ÇOCUĞUN CİNSEL İSTİSMARI SUÇU (TCK 103)

ÇOCUĞUN CİNSEL İSTİSMARI SUÇU VE CEZASI

Çocuğun cinsel istismarı suçu

Suç ile ilgili bilgileri vermeden önce belirtmek isteriz ki; kişinin cinsel dokunulmazlığı, vücut dokunulmazlığı üst başlık ile değerlendirilmelidir. Vücut dokunulmazlığı ise kişinin sahip olduğu en temel haklardan biridir ; Anayasal düzeyde koruma altına alınmıştır.

Anayasa’nın ilgili maddesi şöyledir:

I. Kişinin dokunulmazlığı, maddi ve manevi varlığı

AY madde 17/1 ve 2 – Herkes, yaşama, maddi ve manevi varlığını koruma ve geliştirme hakkına sahiptir. Tıbbi zorunluluklar ve kanunda yazılı haller dışında, kişinin vücut bütünlüğüne dokunulamaz; rızası olmadan bilimsel ve tıbbi deneylere tabi tutulamaz.

Çocuğun cinsel istismarı suçu; Türk Ceza Kanunu’nun Cinsel Dokunulmazlığa Karşı Suçlar başlıklı Altıncı Bölümü’nün; “Çocukların Cinsel İstismarı” yan başlığı altında düzenlenmiştir.

Kanun maddesinin ilgili kısımları şu şekildedir:

Çocukların Cinsel İstismarı

TCK madde 103- Çocuğu cinsel yönden istismar eden kişi, sekiz yıldan on beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Cinsel istismarın sarkıntılık düzeyinde kalması hâlinde üç yıldan sekiz yıla kadar hapis cezasına hükmolunur. Mağdurun on iki yaşını tamamlamamış olması hâlinde verilecek ceza, istismar durumunda on yıldan, sarkıntılık durumunda beş yıldan az olamaz. Sarkıntılık düzeyinde kalmış suçun failinin çocuk olması hâlinde soruşturma ve kovuşturma yapılması mağdurun, velisinin veya vasisinin şikâyetine bağlıdır. Cinsel istismar deyiminden;

a) On beş yaşını tamamlamamış veya tamamlamış olmakla birlikte fiilin hukuki anlam ve sonuçlarını algılama yeteneği gelişmemiş olan çocuklara karşı gerçekleştirilen her türlü cinsel davranış,

b) Diğer çocuklara karşı sadece cebir, tehdit, hile veya iradeyi etkileyen başka bir nedene dayalı olarak gerçekleştirilen cinsel davranışlar anlaşılır.

Cinsel istismarın vücuda organ veya sair bir cisim sokulması suretiyle gerçekleştirilmesi durumunda, on altı yıldan aşağı olmamak üzere hapis cezasına hükmolunur. Mağdurun on iki yaşını tamamlamamış olması hâlinde verilecek ceza on sekiz yıldan az olamaz.

Türk Ceza Kanunu’na göre çocuğun cinsel istismarı suçu; kasten işlenebilen bir suç olup; kanuni düzenleme gereğince çocuğun cinsel istismarı suçunun temel cezası TCK madde 103/1’e göre sekiz yıldan on beş yıla kadar hapis cezasıdır. Çocuğun cinsel dokunulmazlığının ihlaline yönelik eylemin sarkıntılık düzeyinde kalması halinde öngörülen ceza üç yıldan sekiz yıla kadar hapis cezasıdır.

Maddenin ikinci fıkrasında ise çocuğun cinsel istismarı suçunun nitelikli haline yer verilmiştir. Cinsel istismarın vücuda organ veya sair bir cisim sokulması suretiyle gerçekleştirilmesi durumunda; fail hakkında kanunda öngörülen yaptırım on altı yıldan az olmamak üzere hapis cezasıdır. Mağdurun on iki yaşının doldurmamış olması durumunda ceza on sekiz yıldan aşağı olamaz.

Türk Ceza Kanunu’nda cinsel saldırı suçu ile ilgili olarak; cezayı artıran veya azaltan haller özel olarak TCK madde 103’te düzenlenmiştir.

ÇOCUĞUN CİNSEL İSTİSMARI SUÇUNDA KORUNAN HUKUKİ DEĞER

Türk ceza hukukunda korunan hukuki değer kavramı; suçun maddi unsurlarından olan fiil, hareket, unsurunun yöneldiği hakkı, değeri ifade eder. Bu noktada çocuğun cinsel istismarı suçu ile korunan hukuki değer ; çocuğun cinsel dokunulmazlığıdır.

