GÜVENLİK TEDBİRLERİ

Ceza hukukuna göre yaptırım; bir hukuk kuralının ihlali halinde gösterilen tepkidir. Türk Ceza Hukuku’nda yaptırım türleri ilk olarak ikili bir ayrıma tabi tutmak mümkündür. Bunlar; ceza ve güvenlik tedbirleridir. Cezalar; TCK madde 45’de hapis cezası ve adli para cezası şeklinde düzenlenmiştir. Güvenlik tedbirleri ise Türk Ceza Kanunu’nun madde 53 ile 60 arasında düzenlenmiştir. (Eşya Müsaderesi)

GÜVENLİK TEDBİRİ NEDİR? GÜVENLİK TEDBİRLERİNİN NİTELİKLERİ NELERDİR?

Belirtmemiz gerekir ki güvenlik tedbirleri; suç önleme amacıyla düzenlenen cezai yaptırım türüdür. Dolayısıyla hukukumuzda güvenlik tedbirleri suç işlenmesini önleme ve toplumu suçlulara karşı koruma amacı ile düzenlenmiştir. Güvenlik tedbirleri söz konusu suçu işleyen kişiye (faile), suçun konusuna ve suçta kullanılan araca yönelik uygulanır. Aslında güvenlik tedbirlerinin; suç işleyen kişilerin kanunda düzenlenen tedbirler vasıtasıyla ıslah edilerek topluma yeniden kazandırılmalarını sağlama amacı taşıdıklarını söylemek yanlış olmaz.  

Güvenlik tedbirlerinin niteliklerini aşağıdaki şekilde sıralamak mümkündür:

  • Güvenlik tedbirleri kanuni olmalıdır.
  • Güvenlik tedbirleri kişi bakımından bireysel duruma getirilebilmelidir.
  • Güvenlik tedbirleri şahsi olmalıdır.

Güvenlik tedbirleri yalnızca suç teşkil eden fiili işleyen kişiye uygulanmalıdır. Bunun yanında güvenlik tedbirlerinin şahsiliği ile tedbirinin suçu işleyen kişi, suçun konusu ve suçta kullanılan araç dışındaki kişilere etki etmemesi kastedilmektedir.

  • Güvenlik tedbirleri suç işleyen kişilere eşit şekilde uygulanamaz.
  • Güvenlik tedbirleri insani olmalı, insan haklarını zedeleyici nitelikte olmamalıdır.
  • Güvenlik tedbirleri suç işlendikten sonra uygulanmalıdır.
  • Güvenlik tedbirlerinin işlenen fiil ile orantılı olması beklenemez.

Elbette suçu işleyen kişiye, suçun konusuna ve suçta kullanılan araca yönelik uygulanan güvenlik tedbirleri amacı ile orantılı olmalıdır. Buna araç ile amacın orantılılığı şeklinde ifade etmek mümkündür. Ancak yine belirtilmelidir ki; ceza yaptırım türüne uygulanan fail tarafından gerçekleştirilen hareket ile orantılı olma prensibi güvenlik tedbirleri bakımından geçerli değildir.

  • Güvenlik tedbirleri suçu önleyerek (özel önleme) toplumu korumayı amaçlar.
  • Güvenlik tedbirleri ancak hâkim kararı ile uygulanabilmektedir.

GÜVENLİK TEDBİRLERİ TÜRLERİ NELERDİR?

Güvenlik tedbirleri 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nda madde 53 ile 60 arasında düzenlenmiştir. İlgili düzenlemeler gereğince güvenlik tedbirlerini aşağıdaki şekilde sıralamak mümkündür.

