SOYBAĞININ REDDİ, TANIMA VE BABALIK DAVASI

Soybağının Reddi, Tanıma Ve Babalık Davası

Soybağı, bireyin annesi ve babası ile arasında bulunan bağı simgeler. Medeni Kanun kapsamında soybağı ; ancak bireyin anne ve babası ile olan kan bağı yoluyla ; ya da evlat edinme yoluyla kurulabilir. Bireyin, kan bağıyla anne ile soybağının kurulması doğum yoluyla gerçekleşi., Baba ile soybağı; evlenme, tanıma ya da babalık davası yoluyla mümkündür. Kural olarak; kan bağı ve evlat edinme yoluyla kurulan soybağı arasında mirasçılık hususu dışında bir farklılık bulunmamaktadır. Ayrıca Eski Medeni Kanun’dan farklı olarak evlilik içi veya evlilik dışı çocuğun ; baba ile kurulan soybağı arasında herhangi bir farklılık yoktur.

DNA TESTİ NASIL YAPILIR?

SOYBAĞININ REDDİ DAVASI

Soybağının Kurulması Yolları

  • Çocuk ile annesi arasındaki soybağının kurulması doğum ile olmaktadır.

Türk Medeni Kanunu m.282 uyarınca:

‘’ Çocuk ile anası arasında soybağı doğumla kurulur. Çocuk ile baba arasında soybağı, ana ile evlilik, tanıma veya hakim hükmüyle kurulur. Soybağı ayrıca evlat edinme yoluyla da kurulur’’.

Dolayısıyla anne ile çocuk arasında soybağının kurulumunun sağlanabilmesi için çocuğun ; kadın tarafından doğurulduktan sonra tespiti yeterlidir. Eğer çocuk doğumu yapan anne haricinde bir kadının nüfusuna kaydettirilirse ; soybağı kurulmaz ve yanlış kaydın, kayıt düzeltme davasıyla değişmesi gerekir. (Babalık davası, soybağının reddi davası ve tanıma davası)

  • Çocuk ile babası arasında soybağının kurulması ise üç yolla mümkündür; anne ile evlilik, tanıma ve mahkeme kararı. Türk Medeni Kanunu m.285/f.1 uyarınca:

‘’ Evlilik devam ederken veya evliliğin sona ermesinden başlayarak ; üçyüz gün içinde doğan çocuğun babası kocadır’’.

Bu husus kanunda ve doktrinde babalık karinesi olarak kabul edilmektedir. Çocuk, evlilikten hemen sonra doğsa bile kanunda asgari bir süre aranmamaktadır. Dolayısıyla evlilik içinde doğmuş çocuk olarak kabul edilmektedir. Ayrıca evliliğin de geçerli bir evlilik olma şartı aranmamaktadır. Eşlerin fiilen ayrı yaşamaları ya da mahkemenin ayrılık kararı vermesi de ; babalık karinesinin işlemesine engel olmamaktadır. Çocuk, evlilik sonlandıktan üçyüz gün sonra doğmuşsa artık babalık karinesinden yararlanamayacaktır. Ancak Türk Medeni Kanunu m. 285/f.2’ye göre; anne evlilik süresince hamile olduğunu ispat ederse üçyüz gün sonra doğum gerçekleşse bile baba ile çocuk arasında soybağı kurulabilir. Bu süreye iddet müddeti de denmektedir.

Türk Medeni Kanunu’nun 132.maddesi her ne kadar kadın için 300 günlük bir bekleme süresi öngörüp ; evlenmesine engel teşkil etse de ikinci evlilik gerçekleştiğinde gebelik söz konusuysa ; iki babalık karinesi birbiriyle çatışacaktır. Çünkü 300 gün geçmediğinden önceki evlilikteki kocanın babalık karinesi ve yeni evlilikteki kocanın babalık karinesi gündeme gelmektedir. Türk Medeni Kanunu m.290 ise iki çatışan babalık karinesine çözüm olarak ; ikinci evlilikteki koca için babalık karinesinin geçerli olacağını kabul etmektedir. Ancak karine çürütülürse ilk evlilikteki koca için babalık karinesi işletilir.