İlgili yazılar

ÇOCUĞUN CİNSEL İSTİSMARI SUÇUNDA FİİL

Belirtmemiz gerekir ki bu suçu oluşturan fiil cinsel istismar fiilidir. Cinsel istismar fiili ise kanundaki açık düzenlemeye göre iki şekilde oluşur. Bunlar:

  • On beş yaşını tamamlamamış veya tamamlamış olmakla birlikte fiilin hukuki anlam ve sonuçlarını algılama yeteneği gelişmemiş olan çocuklara karşı gerçekleştirilen her türlü cinsel davranış
  • Diğer çocuklara karşı sadece cebir, tehdit, hile veya iradeyi etkileyen başka bir nedene dayalı olarak gerçekleştirilen cinsel davranışlar

Çocuğun cinsel istismarı fiilinin sarkıntılık düzeyinde kalması hali kanun maddesinde daha az cezayı gerektiren hal olarak düzenlenmiştir. Sarkıntılık fiili “ani hareketlerle yapılan ve mağdurun vücuduna temas içeren cinsel davranış” olarak açıklanabilir.

Cinsel istismar suçunun; on beş yaşını tamamlamamış veya tamamlamış olmakla birlikte fiilin hukuki anlam ve sonuçlarını algılama yeteneği gelişmemiş olan çocuklara karşı cebir veya tehditle ya da bunlar dışındaki çocuklara karşı; silah kullanılarak ve cebir, tehdit, hile veya iradeyi etkileyen davranışlarla gerçekleştirilmesi halinde verilecek ceza yarı oranında artırılır. Bu husus TCK madde 103/4’te açıkça düzenlenmiştir.

Çocuğun cinsel istismarı suçunu oluşturan fiillerin; faildeki cinsel arzuyu tatmin amacı taşıması ve mağdurun vücuduna temas içermesi zorunludur.

Ayrıca TCK madde 103/6’te cinsel saldırı suçunun netice itibariyle ağırlaşmış haline yer verilmiştir. Buna göre; çocuğun cinsel istismarı suçu neticesinde mağdurun bitkisel hayata girmesi veya ölümü hâlinde; fail hakkında ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına hükmedilecektir.

ÇOCUĞUN CİNSEL İSTİSMARI SUÇUNDA FAİL VE MAĞDUR

Çocuğun cinsel istismarı suçu özgü suçlardan değildir, dolayısıyla suçun faili herkes olabilmektedir. Ancak failin kamu görevinin veya hizmet ilişkisinin sağladığı nüfuz kötüye kullanan; üçüncü derece dâhil kan veya kayın hısımlığı ilişkisi içinde bulunan ya da üvey baba, üvey ana, üvey kardeş veya evlat edinen ; vasi, eğitici, öğretici, bakıcı, koruyucu aile veya sağlık hizmeti veren ya da koruma, bakım veya gözetim yükümlülüğü bulunan kişiler tarafından işlenmesi; kanunda cezayı artıran nitelikli hal olarak düzenlenmiştir.

Basit cinsel istismar suçunda mağdur 12 yaşını tamamlamamış ise; fail hakkında verilecek ceza istismar durumunda on yıldan, sarkıntılık durumunda beş yıldan az olamaz.

TCK madde 103/2’de düzenlenen nitelikli cinsel istismar suçunda; mağdurun on iki yaşını tamamlamamış olması halinde; fail hakkında ceza on sekiz yıldan az olamaz.

ÇOCUĞUN CİNSEL İSTİSMARI SUÇUNUN NİTELİKLİ HALLERİ

Çocuğun basit cinsel istismarı suçunun; daha hafif cezayı gerektiren nitelikli halinin sarkıntılık düzeyinde cinsel istismar suçunu; daha ağır ceza gerektiren nitelikli hallerinden birinin ise; TCK md. 103/2’de düzenleme altına alınan nitelikli cinsel istismar suçunu oluşturduğunu yukarıda detaylı şekilde açıklamıştık.

Türk Ceza Kanunu’nun 103. Maddesinin 3. fıkrasında çocuğun cinsel istismarı suçunun daha ağır cezayı gerektiren nitelikli hallerine yer verilmiştir.

