HAKSIZ TUTUKLAMA TAZMİNATI  

Koruma tedbirleri; ceza yargılamasında maddi gerçeğin ortaya çıkarılabilmesi için başvurulan ceza muhakemesi hukuku tedbirleridir. Koruma tedbirlerinin uygulanmasına ilişkin usul ve esaslar; 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nda düzenlenmiştir. Bu tedbirler; şüpheli veya sanığın temel insan haklarını direkt olarak etkilediğinden, tedbirlerin uygulanması kanunda sıkı şartlara bağlanmıştır. (Haksız tutuklama tazminatı)

Tutuklama; 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nda düzenlenen koruma tedbirlerinden biridir. Kanuni düzenlemeye göre kuvvetli suç şüphesinin varlığını gösteren somut delillerin ve bir tutuklama nedeninin bulunması halinde, şüpheli veya sanık hakkında tutuklama kararı verilebilecektir. Bu husus kanunun “Tutuklama Nedenleri” yan başlıklı 100. Maddesinde açıkça belirtilmiştir.

Tutukluluk kararının hangi hallerde ve nasıl bir usul izlenerek verilebileceği kanunda tek tek sayılmıştır. Bireyin sahip olduğu Anayasal hakların direkt olarak etkilendiği dikkate alınarak koruma tedbirleri sıkı şartlara tabi kılınmıştır. Şüpheli veya sanık hakkında verilen tutuklama kararı 5271 sayılı CMK’ya aykırı uygulandığı takdirde “Haksız Tutuklama” hali söz konusu olur.

İlgili yazılar ;

KATALOG SUÇLAR

TUTUKLULUĞA İTİRAZ DİLEKÇESİ

MANEVİ TAZMİNAT DAVASI

BOŞANMA DAVASINDA TAZMİNAT

KIDEM TAZMİNATI HESAPLAMA

TUTUKLAMA KORUMA TEDBİRİNİN ESASLARI VE UYGULANMA ŞARTLARI

Anayasa’ya göre herkes; kişi hürriyeti ve güvenliğine sahiptir. Tutuklama koruma tedbirinin esasları Anayasa’nın “Kişi Hürriyeti ve Güvenliği” yan başlıklı 19. Maddesinde düzenlenmiştir. Anayasa maddesinin ilgili fıkrasına göre; suçluluğu hakkında kuvvetli belirti bulunan kişiler, ancak kaçmalarını, delillerin yok edilmesini veya değiştirilmesini önlemek maksadıyla veya bunlar gibi tutuklamayı zorunlu kılan ve kanunda gösterilen diğer hallerde hakim kararıyla tutuklanabilir.

2001 yılında Anayasa maddesine eklenen son fıkrasında; maddede belirtilen esaslar dışında bir işleme tâbi tutulan kişilerin uğradıkları zarar; tazminat hukukunun genel prensiplerine göre devletçe ödenir denilerek haksız tutuklama nedeniyle tazminat davasının esasları Anayasa’da düzenlenmiştir.

Tutuklama tedbirinin uygulanabilme şartları 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nda madde 100 ve devamında düzenlenmiştir. Kanunun 100. Maddesinde düzenlenen bu şartlar şunlardır:

  • Kuvvetli suç şüphesinin varlığını gösteren somut deliller
  • Bir tutuklama nedeni

Ceza Muhakemesi Kanunu madde 100/2’de tutuklama nedenleri tek tek sayılmıştır. Bu nedenleri şu şekilde sıralamak mümkündür.

  • Şüpheli veya sanığın kaçması, saklanması veya kaçacağı şüphesini uyandıran somut olguların varlığı halinde
  • Şüpheli veya sanığın delilleri yok etme, gizleme veya değiştirme yönünde davranışlarının olması
  • Şüpheli veya sanığın tanık, mağdur veya başkaları üzerinde baskı yapma girişiminde bulunması

Makalemizin başında da değindiğimiz üzere; şüpheli veya sanık hakkında verilen tutuklama kararının 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nda düzenlenen usul esaslara aykırı şekilde uygulandığı takdirde “Haksız Tutuklama” hali söz konusu olur.

HAKSIZ TUTUKLAMA NEDENİYLE DEVLET ALEYHİNE TAZMİNAT DAVASI

Haksız tutuklama halleri 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun “Tazminat İstemi” başlıklı 141. Maddesinde düzenlenmiştir. Buna göre; aşağıda belirtilen durumlarla karşı karşıya kalan kişiler maddi ve manevi tüm zararlarını Devlet’ten isteyebilirler.

