İçindekiler
- 1 KİŞİLERİN HUZUR VE SÜKUNUNU BOZMA SUÇUNUN UNSURLARI
- 2 KİŞİLERİNİN HUZUR VE SÜKUNUNU BOZMA SUÇUNUN CEZASI NEDİR?
- 3 KİŞİLERİN HUZUR VE SÜKUNUNU BOZMA SUÇUNDA KORUNAN HUKUKİ DEĞER
- 4 KİŞİLERİN HUZUR VE SÜKUNUNU BOZMA SUÇUNDA MANEVİ UNSUR
- 5 KİŞİLERİN HUZUR VE SÜKUNUNU BOZMA SUÇUNDA GÖREVLİ MAHKEME VE YARGILAMA SÜRECİ
- 6 KİŞİLERİN HUZUR VE SÜKUNUNU BOZMA SUÇU İLE İLGİLİ YARGITAY KARARLARI
Kişilerin huzur ve sükununu bozma suçu 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (TCK) Hürriyete Karşı Suçlar başlığı altında “Kişilerin huzur ve sükununu bozma” yan başlıklı madde 123’de düzenleme alanı bulmuştur. Anayasamızın 56/1. maddesine göre herkes, sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşama hakkına sahiptir. Anayasa md. 17’ye göre; herkes, madde ve manevi varlığını koruma hakkına sahiptir. TCK 123. maddesinde ise korunan hukuksal yarar kişilerin psikolojik, ruhsal sükûn içinde yaşama hakkıdır.
İlgili kanun maddesinde bu suçun ne şekilde işleneceği ve cezası açıkça düzenlenmiştir.
Madde 123- (1) Sırf huzur ve sükûnunu bozmak maksadıyla bir kimseye ısrarla; telefon edilmesi, gürültü yapılması ya da aynı maksatla hukuka aykırı başka bir davranışta bulunulması halinde, mağdurun şikayeti üzerine faile üç aydan bir yıla kadar hapis cezası verilir.
Israrlı takip Madde 123/A- (1) Israrlı bir şekilde; fıziken takip etmek ya da haberleşme ve iletişim araçlarını, bilişim sistemlerini veya üçüncü kişileri kullanarak temas kurmaya çalışmak suretiyle bir kimse üzerinde ciddi bir huzursuzluk oluşmasına ya da kendisinin veya yakınlarından birinin güvenliğinden endişe duymasına neden olan faile altı aydan iki yıla kadar hapis cezası verilir.
(2) Suçun;
a) Çocuğa ya da ayrılık kararı verilen veya boşandığı eşe karşı işlenmesi,
b) Mağdurun okulunu, iş yerini, konutunu değiştirmesine ya da okulunu veya işini bırakmasına neden olması,
c) Hakkında uzaklaştırma ya da konuta, okula veya iş yerine yaklaşmama tedbirine karar verilen fail tarafından işlenmesi, hâlinde faile bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası verilir.
KİŞİLERİN HUZUR VE SÜKUNUNU BOZMA SUÇUNUN UNSURLARI
İlgili kanun maddesine göre sırf huzur ve sükun bozmak amacı ile bir kişiye;
- Israrla telefon etmek (Yargıtay’ın görüşüne göre mesaj göndermek de bu kapsama alır)
- Israrla gürültü yapmak
- Israrla hukuka aykırı herhangi bir davranışta bulunmak kişilerin huzur ve sükununu bozma suçunun maddi unsurlarının oluşturmaktadır.
TCK 123. Maddesinde sayılan bu seçimlik hareketlerden birisinin işlenmesi halinde ‘Kişilerin Huzur ve Sükununu Bozma Suçu’ oluşacaktır. Söz konusu fiilin WhatsApp, Facebook, Twitter, Youtube, Instagram gibi sosyal medya üzerinden işlenmesi de mümkündür.
Bu suçun düzenlendiği madde gerekçesinde suçun maddi unsuruna örnek olarak oturulan apartmanın alt veya üst katında sürekli olarak öteberi çalarak gürültü yapılması gösterilmiştir.
KİŞİLERİNİN HUZUR VE SÜKUNUNU BOZMA SUÇUNUN CEZASI NEDİR?
Sayılan şekilde kişilerin huzur ve sükununu bozan kişiye verilecek olan ceza 3 ay ile 1 yıl arasında değişen hapis cezasıdır.