Suçun;

a) Birden fazla kişi tarafından birlikte,

b) İnsanların toplu olarak bir arada yaşama zorunluluğunda bulunduğu ortamların sağladığı kolaylıktan faydalanmak suretiyle,

c) Üçüncü derece dâhil kan veya kayın hısımlığı ilişkisi içinde bulunan bir kişiye karşı ya da üvey baba, üvey ana, üvey kardeş veya evlat edinen tarafından,

d) Vasi, eğitici, öğretici, bakıcı, koruyucu aile veya sağlık hizmeti veren ya da koruma, bakım veya gözetim yükümlülüğü bulunan kişiler tarafından,

e) Kamu görevinin veya hizmet ilişkisinin sağladığı nüfuz kötüye kullanılmak suretiyle işlenmesi hâlinde, yukarıdaki fıkralara göre verilecek ceza yarı oranında artırılır.

ÇOCUĞUN CİNSEL İSTİSMARI SUÇUNDA ÖZEL İÇTİMA HÜKMÜ

Türk Ceza Hukuku’nda gerçek içtima; failin işlediği her bir suçtan ayrı ayrı cezalandırılmasını ifade eder. Çocuğun cinsel istismarı suçu bakımından Türk Ceza Kanunu madde 103/5’te özel gerçek içtima hükmü düzenlenmiştir.

Cinsel istismar için başvurulan cebir ve şiddetin kasten yaralama suçunun ağır neticelerine neden olması hâlinde, ayrıca kasten yaralama suçuna ilişkin hükümler uygulanır.

ÇOCUĞUN CİNSEL İSTİSMARI SUÇUNDA HAGB VE ADLİ PARA CEZASI VERİLMESİ

Suç unsurlarından fiilin sarkıntılık düzeyinde kalan ve daha hafif cezayı gerektiren halinde ; hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilmesi mümkündür. Bunun dışındaki çocuğun cinsel istismarı suçu bakımından mahkemece ; hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilmesi mümkün değildir.

Çocuğun cinsel istismarı suçunun kanuni düzenlemesinde seçenekli yaptırım şeklinde bir adli para cezasının düzenlenmemiştir. Çocuğun cinsel istismarı suçunun ve TCK md. 103/2 nitelikli cinsel istismar suçu dolayısıyla verilebilecek ceza miktarı düşünüldüğünde ilgili cezanın; mahkeme tarafından Türk Ceza Kanunu genel hükümlere göre adli para cezasına çevrilmesi mümkün değildir.

ÇOCUĞUN CİNSEL İSTİSMARI SUÇUNDA YARGILAMA

TCK madde 102/1’de düzenlenen sarkıntılık düzeyinde kalan çocuğun cinsel istismarı suçunda görevli mahkeme ; asliye ceza mahkemeleridir. Bunun dışında TCK madde 103’te düzenlenen tüm suçlar bakımından görevli mahkeme ağır ceza mahkemesidir.

Türk Ceza Hukuku’nda cinsel suçlar; nitelikleri önem arz etmeksizin, kanunen uzlaştırma kapsamına alınmamıştır. Dolayısıyla çocuğun cinsel istismarı suçu uzlaştırma kapsamında değildir.

Çocuğun cinsel istismarı suçunda suçun temel halinin dava zamanaşımı süresi 15 yıldır.

Sarkıntılık düzeyinde kalmış suçun failinin de çocuk olması halinde; cinsel istismar suçunun soruşturulması ve kovuşturulması mağdurun, velisinin veya vasisinin şikayetine bağlıdır. Şikayet süresi ise 6 aydır. Çocuğun cinsel istismarı suçunun bu özel durum dışındaki tüm hallerde soruşturma ve kovuşturma resen yapılacaktır. Bu durumda ancak savcılık makamına ihbar söz konusu olabilecektir.

Çocuğun cinsel istismarı suçunda kanunda yer alan düzenlemeler sebebiyle cezanın ertelenmesi kurumuna başvurulması mümkün değildir.