Soybağının Reddi Davası

  • Soybağının reddi, soybağının reddi davasıyla gündeme gelmektedir ve soybağının reddi davası yenilik doğuran bir davadır.
  • Bu davayla birlikte babalık karinesi çürütülmekte ve baba ile çocuk arasında bulunan soybağı ortadan kalkmaktadır.
  • Soybağının reddi davası sonucunda baba ile çocuk arasında soybağı ortadan kalkarsa; çocuk, baba açısından soybağı olmayan çocuk statüsüne gelecektir.
  • Soybağının reddi davası, Türk Medeni Kanunu m.286’da düzenlenen özel bir dava türüdür. Çocuk ile baba arasındaki soybağı ancak soybağının reddi davasıyla ortadan kalkar. Dolayısıyla soybağını ortadan kaldıran başka herhangi bir yol bulunmamaktadır.
  • Yanlış nüfus kaydına yönelik düzenlemede ise; çocukla baba arasında bir soybağı olmadığından soybağının reddi davası değil ; yanlış kaydın düzeltilmesine yönelik kayıt düzeltme davası gerekir. Kayıt düzeltilmesi davası, soybağının reddi davasından farklı olarak herhangi bir süreye tabi değildir. Başka bir dava içerisinde de ileriye sürülebilir.

Soybağının reddi sebepleri

Medeni Kanun kapsamında; soybağının reddi sebepleri üç başlığa ayrılarak düzenlenmiştir:

Çocuk evlilik içerisinde anne rahmine düşmesi

TMK m.287/f.2 uyarınca ;

‘’ Evlenmeden başlayarak en az yüzseksen gün geçtikten sonra ve evliliğin sona ermesinden başlayarak ; en fazla üçyüz gün içinde doğan çocuk evlilik içinde ana rahmine düşmüş sayılır’’.

Çocuk evlilik içerisinde doğmuşsa kanun evlilkteki kocanın baba olacağına dair büyük bir ihtimali göz önünde bulundurarak, soybağının reddine yönelik ağır ispat koşulları düzenlemiştir. Bu kapsamda TMK m.287/f.2 uyarınca: ‘’ Çocuk evlilik içinde ana rahmine düşmüşse davacı, koca baba olmadığını ispat etmek zorundadır’’. Madde hükmüne göre; çocuk evlilik içerisinde annenin rahmine düşmüşse ancak evlilikteki kocanın baba olmasının imkansız olduğunu ispatlamasıyla aradaki soybağı reddedilebilecektir.

Evlilik içerisinde annenin rahmine düşen çocuğun soybağının reddedilebilmesi için; kocanın, cinsel ilişkinin imkansız olduğunu ya da çocuğun, kocanın cinsel ilişkisinden olmasının imkansız olduğunun ispat edilmesi gerekir. Örneğin: Kocanın, çocuğun anne rahmine düştüğü sırada hapiste olması cinsel ilişkinin imkansız olduğuna yönelik ispattır. Çocuk ile soybağını reddetmek isteyen koca; anne ile arasındaki cinsel ilişkinin imkansızlığını ispat edemiyorsa, gebeliğin kendi cinsel ilişkisi sonucunda meydana gelmediğini ispat ederek babalık karinesinin çürütür. Koca, kendi cinsel ilişkisiyle gebelik arasında nedensellik bağının olmadığını herhangi bir şekilde ispatlar. Örneğin: Koca, çocuk yapabilme yetisinin olmadığını ya da kendi cinsel ilişkisinden önce kadının hamile olduğunu ispat ederek nedensellik ilişkisinin bulunmadığını ispat eder. (Babalık davası, soybağının reddi davası ve tanıma davası)

Çocuğun evlilik öncesinde ya da ayrı yaşama sırasında anne rahmine düşmesi

Türk Medeni Kanunu m.288/ f.1 uyarınca ;

‘’ Çocuk evlenmeden önce veya ayrı yaşama sırasında ana rahmine düşmüşse ; davacının başka bir kanıt getirmesi gerekmez’’.

Çocuğun evlilik öncesinde ya da ayrı yaşama sırasında anne rahmine düşmesi durumunda kanun ; babalık karinesinin çürütülmesi konusunda kolaylık getirmiştir.