Belli Hakları Kullanmaktan Yoksun Bırakma

TCK madde 53’te düzenlenmiştir. Kanun maddesine göre kasten işlediği bir suç dolayısıyla hakkında hapis cezası verilen kişi ilgili hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar, hakkında verilen mahkûmiyetin sonucu olarak bazı hakları kullanmak yoksun bırakılmaktadır. Maddede düzenlenen haklar şunlardır:

  • Sürekli, süreli veya geçici nitelikteki bir kamu görevinin üstlenilmesinden; Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeliğinden veya Devlet, il, belediye, köy veya bunların denetim ve gözetimi altında bulunan kurum ve kuruluşlarca verilen, atamaya veya seçime tabi kılınmış bütün memuriyet ve hizmetlerde istihdam edilme hakkı
  • Seçme ve seçilme hakkı
  • Velayet hakkından; vesayet veya kayyımlığa ait bir hizmette bulunma hakkı
  • Vakıf, dernek, sendika, şirket, kooperatif ve siyasi parti tüzel kişiliklerinin yöneticisi veya denetçisi olma hakkı
  • Bir kamu kurumunun veya kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşunun iznine tabi bir meslek veya sanatı, kendi sorumluluğu altında serbest meslek erbabı veya tacir olarak icra etme hakkı

Bazı hallerde bu güvenlik tedbirleri uygulanamaz, bazı hallerde ise hakim tarafından bu maddede düzenlenen yoksun bırakılan haklardan bazılarının uygulanmamasına karar verilmesi mümkündür. Örneğin; hakkında verilen kısa süreli hapis cezası ertelenmiş veya fiili işlediği sırada on sekiz yaşını doldurmamış kişiler bakımından TCK madde 53/1 hükmü uygulanmayacaktır. Bunun yanı sıra TCK madde 53/3 hükmü bu şekilde bir düzenleme getirmiştir.

TCK madde 53/3 “Mahkûm olduğu hapis cezası ertelenen veya denetimli serbestlik tedbiri uygulanarak cezası infaz edilen ya da koşullu salıverilen hükümlünün kendi altsoyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri açısından yukarıdaki fıkralar hükümleri uygulanmaz. Mahkûm olduğu hapis cezası ertelenen veya denetimli serbestlik tedbiri uygulanarak cezası infaz edilen ya da koşullu salıverilen hükümlü hakkında birinci fıkranın (e) bendinde söz konusu edilen hak yoksunluğunun uygulanmamasına karar verilebilir.

Eşya Müsaderesi

TCK madde 54’te düzenlenmiştir. Maddenin 1., 2. ve 3. fıkrası aşağıdaki şekildedir:

TCK MADDE 54 – (1) İyiniyetli üçüncü kişilere ait olmamak koşuluyla, kasıtlı bir suçun işlenmesinde kullanılan veya suçun işlenmesine tahsis edilen ya da suçtan meydana gelen eşyanın müsaderesine hükmolunur. Suçun işlenmesinde kullanılmak üzere hazırlanan eşya, kamu güvenliği, kamu sağlığı veya genel ahlak açısından tehlikeli olması durumunda müsadere edilir. Eşyanın üzerinde iyiniyetli üçüncü kişiler lehine tesis edilmiş sınırlı ayni hakkın bulunması halinde müsadere kararı, bu hak saklı kalmak şartıyla verilir.

(2) Birinci fıkra kapsamına giren eşyanın, ortadan kaldırılması, elden çıkarılması, tüketilmesi veya müsaderesinin başka bir surette imkansız kılınması halinde; bu eşyanın değeri kadar para tutarının müsaderesine karar verilir.

(3) Suçta kullanılan eşyanın müsadere edilmesinin işlenen suça nazaran daha ağır sonuçlar doğuracağı ve bu nedenle hakkaniyete aykırı olacağı anlaşıldığında, müsaderesine hükmedilmeyebilir.


Somut olay bakımından değerlendirildiğinde; bir eşyanın yalnızca bazı kısımlarının müsaderesi gerektiğine karar verilirse, eşyanın tamamına zarar verilmeksizin ilgili kısmı ayırmak imkanı varsa mahkemece yalnızca bu kısmın müsaderesine karar verilir.