ÇOCUĞUN CİNSEL İSTİSMARI SUÇU İLE İLGİLİ YARGITAY KARARLARI

TCK madde 103 – Çocuğun Cinsel İstismarı Suçu – Suça Sürüklenen Çocuk

Mahkemece hükme esas alınan çocuk psikiyatri uzmanının 18.07.2012 tarihli raporunda eylemin hukuki anlam ve sonuçları algılamadığı ancak davranışlarını yönlendirme yeteneğinin geliştiği tıbbi kanaatine varıldığı belirtilen suça sürüklenen çocuk … hakkında çocuğun nitelikli cinsel istismarı suçundan rapor tanzim edilip, ayrıca kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçu yönünden rapor aldırılmadığı gibi çocuğun nitelikli cinsel istismarı suçuna ilişkin düzenlenip, hükme esas alınan raporun da yeterli olmadığı anlaşıldığından, suça sürüklenen çocuk …’in suç tarihinde işlediği iddia edilen beden veya ruh sağlığını bozacak şekilde çocuğun nitelikli cinsel istismarı, kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçlarının hukuki anlam ve sonuçlarını algılayıp algılayamadığı ve fiille ilgili davranışlarını yönlendirip yönlendiremediği hususlarında tam teşekküllü hastaneden yeni rapor aldırıldıktan sonra hukuki durumunun tayin ve takdiri gerekirken eksik araştırma ile yazılı şekilde hükümler kurulması…” (Yargıtay 14.Ceza Dairesi 2016/ 12872 E. 2021 / 4147 K. 08.06.2021T.)

TCK madde 103- Sarkıntılık Düzeyinde Çocuğun Cinsel İstismarı Suçu

Sanığın, olay günü sekiz yaşındaki mağdurenin montunu çıkararak kendisine sarılmasını istemesi şeklindeki eyleminin suç tarihi itibarıyla lehe sayılıp, 6545 sayılı Kanunla değişik 5237 sayılı TCK’nın 103/1-c.2 maddesinde düzenlenen sarkıntılık suretiyle çocuğun cinsel istismarı suçunu oluşturduğu gözetilmeden suç vasfının tayininde yanılgıya düşülerek aynı Kanunun 103/1-c.1 maddesi ile hüküm kurulması suretiyle fazla ceza tayini kanuna aykırı, sanık ile müdafisinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden…” (Yargıtay 14.Ceza Dairesi 2017/ 8728 E. 2021 / 1328 K. 22.02.2021 T.)

TCK madde 103/3 – (e) Kamu Görevinin Veya Hizmet İlişkisinin Sağladığı Nüfuz Kötüye Kullanılmak Suretiyle Cinsel İstismar Suçu

Mağdureler… ile …’in aşamalardaki samimi anlatımları, savunma ile tüm dosya kapsamına göre sanığın, olay günü adları geçen mağdurelerin kalçasını sıkıp, öperek göğüs ve beline dokunma şeklindeki eylemlerinin kısa süreli, ani ve kesintili gerçekleşmesi nedeniyle sarkıntılık düzeyinde kaldığı gözetilerek bu suçtan hükümler kurulması gerekirken suç vasfının tayininde yanılgıya düşülerek çocuğun cinsel istismarı suçundan mahkumiyet kararları verilmesi ve olay tarihinde okulda hizmetli sıfatıyla görev yapan sanığın aynı okulda öğrenci olan mağdureler…, … ile … üzerinde kamu görevinden kaynaklanan nüfuzunun bulunmadığı, zira sanığın nüfuz sahibi olduğunun kabulü için görevinin mağdureler üzerinde güç ve otorite oluşturarak direncini kırması ve mağdurelerin bu nedenle çekinerek karşı koyamamasının gerektiği,

Bunun gerçekleşmesi için de sanığın görevinin mağdureler yönünden zorunlu ve icbar edici nitelik taşımasının zaruri olduğu, dolayısıyla sadece görevinin sağladığı kolaylıktan faydalanarak eylemin gerçekleştirilmesi halinde nüfuzun kötüye kullanıldığının kabulünün mümkün olmadığı, esasen 5237 sayılı TCK’nın 103/3-e. maddesi gereğince yapılacak artırımın kamu görevi, vesayet veya hizmet ilişkisinin sağladığı nüfuzun kötüye kullanılması haline münhasır olup, dosya içeriğine göre mağdureler üzerinde nüfuzu bulunmadığı anlaşılan sanık hakkında müsnet suçlardan belirlenen temel cezaların TCK’nın 103/3-e. maddesi ile artırılması suretiyle sonuç cezaların fazla tayini…” (Yargıtay 14.Ceza Dairesi 2020/ 3141 E. 2021 / 2145 K. 17.03.2021 T.)

“ÇOCUĞUN CİNSEL İSTİSMARI SUÇU (TCK 103)” için 1 yorum

  1. Geri bildirim: Teşhircilik Suçu (Hayasızca Hareketler) - Sarıkaya Karay Hukuk Bürosu

Yorum bırakın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Scroll to Top
Call Now Button