- Suçun ve hareketin en önemli özelliklerinden birisi de suçu oluşturacak hareketlerin “belirli bir kişiye” karşı yöneltilmiş olmasıdır. Bu husus maddede “bir kimseye” ibaresiyle ortaya konulduğu gibi, “sırf huzur ve sükununu bozmak maksadıyla” ifadesiyle de desteklenmiştir. O halde belirli bir kişiye yönelik olmayan bir hareket ne denli huzur ve sükunu bozmaya yönelik ve elverişli olursa olsun 123. maddedeki suçu oluşmayacaktır. Bu durum söz konusu olduğunda yine 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 183. Maddesinde düzenlemiş olan Gürültüye Neden Olma Suçu oluşacaktır.
- Hemen belirtmek gerekmektedir ki; fiilin belirli bir kişiye yönelik olması koşulu, yalnızca telefon etmek bakımından değil, her üç hareket bakımından da aranacaktır, bir başka deyiş ile her üç seçimlik hareket açısından da ortak bir özelliktir.
- Söz konusu fiilin ısrarlı gerçekleştirilmiş olması unsuru suçun oluşması bakımından büyük önem arz etmektedir. Gerçekten maddede, bir kimseye “ısrarla” telefon edilmesi, gürültü yapılması ya da aynı maksatla hukuka aykırı başka bir davranışta bulunulmasından söz edilmektedir. Dikkat edilmesi gerekmektedir ki; “ısrar” unsuru, her üç hareket bakımından da aranmaktadır.
- İlgili suçun oluşması için kastın gerekli olduğu, bu suçun taksirle işlenemeyeceği açıktır ve bu konuda bir tereddüt yer yoktur. Bununla birlikte genel kast yeterli olmayıp, maddedeki açık ifade karşısında (TCK 123/1) sırf huzur ve sükûnu bozmak maksadına dayanan özel kast gereklidir.
KİŞİLERİN HUZUR VE SÜKUNUNU BOZMA SUÇUNDA KORUNAN HUKUKİ DEĞER
Bu suç; kanunun “Kişilere Karşı Suçlar” başlıklı ikinci kısmının “Hürriyete Karşı Suçlar” bölümünde “Kişilerin huzur ve sükununu bozma” yan başlığı altında düzenlenmiştir. İlgili kanun maddesi ile failin kişilerin huzur ve sükûnlarının bozulması hususunda gerçekleştirdiği haksız ve hukuka aykırı eylemleri cezalandırmaktadır. Ayrıca Bu suç ile korunan hukuki değer; en genel tabirle kişilerin kendi içsel huzurudur.
Madde gerekçesinde ifade edildiği üzere; bu suç tanımıyla cezalandırılan fiiller, kişiler üzerinde uygulanacak maddî veya cebrî bir müdahale niteliği taşımamaktadır. Bu suç düzenlemesi ile bireylerin psikolojik ve ruhsal huzur içinde yaşama hakkını korunmaktadır.
KİŞİLERİN HUZUR VE SÜKUNUNU BOZMA SUÇUNDA MANEVİ UNSUR
Suçun manevini unsuru; kast veya taksirdir. Türk ceza hukuku sistemimize göre kast; suçun kanuni düzenlemesinde tanımlanan unsurların suçun faili tarafından bilerek ve isteyerek gerçekleştirilmesidir. TCK madde 21’e göre ise suçun oluşması ancak ve ancak kastın varlığına bağlıdır.
TCK madde 123’te düzenlenen suçun oluşması failin fiili gerçekleştirirken kasten hareket etmiş olmasına bağlıdır. Dolayısıyla bu suçun kasten işlenebilen suçlar arasında olduğunu söyleyebiliriz. Suçun kanun düzenlemesi incelendiği takdirde suçun oluşması için ayrıca failin; mağdurun huzur ve sükununu bozma amacıyla hareket etmesi gerektiğinin düzenlendiği görülecektir. Bu nedenle TCK madde 123 bakımından failin özel bir saik ile fiili işlemesi zorunludur.
KİŞİLERİN HUZUR VE SÜKUNUNU BOZMA SUÇUNDA GÖREVLİ MAHKEME VE YARGILAMA SÜRECİ
Kişilerin huzur ve sükununu bozma suçu bakımından görevli mahkeme; asliye ceza mahkemeleridir.
CMK’nın uzlaştırma ile ilgili maddelerinde hangi suçların uzlaştırma kapsamında olduğu detaylı şekilde düzenlenmiştir. Kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçu kanunen uzlaştırma kapsamına alınmıştır. Dolayısıyla bu suç bakımından uzlaştırma prosedürü uygulanması zorunlu olup, bu prosedürün uygulanmasının ardından kovuşturmaya veya yargılamaya devam olunabilmektedir.
Bu suç dolayısıyla yapılan yargılama sonunda fail hakkında verilen hapis cezasının adli para cezasına çevrilmesi mümkündür. Ayrıca şartların oluşması halinde; mahkemece fail hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilmesi de mümkündür.
