İDARİ İŞLEMİN İPTALİ DAVASI NEDİR ?

İdari işlem idarenin hukuki olarak sonuç doğurmaya yönelen irade beyanlarıdır. İdari işlemin iptali davası nedir sorusunun cevabı ; bu işlemlerin yetki, sebep , şekil , konu ve ayrıca amaç unsurlarından biriyle hukuka aykırılıklarından ötürü kaldırılmalarını sağlayan davadır. Bu işlemlerin karine olarak hukuka uygun sayılmaları dolayısıyla bu dava vatandaşların haklarını kullanabilmesi açısından önem arz eder.

İPTAL DAVASINDA GÖREVLİ MAHKEMELER

– İdare Mahkemesi , ilk derece mahkemesi olarak

– Vergi Mahkemesi , ilk derece mahkemesi olarak

– Bölge İdare Mahkemesi , istinaf mahkemesi olarak

– Danıştay , temyiz mahkemesi ve bazı davalarda ilk derece mahkemesi olarak

İdari yargı yerindelik denetimi yapamaz. Ancak idari işlem ve eylemlerin hukuka uygunluklarını denetleyebilmektedir. Yürütme görevinin kanunlarda gösterilen şekil ve esaslara uygun olarak yerine getirilmesini kısıtlayacak, idari eylem ve işlem niteliğinde veya idarenin takdir yetkisini kaldıracak biçimde yargı kararı veremezler.

İDARİ İŞLEMİN İPTALİ DAVASI AÇMA SÜRESİ

İdari işlemin iptali davası açma süresi idari işlemin tebliğ ya da niteliğine göre ilan tarihinden itibaren belli bir zaman dilimi içerisinde açılmalıdır. İşlemin niteliğine göre iptal davası açma süreleri ikiye ayrılmaktadır. Bunlar ;

1) GENEL DAVA AÇMA SÜRESİ

İptal davası açma genel süresi Danıştay’da ve idare mahkemelerinde altmış ve vergi mahkemelerinde otuz gündür. Bu süreler hak düşürücü süre niteliğindedir ve hakim tarafından kendiliğinden dikkate alınır. Kural olarak tüm idari işlemlere karşı açılan iptal davalarında bu sürelere uyulmaktadır.

2) ÖZEL DAVA AÇMA SÜRESİ

İdari işlemin niteliği gereği ilgili bulunan kanunda farklı veya özel bir süre öngörülmesi halinde genel dava açma süresi uygulanmayıp özel dava açma süresi eğer açık bir biçimde kanunda öngörülmüşse özel dava açma süresi uygulanır. Açıkça özel dava açma süresi öngörülmemişse genel dava açma süresi uygulanır.

İDARİ İŞLEMİN İPTALİ DAVASI AÇMA SÜRELERİNİN İŞLEYİŞİ

– İdari uyuşmazlıklarda; yazılı bildirimin yapıldığı yani işlemin ilgiliye tebliğ edildiği tarihten itibaren başlar.

-Vergi, resim ve harçlar ile benzeri mali yükümler ve bunların zam ve cezalarından doğan uyuşmazlıklarda: Tahakkuku tahsile bağlı olan vergilerde tahsilatın; tebliğ yapılan hallerde veya tebliğ yerine geçen işlemlerde tebliğin; tevkif yoluyla alınan vergilerde istihkak sahiplerine ödemenin; tescile bağlı vergilerde tescilin yapıldığı ve idarenin dava açması gereken konularda ise ilgili merci veya komisyon kararının idareye geldiği; tarihi izleyen günden başlar.

-Adresleri belli olmayanlara özel kanunlarındaki hükümlere göre ilan yoluyla bildirim yapılan hallerde, özel kanununda aksine bir hüküm bulunmadıkça süre, son ilan tarihini izleyen günden itibaren on beş gün sonra işlemeye başlar.

-İlanı gereken düzenleyici işlemlerde dava süresi, ilan tarihini izleyen günden itibaren başlar. Ancak bu işlemlerin uygulanması üzerine ilgililer, düzenleyici işlem veya uygulanan işlem fakat her ikisi aleyhine birden dava açabilirler. Düzenleyici işlemin iptal edilmemiş olması bu düzenlemeye dayalı işlemin iptaline engel olmaz.