  • Kanunlarda belirtilen koşullar dışında yakalanan, tutuklanan veya tutukluluğunun devamına karar verilen,
  • Kanuni gözaltı süresi içinde hâkim önüne çıkarılmayan,
  • Kanuni hakları hatırlatılmadan veya hatırlatılan haklarından yararlandırılma isteği yerine getirilmeden tutuklanan,
  • Kanuna uygun olarak tutuklandığı hâlde makul sürede yargılama mercii huzuruna çıkarılmayan ve bu süre içinde hakkında hüküm verilmeyen,
  • Kanuna uygun olarak yakalandıktan veya tutuklandıktan sonra haklarında kovuşturmaya yer olmadığına veya beraatlerine karar verilen,
  • Mahkûm olup da gözaltı ve tutuklulukta geçirdiği süreleri, hükümlülük sürelerinden fazla olan veya işlediği suç için kanunda öngörülen cezanın sadece para cezası olması nedeniyle zorunlu olarak bu cezayla cezalandırılan,
  • Yakalama veya tutuklama nedenleri ve haklarındaki suçlamalar kendilerine, yazıyla veya bunun hemen olanaklı bulunmadığı hâllerde sözle açıklanmayan,
  • Yakalanmaları veya tutuklanmaları yakınlarına bildirilmeyen,
  • Hakkındaki arama kararı ölçüsüz bir şekilde gerçekleştirilen,
  • Eşyasına veya diğer malvarlığı değerlerine, koşulları oluşmadığı halde elkonulan veya korunması için gerekli tedbirler alınmayan ya da eşyası veya diğer malvarlığı değerleri amaç dışı kullanılan veya zamanında geri verilmeyen,
  • Yakalama veya tutuklama işlemine karşı Kanunda öngörülen başvuru imkânlarından yararlandırılmayan

Kanunda bu şekilde bir sayma yapılmışsa da uygulamada çoğunlukla; şüpheli veya sanık hakkında savcılık makamınca kovuşturmaya yer olmadığına dair karar veya mahkemece yapılan yargılama sonuna beraat kararı verilmesi halinde devlet aleyhine maddi ve manevi tazminat davası açılabilmektedir.

HAKSIZ TUTUKLAMA NEDENİYLE TAZMİNAT DAVASI AÇAMAYACAK KİŞİLER

5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu “Tazminat İsteyemeyecek Kişiler” yan başlıklı 144. Maddesi önemlidir. Zira bu maddede haksız tutuklama nedeniyle tazminat davası açamayacak kişiler tek tek sayılmıştır. Buna göre; aşağıda belirteceğimiz kişilerin haksız tutuklama nedeniyle tazminat davası açmaları mümkün değildir.

  • Tazminata hak kazanmadığı hâlde, sonradan yürürlüğe giren ve lehte düzenlemeler getiren kanun gereği, durumları tazminat istemeye uygun olan kişiler
  • Genel veya özel af, şikâyetten vazgeçme, uzlaşma gibi nedenlerle hakkında kovuşturmaya yer olmadığına veya davanın düşmesine karar verilen veya kamu davası geçici olarak durdurulan veya kamu davası ertelenen veya düşürülen kişiler
  • Kusur yeteneğinin bulunmaması nedeniyle hakkında ceza verilmesine yer olmadığına karar verilen kişiler
  • Adli makamlar huzurunda gerçek dışı beyanla suç işlediğini veya suça katıldığını bildirerek gözaltına alınmasına veya tutuklanmasına neden olan kişiler

HAKSIZ TUTUKLAMA NEDENİYLE ÖDENEN TAZMİNATIN GERİ ALINABİLECEĞİ HALLER VE DEVLETİN RÜCU HAKKI

Belirtmemiz gerekir ki haksız tutuklama nedeniyle devlet aleyhine açılan tazminat davasında davacı lehine hükmedilen ve Devlet tarafından ödenen tazminatın bazı hallerde geri alınabileceği kabul edilmektedir. Bu haller CMK madde 143’te düzenlenmiştir.

