İçindekiler
- 1 İCRA TAKİBİNDEN ÖNCE AÇILAN MENFİİ TESPİT DAVASI
- 2 İCRA TAKİBİNDEN SONRA AÇILAN MENFİ TESPİT DAVASI
- 3 MENFİ TESPİT DAVASI ARABULUCULUK ŞARTI
- 4 MENFİ TESPİT DAVASI GÖREVLİ MAHKEME NERESİDİR?
- 5 MENFİ TESPİT DAVASI ZAMANAŞIMI NE KADARDIR ?
- 6 MENFİ TESPİT DAVASININ BORÇLU LEHİNE SONUÇLANMASI
- 7 MENFİ TESPİT DAVASININ ALACAKLI LEHİNE SONUÇLANMASI
- 8 SIK SORULAN SORULAR
Menfi tespit davası ,İcra İflas Kanunu‘nun 72. maddesinde istirdat davası ile birlikte tanımlanmıştır. Bu davayı, borçlu borcunu henüz ödemeden evvel borçlu olmadığının tespiti için açabilmektedir. Kanuna göre , borçlu takipten önce ya da takipten sonra borçlu bulunmadığının tespitini menfii tespit davasıyla talep edebilecektir. Menfi tespit davasının takipten önce veya sonra açılması davanın neticeleri bakımından önem arz eder. Bu yazımızda menfi tespit davası görevli mahkeme , arabuluculuk , zamanaşımı , gibi konular üzerinde durulacaktır.
İcra İflas Kanunu madde 72 ;
“Borçlu, icra takibinden önce veya takip sırasında borçlu bulunmadığını ispat için menfi tespit davası açabilir.”
İCRA TAKİBİNDEN ÖNCE AÇILAN MENFİİ TESPİT DAVASI
Kanunun açık lafzından da anlaşılacağı üzere bu dava; borçlu hakkında henüz bir icra takibi başlatılmadan evvel de açılabilmektedir. Fakat henüz bir takip mevcut değilken ; menfi tespit davası açılabilmesi için ciddi bir icra takibi tehdidinin olması gerekir. Bunun yanında alacaklının elinde itirazın kaldırılmasına yarayacak bir belge olmalıdır. Zira bu belge mevcut değilse borçlunun borca itirazı kaldırılamayacak ve itiraz takibin durdurulmasını sağlayacak ; menfi tespit davasının açılmasına gerek kalmayacaktır. Tüm bunlar takipten evvel bu davanın açılması için hukuki yararın olması gerektiğine işaret etmektedir.
Menfi tespit davası ; alacaklının varlığını iddia ettiği hukuki ilişkinin mevcut olmadığının borçlu tarafından tespiti talebini içerir. Bu tespit, irade sakatlığı ya da başka bir nedenle sağlanabilecektir. Fakat tüm bunların yapılabilmesi için davanın açılmasında hukuki yararın bulunması gerekmektedir. Burada belirtilen dava şartı olan hukuki yarar ; borçlunun ciddi bir icra tehdidi ile karşı karşıya kalması ; bu tehlikenin neticesinde bir zarara uğrayacak olması ; bu zararın ve tehlikenin yalnızca menfi tespit davasıyla ortadan kaldırılabilecek olmasıdır.
Menfi tespit davası açılması tek başına icrai işlemlerin yapılmasını engellemez. Yani menfi tespit davası açmış olsa dahi alacaklı borçluya karşı icra takibi yapabilecektir. Bunun yanı sıra başlayan takip de yalnızca menfi tespit davasının varlığı nedeniyle kendiliğinden durmaz. Ancak borçlu dava konusu alacağın %15’inden az olmayan bir teminat göstererek ; icra takibini durdurması için mahkemeden ihtiyadi tedbir talep edebilir.
İCRA TAKİBİNDEN SONRA AÇILAN MENFİ TESPİT DAVASI
Yukarıda menfi tespit davasının icra takibinden sonra açılabileceğinin mümkün olduğunu açıklamıştık. İcra takibi sürerken bu davanın açılması icra takibini tek başına durdurmaya yetmez. Bunun yanında takipten evvel açılan menfi tespit davasında olduğu gibi ; teminat karşılığında da takibin durması söz konusu değildir. Burada yalnızca borçlu alacağın %15’inden az olmayacak bir teminat yatırarak ve ihtiyadi tedbir kararı alarak; takip neticesinde icra veznesine ödenen paranın, alacaklıya ödenmemesini sağlayabilecektir. Bunun haricinde ihtiyadi tedbir kararı ile hacze ya da satışa engel olmak söz konusu olmayacaktır.
MENFİ TESPİT DAVASI ARABULUCULUK ŞARTI
Arabuluculuk kurumu mahkemelerin iş yükünü azaltmak için ; uyuşmazlıkların dava yoluna gidilmeden evvel çözülmesini amaçlayan bir alternatif kurumdur. Bu kurumla uygulamada özellikle iş davalarında zorunlu dava şartı olarak düzenlenmekle sıkça karşılaşılmaktadır. Yapılan son düzenleme ile ticari uyuşmazlıkların da bir kısmı zorunlu arabuluculuğa tabi olmuştur. Türk Ticaret Kanunu’nun 5. maddesine yapılan eklemeye göre ;
“Bu Kanunun 4’üncü maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır.”
