İçindekiler
- 1 İNSAN TİCARETİ SUÇUNUN MADDİ UNSURLARI
- 2 TCK MADDE 80/3 ÇOCUK TİCARETİ SUÇU
- 3 İNSAN TİCARETİ SUÇU İLE KORUNAN HUKUKİ DEĞER
- 4 İNSAN TİCARETİ SUÇU BAKIMINDAN MANEVİ UNSUR
- 5 İNSAN TİCARETİ SUÇU BAKIMINDAN ŞİKAYET USULÜ VE ZAMANAŞIMI
- 6 İNSAN TİCARETİ SUÇU BAKIMINDAN GÖREVLİ MAHKEME VE YARGILAMA SÜRECİ
- 7 İNSAN TİCARETİ SUÇU İLE İLGİLİ YARGITAY KARARLARI
- 8 SIK SORULAN SORULAR
İnsan ticareti suçu; Türk Ceza Kanunu’nun Uluslararası suçlar başlıklı birinci kısmın Göçmen Kaçakçılığı ve İnsan Ticareti başlıklı ikinci bölümünde 80. Maddesinde düzenlemiştir. İlgili kanun maddesinin birinci fıkrası şöyledir;
TCK Madde 80- (1) (Değişik: 6/12/2006 – 5560/3 md.) Zorla çalıştırmak, hizmet ettirmek, fuhuş yaptırmak veya esarete tâbi kılmak ya da vücut organlarının verilmesini sağlamak maksadıyla tehdit, baskı, cebir veya şiddet uygulamak, nüfuzu kötüye kullanmak, kandırmak veya kişiler üzerindeki denetim olanaklarından veya çaresizliklerinden yararlanarak rızalarını elde etmek suretiyle kişileri ülkeye sokan, ülke dışına çıkaran, tedarik eden, kaçıran, bir yerden başka bir yere götüren veya sevk eden ya da barındıran kimseye sekiz yıldan on iki yıla kadar hapis ve on bin güne kadar adlî para cezası verilir.
Kanunun açık düzenlemesi ile de görüleceği üzere bu suçun yaptırımı sekiz yıldan on iki yıla kadar hapis ve on bin güne kadar adli para cezasıdır.
İlgili Yazılar;
İNSAN TİCARETİ SUÇUNUN MADDİ UNSURLARI
Bu suç bakımından suçun faili ve mağduru herkes olabilmektedir. Birçok suç bakımından genellikle suçun mağduru ve konusu farklı olmasına rağmen; insan ticareti suçunda suçun konusu mağdurun maddi ve manevi varlığı, bütünlüğüdür.
Suçun maddi unsurlarından fiil; iki farklı hareketin birleşmesi ile oluşur. Bu bağlamda; “..tehdit, baskı, cebir veya şiddet uygulamak, nüfuzu kötüye kullanmak, kandırmak veya kişiler üzerindeki denetim olanaklarından veya çaresizliklerinden yararlanarak rızalarını elde etmek..” şeklindeki fiiller ilk hareketi ifade etmektedir. Araç fiiller olarak da adlandırılabilir. Maddenin devamında ifade edilen “…kişileri ülkeye sokan, ülke dışına çıkaran, tedarik eden, kaçıran, bir yerden başka bir yere götüren veya sevk eden ya da barındıran…” Şeklindeki hareketler ise asıl (amaç) hareketleri ifade eder.
Bu noktada fail tarafından seçimlik hareketlerden birden fazlasının birlikte işlenmesi halinde ek bir suçun oluşacağını belirtmek gerekir. Dolayısıyla fail; hem tehdit hem de cebir kullanarak mağduru kaçırır ve bir yerden başka bir yere götürürse tek bir insan ticareti suçundan sorumlu tutulur.
TCK MADDE 80/3 ÇOCUK TİCARETİ SUÇU
Çocuk ticareti suçu; bu suçunözel bir görünüşü olarak TCK madde 80/3’te düzenlenmiştir. Kanunun ilgili fıkrası şöyledir;
TCK madde 80/3 – On sekiz yaşını doldurmamış olanların birinci fıkrada belirtilen maksatlarla tedarik edilmeleri, kaçırılmaları, bir yerden diğer bir yere götürülmeleri veya sevk edilmeleri veya barındırılmaları hallerinde suça ait araç fiillerden hiçbirine başvurulmuş olmasa da faile birinci fıkrada belirtilen cezalar verilir.
Burada “araç fiillerden hiçbirine başvurmadan” ifadesi ile çocuğun rızası dahilinde asıl filler işlenmiş olsa da; çocuğun vermiş olduğu bu rızanın hukuken geçerli olmadığı ifade edilmiştir.
İNSAN TİCARETİ SUÇU İLE GÖÇMEN KAÇAKÇILIĞI SUÇU ARASINDAKİ FARKLAR
Bu suç ile TCK madde 79’da düzenlenen göçmen kaçakçılığı suçu; suçun maddi unsurlarından fiil unsuru bakımından benzerlikler gösterse de birçok noktada aralarında farklılıklar bulunmaktadır.