  • Haksız tutuklama nedeniyle kendisine tazminat ödenen kişi ile ilgili verilen kovuşturmaya yer olmadığına ilişkin kararın; kaldırılarak bu kişi hakkında kamu davası açılması ve mahkumiyetine karar verilmesi halinde
  • Yargılamanın aleyhte yenilenmesi sebebiyle hakkında verilen beraat kararının kaldırılarak kişinin mahkum edilmesi halinde

Ödenen tazminat miktarlarının mahkumiyet süresine ilişkin kısmı geri alınır. Bunun için Cumhuriyet savcısının yazılı istemi ile aynı mahkemeden alınan kararın varlığı aranır. Haksız tutuklama nedeniyle ödenen tazminatın geri alınmasına ilişkin karara karşı itiraz yolu açıktır.

CMK madde 143/3’te devletin rücu hakkına ilişkin bir düzenleme bulunmaktadır. Buna göre; iftira konusunu oluşturan suç veya yalan tanıklık nedeniyle gözaltına alınma ve tutuklama hallerinde; Devlet, iftira eden veya yalan tanıklıkta bulunan kişiye de rücu eder.

HAKSIZ TUTUKLAMA NEDENİYLE TAZMİNAT DAVASINDA GÖREVLİ VE YETKİLİ MAHKEME İLE DAVA AÇMA SÜRESİ

Haksız tutuklama tazminat davasında görevli ve yetkili mahkeme hususu kanunda düzenlenmiştir. 5271 sayılı Kanun madde 142/2’ye göre; tazminat istemi zarara uğrayanın oturduğu yer ağır ceza mahkemesinde ve eğer o yer ağır ceza mahkemesi tazminat konusu işlemle ilişkili ise ve aynı yerde başka bir ağır ceza dairesi yoksa, en yakın yer ağır ceza mahkemesinde karara bağlanır.

Tazminat talebine esas olan işlem ile davacının tutuklanmasına veya tutukluluğunun devamına ilişkin kararlar kast edilmektedir. Tazminat talebine esas kararı alan mahkeme tazminat davasına bakamaz.

Haksız tutuklama nedeniyle tazminat davasında dava açma süresi CMK madde 142/1’e göre; karar veya hükmün kesinleştiği bilgisinin ilgilisine tebliğinden itibaren 3 ay, her halde kesinleşme tarihinden itibaren 1 yıldır. Maddede düzenlenen 3 aylık kısa hak düşürücü süre vekile tebliğ olsa dahi ilgilisine tebliğ tarihinden itibaren başlamaktadır.

HAKSIZ TUTUKLAMA NEDENİYLE TAZMİNAT DAVASINDA YARGILAMA

Haksız tutuklama nedeniyle açılan tazminat davasının yargılama sürecine ilişkin 5271 sayılı Kanun’un 142. Maddesinde bazı düzenlemeler yapılmıştır.

Bu kapsamda öncelikle; tazminat isteminde bulunan kişinin dilekçesine, açık kimlik ve adresini, zarara uğradığı işlemin ve zararın nitelik ve niceliğini kaydetmesi ve bunların belgelerini eklemesinin zorunlu olduğunu belirtmeliyiz. Dava dilekçesinde bu yönde eksiklik olması halinde mahkeme; eksikliğin 1 ay içinde giderilmesini aksi halde istemin reddedileceğini davanın ilgilisine bildirir. Eksiklik giderilmediği takdirde mahkemece istemin reddine ilişkin kararın itiraz yolu açıktır.

Yargılama sırasında tazminat hukukun temel prensipleri ve dosya kapsamına sunulan bilgi ve belgelerin değerlendirilmesi ile saptanacak tazminat miktarının belirlenmesinde mahkeme her türlü araştırmayı yapmaya yetkilidir.

Ayrıca yargılamayı yapan mahkeme, dosyayı inceledikten sonra dilekçe ve eki belgelerin bir örneğini Devlet Hazinesinin kendi yargı çevresindeki temsilcisine tebliğ ederek, varsa beyan ve itirazlarını on beş gün içinde yazılı olarak bildirmesini ister

Mahkeme kanunun açık hükmü gereği duruşmalı olarak karar verir. İstemde bulunan ve Hazine Temsilcisi’ne açıklamalı çağrı kağıdı ile çağrıda bulunulacaktır. Buna rağmen duruşmaya katılmadıkları takdirde Mahkeme’ce istemde bulunan ve / veya Hazine Temsilcisi’nin yokluklarında karar verilecektir. Yargılama sonunda mahkemenin kararına karşı istemde bulunan, Cumhuriyet savcısı veya Hazine temsilcisi, istinaf yoluna başvurabilecekir.