Bununla birlikte birden fazla kişinin paydaş olduğu eşya ile ilgili olarak mahkemece yalnızca suça iştirak eden kişinin payına düşen miktarın müsaderesine hükmolunur.

Kazanç Müsaderesi

TCK madde 55’te düzenlenmiştir.

TCK MADDE 55 – (1) Suçun işlenmesi ile elde edilen veya suçun konusunu oluşturan ya da suçun işlenmesi için sağlanan maddi menfaatler ile bunların değerlendirilmesi veya dönüştürülmesi sonucu ortaya çıkan ekonomik kazançların müsaderesine karar verilir. Bu fıkra hükmüne göre müsadere kararı verilebilmesi için maddi menfaatin suçun mağduruna iade edilememesi gerekir.

(2) Müsadere konusu eşya veya maddi menfaatlere el konulamadığı veya bunların merciine teslim edilmediği hallerde, bunların karşılığını oluşturan değerlerin müsaderesine hükmedilir.

Çocuklara Özgü Güvenlik Tedbirleri

TCK madde 56’ya göre çocuklara özgü güvenlik tedbirlerinin neler olduğu ve nasıl uygulanacağı kanunla düzenlenmiştir. İlgili kanun 5395 sayılı Çocuk Koruma Kanunu’dur.

Akıl Hastalarına Özgü Güvenlik Tedbirleri

TCK madde 57’de düzenlenmiştir. Buna göre; fiili işlediği sırada akıl hastası olan fail hakkında yapılan yargılama sonunda mahkemece koruma ve tedavi amaçlı olarak güvenlik tedbirlerini uygulanmasına karar verilebilir.

Haklarında güvenlik tedbiri uygulanmasına karar verilen akıl hastaları, yüksek güvenlikli sağlık kurumlarında koruma ve tedavi altına alınır. Akıl hastası; mahkeme kararı ile yerleştirildiği sağlık kurumunda görevli kişilerden oluşan sağlık kurulunca düzenlenen raporda, toplum açısından tehlikeliliğinin ortadan kalktığının veya önemli ölçüde azaldığının belirtilmesi üzerine serbest bırakılması mümkündür. Bu karar infaz hakimi tarafından verilmektedir.

Suçta Tekerrür ve Özel Nitelikli Suçlar

Sınır Dışı Edilme

İşlediği suç dolayısıyla hakkında hapis cezasına hükmedilen yabancı denetimli serbestlik tedbiri uygulanarak cezasının infazına veya koşullu salıverilmesine karar verildiği takdirde, cezasının infazı tamamlandıktan sonra yabancının durumu, sınır dışı işlemleriyle ilgili olarak değerlendirilmek üzere İçişleri Bakanlığına bildirilir.

Tüzel Kişiler Hakkında Uygulanan Güvenlik Tedbirleri

Bir tüzel kişinin organ veya temsilcilerinin iştirakiyle tüzel kişi yararına bir suç işlenmesi halinde ;

  • Faaliyetini sürdürmesi bir kamu kurum veya kuruluşunun iznine bağlı olduğu ve bu iznin kötüye kullanıldığı hallerde iznin iptaline,
  • Gerçek kişiler hakkında uygulanan müsadere hükümlerinin uygulanmasına güvenlik tedbiri olarak karar verilebilecektir.

GÜVENLİK TEDBİRİ UYGULAMASINDA ZAMANAŞIMI VE AF MESELESİ

Af kelimesinin sözlük anlamı kusurun veya suçun bağışlanmasıdır. Ceza hukuku kurumu olarak af ise; bazı suçlardan dolayı sanık hakkında yürütülen kovuşturmadan vazgeçilmesi veya sanık hakkında yapılan yargılama sonunda hükmedilen cezanın bir kısmının veya tamamının kaldırılmasıdır. Türk Ceza Hukuk sistemimizde af 5237 sayılı TCK’nın birinci kitap üçüncü kısmında ”dava ve cezanın düşürülmesi” başlıklı dördüncü bölümünde düzenlenmiştir. TCK’da af; genel af ve özel af olarak ikili bir ayrıma tabi tutulmuştur.