Tatil günleri sürelere dahildir. Sürenin son günü tatil gününe rastlarsa, süre tatil gününü izleyen çalışma gününün bitimine kadar uzar.

Bu Kanunda yazılı sürelerin bitmesi çalışmaya ara verme zamanına rastlarsa ;

bu süreler, ara vermenin sona erdiği günü izleyen tarihten itibaren yedi gün uzamış sayılmaktadır.

İDARİ İŞLEME KARŞI ÜST MAKAMA BAŞVURU HALİNDE İPTAL DAVASI AÇMA SÜRESİ

İlgililer tarafından idari işlemin iptali davası açılmadan önce, idari işlemin kaldırılması, geri alınması değiştirilmesi veya yeni bir işlem yapılması üst makamdan, üst makam yoksa işlemi yapmış olan makamdan, idari dava açma süresi içinde istenebilir. Bu başvurma, işlemeye başlamış olan idari dava açma süresini durdurur.

Altmış gün içinde bir cevap verilmezse istek reddedilmiş sayılmaktadır. Buna zımni red denir. İsteğin reddedilmesi veya reddedilmiş sayılması halinde dava açma süresi yeniden işlemeye başlar ve başvurma tarihine kadar geçmiş süre de hesaba katılır.

Bu şekilde yargıya başvuru yapılmadan hukuka aykırı olan idari işlemin idare tarafından düzeltilmesi istenmektedir. İlgililerin başvurularının neticesi , dilekçe sahiplerine yazılı olarak bildirilmektedir.

İdari işleme karşı itiraz için birçok özel yasa ve düzenleyici işlem mevcuttur. İdareye itiraz süresi ile ilgili özel bir düzenlemenin mevcut olması halinde özel olarak düzenlenen süreye ve gösterilen makama itiraz edilmelidir ayrıca cevap süresi de özel olarak da belirtilmişse altmış günlük zımni red süresine uyulmaz.

İDARİ MAKAMLARA BİR İŞLEM YADA EYLEM YAPILABİLMESİ İÇİN BAŞVURU HALİNDE İPTAL DAVASI AÇMA SÜRESİ

İlgililer haklarında iptal davasına konu olacak bir idari işlemin bulunmadığı takdirde ilgili idareye dilekçe ile başvurarak bir işlem yada eylem yapılmasını isteyebilmektedir. Altmış gün içinde bir cevap verilmemesi halinde zımni red gerçekleşir. İlgililer altmış günlük süreninin bitiminde itibaren ikinci bir altmış gün içerisinde konusuna göre Danıştay’a, idare ve vergi mahkemelerine dava açabilirler. Bu süreler hak düşürücü süre niteliğindedir.

Altmış günlük süre içinde idarece verilen cevap kesin değilse ilgili bu cevabı,

isteminin reddi sayarak dava açabileceği gibi, kesin cevabı da bekleyebilir. Ancak bu takdirde dava açma süresi işlemez. Ancak, bekleme süresi başvuru tarihinden itibaren altı ayı geçemez.

Dava açılmaması veya davanın süreden reddi hallerinde, altmış günlük sürenin bitmesinden sonra yetkili idari makamlarca cevap verilirse, cevabın tebliğinden itibaren altmış gün içinde dava açabilirler.

İPTAL DAVASINA KONU OLAN İDARİ İŞLEM

İdari mercilerce bir kamu hizmeti gerçekleştirme için kamu gücünü kullanarak tek taraflı olarak yapılan işlemlerdir. İdari işlemler tesis edildikleri alandaki kişilerin hukuki durumlarını etkileyen sonuçlar doğuruyor , menfaatlerini ihlal ediyorsa bu işlemlere karşı dava açılır.

İdarenin işlemleri genel olarak birel işlem ve düzenleyici işlem olmak üzere ikiye ayrılmaktadır.

Birel işlem belli kişi , kişi grupları yada nesnelerin hukuki durumunu etkileyen işlemlerdir. Düzenleyici işlemler ise idarenin düzen ve nizamının sağlanması amacıyla kamu idaresi tarafından gerçekleştirilen işlemlerdir. Bu işlemlere karşı iptal davası doğrudan bir biçimde Danıştay’a açılabilmektedir. Düzenleyici işlem türleri şunlardır : Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi , Yönetmelik , Cumhurbaşkanı Kararı , Diğer Düzenleyici İşlemler.