Son olarak belirtilmelidir ki; tazminat davasına ilişkin mahkeme kararları kesinleşmeden ve idari başvuru süreci tamamlanmadan icra takibine konulamaz.

HAKSIZ TUTUKLAMA NEDENİYLE TAZMİNAT DAVASI İLE İLGİLİ YARGITAY KARARLARI

TCK madde 141 – Tutuklama Tari̇hi̇nden İti̇baren İşleti̇lecek Fai̇zi̇ İle Davacıya Veri̇lmesi̇ne Karar Veri̇lmesi̇nde İsabetsi̇zli̇k

Davacının 15.000,00 TL maddi, 30.000,00 TL manevi tazminatın tutuklama tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile ödenmesi talebine ilişkin söz konusu davada yerel mahkemece 8.975,40 TL maddi, 20.000,00 TL manevi tazminatın tutuklama tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan alınarak davacıya ödenmesine hükmedilmesi üzerine dairemizce yapılan incelemede, davacı hakkında düzenlenen gözaltı, tutuklama ve tahliyeye ilişkin tüm müzekkere ve belgelerin Yargıtay denetimine olanak verecek şekilde onaylı birer sureti temin edilip dosya içine alınarak, davacı hakkında düzenlenen tutuklama müzekkeresinin infaz edilip edilmediği, infaz edilmiş olması halinde, infaz tarihlerinin ceza infaz kurumundan sorulması suretiyle infaz edilen tutukluluk süresinin tereddüde mahal vermeyecek şekilde tespit edilmesi gerektiğinin gözetilmemesi, aynı konu ve nedene dayalı olarak açılmış başka bir dava olup olmadığının ilgili birimlerden sorulup,

Ulusal Yargı Ağı Bilişim Sistemi (UYAP) üzerinden de araştırılması gerektiğinin gözetilmemesi, kabule göre de; net asgari ücret miktarları üzerinden hesaplanacak 1.701,55 TL’nin gelir kaybı olarak ödenmesine karar verilmesi gerekirken, mahkemece tahliye tarihinin yanlış saptanarak 02.03.2010 olmasına rağmen 02.03.2011 olarak gösterilmesi sebebiyle bilirkişinin de yanlış tahliye tarihi esas alınarak bu miktarın üstünde kalacak şekilde ”8.975,40” TL olarak tayin edilmesi suretiyle, davacı lehine fazla maddi tazminata hükmolunması, nesnel bir ölçüt olmamakla birlikte, davacı lehine hükmedilecek manevi tazminatın davacının sosyal ve ekonomik durumu, üzerine atılı suçun niteliği, tutuklanmasına neden olan olayın cereyan tarzı,

tutuklu kaldığı süre ve benzeri hususlar ile tazminat davasının kesinleşeceği tarihe kadar faizi ile birlikte elde edeceği parasal değer dikkate alınıp, hak ve nesafet ilkelerine uygun, makul bir miktar olarak tayin ve tespiti gerekirken, tahliye tarihinin yanlış belirlenmesi sebebiyle belirlenen ölçütlere uymayacak miktarda fazla manevi tazminata hükmolunması, gerekçeleri ile hükmün bozulması üzerine yerel mahkemece duruşma açılıp, 1.701,55 TL maddi, 2.700,00 TL manevi tazminatın tutuklama tarihinden itibaren işletilecek faizi ile davalı Hazineden alınarak davacıya verilmesine karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir. (Yargıtay 12. Ceza Dairesi 2021/5742 E., 2021/7220 K. 25.10.2021 T.)

TCK madde 142 – Haksız Tutuklamadan Kaynaklanan Tazmi̇nat Davalarında Davanın Tamamen Reddi̇ Hali̇nde Davalı Hazi̇ne Lehi̇ne Vekalet Ücreti̇ne Hükmolunabileceği

Davacının 10.250,00 TL maddi, 200.000,00 TL manevi tazminatın gözaltına alınma tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile ödenmesi talebine ilişkin söz konusu davada, yerel mahkemece 10.250,00 TL maddi, 5.000,00 TL manevi tazminatın gözaltına alınma tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan alınarak davacıya ödenmesine hükmedildiği anlaşılmakla;

Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, davalı vekilinin ve davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;