Kanun gereğince ; Evlilik birliğinin kurulmasından sonra yüzseksen gün içinde doğan çocuk ; evlilik öncesinde anne rahmine düşmüş olarak kabul edilmektedir. Dolayısıyla bu hususun ispatı babalık karinesinin çürütülmesi için yeterlidir. Yüzseksen günlük sürenin hesabında evliliğin ilk günü Türk Borçlar Kanunu m.94 kapsamında dikkate alınmaz.

Çocuğun, ayrı yaşama döneminde anne rahmine düşme ihtimalinde ; ayrı yaşam için hakimin ayrılık kararının bulunması zorunlu değildir. Davacı erkeğin, babalık karinesini çürütmek için ispat edeceği husus; çocuğun ayrılık döneminde anne rahmine düştüğüdür dolayısıyla başka delil gösterilmesine gerek yoktur.

Babalık karinesinin yeniden kurulması

Türk Medeni Kanunu m.288/ f.2 uyarınca: ‘’ … gebe kalma döneminde kocanın karısı ile cinsel ilişkide bulunduğu konusunda inandırıcı kanıtlar varsa, kocanın babalığına ilişkin karine geçerliliğini korur’’.

Hüküm kapsamında kocanın; kadının gebe kalma döneminde cinsel ilişkisi olduğuna yönelik kuvvetle muhtemel olduğuna dair kanıtlar bulunuyorsa ; soybağının reddi tıpkı evlilik birliği içerisinde ana rahmine düşmüş çocukların reddinde olduğu gibi ; cinsel ilişkinin imkansızlığının ya da çocuğun, kocanın cinsel ilişkisinin ürünü olmadığını ortaya koyar.

Soybağının Reddi Davasının Tarafları

  • TMK m.286 uyarınca: Kural olarak soybağının reddi davasını açma hakkı koca ve çocuğa tanınmıştır.
  • Koca ile çocuğun sahip olduğu dava hakkı birbirinden ayrı ve bağımsızdır.
  • Soybağının reddi davasıyla babalık karinesi çürütüldüğünden dava hakkı öncelikli olarak kocaya tanınmıştır.
  • Soybağının reddi davası, bireye sıkı sıkıya bağlı bir haktır. Dolayısıyla koca sınırlı ehliyetsiz olsa dahi yasal temsilcisinden izin almaksızın davayı açabilmektedir.
  • Kocanın tam ehliyetsiz olması durumda ise ; yine kişiye sıkı sıkıya bir hak olduğundan dolayı yasal temsilci davaya açamaz. Koca dava açmadan önce ölürse, kocanın dava hakkı mirasçılara intikal etmez.

Soybağının reddi davasını açacak olan diğer kişi ise; çocuktur.

  • Çocuk, ayırt etme gücüne sahipse herhangi biz izne gerek olmaksızın ; kişiye sıkı sıkıya bağlı bir hak olduğundan davayı kendisi açabilmektedir.
  • Ancak çocuk ayırt etme gücüne sahip değilse ; TMK m.291/f.2 kapsamında soybağının reddi davası ; çocuğa atanacak olan kayyım tarafından açılabilecektir.
  • Çocuğun, dava açmadan önce ölmesi durumunda ; tıpkı kocada olduğu gibi dava hakkı sona ermekte ve mirasçılarına geçmemektedir.

Her ne kadar soybağının reddi davasını açma önceliği koca ve çocuğa ait olsa da ; bazı durumlarda diğer ilgilerin de dava açma hakları bulunmaktadır. TMK m.291/1 uyarınca:

‘’ Dava açma süresinin geçmesinden önce kocanın ölmesi veya gaipliğine karar verilmesi ya da sürekli olarak ayırt etme gücünü kaybetmesi hallerinde kocanın altsoyu, anası, babası veya baba olduğunu iddia eden kişi, doğumu ve kocanın ölümünü, sürekli olarak ayırt etme gücünü kaybettiğini veya hakkında gaiplik kararı alındığını öğrenmelerinden başlayarak bir yıl içinde soybağının reddi davasını açabilir.”

Dava koca tarafından açılmışsa, davalı taraf anne ve çocuktur.
  • Anne ve çocuk arasında zorunlu dava arkadaşlığı bulunmaktadır ; dolayısıyla sadece çocuğa açılan soybağının reddi davası kabul edilmeyecektir.
  • Davada kural olarak çocuğu, kayyım temsil eder.
  • Annenin ölümü halinde dava sadece çocuğa karşı açılabiliyorken ; çocuğun ölmesi durumunda annenin yanında davanın çocuğun mirasçılarına karşı da açılması zorunludur.
  • Hem anne hem de çocuk ölmüşse ve kocanın soybağının reddi davasını açmada hala menfaati bulunuyorsa ; dava mirasçılara karşı açılacaktır.

