İçindekiler
Türk Medeni Kanunu’na (TMK) göre, evlilik birliğinin devamını imkansız kılan ve boşanma sebeplerinden biri de “hayata kast” olarak tanımlanmaktadır. Bu nedenle, bir eşin diğer eşi öldürmeye teşebbüs etmesi veya ciddi bir şekilde yaralaması durumunda, diğer eş hayata kast sebebiyle boşanma davası açabilir.
İlgili yazılar;
HAYATA KAST NEDİR?
Hayata kast, bir kişinin başka bir kişinin hayatına kasıtlı olarak zarar verme veya öldürme niyeti taşımasıdır. Bu niyet, örneğin bir cinayet veya intihar teşebbüsü gibi ciddi sonuçlar doğurabilen şiddet eylemlerinde kendini gösterebilir. Hayata kast suç olarak da tanımlanmıştır. Türk Ceza Kanunu’nun 81. maddesinde düzenlenmektedir ve ciddi yaptırımlar içermektedir. Ayrıca, Türk Medeni Kanunu’na göre de hayata kast eylemi, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına neden olabilecek bir sebep olarak kabul edilmektedir ve boşanma nedenleri arasında yer almaktadır.
Hayata kast, bir kişinin başka bir kişinin hayatına kasıtlı olarak zarar verme veya öldürme niyeti taşımasıdır. Bu niyet, örneğin aşağıdaki gibi ciddi sonuçlar doğurabilen şiddet eylemlerinde kendini gösterebilir:
- Bir kişinin silah veya bıçak gibi öldürücü aletlerle saldırması
- Bir kişinin boğarak veya boğucu bir ortamda tutarak öldürme girişiminde bulunması
- Bir kişinin bir aracı kullanarak başka bir kişiye çarpma ya da çarpma girişiminde bulunması
- Bir kişinin yangın veya patlama gibi tehlikeli durumlar yaratarak başka bir kişinin hayatını tehlikeye atması
- Bir kişinin bir ilacı vererek ya da başka bir yolla zehirleyerek öldürme girişiminde bulunması
- Bir kişinin bir yüksekten atlamak ya da kendisine zarar vermek gibi intihar girişimleri sonucunda başka bir kişinin hayatını da tehlikeye atması
Bu gibi örneklerde, kişinin hayata kast etme niyeti açıkça görülmektedir ve bu tür davranışlar, ciddi yaptırımlar gerektiren suçlar olarak kabul edilmektedir.
HAYATA KAST NEDENİYLE BOŞANMANIN ŞARTLARI
Hayata kast nedeniyle boşanma davası Türk Medeni Kanunu’nun 162. maddesinde düzenlenmiştir. Buna göre ;
Madde 162-
Eşlerden her biri diğeri tarafından hayatına kastedilmesi veya kendisine pek kötü davranılması ya da ağır derecede onur kırıcı bir davranışta bulunulması sebebiyle boşanma davası açabilir.
Davaya hakkı olan eşin boşanma sebebini öğrenmesinden başlayarak altı ay ve her hâlde bu sebebin doğumunun üzerinden beş yıl geçmekle dava hakkı düşer.
Affeden tarafın dava hakkı yoktur.
TMK’ya göre, hayata kast nedeniyle boşanma isteniyorsa, aşağıdaki şartların sağlanması gerekmektedir:
- Eşler arasındaki evlilik birliğinin devamını imkansız kılan olayın gerçekleşmiş olması: Bu şart, bir eşin diğerine hayatına kast etmesi veya ciddi şekilde yaralaması durumunda karşılanır.
- Kişinin hayatını son vermeye ilişkin eylemin kast ile gerçekleştirilmiş olması : Burada kusur durumunun “kast” olması gerektiği vurgulanmaktadır.
- Hayata kast olayının kanıtlanması: Boşanma davasını açan eş, diğer eşin kendisine hayatına kast ettiğini veya ciddi şekilde yaraladığını kanıtlamak zorundadır. Bu kanıtlar, olayın yaşandığı yerdeki tanıkların ifadeleri, sağlık raporları, polis tutanakları, görgü tanıklarının beyanları veya video kayıtları gibi çeşitli şekillerde sunulabilir. Ancak, kanıtların sağlam ve inandırıcı olması gerekmektedir.
- Eşler arasındaki evlilik birliğinin devamını sağlamak için artık bir beklenti olmaması: Hayata kast olayı, eşler arasındaki güveni ve saygıyı sarsar ve evlilik birliğini devam ettirmek artık mümkün olmaz. Bu nedenle, boşanma davasını açan eşin artık evlilik birliğini devam ettirmek için bir beklentisi kalmamış olmalıdır.
Bu şartların tümü sağlandığında, aile mahkemesi hayata kast nedeniyle boşanmaya karar verebilir.
EŞİN HAYATINA KAST
Türk Medeni Kanunu’nda eşin hayatına kast edilmesinin boşanma sebebi olarak düzenlenmesi kişinin yaşam hakkını da koruma altına almaktadır. Bilindiği üzere yaşam hakkı en temel insan hakkı olup gerek uluslararası sözleşmelerde gerekse de Anayasamız ve kanunlarımızda da koruma altına alınmıştır. Keza TMK’nın 162.maddesi ile de eşin yaşam hakkı koruma altına alınarak hayata kast bir boşanma sebebi olarak düzenlenmiştir.
HAYATA KAST SEBEBİYLE BOŞANMADA TAZMİNAT
Belirtmemiz gerekir ki Hayata kast nedeniyle boşanma davası açıldığında, maddi ve manevi tazminat talep edilebilecektir. Maddi tazminat somut zararlarla ilgilidir. Manevi tazminat talebi ise, hayata kast eden eşin sebep olduğu acı, ızdırap ve psikolojik travmayı telafi etmeye yöneliktir.
