak temerrüde düşen borçlu kusurlu kabul edilmektedir. Dolayısıyla borçlu bu hususta kusursuz olduğunu iddia ediyorsa ispatlaması gerekmektedir.
Temerrüde düşen borçlu kusursuz olduğunu ispat ederse aşkın zararı ödemekten kurtulacaktır. Ancak borçlunun hafif kusuru dahi olsa kusurlu kabul edilecektir. Dolayısıyla aşkın zararı ödeyecektir.
Nedensellik bağı olmalıdır.
Alacaklının aşkın zararı ile borçlunun temerrüdü arasında nedensellik bağı olmalıdır. Nedensellik bağını alacaklı ispat etmekle yükümlüdür.
Alacaklı munzam zararını talep etmelidir.
Aşkın zararın mutlaka alacaklı tarafından talep edilmesi gerekir. Munzam (aşkın) zararın talep edilebilmesi için borçlu aleyhinde açılan icra takibinde veya alacak davasında saklı tutulmasına gerek yoktur. Çünkü aşkın zarar temerrüt faizi ile karşılanmayan zararı gidermeye yönelik ve asıl alacaktan bağımsız bir kalemdir.
MUNZAM ZARARIN İSPATI
Yukarıda da belirttiğimiz üzere aşkın zararın ispat yükü alacaklı üzerindedir. Alacaklı temerrüt faizi ile karşılanamayan zararının varlığını ispat etmekle yükümlüdür. Peki bunu nasıl ispat eder?
Uygulamada aşkın zararın ispatı için iki yöntem kabul edilmektedir. Somut ve soyut yöntem. Somut yöntemde zararın varlığı somut vakıalar ile tespit edilmelidir. Bu yöntemde alacaklı fiili karinelerle hareket ederek zararı ispat edemez. Yargıtay da aşkın zararın ispatında somut yöntemi kabul etmektedir. Bu doğrultuda bir kararında “Yüksek enflasyon dolar kurundaki artış serbest piyasadaki faiz oranlarının yüksek oluşu davacıyı kanıt yükünden kurtaramaz. Zira davacı para alacağını zamanında alması halinde ne şekilde kullanacağını kanıtlayamamıştır”. diyerek somut yöntemi kabul ettiğini belirtmiştir.
Diğer yöntem olan soyut yöntem ise alacaklıya ispat kolaylığı sağlamaktadır. Zira zarar soyut olarak hesaplanmaktadır. Bu yöntemde belli ekonomik göstergeler kullanılarak zarar hesaplanır. Alacaklının somut vakıa göstermesi gerekmez.
SSS:
Alacağın temerrüde düşmesi halinde, temerrüt faizini aşan zararlar olabilmektedir. Bu zararları karşılamak için munzam zarar davası açılmaktadır. Dava ile ilgili detaylı bilgi için yazımızı okuyabilirsiniz.
Evet, munzam zarar müspet zarardır. Yukarıda da belirttiğimiz üzere borcun zamanında ödenmemesi sebebiyle uğradığı zarar aşkın zarara girmektedir.
Munzam zarar davası 10 yıllık zaman aşımı içinde açılabileceltir.