Soybağının reddi davasının çocuk tarafından açıldığı durumda ise; davalı olarak anne ve koca yer alır. Anne ve koca arasındaki ilişki zorunlu dava arkadaşlığıdır.

Soybağının reddi davasının diğer ilgililer tarafından açılması durumunda ise; davayı kocanın altsoyu, anne ya da babası açıyorsa davalı taraf çocuk ve anne iken ; davayı baba olduğunu iddia eden erkek açıyorsa, davalı tarafta anne, koca ve çocuk olur.

Soybağının Reddi Davası Açma Hakkının Düşmesi

Soybağınınn reddi davasına yönelik öngörülen süreler hak düşürücü sürelerdir. Dolayısıyla davanın süresi hakim tarafından resen göz önüne alınmalıdır.

Türk Medeni Kanunu m.289/f.1 uyarınca:

‘’ Koca, davayı, doğumu ve baba olmadığını veya ananın gebe kaldığı sırada ; başka bir erkek ile cinsel ilişkide bulunduğunu öğrendiği tarihten başlayarak bir yıl içinde açmak zorundadır’’.

  • Çocuk ise, ergin olduğu dönemden başlayarak en geç bir yıl içerisinde soybağının reddi davasını açmalıdır.
  • Çocuğa ergin olmadan önce bir kayyım atanmışsa ; kayyımın atandığına yönelik tebliğten itibaren kayyımın bir yıllık soybağının reddi davası açma süresi vardır. Ancak kayyımın soybağının reddi davasını süresinde açmaması ; çocuğun ergin olduktan sonra bir yıl içerisinde soybağının reddi davasını açma hakkını engellememektedir.

Koca, dava açma süresinin içerisinde çocuğu açık veya örtülü şekilde benimsemişse ; davayı açsa dahi dürüstlük kuralına aykırılıktan dava reddedilmelidir. Dolayısıyla; çocuğu açık ya da örtülü benimseyen kocanın dava hakkı, dava açma süresinden önce düşer. Örneğin: Koca tarafından çocuğun kendisine ait olduğu vasiyetnamede belirtilmişse ; açık benimseme, çocuk ile yakın ilişki içerisine girerek ekonomik anlamda çocuğu sürekli desteklemesi ise ; örtülü benimsemedir. (Babalık davası, soybağının reddi davası ve tanıma davası)

Kural olarak, hak düşürücü sürelerin geçmesi dava hakkının ortadan kalkmasına sebep olur. Ancak TMK m.289/f.3 kapsamında; dava açamamadaki gecikme haklı bir sebebe dayanıyorsa ; dava açma süresi olan bir yıllık süre sebebin ortadan kalkmasından itibaren işlemeye başlar. Haklı sebepleri olayda hakim değerlendirecektir. Örneğin: Ortada bir aldatılma olayı varsa, kocanın dava açma süresi, aldatmayı öğrenmesinden sonra işlemeye başlayacaktır.

Soybağının Reddi Davası Süresi

ÇocukErgin Olduğu Dönemden İtibaren1yıl
ÇocukKayyım Atandıktan İtibaren-Kayyım1 yıl
ÇocukErgin Olduktan İtibaren – Çocuk1 yıl
BabaSebepleri Örendikten İtibaren1 yıl

Soybağının Reddi Davası Görevli Mahkeme

Belirtmemiz gerekir ki soybağının reddi davasında; görevli mahkeme Aile Mahkemesi iken, yetkili mahkeme ise ; davanın taraflarından birinin yerleşim yeri ya da doğum sırasındaki yerleşim yeridir.

