İçindekiler
Yargılamanın yenilenmesi (yeniden yargılanma), kesinleşmiş bir ceza hükmüne karşı istisnai bir yol olarak yeniden duruşma yapılmasını sağlayan olağanüstü bir kanun yoludur. Bu yol genellikle yeni ortaya çıkan deliller, yargılama sırasında yapılan ciddi hatalar veya temel hak ihlallerine dayanılarak kullanılır. Başvurunun yapılabilmesi için hükmün kesinleşmiş olması gerekir. Süreç, başvuruyu yapan hükümlü lehine işleyen bir mekanizmadır ve mahkeme kendiliğinden yeniden yargılama açamaz, mutlaka bir talep gerekir . Önemli bir nokta: Yargılamanın yenilenmesi talebi için genel olarak bir zaman kısıtlaması yoktur; yıllar sonra dahi yeni delil veya hak ihlali ortaya çıkarsa her zaman başvuru yapılabilir . (Sadece Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM) ihlal kararı sonrası yapılacak başvurularda, AİHM kararının kesinleşmesinden itibaren 1 yıl içinde yenileme talebi sunulmalıdır .)
Ağır Ceza Mahkemesi’ne Başvuru ve Mahkemenin Kararı
Yeniden yargılanma talebi, hükmü veren Ağır Ceza Mahkemesi’ne bir dilekçe ile yapılır . Başvuru dilekçesinde yargılamanın neden yenilenmesi gerektiği, yasal dayanakları ve yeni deliller açıkça belirtilmelidir. İlk derece mahkemesi olan ağır ceza mahkemesi, bu talebi dosya üzerinden inceler ve duruşma açmadan şu kararlardan birini verebilir:
Talebin Kabulü: Mahkeme, başvuruyu kabul ederse ilgili ceza davasında yeniden yargılama başlar . Yani önceki hüküm gözden geçirilir, gerekirse yeni deliller toplanır ve duruşma yapılarak dava esastan tekrar görülür. Yeniden yargılama sonucunda mahkeme eski hükmü onaylayabilir veya önceki kararı iptal ederek yeni bir hüküm verebilir . (Örneğin, yargılama yenilenmesi hükümlü lehine yapılmışsa, yeni verilecek ceza eski cezadan daha ağır olamaz; ayrıca yeniden yargılama sonucunda beraat kararı çıkarsa, önceden infaz edilen ceza nedeniyle uğranılan zararların tazmini de mümkündür .)
Talebin Reddi: Mahkeme, başvuruyu reddederse bu karar yazılı olarak başvuru sahibine ve Cumhuriyet Savcısı’na tebliğ edilir. Başvurucu, tebliğden itibaren 7 gün içinde bu karara karşı itiraz edebilir . (İtiraz süreci aşağıda ayrıntılı açıklanmıştır.)
Mahkemenin Sessiz Kalması: Bazı durumlarda mahkeme talep hakkında hiçbir karar vermez ve dosya üzerinde uzun süre sessiz kalabilir. Eğer ağır ceza mahkemesi makul bir süre (örneğin 3-4 hafta) boyunca yanıt vermiyorsa, başvuru sahibi yeniden talepte bulunarak mahkemeyi karar vermeye zorlayabilir . Bu tekrar başvurusunun amacı, sürecin belirsiz şekilde tıkanmasını önlemektir. Mahkeme buna rağmen sessiz kalmaya devam ederse, hukuki açıdan başvuru sahibinin başka yollara başvurması gerekebilir (örneğin, aşağıda değinilen HSK şikâyeti mekanizması).
Redde Karşı İtiraz Yolu
Ağır Ceza Mahkemesi yargılamanın yenilenmesi talebini reddettiğinde, başvuru sahibi bu ret kararına itiraz edebilir. İtiraz dilekçesi, kararın tebliğinden itibaren 7 gün içinde aynı ağır ceza mahkemesine sunulmalıdır . Bu itiraz dilekçesinde, mahkemenin ret gerekçelerinin hukuka aykırı olduğu ve yenileme talebindeki sebeplerin geçerli olduğu açıklanır. İtiraz üzerine dosya, kanunun öngördüğü şekilde incelenir (genellikle itiraz, kararı veren mahkemenin üst dereceli mahkemesi veya aynı yargı çevresindeki bir diğer ağır ceza mahkemesi tarafından değerlendirilir).