Düzenleyici işlem ;

  • hukuki olarak soyut ,
  • nesnel ,
  • sürekli
  • ve genel nitelikte hukuki normlar oluşturan ,
  • bu normları değiştiren veya kaldıran idari işlemlerdir.

İPTAL DAVASI AÇMA EHLİYETİ

İdari işleme karşı iptal davası için kişinin(gerçek veya tüzel ) fiil ehliyetine sahip olması gerekmektedir. Ancak sadece fiil ehliyetine sahip olmak idari işlemin iptali davası açmak için yeterli değildir. Aynı zamanda “ menfaat ihlali de “ olmalıdır. Menfaat dava konusu işlem ile davacı arasında kurulan makul , güncel ve meşru bir ilişkidir. Menfaat ihlali olmadığı takdirde dava reddedilmektedir. Bu ihlal aşağıdaki belirtildiği şekilde incelenmektedir.

Menfaat ihlali niteliğine göre üç kategoride incelenmektedir:

1- Kişilerin kişisel menfaat ihlali sebebiyle iptal davası açma ehliyeti.

2- Bütün toplumla alakalı konularda iptal davası açma ehliyeti.

3- İdari makamın Kollektif olan işlemlerine katılan kişilerin iptal davası açma ehliyeti.

BİREYSEL İŞLEMLERE KARŞI İPTAL DAVASI AÇMA EHLİYETİ

Hak hukukun koruduğu menfaatlerdir. Menfaat ihlali hukuki olarak hak ihlalinden daha geniş kapsamlıdır. İdari işlem ile dava açan kişi arasında geçerli ( meşru) güncel ve ciddi bir ilişkinin varlığı halinde menfaat olduğu kabul edilmektedir. Güncel menfaat iptal edilmesi istenen idari işlemle davacı arasında mevcut durumda yada kısa bir süre içerisinde ilgi kurulabilmesini ifade etmektedir. Meşru menfaat halinde idari işlem ile ilgili arasında hukuk düzenine aykırı olmayan bir ilginin var olmasıdır. Kişisel menfaat idari işlemin ilgili açısından bir sonuç meydana getirmesidir.

Menfaat ilgisinin dava açıldığı zamanda bulunması yeterli olmayıp dava sonuçlandıran kararın kesinleşmesine kadar devam etmesi gerektiği kabul edilir.

TÜM TOPLUMU İLGİLENDİREN KONULARDA DAVA AÇMA EHLİYETİ

Burada çevre , imar , kültür ve tabiat varlıklarının korunmasına ilişkin işlemlere karşı herkes davacı olabilmektedir. İYUK ‘ da dava ehliyetinin sınırlandırılması durumunda bu davalar istisnai nitelikte tutulmuştur. Danıştay içtihatlarında toplumun tümünü veya belirli bir kısmını ilgilendiren konularda menfaati ihlal edilen kişiler ile birlikte meslek kuruluşları , odalar , barolar vb. kuruluşlarda iptal davası açabilir.

KOLLEKTİF İŞLEMLERDE İPTAL DAVASI AÇMA EHLİYETİ

Birçok kişinin birlikte karar alıp idari işlem gerçekleştirmesi halinde bu kişilerden işleme karşı çıkanlar bu idari işlemin iptali davası nı açabilirler. Ancak işleme karşı çıkan kişilerin muhalif olduklarını tutanağa şerh ettirmeleri gerekir.

İPTAL DAVASI AÇMA SEBEPLERİ

İdari işlemin iptali davası açılabilmesi için yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden birinin hukuka olması gerekmektedir. Bu sebepler şu şekilde değerlendirilebilir:

1-Yetki bakımından hukuka aykırılık:

İdare hukukuna göre belli yetkileri , ancak o yetkileri kullanmak üzere kanunla yetkili kılınmış organ veya makamlar kullanabilmektedir. Bir idari işlemin yetkisiz makam tarafından yapılması hukuka aykırıdır. Yetki bakımından hukuka aykırılık incelenirken şu hususlara bakılır:

a)Yer belli bir coğrafi sınıra işaret edebilir ya da belirli bir idari birimi ifade edebilir. Her iki halde de idare ancak yetkili olduğu yerde işlem yapabilir.