Tazminat talebinin dayanağını oluşturan Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının 2009/177475 numaralı soruşturma dosyasında davacı hakkında 11.03.2015 tarihinde verilen kovuşturmaya yer olmadığına dair kararın kesinleştiğine ilişkin belgenin Yargıtay denetimine elverişli aslı ya da onaylı suretinin dosya arasına alınmadan davacının talebinin kısmen kabulüne karar verilmesi,

Kabul ve uygulamaya göre de;

1-Maddi tazminatın hesaplanmasında davacının gözaltında kaldığı dosyada kendisini temsil ettirdiği avukata yapmış olduğu ödeme dolayısıyla hükmedilecek vekalet ücreti miktarının, kouvuşturmaya yer olmadığına dair kararın verildiği tarihte geçerli olan avukatlık asgari ücret tarifesine göre ceza soruşturma evresinde takip edilen işler için belirlenen ve 2015 yılı için yürürlükte olan 450,00 TL ile sınırlı olması gerekirken, avukatlık ücret sözleşmesi üzerinde yazılı 10.000,00 TL’nin maddi tazminat olarak hükmedilmesi,

2-Dairemizin yerleşik uygulamaları kapsamında, davacının, gözaltında kaldığı dönem için maddi zararları hesaplanırken iaşe bedeli giderlerinin CMK’nın 141 vd. maddeleri kapsamında maddi zarar hesabına dahil edilemeyeceğinin gözetilmemesi,

3-Nesnel bir ölçüt olmamakla birlikte, davacı lehine hükmedilecek manevi tazminatın davacının sosyal ve ekonomik durumu, üzerine atılı suçun niteliği, tutuklanmasına neden olan olayın cereyan tarzı, tutuklu kaldığı süre ve benzeri hususlar ile tazminat davasının kesinleşeceği tarihe kadar faizi ile birlikte elde edeceği parasal değer dikkate alınıp, hak ve nesafet ilkelerine uygun, makul bir miktar olarak tayin ve tespiti gerekirken, belirlenen ölçütlere uymayacak miktarda fazla manevi tazminata hükmolunması,

4-Ayrıntıları Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 13.03.2007 gün 2007/8-2 esas 2007/63 karar sayılı ilamında açıklandığı üzere: haksız tutuklamadan kaynaklanan tazminat davalarında, ancak davanın tamamen reddi halinde davalı hazine lehine vekalet ücretine hükmolunabileceği, davanın kısmen kabul edilmiş olunması karşısında davalı hazine lehine vekalet ücretine hükmolunması,

5-Kabul edilen maddi ve manevi tazminat miktarının toplamı üzerinden davacı lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesi uyarınca vekalet ücreti takdir edilmesi gerekirken her bir tazminat için ayrı ayrı vekalet ücretine hükmolunması kanuna aykırı olup…” ( Yargıtay 12. Ceza Dairesi 2020/1902 E. 2021/6246 K. 27.09.2021 T.)

TCK madde 144 – Mahsup Edi̇len Kısım İçi̇n De Makul Bi̇r Mi̇ktar Maddi̇ Ve Manevi̇ Tazmi̇nata Hükmedi̇lmeṡi Gerekti̇ği̇ Gözeti̇lmeden Eksi̇k İnceleme Ve Araştırma İle Karar Verilmesi

“Davacının 500.000,00 TL maddi, 200.000,00 TL manevi tazminatın tutuklama tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile ödenmesi talebine ilişkin söz konusu davada, yerel mahkemece 15.167,89 TL maddi, 10.000,00 TL manevi tazminatın tutuklama tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan alınarak davacıya ödenmesine hükmedilmesi üzerine dairemizce yapılan incelemede; her ne kadar CMK’nın 144/1-a maddesinin yürürlükten kaldırılması nedeniyle mahsup tazminata engel oluşturmayacak ise de, davacının gözaltı ve tutukluluk süresinin diğer bir hükümlülüğünden mahsup edilip edilmediği, mahsup işlemi yapıldığının tespiti halinde haklarında mahsup işlemi yapılmayan kişilerle tutukluluğu başka mahkumiyetinden mahsup edilenler arasındaki dengenin sağlanması için,