İtirazın Sonuçları: İtirazı inceleyen mercii, başvuruyu haklı bulursa itirazı kabul eder ve yeniden yargılama kararı verir. Bu durumda dava, kaldığı yerden veya en baştan yeniden görülmeye başlanır (önceki hüküm ortadan kalkmış sayılır). Eğer itiraz da reddedilirse, artık ulusal düzeyde yargılamanın yenilenmesi için kullanılabilecek başka bir olağanüstü kanun yolu kalmamış demektir . Bu noktada hükümlü yönünden iç hukuk yolları tükenmiştir ve bir sonraki aşama, temel hak ihlali iddiasıyla Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvuru yapmaktır.
Anayasa Mahkemesi’ne Bireysel Başvuru
Yeniden yargılanma talebinin tüm ulusal yolları tüketilerek reddedilmesi halinde (yani ağır ceza mahkemesi ve itiraz mercii tarafından talep kabul görmezse), Anayasa Mahkemesi’ne (AYM) bireysel başvuru yapılabilir. Bireysel başvuru, itiraz yolunun kesin olarak sonuçlandığı tarihten itibaren 30 gün içinde yapılmalıdır . Bu başvuruda, yeniden yargılama talebinin reddiyle temel hak ve özgürlüklerin ihlal edildiği ileri sürülür (örneğin adil yargılanma hakkı ihlali gibi).
AYM, başvuruyu şekil ve esas açısından inceledikten sonra iki tür karar verebilir:
Kabul ve İhlal Kararı: Anayasa Mahkemesi başvuruyu kabul eder ve gerçekten bir temel hak ihlali tespit ederse, ihlalin sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmasına karar verir . Bu durumda AYM, dosyayı ilgili mahkemeye göndererek davanın tekrar görülmesini sağlar (AYM Kanunu m.50 uyarınca). Yeniden yargılama sonunda ilgili mahkeme, önceki hükmü düzeltebilir veya tamamen yeni bir hüküm verebilir.
Ret veya Kabul Edilemezlik Kararı: Anayasa Mahkemesi başvuruyu kabul edilemez bulabilir veya esastan inceleyip ihlal olmadığına karar verebilir. Bu halde ulusal anlamda başvuru yolları tükenmiş olur ve başvurucu açısından iç hukukta yapılabilecek bir şey kalmaz . Ancak AYM’den sonuç alamayan kişi, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne başvurma hakkına sahiptir.
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne (AİHM) Başvuru
Anayasa Mahkemesi’nden de olumlu sonuç alınamazsa, başvuru sahibi davayı Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne (AİHM) taşıyabilir. AİHM’e bireysel başvuru yapabilmek için iç hukuk yollarının tamamı tüketilmiş olmalıdır. Son iç hukuk kararının (örneğin AYM kararı) tebliğinden itibaren 4 ay içinde AİHM’e başvuru yapılması gerekir . AİHM başvurusunda, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi kapsamındaki hakların ihlal edildiği iddia edilir.
AİHM sürecinin sonuçları da iki şekilde olabilir:
İhlal Kararı: AİHM, başvurucunun Sözleşme ile korunan bir hakkının ihlal edildiğine karar verirse Türkiye hakkında bağlayıcı nitelikte bir karar verir. Bu karar genellikle ihlalin giderilmesi için yargılamanın yenilenmesi dahil uygun adımların atılmasını içerir . Nitekim Ceza Muhakemesi Kanunu m.311 uyarınca, AİHM tarafından hakkının ihlal edildiği tespit edilen hükümlüler, AİHM kararının kesinleştiği tarihten itibaren bir yıl içinde yeniden yargılama talep edebilirler. AİHM ihlal kararı sonrasında genellikle dosya yeniden görülmek üzere ilgili ulusal mahkemeye gönderilir veya hükümlü lehine yeniden yargılama yapılması devletin yükümlülüğü haline gelir.
Kabul Edilmezlik ya da İhlal Yok: AİHM başvuruyu esasa almadan kabul edilemez bulabilir ya da inceleyip herhangi bir ihlal olmadığına karar verebilir. Bu durumda AİHM de dosyayı kapatır ve hukuki süreç burada sona erer . Artık ne ulusal ne uluslararası düzeyde başvurulabilecek başka bir yargısal merci kalmamıştır.