Genel af halinde fail hakkında hükmolunan cezalar bütün neticeleri ile birlikte ortadan kalkar. Dolayısıyla genel af halinde güvenlik tedbirlerinin uygulamaları da ortadan kalkar. Özel af halinde ise durum farklıdır. TCK’nın “Af” yan başlıklı 65. Maddesinin 3. fıkrasına göre ise cezaya bağlı olan veya hükümde belirtilen hak yoksunlukları özel affa rağmen uygulanmaya devam eder.

Türk Ceza Kanunu’nun “Ceza zamanaşımı ve hak yoksunlukları” başlıklı 69. Maddesine göre;  cezaya bağlı olan veya hükümde belirtilen hak yoksunluklarının süresi ceza zamanaşımı doluncaya kadar devam eder. Dolayısıyla ilgili hüküm ile suç işleyen kişi hakkında hükmedilen hak yoksunlukları şeklindeki güvenlik tedbirlerinin ceza zamanaşımına tabi olacağı açıkça düzenlenmiştir.

GÜVENLİK TEDBİRLERİ İLE İLGİLİ YARGITAY KARARLARI

TCK madde 57 – Sanığın Toplum Açısından Tehlikeliliğinin Ortadan Kalktığının Veya Önemli Ölçüde Azaldığının Doktor Raporu İle Tespit Edilerek İyileşinceye Kadar Yüksek Güvenlikli Sağlık Kurumunda Koruma Ve Tedavi Altına Alınması 

  “5271 sayılı CMK’nın 193 (2). maddesinin “sanık hakkında, toplanan delillere göre mahkûmiyet dışında bir karar verilmesi gerektiği kanısına varılırsa, sorgusu yapılmamış olsa da dava yokluğunda bitirilebilir.” hükmü, sanık hakkında ilk bakışta beraat kararı verilebilecek hâllerle sınırlı olarak dar bir biçimde yorumlanmamalıdır. Esasen ilk bakışta beraat kararı verilebilecek hallerde iddianame düzenlenmez. Düzenlense bile, bu iddianame iadeye mahkûmdur. Ayrıca bu düzenleme başlangıçta sorgusu yapılmamış olsa da sanığın yokluğunda davanın bitirilebileceği hâl; “beraat kararı” ile sınırlı iken,  5353 sayılı Kanun değişikliğiyle, mahkemeye ve hâkime daha geniş bir takdir yetkisi vermek amacıyla, CMK henüz yürürlüğe girmeden maddedeki “Beraat kararı” ibaresi, “mahkumiyet dışında bir karar” olarak değiştirilmiştir.

Bu itibarla sanığın 5237 sayılı TCK’nın 32/1 ve 5271 sayılı CMK’nun 223/3-a maddeleri gereğince ceza verilmesine yer olmadığına, 5237 Sayılı TCK’nın 32/1 maddesi yollaması ile TCK’nın 57/1. maddesi gereğince sanık hakkında koruma ve tedavi amaçlı olarak güvenlik tedbirine hükmedilmesine, sanığın toplum açısından tehlikeliliğinin ortadan kalktığının veya önemli ölçüde azaldığının doktor raporu ile tespit edilerek iyileşinceye kadar yüksek güvenlikli sağlık kurumunda koruma ve tedavi altına alınmasına, dair kararının usul ve kanuna uygun olduğu anlaşılmakla, tebliğnamenin, “sanığın 5271 sayılı CMK’nın 147, 191/3 ve 193. maddelerine aykırı olarak usulünce dinlenip  savunması alınmadan gıyabında savunma haklarını kısıtlayacak şekilde hüküm  kurulması,”  gerekçesiyle bozulması yönündeki görüşüne iştirak edilmemiştir…”(Yargıtay 6. Daire Esas: 2021/899 Karar: 2021 / 16787 Karar Tarihi: 02.11.2021)