Mahkeme, hayata kast nedeniyle boşanma davası esnasında, eşin hayatına yönelik kastının bulunup bulunmadığına ve zararın türüne ve boyutuna bağlı olarak maddi ve manevi tazminat taleplerini kabul veya reddedebilir.
Eğer eşin hayatına yönelik kastı tespit edilirse, maddi tazminat talebi çoğunlukla kabul edilir. Manevi tazminat talebi, zararın boyutuna bağlı olarak kabul edilebilir veya reddedilebilir. Mahkeme, tazminat taleplerini karara bağlarken, her durumu ayrı ayrı değerlendirir ve adaleti sağlamaya çalışır.
HAYATA KAST SEBEBİYLE BOŞANMA NAFAKA
Boşanmanın sonuçlarından biri de nafakaya hükmedilmesidir. Boşanma sürecinde ve dava sonunda üç çeşit nafakadan bahsedilebilecektir.
- İlki boşanma davası devam ederken hükmedilecek tedbir nafakasıdır. Bu nafaka esasında dava sonunda hükmedilecek yoksulluk veya iştirak nafakasının yansımasıdır.
- Diğer nafaka türü ise iştirak nafakasıdır. Eğer tarafların müşterek çocuğu varsa bu nafaka gündeme gelir. Velayet hakkı kendisinde olmayan taraf, çocuğun bakım masraflarına katılmak için velayet hakkı sahibi tarafa belli bir meblağ öder. Buna iştirak nafakası denir.
- Son nafaka türü ise yoksulluk nafakasıdır. Yoksulluk nafakası, boşanma ile yoksulluğa düşen tarafa diğer tarafın ödediği nafaka türüdür. Nafaka türleri ile ilgili ayrıntılı bilgiyi aşağıdaki yazımıza tıklayarak edinebilirsiniz.
Hayata kast sebebiyle boşanma davasında da nafakaya hükmedilebilecektir. Nafakaya hükmedilirken boşanmaya sebep olan olaydaki tarafların kusur durumunun da etkisi vardır. Nafaka alacaklısının mevcut olayda kusurunun daha ağır olmaması gerekir. Örneğin eşin hayatına kasteden eşin, olayda daha ağır kusurlu olduğundan diğer tüm şartlar sağlansa dahi lehine nafakaya hükmedilemeyecektir. Bu durumda kusurlu eş aleyhine süresiz olarak nafakaya hükmedilebilecektir.
HAYATA KAST SEBEBİYLE BOŞANMA VELAYET
Tarafların müşterek çocuğu varsa boşanma sonucunda çocuğun velayeti anne veya babasına verilecektir. Velayetin kime verileceği konusunda mahkeme öncelikli olarak çocuğun üstün menfaatini dikkate alır. Çocuk hangi ebeveyninde kaldığında fiziksel, ruhsal gelişimini yaşıtlarına uygun şekilde devam ettirebilir, eğitimine nerde daha iyi devam edeceği araştırılacaktır.
Hayata kast sebebiyle boşanma davasında ağır eşin hayatına kasteden diğer eşe velayetin verilmesi düşük bir ihtimaldir. Zira hayata kast oldukça ciddi bir suç olup bu kişinin mahkumiyeti dahi gündeme gelebilecektir.
HAYATA KAST SEBEBİYLE BOŞANMADA AFFETME
Hayata kast sebebiyle boşanma davasının düzenlendiği Türk Medeni Kanunu’nun 162. maddesinde affeden eşin dava hakkının olmayacağı açık bir şekilde zikredilmiştir. Buna göre eğer hayatına kast edilen eş, kast eden eşi affederse bu olaya dayanarak boşanma davası açamaz. Bu hususta kanun da yerleşik içtihatlarda oldukça nettir.
HAYATA KAST EDEN EŞİN MİRAS HAKKI
Bilindiği üzere eşler birbirinin yasal mirasçısıdır. Açılmış bir boşanma davası varsa ve dava sonuçlanmadan eşlerden biri öldüyse diğer eşin miras hakkı devam edecektir. Ancak yazımızın konusu olan hayata kast sebebiyle boşanma davası açısından farklı sonuçlar gündeme gelebilecektir. Zira bu boşanma sebebinde bir eşin diğer eşin hayatına kastı, ağır kusurlu eylemi söz konusudur. Bu durumda bu eyleme rağmen hayata kast eden eşin mirasçılık sıfatının devam etmesi vicdanı rahatsız eden bir durumdur.
Buna ilişkin miras hukukunda bir düzenleme vardır. Buna göre ;
Miras hakları
Madde 181- Boşanan eşler, bu sıfatla birbirlerinin yasal mirasçısı olamazlar ve boşanmadan önce yapılmış olan ölüme bağlı tasarruflarla kendilerine sağlanan hakları, aksi tasarruftan anlaşılmadıkça, kaybederler.
Boşanma davası devam ederken, ölen eşin mirasçılarından birisinin davaya devam etmesi ve diğer eşin kusurunun ispatlanması hâlinde de yukarıdaki fıkra hükmü uygulanır.
Bu durumda, ölen eşin mirasçısı boşanma davasına devam ederek karşı tarafın kusurunu ispatlarsa eşler tıpkı boşanmış gibi mirasçılık hakkını kaybedecektir. Bu düzenleme hayata kast sebebiyle boşanma davası açısından oldukça önemli bir düzenlemedir.
SIK SORULAN SORULAR
Bir kimsenin yaşamına son vermek kastıyla gerçekleştirilen eylemlerdir. Türk Medeni Kanunu’nda boşanma sebebi olarak düzenlenmiştir.