İçindekiler
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nda iki çeşit yargılama usulü düzenlenmiştir. Bunlardan biri genel yargılama usulü olan yazılı yargılama usulüdür. İkincisi ise yazımızın da konusunu oluşturan basit yargılama usulü olup ; özel bir yargılama usulüdür. Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 316. ve 322. maddeler arasında düzenlenmiştir. Basit yargılama usulünün en önemli özelliği genel yargılama usulü olan yazılı yargılama usulüne göre daha basit ve çabuk işleyen bir usul olmasıdır.
İlgili yazılar;
BASİT YARGILAMA USULÜNE TABİ DAVALAR
Yukarıda da belirttiğimiz üzere hukuk mahkemeleri için genel yargılama usulü yazılı yargılama usulüdür. Basit yargılama usulü ancak kanunda düzenlenen iş ve davalar için uygulanmaktadır. Basit yargılama usulüne tabi dava ve işler incelenirken iki alt başlık altında toplanacaktır.
- 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’na göre basit yargılama usulü uygulanacak dava ve işler
HMK ‘nın 316. Maddesinde hangi işlerde basit yargılama usulüne uygulanacağı belirtilmiştir. Buna göre;
- Sulh hukuk mahkemelerinin görev alanına giren dava ve işlerde,
- Dosya üzerinden karar verme konusunda kanunun mahkemeye takdir hakkı tanıdığı dava ve işlerde,
- ihtiyadi tedbir, ihtiyadi haciz, delil tespiti gibi geçici hukuki koruma talepleri ve bunlara karşı yapılacak olan itirazlarda,
- her çeşit nafaka davası velayete vesayete ilişkin dava ve işlerde,
- hizmet ilişkisinden doğan dava ve işlerde,
- Konkordato ve sermaye şirketleri veya kooperatiflerin uzlaşma suretiyle yeniden yapılandırılmasına ilişkin davalarda,
- Hükümlerine göre mahkemenin görev alanına giren dava ve işlerde basit yargılama usulü uygulanacaktır.
2.Diğer kanunlara göre basit yargılama usulünün uygulanacağı dava ve işler
HMK ‘nın yanı sıra çeşitli kanunlarda da basit yargılama usulü uygulanacağı belirtilen dava ve işler bulunmaktadır. Bunlara örnek olarak;
- iş mahkemelerinde,
- icra mahkemelerinde
- tüketici mahkemelerinde basit yargılama usulü uygulanır.
Bunun yanı sıra çeşitli kanunlar da bulunan düzenleme düzenlemeler uyarınca da basit yargılama usulünün uygulandığı dava ve işler bulunmaktadır. Bunların tamamını tek tek saymak mümkün olmadığından yukarıdaki örneklerle yenilecektir.
BASİT YARGILAMA USULÜ NEDİR ?
Yukarıda da kısaca açıkladığımız üzere basit yargılama usulü; özel bir yargılama usulü olup hukuk davalarında belirtilen hallerde uygulanmaktadır. Diğer yargılama usulünde olduğu gibi basit yargılama usulünde de dava açılması dava dilekçesinin sunulması ve harçlandırması ile olur. Davacı dava dilekçesi ile birlikte mevcut tüm delillerini olaylarla ilişkilendirilerek belirtmeli ; elinde bulunan delilleri dava dilekçesi ekine ekleyerek mahkemeye sunmalıdır. Basit yargılama usulünde iddianın genişletilmesi ve değiştirilmesi yasağı davanın açılması ile başlar. Dolayısıyla dava dilekçesi verildikten sonra davacı başkaca bir delile dayanamaz.
Dava dilekçesi verildikten sonra mahkeme tensip zaptı ile birlikte dava dilekçesini davalıya tebliğe çıkarır. Tebliğ zarfında cevap dilekçesi vermek için davalının iki haftalık süresinin olduğu belirtilir. Bu 2 haftalık süre kesin süre olup eğer davalı bu süre içerisinde cevap dilekçesinin hazırlanmasının zor veya imkansız olduğuna yönelik süre uzatım talepli dilekçe verirse mahkeme bir defaya mahsus olmak üzere cevap suresini artı iki hafta daha uzatır.
Cevap dilekçesinde tüm delillerini belirtmeli ve elinde bulunan delillerini dilekçenin ekine eklemelidir. Zira savunmanın genişletilmesi yasağı cevap dilekçesinin verilmesi ile başlayacağından sonrasında davalının başka bir deliyle dayanması söz konusu olmayacaktır.
Son olarak belirtmemiz gerekir ki basit yargılama usulünde taraflar cevaba cevap veya ikinci cevap dilekçesi veremezler.
BASİT YARGILAMA USULÜNDE DURUŞMA
Mahkeme basit yargılama usulünde mümkün olan hallerde duruşmada yapmaksızın dosya üzerinden karar verir. Bu nedenle dilekçelerin verilmesi aşamasından sonra hakim ön inceleme yapmadan ve duruşma açmadan da karar verecektir bu husus 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 320. maddesinde açıkça belirtilmiştir.
Dosya üzerinden karar verilmeyecek olan durumlarda mahkeme dilekçeler aşamasının tamamlanmasından sonra tarafları duruşmaya davet eder. İlk duruşma ön inceleme duruşması olup tarafların katılımı son derece önemlidir. Ön inceleme duruşmasında mahkeme daha önce karar verilmemesi halinde, dava şartları ilk itirazlar hak düşürücü ve zamanaşımı süreleri hususunda tarafları dinler; tarafların anlaşamadıkları hususları tespit eder ve uyuşmazlığın konusunu belirler. Aynı zamanda mahkeme tarafları sulh olmaya davet eder ; taraflar sulh olmazsa bu husus tutanağa yazılır ve tutanak taraflarca imza altına alınır.
Ön inceleme aşamasından sonra mahkeme tarafların dinlenmesi ve delillerin değerlendirilmesi için tahkikat aşamasına geçer. Basit yargılama usulünde ön inceleme duruşması hariç iki duruşmada dosya tamamlanır.
Mahkeme ön inceleme duruşmasından sonra tahkikat duruşması için tarafları davet eder. Duruşmalar arasındaki süre 1 aydan fazla olamaz. Ancak bazı hallerde işin niteliği, mahkemenin yoğunluğu, bilirkişi raporunun beklenmesi veya talimat yoluyla tahkikat işlemlerinin yürütülmesi durumunda; gerekçesini belirtmek kaydıyla mahkeme bir aydan daha uzun süreye duruşma günü bırakabilecektir.
Tahkikat aşamasının tamamlanmasından sonra mahkeme tarafların son beyanlarına alır ve kararını açıklar. Kararın tefhim edilmesinden sonra bir ay içinde gerekçeli karar yazılarak tarafların talebi ile tebliğe çıkartılır.
ADLİ TATİLDE BASİT YARGILAMAYA İLİŞKİN İŞLER GÖRÜLÜR MÜ?
Önceki düzenlemede basit yargılama usulüne tabi dava ve işler adli tatilde görülmekteydi . Ancak bu kural 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nda düzenlenmemiştir. Bu nedenle basit yargılama usulünün uygulandığı sulh hukuk ve iş mahkemelerindeki davaların adli tatilde görülemeyecektir. Ancak özel bir kanuni düzenlemede basit yargılama usulüne tabi dava veya işin acele oldu belirtilmişse o dava acele iş olduğu için adli tatilde de görülecektir.