davacının gözaltında ve tutuklu kaldığı sürelerin ne kadarının diğer hükümlülüğünden mahsup edildiği araştırılarak, tamamının mahsup edildiğinin belirlenmesi halinde makul bir miktar maddi ve manevi tazminata hükmolunması, bir kısmının mahsup edildiğinin belirlenmesi halinde ise mahsup edilmeyen kısma ilişkin olarak maddi ve manevi zarar dikkate alınıp, mahsup edilen kısım için de makul bir miktar maddi ve manevi tazminata hükmedilmesi gerektiği gözetilmeden eksik inceleme ve araştırma ile yazılı şekilde karar verilmesi gerekçesi ile hükmün bozulması üzerine yerel mahkemece duruşma açılıp, 1.000 TL maddi, 2.000 TL manevi tazminatın tutuklama tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan alınarak davacıya ödenmesine karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.” ( Yargıtay 12. Ceza Dairesi 2019/4077 E. 2021/3690 K. 26.04.2021 T. )

TCK madde 141 – 144 Koruma Tedbi̇rleri Nedeni̇yle Tazmi̇nat Veri̇lmesi̇ne İli̇şki̇n Kanun Maddesi̇nde Beli̇rti̇len Şartların Davacı Yönünden Gerçekleştiği

Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, davacı vekilinin ve mahalli Cumhuriyet savcısının yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;

1-Davacı hakkında Silahla Tehdit, Mala Zarar Verme ve Patlayıcı Madde Bulundurmak suçlarından açılan kamu davasında, davacının Silahla Tehdit, Birden Fazla Kişi ile Tehdit, Mala Zarar Verme ve Kasten Yaralama suçları nedeniyle tutuklandığı, yargılama sonucu davacı hakkında tutuklanmadığı Patlayıcı Madde Suçundan mahkumiyet hükmü kurulduğu ve bu hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği, Patlayıcı Madde Bulundurmak suçunun davacının tutuklanmasına esas olan suçtan bağımsız nitelikte bir suç olması itibariyle, davacı yönünden tazminata hükmedilmesine engel teşkil etmeyeceği ve Koruma Tedbirleri Nedeniyle Tazminat Verilmesine ilişkin 5271 sayılı CMK’nın 141/1. ve devamı maddelerinde belirtilen şartların davacı yönünden gerçekleştiği, bu nedenle uğranıldığı iddia edilen maddi ve manevi zararla ilgili makul bir tazminata hükmedilmesi gerektiği gözetilmeden yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmesi,

2- Davacının adli sicil kaydının incelenmesinde hüküm tarihinden sonra sabıka kayıtlarının bulunduğu dikkate alındığında, gözaltında ve tutuklu kaldığı sürelerin diğer bir hükümlülüğünden mahsup edilip edilmediği araştırılarak, mahsup edilmiş olması halinde ne kadarının mahsup edildiği hususu kuşkuya yer vermeyecek şekilde açıklığa kavuşturulup CMK’nın 144/1-a maddesinin yürürlükten kaldırılması nedeniyle mahsup durumu tazminata engel oluşturmayacak ise de, haklarında mahsup işlemi yapılmayan kişilerle tutukluluğu başka mahkumiyetinden mahsup edilenler arasındaki dengenin, hak ve nesafetin sağlanması gerektiği göz önünde bulundurularak, gözaltında ve tutuklu kalınan sürenin tamamının mahsup edildiğinin tespit edilmesi halinde davacı lehine makul bir miktar maddi ve manevi tazminata hükmolunması, bir kısmının mahsup edildiğinin tespiti halinde ise mahsup edilmeyen kısmına ilişkin olarak maddi ve manevi zarar dikkate alınıp, mahsup edilen kısım için ise makul bir miktar maddi ve manevi tazminata hükmedilmesi gerektiğinin gözetilmesi…” ( Yargıtay 12. Ceza Dairesi 2019/3576 E. 2021/2901 K. 22.03.2021 T. )

SIK SORULAN SORULAR

Haksız Tutuklama Nedeniyle Tazminat Davası Kime Karşı Açılır?

Haksız tutuklama dolayısıyla açılabilecek tazminat davası CMK madde141 gereğince devlet aleyhine açılır. Açılacak haksız tutuklama nedeniyle tazminat davasında husumet Maliye Hazinesi’ne yöneltilmelidir.

“HAKSIZ TUTUKLAMA TAZMİNATI  ” için 0 yorum

  1. Geri bildirim: Haksız Tahrik Nedir 2022 - Sarıkaya Karay Hukuk Bürosu

Yorum bırakın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Scroll to Top
Call Now Button