Menfi tespit davalarının bir kısmı ticari dava niteliğindedir. Bu ticari dava niteliğindeki menfi tespit davasının ; dava şartı olan zorunlu arabuluculuğa tabii olup olmadığı konusu ise uygulamada son derece tartışmalıdır. Uygulamada bir görüş menfii tespit davasının konusunun belli bir miktar para olması sebebiyle zorunlu arabuluculuk kapsamında olduğunu savunmaktadır. Bu doğrultuda birçok Bölge Adliye Mahkemesi kararı mevcuttur. Uygulamadaki bir diğer görüş ise menfii tespit davasında belli bir miktar paranın alınması yönünde bir durum söz konusu olmadığını savunmaktadır. Bizim de katıldığımız bu görüşe göre menfi tespit davasında asıl talep alacaklı ile borçlu arasında bir borç ilişkisinin bulunmadığının tespit edilmesidir. Dolayısıyla burada bir miktar paranın ödenmesine yönelik bir talep bulunmamaktadır. Bölge adliye mahkemelerinin bu izah ettiğimiz ikinci görüşü yansıtan da birçok kararı bulunmaktadır.
Bölge adliye mahkemeleri arasındaki bu uyuşmazlık Yargıtay 19. Hukuk Dairesi’nin verdiği kararlar son bulmuştur. Bu karar ile ; “Ticari nitelikteki menfi tespit davalarında dava açılmadan önce “arabuluculuğa” gidilmesinin zorunlu olmadığı ; arabulucunun olmasının bir “dava şartı” olmadığını” Yargıtay kesin olarak belirtmiştir. Dolayısıyla ticari nitelikte menfi tespit davası arabuluculuk şartı söz konusu değildir.
MENFİ TESPİT DAVASI GÖREVLİ MAHKEME NERESİDİR?
Menfi tespit davasında yetkili mahkeme takibin yapıldığı icra dairesinin olduğu yer mahkemesi ya da davalının yerleşim yeri mahkemesidir. Görevli mahkeme ise genel görevli mahkeme olan Asliye Hukuk Mahkemeleri’dir. Ancak davada alacağın niteliğine göre görevli mahkeme değişebilmektedir. Örnek vermemiz gerekirse kambiyo senetlerine dayalı bir alacak söz konusu ise bu halde görevli mahkeme Asliye Ticaret Mahkemesi olacaktır.
MENFİ TESPİT DAVASI ZAMANAŞIMI NE KADARDIR ?
Uygulamada tarafımıza sıkça yöneltilen sorulardan bir de menfi tespit davası zamanaşımı ne kadardır sorusudur. Menfi tespit davası zamanaşımı kanunumuzda düzenlenmemiştir. Yani menfi tespit davası için zamanaşımı süresi öngörülmemiştir.
MENFİ TESPİT DAVASININ BORÇLU LEHİNE SONUÇLANMASI
Menfi tespit davası borçlu lehine neticelenirse icra takibi derhal durur. Kararın kesinleşmesi ile birlikte hükme göre icra eski hale iade edilecektir. Dava sonunda verilen karar kesin hüküm niteliğinde olması sebebiyle dava konusu aynı olan bir dava açılamaz.
Belirtmemiz gerekir ki icranın eski hale iadesi gerçekleştirilirken satış sonucunda malların mülkiyetinin bir kısmı üçüncü şahıslara geçmişse iyi niyetli üçüncü kişilerin mülkiyet hakkı muhafaza edilecektir. Fakat bu malların bedeli borçluya ödenir. Mülkiyetin iadesi için bu şahıslara yalnızca ihalenin feshi davası koşulları varsa açılabilir.
Ayrıca borçlunun talebi halinde yapılan takibin haksız ve kötü niyetli olduğunun tespiti durumunda borçlu lehine, alacağın %20’sinden az olmamak kaydıyla tazminata karar verilecektir.
MENFİ TESPİT DAVASININ ALACAKLI LEHİNE SONUÇLANMASI
Dava alacaklı lehine sonuçlanırsa icra takibine konu ilişkinin varlığının tespiti kesin hükümle yapılmış olur. Ayrıca dava takipten önce açılmışsa artık alacaklı elindeki ilamla takibe başlayabilir. Dava takipten sonra açılmış ve takip hakkında ihtiyadi tedbir kararı alınmışsa bu karar derhal kaldırılır. Tedbir kararı sebebiyle alacağına geç kavuşan alacaklının zararı dava kapsamında re’sen tespit edilir ve ödenir. Tazminat miktarı alacağın %20’sinden az olamaz.
SIK SORULAN SORULAR
Borçlu tarafından açılan menfi tespit davası, alacaklı ile borçlu arasında bir hukuki ilişkinin bulunmadığını dolayısıyla bir borcun bulunmadığının tespiti için açılmaktadır.
Yukarıda da belirttiğimiz üzere menfi tespit davaları için kanunda bir zamanaşımı yahut hak düşürücü süre düzenlenmemiştir. Ancak İİK 89. madde uyarınca bir haciz ihbarnamesine binaen menfi tespit davası açılacaksa tebliğden itibaren 15 gün içinde bu davanın açılması gerekmekteir.