Soybağının Reddi Davasındaki Kararların Sonuçları

  • Soybağının reddi davasında verilen karar yenilik doğuran bir karardır.
  • Karar, çocuğun doğum tarihine kadar geçmişe etkili olarak hüküm doğurur. Çocuk doğum tarihinden itibaren baba açısından soybağı olmayan çocuk niteliği taşır.
  • Soybağının reddi davasının sonucu anne ile çocuk arasındaki soybağını etkilemez. Bu halde soybağının reddi kararı, baba ile çocuk arasındaki soybağı statüsüne dair olduğundan herkes için geçerlidir.
  • Soybağının reddi kararıyla birlikte, çocuk ile baba arasındaki soybağı geçmişe etkili olarak ortadan kalkar. Bu sebeple babanın çocuk için yaptığı ekonomik giderler ve nafaka yükümlülüğü ortadan kalkar. Dolayısıyla geçmişe etkili olarak yapılan harcamalar anneden ya da çocuk ile soybağı kurulması halinde gerçek babadan sebepsiz zenginleşme hükümleri kapsamında talep edilebilir. Çocuğa karşı sebepsiz zenginleşme hükümleri kapsamında talepte bulunulamaz.
TANIMA DAVASI

TANIMA

Türk Medeni Kanunu’na göre tanıma, evlilik birliği dışında doğmuş çocuğun kanundaki şekil şartlarına uyularak tek taraflı irade beyanıyla baba tarafından tanınmasıyla soybağının kurulmasıdır. Belirtmemiz gerekir ki tanıma, yenilik doğuran bir beyandır ve geçerli bir şekilde yapılan tanıma çocuğun doğum tarihine kadar geçmişe etkili olarak sonuç doğurur . Doğum tarihinden itibaren baba ile çocuk arasında soybağını kurar.

  • Tanıma için; anne ile çocuk arasında soybağı kurulmuş olmalıdır. Aksi halde annesi tespit edilemeyen bir çocuğun baba tarafından tanınması mümkün değildir.
  • Tanıma, kanundaki şekil şartlarına uyulmadan yapılmışsa ancak bir ikrardan ibaret olur ve baba ile çocuk arasında soybağının kurulmasını sağlamaz.
  • Tanımanın hukuki sonucunu doğurabilmesi için anne ya da çocuğun rızası aranmamaktadır. Tanıma hakkından feragat edilemeyeceği gibi herhangi bir şarta bağlı olarak da gerçekleştirilemez.
  • Kanunda tanıma için herhangi bir süre öngörülmemiştir. Dolayısıyla tanıma her zaman yapılabilir.

Tanımanın Geçerlilik Şartları

Tanımanın hukuki anlam ifade edebilmesi için kanundaki şartları taşıması yeterlidir ve çocuğun evlenme yasağı olan kişilerden doğması ya da zina ürünü olması ise tanımayı etkilememektedir.

Ehliyet

Tanıma kişiye sıkı sıkıya bir haktır. Dolayısıyla ancak baba tanıma beyanında bulunur. Ayırt etme gücü bulunmayan kişilerin tanıma beyanında bulunması mümkün değildir. Ayırt etme gücüne sahip küçüğün, tanıma beyanında bulunabilmesi mümkün olsa da kanun, küçük ve kısıtlının vasisinin veya velisinin de rızasını aramaktadır. Yasal temsilcinin rızasının arandığı durumlarda tanıma ancak rızanın verilmesiyle hüküm doğuracaktır. Yasal temsilcinin verdiği rıza, herhangi bir şekil şartına bağlı değildir ; bundan dolayı tanımadan önce ya da sonra yasal temsilci rıza verir. (Babalık davası, soybağının reddi davası ve tanıma davası)

Şekil

TMK m.295/f.1:

‘’ Tanıma, babanın, nüfus memuruna veya mahkemeye yazılı başvurusu ya da resmi senette veya vasiyetnamesinde yapacağı beyanla olur’’ şeklinde düzenlenmiştir. Tanıma beyanının çocuğun yerleşim yerindeki nüfus müdürlüğünde yapılması gerekmektedir.

Tanıma beyanının bizzat baba tarafından yapılması gerekir ve yapılan beyana gerekli belgelerin de eklenmesi gerekir.

Çocuğun başka bir erkekle soybağının bulunmaması

Tanımanın geçerli olabilmesi için çocuk ile başka bir erkek arasında soybağının bulunmaması gerekir. Çocuk ile birden fazla erkek arasında soybağı kurulamayacağından tanımanın anlam ifade edebilmesi için çocuğun baba yönünden soybağı olmayan çocuk olması gerekir.