- İnsan ticareti suçunda mağdurun sömürülmesi süreklilik arz eder. Ancak göçmen kaçakçılığı suçunda amaç maddi menfaat elde etmek olduğundan fail suçun kanuni tanımından sayılan fiilleri işleyerek kazancını elde etmeye çalışır.
- Her iki suç bakımından da failin özel bir saikle hareket etmesi aranmaktadır. Göçmen kaçakçılığı suçunda fail; doğrudan doğruya veya dolaylı olarak maddi menfaat elde etmek amacıyla hareket eder.
- İnsan ticareti suçunda ilk hareketin gerçekleşmesi sebebiyle mağdurun hukuka uygun bir rızası bulunmamaktadır. Göçmen kaçakçılığı suçu bakımından ise; mağdurun suçun unsuru olan fiile rızası vardır.
İNSAN TİCARETİ SUÇU İLE KORUNAN HUKUKİ DEĞER
Korunan hukuki değer kavramı aslında failin fiilinin yöneldiği değeri ifade eder. İnsan ticareti suçu ile birden fazla hukuki değerin korunduğunu söylemek yanlış olmaz. Suçun kanunda düzenlendiği yer de göz önüne alındığında, öncelikli olarak uluslararası toplum düzeninin korunduğunu belirtebiliriz.
Ayrıca bu suç ile kişilerin irade özgürlükleri de korunmaktadır. Bununla birlikte; kişilerin onuru ve haysiyetleri ile vücut bütünlükleri de koruma altına alınmıştır.
İnsan ticareti suçu ile korunan bir diğer hukuki değer ise kamu düzeni ve toplum güvenliğidir. Zira bir noktada sınır güvenliklerini koruma amacı da taşımaktadır.
İNSAN TİCARETİ SUÇU BAKIMINDAN MANEVİ UNSUR
Suçun manevi unsuru kasttır. İnsan ticareti suçu bakımından kanun koyucu, suçun oluşması için özel kastın varlığını aramaktadır. Bu husus kanun maddesinde “Zorla çalıştırmak, hizmet ettirmek, fuhuş yaptırmak veya esarete tâbi kılmak ya da vücut organlarının verilmesini sağlamak maksadıyla” şeklinde ifade edilmiştir. Suçun manevi unsurunun varlığından söz edebilmek için failin; fiili icra ederken madde metninde sınırlı şekilde sayılan saiklerden biri ile hareket etmesi gerekir.
Burada önemli olan bir diğer nokta ise; failin insan ticareti suçundan cezalandırılabilmesi için maddi kazanç elde etmesinin zorunlu olmamasıdır. Her ne kadar suçun kanuni tanımında düzenlenen saikler sonuç itibariyle maddi kazanç elde etmeye yönelik olsa da; failin bu suçtan dolayı yaptırıma tabi tutulması için maddi kazanç elde etmesi zorunlu değildir.
İNSAN TİCARETİ SUÇU BAKIMINDAN ŞİKAYET USULÜ VE ZAMANAŞIMI
TCK madde 80’de düzenlenen insan ticareti suçu; soruşturulması ve kovuşturulması kanunen mağdurun şikayetine tabi olan suçlar arasında sayılmamıştır. Suçun şikayete bağlı olmaması sebebiyle, bu suç bakımdan ihbarda bulunmanın söz konusu olduğunu belirtmek gerekir. Dolayısıyla mağdurun şikayetten vazgeçmesi bu suç bakımından hukuki sonuç doğurmaz.
İnsan ticareti suçu bakımından olağan dava zamanaşımı süresi TCK madde 66/1-d gereğince 15 yıldır. Bu sürenin dolması halinde fail hakkında insan ticareti suçu ilgili soruşturma açılamamaktadır. Zira dava zamanaşımı süresinin dolması; ceza davasının düşmesi sonucunu doğurmaktadır.
İNSAN TİCARETİ SUÇU BAKIMINDAN GÖREVLİ MAHKEME VE YARGILAMA SÜRECİ
İnsan ticareti suçu bakımından görevli mahkeme ağır ceza mahkemeleridir. Şikayete tabi olmadığından soruşturulması savcılıkça re’sen yapılmaktadır. Kanunda insan ticareti suçu bakımından tüzel kişilerle ilgili özel bir düzenleme yer almaktadır.
TCK madde 80/4 – Bu suçlardan dolayı tüzel kişiler hakkında da güvenlik tedbirine hükmolunur.
İNSAN TİCARETİ SUÇU İLE İLGİLİ YARGITAY KARARLARI
Kişiyi Hürriyetinden Yoksun Kılma Suçunun İnsan Ticareti Suçunun Unsuru Olduğuna İlişkin
“İnsan ticareti ve fuhşa aracılık etme suçları birbirinden bağımsız olduğundan, fuhuş yaptırmak maksatlı insan ticareti suçunda, insan ticareti suçunun unsurunu oluşturan araç fiiller ile fuhşun nitelikli halini teşkil eden fiillerin bulunup bulunmadığı her suç açısından ayrı ayrı değerlendirilmelidir.