Ayrıca fail hakkında yapılan yargılama sonunda bu suç dolayısıyla verilen cezanın mahkeme tarafından ertelenmesine karar verilmesi de mümkündür.
KİŞİLERİN HUZUR VE SÜKUNUNU BOZMA SUÇU İLE İLGİLİ YARGITAY KARARLARI
TCK madde 123 – Kişilerin Huzur Ve Sükununu Bozma Suçu – Sanığın Müştekilerin Evlerinin Önüne Giderek Rahatsızlık Verip Yerden Almış Olduğu Taşları Evlerine Doğru Atmak Suretiyle Gerçekleştirdiği Eylemi
“Sanık hakkında kişilerin huzur ve sükununu bozma suçu bakımından; Bir kimseyi sırf rahatsız etmek amacıyla telefon edilmesi, gürültü yapılması ya da aynı maksatla hukuka aykırı başka bir davranışta bulunulması eylemlerinin ısrarla yapılması halinde, TCK’nın 123. maddesindeki kişilerin huzur ve sükununu bozma suçunun oluşacağı gözetilmeden, sanığın, aynı gün müştekilerin evlerinin önüne giderek rahatsızlık verdiği ve yine yerden almış olduğu taşları evlerine doğru atmak suretiyle gerçekleştirdiği eyleminde, kişilerin huzur ve sükununu bozma suçunun özel kast unsurunun ne şekilde oluştuğu açıklanmadan yetersiz gerekçe ile mahkumiyet kararı verilmesi bozmayı gerektirmiş…” (YARGITAY 4. Ceza Dairesi Esas: 2019/ 515 Karar: 2021 / 21351 Karar Tarihi: 13.09.2021)
TCK madde 123 – Kişilerin Huzur Ve Sükununu Bozma Suçu
“Sanık hakkında katılan …’a yönelik kişilerin huzur ve sükununu bozma, şantaj, tehdit ve katılan …’a yönelik iftira suçlarından kurulan beraat hükümleri açısından;
Sanığa atılı suçlara ilişkin yasa maddelerinde öngörülen cezaların üst sınırı uyarınca, 5237 sayılı TCK’nın 66/1-e. ve 67/2. maddelerine göre, suçların tabi bulunduğu 8 yıllık olağan dava zamanaşımının gerçekleştiği anlaşıldığından katılanlar … ve … vekilinin temyiz sebepleri bu nedenle yerinde görülmekle, 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca, tebliğnameye aykırı olarak, başkaca yönleri incelenmeksizin hükümlerin BOZULMASINA, ancak, yeniden yargılama yapılmasını gerektirmeyen bu hususta CMUK’nın 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak karar verilmesi mümkün olduğundan sanık hakkında açılan kamu davalarının gerçekleşen asli dava zamanaşımı nedeniyle, 5237 sayılı TCK’nın 66/1-e. ve CMK’nın 223/8. maddeleri gözetilerek DÜŞMESİNE,” (YARGITAY 4. CEZA DAİRESİ Esas: 2019 / 5254 Karar: 2021 / 30038 )
TCK madde 123 – Kişilerin Huzur Ve Sükununu Bozma Suçu
“Kayden 18.12.1994 doğumlu olup, kovuşturma evresinde mahkemece beyanının alındığı 05.04.2011 tarihli celsede 17 yaşının içerisinde bulunan mağdurenin zorunlu vekil huzurunda davaya katılmak istemediğini beyan etmesi karşısında, hükmü temyize hakkı bulunmayan mağdure vekilinin temyiz talebinin CMUK.nın 317. maddesi uyarınca reddiyle, incelemenin sanık hakkında kasten yaralama, tehdit, hakaret ve kişilerin huzur ve sükununu bozma suçlarından kurulan hükümlere yönelik sanık müdafiin temyizi ile sınırlı olarak yapılmasına karar verildikten sonra gereği düşünüldü:
Kişilerin huzur ve sükununu bozma suçunun düzenlendiği TCK.nın 123. maddesinde sadece hapis cezası yer aldığı halde sanık hakkında doğrudan adli para cezasına karar verilmesi karşı temyiz olmadığından bozma nedeni yapılmamıştır.Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma ve kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine,Ancak;Sanık hakkında hükmolunan gün para cezalarının adli para cezalarına dönüştürülmesine karar verilirken uygulama maddesi olan TCK.’nın 52/2. maddesinin gösterilmemesi suretiyle CMK.nın 232/6. maddesine aykırılık yapılması…” (YARGITAY 14. CEZA DAİRESİ Esas: 2012/12340 Karar: 2014/9684 Tarih: 10.09.2014)
Kişilerin Huzur ve Sükununu Bozma