Tanımanın Yapılabileceği Zaman

Tanıma, çocuğun yaşamı boyunca ya da öldükten sonra gerçekleştirilebilir. Çocuğun anne rahmine düşmesinden sonra ancak henüz doğmadan da tanınabilmesi mümkündür. Bu durumunda, tanımanın anlam ifade etmesi için; çocuğun tam ve sağ doğması, doğumla birlikte başka bir erkekle soybağının kurulmaması gerekir.

Tanımanın Geçersizliği

Kesin Hükümsüzlük

Tanımanın geçerli sayılabilmesi için aranan şartların yokluğu halinde gerçekleştirilen tanıma kesin hükümsüzdür. Kesin hükümsüzlük kendiliğinden sonuç ifade etmediğinden mahkemenin kararı aranmaktadır. Örneğin: Tanımanın; çocuk ile başka bir erkek arasında soybağının olmasına rağmen yapılması durumunda, tanıma kesin hükümsüz olmaktadır. (Babalık davası, soybağının reddi davası ve tanıma davası)

Tanıma beyanın irade sakatlığı dolayısıyla iptali

Tanıma beyanına irade sakatlığı etki etmişse iptal davasıyla tanıma beyanı geçersiz olur. TMK m.297 uyarınca:

‘’ Tanıyan, yanılma, aldatma veya korkutma sebebiyle tanımanın iptalini dava edebilir. İptal davası anaya ve çocuğa karşı açılır’’.

Anne ve çocuk arasında irade sakatlığı sebebiyle açılan iptal davasında zorunlu dava arkadaşlığı ilişkisi vardır. Örneğin: Silah zoruyla korkutulup çocuğun erkek tarafından tanınması sağlanmışsa korkutmanın ortadan kalkmasından itibaren irade sakatlığı dolayısıyla tanımaya yönelik iptal davası açılabilir.

Tanımanın, ilgili kişiler tarafından iptal davası açılmasıyla geçersizliğinin sağlanması

TMK m.298 uyarınca:

‘’ Ana, çocuk ve çocuğun ölümü halinde altsoyu, Cumhuriyet savcısı, Hazine ve diğer ilgililer tanımanın iptalini dava edebilirler. Dava tanıyana, tanıyan ölmüşse mirasçılarına karşı açılır’’.

  • Tanımanın iptalini isteme hakkı kişiye sıkı sıkıya bağlı surette olan bir haktır ve iptali talep hakkı bulunan anne ve çocuğun hakları birbirinden bağımsızdır. Anne ya da çocuğun tam ehliyetsiz olması durumunda ise istisnai olarak anne ya da çocuğun yerine yasal temsilcisi iptal davasını açar.
  • Çocuğun; ölümünden önce tanınması ancak tanımanın iptalini dava etme süresi geçmeden önce ölmesi durumunda ya da tanımanın iptali davasını açacağı ispat edilmesi halinde çocuğun ölümünden sonra, tanımanın iptalini çocuğun altsoyu da talep edebilir. Çocuk, hak düşümü süresi geçmesine rağmen davayı açmamışsa ya da davayı açmayacağına yönelik davranışlar sergiledikten sonra ölmüşse artık çocuğun altsoyunun tanımanın iptalini dava etme hakkı bulunmamaktadır. Çocuk, ölümünden sonra tanınmışsa artık dava hakkı tamamen çocuğun altsoyuna aittir.
  • Cumhuriyet savcısına tanımanın iptalini isteme hakkının verilmesinin amacı; soybağının kamu düzeninden olması ve gerçeğe aykırı tanımaların önlemesidir.
  • Tanımanın iptalinin hüküm doğurabilmesi için tanıyanın baba olmadığının ispat edilmesi gerekmektedir.

Türk Medeni Kanunu m.300 uyarınca: Tanıyanın iptal davası açmaya yönelik olan hak düşürücü süresi iptal sebebinin öğrenilmesinden itibaren bir yıl ve her halükarda beş yıldır. Çocuğun iptal davasını açma hakkı ise; ergin olmasından itibaren bir yıldır. İlgililer de menfaatleri olduğu sürece tanımanın iptali davasını açabileceğinden; tanımanın öğrenildiği ya da tanıyanın baba olmadığının öğrenilmesi tarihinden itibaren bir yıl ve her halükarda beş yıllık iptal davası açmaya yönelik hak düşürücü süre vardır.