Hâkimler ve Savcılar Kurulu’na (HSK) Şikâyet ve Disiplin Süreci
Yargılamanın yenilenmesi talebinde bulunan kişiler, ceza davasına bakan hakim veya savcıların tutum ve kararlarıyla ilgili ayrı bir yoldan da girişimde bulunabilirler. Özellikle mahkemenin uzun süre sessiz kalması, talebi makul olmayan gerekçelerle sürekli reddetmesi veya hakim hakkında ciddi usulsüzlük iddialarının olması durumlarında, Hâkimler ve Savcılar Kurulu’na (HSK) şikâyet başvurusu yapılabilir . HSK, hakim ve savcıların disiplin işlemlerinden sorumlu kuruldur ve yargısal kararlardaki hukuka aykırılıklardan ziyade görevi kötüye kullanma, ihmal, tarafsızlık ilkesine aykırı davranma gibi disiplin konularını değerlendirir.
HSK’ya yapılan şikâyet sonucunda kurul iki şekilde karar verebilir:
Soruşturma İzni Verilmesi: HSK, şikâyeti haklı bulur veya iddiaları ciddi görürse ilgili hakim/savcı hakkında disiplin soruşturması başlatmak üzere izin verir. Bu durumda müfettişler aracılığıyla bir disiplin soruşturması yürütülür . Soruşturma sonunda hakim veya savcının kusurlu olduğuna kanaat getirilirse, uyarma, kınama, terfi ettirmeme, görevden uzaklaştırma gibi disiplin cezaları verilebilir. (Not: HSK’nın hakim hakkında disiplin cezası vermesi, doğrudan davanın sonucunu değiştirmez; yani bu yol, daha çok hakimlerin hesap verebilirliği ile ilgilidir, hükmün bozulması ancak yukarıda açıklanan yargı yollarıyla mümkündür.)
Soruşturma İzni Verilmemesi: HSK, yapılan şikâyette soruşturma açılmasını gerektirir bir durum görmezse soruşturma izni vermeme kararı alır . Bu, şikâyetin disiplin açısından işleme konulmadığı anlamına gelir. Ancak başvuru sahibinin bu karara karşı HSK nezdinde bir itiraz hakkı vardır. HSK Genel Kurulu’na 10 gün içinde yeniden inceleme talebi yapılabilir .
Genel Kurul, dosyayı tekrar değerlendirir: itirazı kabul ederse soruşturma izni verilip disiplin soruşturması başlatılır . İtirazı reddederse HSK kararı kesinleşir ve ulusal düzeyde disiplin yönünden yapılacak başka bir şey kalmaz . Bu son durumda, eğer başvuran kişi disiplin sürecinin adil olmadığını veya yargılamadaki hak ihlallerinin giderilmediğini düşünüyorsa, son çare olarak konuyu yine AİHM’ye taşıyabilir (örneğin adil yargılanma veya etkili başvuru hakkı ihlali iddialarıyla). AİHM, çok istisnai hallerde yargılama sürecindeki ciddi aksaklıklar ya da etkili bir iç hukuk yolu bulunmaması gibi durumlar için bu tür başvuruları değerlendirebilir.
Sonuç
Yargılamanın yenilenmesi süreci, ceza yargılamasında adaletin tam olarak tecelli etmesini sağlamak ve olası yargı hatalarını düzeltmek için hayati öneme sahip bir mekanizmadır. Ancak bu süreç bir dizi aşama ve süre şartına tabidir. Başvuru sahiplerinin haklarını etkin kullanabilmesi için her aşamadaki süreleri dikkatle takip etmesi ve gerekli başvuruları zamanında yapması gerekir. Ağır ceza mahkemesinin kararlarına karşı itiraz, Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvuru ve AİHM başvurusu gibi yollar, hukuki süreçlerin doğruluğunu denetleyen ve adil yargılanma ilkesini koruyan önemli güvencelerdir. Sonuç olarak, yargılamanın yenilenmesi talebi ve devamındaki hukuk yolları, hukuka meraklı bireyler ve genel kamuoyu için adalet sistemimizin işleyişini daha iyi anlamak açısından önemli bir öğrenme alanıdır.
Özetle: Bir ceza davasında yeni deliller veya hak ihlali iddiaları varsa, hükmü veren ağır ceza mahkemesine süre sınırı olmaksızın yeniden yargılama talebi yapılabilir. Mahkeme talebi kabul ederse dava yenilenir; reddederse 7 günde itiraz edilebilir. İtiraz da reddedilirse 30 gün içinde AYM’ye, oradan sonuç alınamazsa 4 ay içinde AİHM’ye başvurulabilir. Ayrıca süreç boyunca hakimlerin tutumu için HSK’ya şikâyet ve disiplin mekanizması da işletilebilir.