b)İdare adına görev yapan kişiler belli süreler içerisinde yetki sahibidir. Bu süreler sona erdiği takdirde yaptıkları işlemler hukuka aykırı hale gelir.

c)İdari makamlar birbirinin yetkisine giren işlemleri yapamazlar. Aynı zamanda aynı idari makam içerisindeki farklı organlarda birbirlerinin yetkisine giren işlemleri yapamazlar.

d) İdarenin yasama organına ait bir yetkiyi kullanması yada yargı organına ait bir yetkiyi kullanması hukuka aykırılık sebebidir.

e)Kanunda açık hüküm bulunmadığı takdirde imza yetkisi devri yapılması veya vekalet verme işlemi yapılması halinde ; bu işlemlere dayanılarak yapılan tüm idari işlemler hukuka aykırıdır.

f) İdari işlemler gerçekleştirilirken ast ve üst birbirinin yetkisine giren işlemleri yapamazlar

g)İdari işlemi hangi idari makam yaptıysa ; aynı şekilde değişiklik yapma kaldırma ve geri alma yetkisi de bu makama aittir. Buna usulde paralellik ilkesi denir bu ilkeye uyulmaması hukuka aykırılık sebebidir.

2-Şekil bakımından hukuka aykırılık ;

Hukuki olarak idari işlemlerin yapılmasında belirli şekil şartları aranmaktadır. Bu şekil şartlarına kanun , yönetmelik vb. mevzuatta öngörülen şekilde uyulması gerekir. Buna uyulmadığı takdirde o idari işlem geçersiz olacaktır ve hukuka aykırı hale gelir.

3-Sebep yönünden hukuka aykırı İşlem ;

İdari işlemin yapılması için gereken hukuki yada maddi olaylara sebep denir. Sebep işlemin dayanağıdır. Sebep unsuru bulunmadığı takdirde idari işlemin denetlenmesi mümkün olmayacağından ; idari işlem hukuka aykırı hale gelir. Aynı zamanda sebebin gerçek olamaması halinde de idari işlem hukuka aykırı hale gelir.

4-Konu nedeniyle hukuka aykırı İşlem ;

Konu idari işlem sebebi ile ortaya çıkan hukuki sonuçtur. Bu bakımdan hukuka aykırılık oluşması için idarenin normları yerine getirmemesi , yanlış yada eksik uygulaması gerekir. Kanunen açıkça yasaklanan konularda yapılan idari işlem hukuka aykırıdır. Kanunen bir dayanağı olmadığı halde idari işlemlerle kişilere fazladan sorumluluk yüklenmesi hukuka aykırıdır.

5-Amaç yönünden hukuka aykırı İşlem ;

İdari faaliyetlerin amacı kamu yararıdır. Bu genel amaçtır bunun dışında özel amaçta öngörülebilir. Ancak tüm idari işlemler amaç bakımından hukuka uygun olmalıdır. Amaca aykırı yapılan işlemler hukuka aykırıdır ve bu aykırılığı davacı ileri sürmelidir.

YÜRÜTMENİN DURDURULMASI KARARI

İdari yargıda yürütmenin durdurulması kararı İYUK madde 27’ de düzenlenmiştir. Bu karar aleyhine iptal davası açılan işlemin idari makamca ; davanın sonuçlanması beklenmeden uygulanmasının engellenmesi amacıyla verilen geçici bir tedbir kararıdır. Yürütmenin durdurulması kararı hukuki olarak idari işlemin uygulanmasını erteleyen geçici bir önlemdir.

Danıştay da veya idari mahkemelerde dava açılması dava edilen idari işlemin yürütülmesini durdurmaz.

Yürütmenin durdurulması kararı verilebilmesinin şartları ;

-idari işlemin uygulanması halinde telafisi güç veya imkânsız zararların doğması.

-idari işlemin açıkça hukuka aykırı olması gerekir.