BABALIK DAVASI

BABALIK DAVASI

Çocuk ile babası arasında soybağı; tanıma, anne ile baba arasındaki evlilikle kurulabileceği gibi babalık davası sonucunda alınan bir babalık hükmüyle de kurulabilir.

  • Babalık davası ile verilen hüküm, yenilik doğurucu bir hükümdür.
  • Ayrıca babalık davasının kabul edilebilmesi için çocuk ile başka bir erkek arasında herhangi bir yolla kurulmuş soybağı bulunmamalıdır.
  • Annesi belli olmayan çocukların baba olduğu iddia edilen erkekle soybağının kurulabilmesi için babalık davası açılamaz.

Babalık Davasının Tarafları

Türk Medeni Kanunu m.301 uyarınca:

Anne ve çocuk birbirinden bağımsız şekilde babalık davası açma hakkına sahiptir. Babalık davası sırasında; çocuk için nafaka, anne için ise kanunda yer alan mali haklar talep edilebilir.

  • Babalık davasını açma hakkı; kişiye sıkı sıkıya bağlı surette bir hak olduğundan ayırt etme gücüne sahip anne veya çocuğun davayı bizzat açması gerekir,
  • Anne veya çocuğun ayırt etme gücü bulunmuyorsa yasal temsilcilerinden izin alınması gerekir.
  • Çocuğun, henüz küçük olduğu ve ayırt etme gücüne sahip olmadığı bir dönemde babalık davasını açma hakkını kullanması durumunda, çocuğa bir kayyım atanacaktır.
  • Annenin ölmesi durumunda babalık davasını açma hakkı mirasçılarına intikal etmez. Çocuğun ölümü halinde, babalık davası açma hakkının çocuğun mirasçılarına geçip geçmediği konusu ise tartışmalıdır.

Babalık davasının davalısı, baba olduğu iddia edilen erkek ya da ölümü halinde baba olduğu iddia edilen erkeğin mirasçılarıdır. Ayrıca babalık davası, kişiye sıkı sıkıya bağlı bir nitelik taşımasından dolayı baba olduğu iddia edilen erkeğin ayırt etme gücü bulunuyorsa davayı bizzat yürütmelidir.

Babalığın İspatı

Türk Medeni Kanunu m.302/ f.1 uyarınca:

‘’ Davalının, çocuğun doğumundan önceki üçyüzüncü gün ile yüzsekseninci gün arasında ana ile cinsel ilişkide bulunmuş olması, babalığa karine sayılır’’.

Kanun maddesi kapsamında davacının babalık karinesiyle ispat sağlayabilmesi için verilen kritik sürelerde baba olduğu iddia edilen erkek ile anne arasında cinsel ilişki bulunduğunun ortaya konulması gerekir. Tek seferlik cinsel ilişki dahi olsa ispatı sağlandığı sürece, davada babalık karinesinden yararlanılabilecektir.

Babalık Karinesinin Çürütülmesi

Baba olduğu iddia edilen ve aleyhine dava açılan kişi, kendisinin baba olmadığını ya da başka bir erkeğin baba olma olasılığının kendisininkinden fazla olduğunu ispatlayarak babalık karinesini çürütebilir. Davalının, babalığının şüpheli olması tek başına babalık karinesinin çürütülmesi için yeterli değildir, kesin delillerle ortaya konulması gerekmektedir. Babalık karinesinin çürütülmesi daha çok tıbbi yöntemlerle yapılmaktadır.

Babalık Davasının Açılma Süresi

Türk Medeni Kanunu m.303 uyarınca:

  • Babalık davası çocuğun doğumundan önce açılabilir ancak çocuğun doğumundan sonra bir yıllık hak düşürücü süreye tabidir.
  • Bir yıllık hak düşürücü süre, dava açma hakkına sahip olan anne ve çocuk için farklı zamanlarda işlemeye başlamaktadır.
  • Annenin açacağı babalık davası, çocuğun doğum tarihinden itibaren bir yıllık hak düşürücü süreye tabiyken; çocuğun açacağı babalık davasında, çocuğa kayyım atanmışsa atanma tarihinden, çocuğa kayyım atanmamışsa çocuğun ergin olduğu tarihten itibaren bir yıllık hak düşürücü süreye tabidir.
  • Çocuğun bir erkekle soybağı bulunuyorsa başka bir erkek aleyhine babalık davasının açılması ancak soybağının ortadan kalkmasıyla mümkündür ve bir yıllık hak düşürücü süre de ilk erkekle olan soybağının ortadan kalktığı tarihten itibaren işlemeye başlar.