Somut olayda; oluş, dosya kapsamı ve mahkeme kabulüne göre, sanık V. A.’ın katılan H. E. fuhuş amacıyla barındırdığı ve sevk ettiği anlaşıldığından, sanığın kanıtlanan eylemlerinin TCK’nın 80/1. madde ve fıkrasında belirtilen “tehdit, baskı, cebir veya şiddet uygulamak” şeklinde gerçekleşen insan ticareti ile TCK’nın 227/4 maddesinde düzenlenen fuhuş suçlarını oluşturduğu, kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçunun ise insan ticareti suçunun unsuru olduğu, bu nedenle ayrıca ceza verilemeyeceği gözetilmeden, sübuta eren ve unsurları yönünden oluşan insan ticareti ile fuhuş suçlarından ayrı ayrı mahkumiyeti yerine, yerinde olmayan gerekçeyle fuhuş suçu ile birlikte kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan cezalandırılmasına karar verilmesi hukuka aykırıdır.” (Yargıtay 18. Ceza Dairesi 2015/10157 K.)
Çocuk Ticareti Suçuna İlişkin
“Bu açıklamalar ışığında, sanığın suç tarihinde 17 yaşında olduğu anlaşılan mağdura karşı fuhuş eylemini sağlamaya yönelik davranışlarından dolayı TCK’nın 80/3. maddesinde yazılı olan; “On sekiz yaşını doldurmamış olanların birinci fıkrada belirtilen maksatlarla tedarik edilmeleri, kaçırılmaları, bir yerden diğer bir yere götürülmeleri veya sevk edilmeleri veya barındırılmaları hâllerinde suça ait araç fiillerden hiçbirine başvurulmuş olmasa da faile birinci fıkrada belirtilen cezalar verilir” biçimindeki düzenleme nedeniyle, TCK’nın 44. maddesinde belirtildiği biçimde fikri içtimadan söz edilemeyeceği, kaldı ki mağdurun mahkemece itibar edilen ilk kolluk ifadesinde, fuhuş yapmak istemediğinde sanığın kendisini dövdüğünü de açıkça belirtmesi karşısında, insan ticareti suçu dışında çocuk olan mağdura karşı eyleminden dolayı ayrıca “fuhuş” suçunun da oluşabilme ihtimalinin bulunduğu anlaşılmakla, sanık hakkında dava zamanaşımı süresi içerisinde mahkemesince, “fuhuş” suçundan suç duyurusunda bulunulabileceği değerlendirilerek yapılan incelemede:
Sanığa yükletilen insan ticareti eylemiyle ulaşılan çözümü haklı kılıcı zorunlu öğelerin ve bu eylemin sanık tarafından işlendiğinin Kanuna uygun olarak yürütülen duruşma sonucu saptandığı, bütün kanıtlarla aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların temyiz denetimini sağlayacak biçimde ve eksiksiz sergilendiği, özleri değiştirilmeksizin tartışıldığı, vicdani kanının kesin, tutarlı ve çelişmeyen verilere dayandırıldığı…” (YARGITAY 18.Ceza Dairesi 2017/ 2152 E. 2019 / 2936 K. 13.02.2019 T. )
İnsan Ticareti Suçunun Fuhuş Suçu İle Birlikte İşlenmesine İlişkin
“Suç tarihinde 15-18 yaş grubu içinde olan ve ikamet ettiği Ankara’dan önce Tosya, oradan da İskilip ve Çorum’a götürülen mağdurenin bulunduğu yerden ayrılma yönündeki rızasının, sanıklardan S’nin mağdureyle evlenme ve onu ailesiyle tanıştırma vaadi şeklinde ortaya çıkan kandırıcı hareketleriyle elde edildiği, reşit olmayan mağdurenin bu şekilde ortaya çıkan ve sakatlanmış iradesinin, hukuken geçerli bir rıza sayılamayacağı, gerçeğe aykırı beyanlar ile ikna edilip mağdurenin kendi egemenlik alanından uzaklaştırılması suretiyle amaç suçları olan fuhuş suçunun gerçekleştirilmesini sağlayan sanıklar S ve A’ın eylemlerinin bu haliyle 5237 sayılı TCK. nun 80. maddesinde tanımlanan suçun oluşumu için aranan seçimlik hareketlerden kandırmak unsurunu ihtiva etmesi nedeniyle bu sanıklar yönünden fuhuş suçunun yanında ayrıca ve tüm unsurlarıyla İnsan Ticareti suçunun da oluştuğu anlaşılmakla…” (YARGITAY 5.Ceza Dairesi 2011/ 1242 E. 2011 / 2978 K. 12.04.2011 T.)
SIK SORULAN SORULAR
Yukarıda da belirttiğimiz üzere insan ticareti suçu Türk hukukunda ilk defa 765 sayılı Türk Ceza Kanunu’na 2002 yılında 4771 sayılı Kanun ile eklenen 201/b maddesi ile düzenlenmiş ve yaptırım altına alınmıştır.
İnsan ticareti suçunun cezası TCK madde 80/1 son cümlesi gereğince sekiz yıldan on iki yıla kadar hapis ve on bin güne kadar adlî para cezasıdır.