Uygulanmakla etkisi tükenecek olan idari işlemlerin yürütülmesi, savunma alındıktan sonra yeniden karar verilmek üzere, idarenin savunması alınmaksızın da durdurulabilir. Yürütmenin durdurulması kararlarında idari işlemin hangi gerekçelerle hukuka açıkça aykırı olduğu ; işlemin uygulanması halinde doğacak telafisi güç veya imkânsız zararların neler olduğunun belirtilmesi zorunludur. Sadece ilgili kanun hükmünün iptali istemiyle Anayasa Mahkemesine başvurulduğu gerekçesiyle yürütmenin durdurulması kararı verilemez.

Yürütmenin durdurulması isteminin yerinde olmaması halinde idarenin savunması alınmaksızın bu istem reddedilebilir.

Vergi mahkemelerinde, vergi uyuşmazlıklarından doğan davaların açılması ; tarh edilen vergi, resim ve harçlar ile benzeri mali yükümlerin ve bunların zam ve cezalarının dava konusu edilen bölümünün tahsil işlemlerini durdurur. Ancak, 26.ncı maddenin 3.üncü fıkrasına göre işlemden kaldırılan vergi davası dosyalarında tahsil işlemi devam eder.

Bu şekilde işlemden kaldırılan dosyanın yeniden işleme konulması ile ihtirazi kayıtla verilen beyannameler üzerine yapılan işlemlerle tahsilat işlemlerinden dolayı açılan davalar ; tahsil işlemini durdurmaz. Bunlar hakkında yürütmenin durdurulması istenebilir.

Yürütmenin durdurulması kararları teminat karşılığında verilir; ancak, durumun gereklerine göre teminat aranmayabilir. Taraflar arasında teminata ilişkin olarak çıkan anlaşmazlıklar ; yürütmenin durdurulması hakkında karar veren daire, mahkeme veya hakim tarafından çözümlenir. İdareden ve adli yardımdan faydalanan kimselerden teminat alınmaz.

Yürütmenin durdurulmasına dair verilen kararlar onbeş gün içinde yazılır ve imzalanır. Aynı sebeplere dayanılarak ikinci kez yürütmenin durdurulması isteminde bulunulamaz.

YÜRÜTMENİN DURDURULMASI VEYA DURDURULMASININ REDDİ KARARINA İTİRAZ

Yürütmenin durdurulması istemleri hakkında verilen kararlar; Danıştay dava dairelerince verilmişse konusuna göre İdari veya Vergi Dava Daireleri Kurullarına, bölge idare mahkemesi kararlarına karşı en yakın bölge idare mahkemesine, idare ve vergi mahkemeleri ile tek hakim tarafından verilen kararlara karşı bölge idare mahkemesine, çalışmaya ara verme süresi içinde ise idare ve vergi mahkemeleri tarafından verilen kararlara en yakın nöbetçi mahkemeye veya kararı veren hakimin katılmadığı nöbetçi mahkemeye, kararın tebliğini izleyen günden itibaren yedi gün içinde bir defaya mahsus olmak üzere itiraz edilebilir. İtiraz edilen merciler, dosyanın kendisine gelişinden itibaren yedi gün içinde karar vermek zorundadır. İtiraz üzerine verilen kararlar kesindir.

Aynı sebeplere dayanılarak ikinci kez yürütmenin durdurulması isteminde bulunulamaz

İDARİ İŞLEMİN İPTALİ KARARININ SONUÇLARI

İdari işlemin iptal edilmesiyle beraber mahkeme kararı, işlemi ilk yapıldığı andan itibaren ortadan kaldırır. Ancak bu işlem mahkemenin iptal kararıyla kendiliğinden ortadan kalkmamaktadır. İdarenin mahkemenin verdiği karar uyarınca işlem yapması gerekmektedir. Düzenleyici işlemler açısından bu şekilde kabul edilmeyip kendiliğinden ortadan kalktığı kabul edilir. Öğretideki kabule göre iptal davası sonucu verilen kararlar benzer tüm uyuşmazlıklar açısından geçerlidir.

Daha fazla bilgi almak için bizi arayabilir , mail veya WhatsApp yoluyla da bize ulaşabilirsiniz. İdare ve vergi hukuku alanındaki diğer makalelerimize ise buradan ulaşabilirsiniz.

KAT KARŞILIĞI İNŞAAT SÖZLEŞMESİ (ARSA PAYI KARŞILIĞI İNŞAAT SÖZLEŞMESİ)

Yorum bırakın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Scroll to Top
Call Now Button