TMK m.303/f.4 uyarınca: Babalık davasının hak düşürücü süresi, geçmesine rağmen haklı bir sebep bulunuyorsa bu haklı sebebin ortadan kalktığı tarihten itibaren bir ay içerisinde babalık davası açılabilir.

Babalık Davası Süresi

AnneÇocuğun Doğumundan İtibaren1 yıl
ÇocukKayyım Atanma Tarihinden İtibaren1 yıl
ÇocukÇocuğun Ergin Olduğu Tarihten İtibaren1 yıl
ÇocukDiğer Erkekle Soybağının Ortadan Kalktığı Tarihten İtibaren1 yıl

Babalık Davasında Yetkili ve Görevli Mahkeme

Soybağına ilişkin olan davalarda; taraflardan birinin dava açıldığı zamandaki yerleşim yeri ya da doğum sırasındaki yerleşim yeri yetkili mahkemedir. Babalık davasında görevli mahkeme ise Aile Mahkemesi’dir.

Babalık Davasının Sonucu

Davanın sonucunda çocuk ile baba arasında soybağı oluşur.

Anne, TMK m.304 uyarınca: Babalık davası sonucunda çocuk ile soybağı kurulan babadan; doğum giderlerini, doğumdan önceki ve sonraki altışar haftalık zaman diliminde kullanılan geçim giderlerini ve gebelik ile doğum olayının gerektirdiği diğer tüm giderleri talep edebilmektedir.

Aile hukuku ile ilgili diğer makalelerimize buradan ulaşabilirsiniz.

SIK SORULAN SORULAR

Soybağının reddi davasını kimler açabilir ?

Türk Medeni Kanunu soybağının reddi davasını açma hakkını çocuğa ve kocaya tanımıştır. Çocuk ve kocanın dava açma hakkı birbirinden bağımsızdır. Ayrıca soybağının reddi davası açma hakkı kişiye sıkı sıkıya bağlı bir haktır. Soybağının reddi davası açma hakkı yukarıda ayrıntılı olarak belirttiğimiz hallerde diğer ilgililere de tanınabilir.

Tanıma Yoluyla Soybağının Kurulması Nedir ?

Tanıma, babanın, nüfus memuruna veya mahkemeye yazılı başvurusu ya da resmi senette veya vasiyetnamesinde yapacağı beyanla olur ve böylece çocuk ile arasındaki soybağı kurulmuş olur.

Babalık Davasında Görevli Mahkeme Neresidir ?

Babalık davası ile ilgili ayrıntılı bilgileri yukarıda paylaşmıştık. Bu dava için görevli mahkeme ise Aile Mahkemesidir.

Soybağının reddi davası ile babalık davası birlikte açılır mı ?

Hayır, soybağının reddi ve babalık davası birlikte açılmamaktadır.

Soybağının reddi davasının ücreti nedir ?

Belirtmemiz gerekir ki soybağının reddi davası dava açılış ücreti, dosya devam ederken alınacak bilirkişi ücreti ve avukatlık ücreti olmak üzere üç kalemdir. Detaylı bilgi almak için lütfen arayın.

Anahtar Kelimeler ; Soybağının Reddi, Tanıma Ve Babalık Davası , Soybağının Reddi, Tanıma Ve Babalık Davası 2021, Soybağının Reddi, Tanıma Ve Babalık Davası Hakkında Merak Edilenler , Soybağının Reddi, Tanıma Ve Babalık Davası Bilinmesi Gerekenler , Soybağının Reddi, Tanıma Ve Babalık Davası Şartları , Soybağının Reddi, Tanıma Ve Babalık Davası

BOŞANMA SEBEPLERİ (TMK 161 – 166)
https://sarikayakarayhukuk.com/bosanma-davasi-ne-kadar-surer-2021

BOŞANMADA MAL PAYLAŞIMI

Yorum bırakın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Scroll to Top
Call Now Button