TCK madde 53 – Sanığın Kendi Altsoyu Üzerindeki Velayet Hakları İle Vesayet Veya Kayyımlık Yetkileri Açısından Uygulanmasına Yer Olmadığı – Cezanın İnfazı Tamamlanıncaya Kadar Yoksun Bırakılmasına Karar Verilmesi Gerektiği  

 “Hükümden sonra 15.04.2020 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 7242 sayılı Yasanın 61. maddesi ile 5607 sayılı Yasanın 3/22. maddesine eklenen “Eşyanın değerinin hafif olması halinde verilecek cezalar yarısına kadar, pek hafif olması halinde ise üçte birine kadar indirilir.” şeklindeki düzenlemenin sanık lehine hükümler içermesi, yine 7242 sayılı Yasanın 62. maddesi ile değiştirilen 5607 sayılı Yasanın 5/2. maddesine eklenen fıkra uyarınca kovuşturma aşamasında etkin pişmanlık uygulamasının olanaklı hale geldiği anlaşılmakla,

Suç tarihinde yürürlükte olan 6455 sayılı Yasa ile değişik 5607 sayılı Yasa ile 6545 ve 7242 sayılı Yasalar ile değiştirilen 5607 sayılı Yasanın 3/11-son maddesinin yollamasıyla 3/5, 3/10, 3/22, 5/2. maddelerinin somut olaya uygulanarak belirlenen sonuç cezalar karşılaştırılmak suretiyle sanığın hukuki durumunun tayin ve takdiri ile 5237 sayılı TCK’nun 7. maddesi ve 7242 sayılı Yasanın 63. maddesi ile 5607 sayılı Yasaya eklenen geçici 12. maddenin 2. fıkrası gözetilerek sonucuna göre uygulama yapma görevinin de yerel mahkemeye ait bulunması zorunluluğu,

2-24.11.2015 tarihli 29542 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesi’nin 08.10.2015 tarih ve 2014/140 Esas, 2015/85 sayılı iptal kararı ile 5237 sayılı TCK’nun 53. maddesinin bazı bölümlerinin iptal edilmesi nedeniyle, anılan maddenin yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,

Uzun süreli hapis cezası ertelenen sanık hakkında 5237 sayılı TCK’nun 53. maddesinin 3. fıkrası uyarınca, aynı maddenin 1. fıkrasının (c) bendinde yazılı sanığın kendi altsoyu üzerindeki velayet hakları ile vesayet veya kayyımlık yetkileri açısından uygulanmasına yer olmadığına, altsoyu dışında kalanlarla ilgili bu hak ve yetkilerden ise cezanın infazı tamamlanıncaya kadar yoksun bırakılmasına karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi bozmayı gerektirmiş…” (Yargıtay 7. Ceza Daire Esas: 2021/ 6806 Karar: 2021 / 17635 Karar Tarihi: 20.12.2021)

SIK SORULAN SORULAR

Müsadere bir güvenlik tedbiri midir?

Türk Ceza Hukuku sisteminde müsadere eşyanın müsaderesi ve kazanç müsaderesi şeklinde ikili bir ayrıma tabi kılınmıştır. Müsadere bir güvenlik tedbiri olmakla birlikte TCK madde 54’te eşya müsaderesi, TCK madde 55’te ise kazanç müsaderesi düzenlenmektedir.

Güvenlik tedbiri adli sicil kaydına işler mi ?

Kişi hakkında verilen ceza ve güvenlik tedbirleri adli sicil kaydına işlenecektir.

Tüzel kişiler hakkında güvenlik tedbirleri nelerdir ?

Faaliyetini sürdürmesi bir kamu kurumunun iznine bağlı olan tüzel kişilerde, bu iznin kötüye kullanılması halinde iznin iptaline güvenlik tedbiri olarak karar verilir. Ayrıca müsadere hükümleri tüzel kişiler hakkında da uygulanabilmektedir.

Yorum bırakın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Scroll to Top
Call Now Button