İçindekiler
Tanıklık kurumu, hem ceza hem de hukuk yargılaması bakımından adil yargılamanın sağlanmasında temel bir unsurdur. Bu kapsamda, bireylerin olaylara ilişkin bilgi ve gözlemlerini yargı mercilerine aktarmaları esastır. Ancak, kamuoyunda kimi zaman bazı meslek gruplarının tanıklığının geçerli olmadığı yönünde yanlış kanaatler oluşabilmektedir. Bu kapsamda, anaokulu öğretmenlerinin tanıklığının geçerli olup olmadığı konusu da sıkça gündeme gelen ve yanlış anlaşılan hususlardan biridir.
2. Hukuki Dayanak
Tanıklık kurumu, başta 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu (CMK) olmak üzere, çeşitli mevzuat düzenlemeleri ile şekillendirilmiştir.
CMK m. 43: “Tanık, ceza muhakemesinde beyanına başvurulan kişidir.” CMK m. 45 ve 46: Belirli kişilere tanıklıktan çekinme hakkı tanınmıştır.
Tanıklıktan çekinme hakkı, yalnızca belirli meslek grupları bakımından, meslek sırrı ve kişisel mahremiyetin korunması amacıyla sınırlandırılmıştır. Bunlar arasında;
Avukatlar, Hekimler, Noterler, Mali müşavirler, Din görevlileri,
gibi meslekler yer almakta olup, bu kişilere, meslekleri gereği öğrendikleri gizli bilgiler konusunda tanıklıktan çekinme hakkı tanınmıştır.
3. Anaokulu Öğretmenlerinin Şahitliği
Anaokulu öğretmenleri, yukarıda sayılan meslek grupları arasında yer almamaktadır. Dolayısıyla, meslekleri gereği öğrendikleri bilgiler nedeniyle tanıklıktan çekinme hakları bulunmamaktadır.
Anaokulu öğretmenleri de, diğer tüm bireyler gibi, olaylara dair doğrudan bilgi sahibi olmaları hâlinde tanık sıfatıyla dinlenebilir. Bu hususta herhangi bir yasal engel mevcut değildir.
4. Şahitliğin Geçersiz Olduğu Yönündeki Yanlış Kanaat
Kamuoyunda, özellikle uzun yıllar anaokulu öğretmenliği yapan kişilerin tanıklıklarının kabul edilmediği yönünde asılsız iddialar zaman zaman dile getirilmektedir. Bu iddialar hukuki dayanaktan yoksundur. Ne Ceza Muhakemesi Kanunu’nda ne de diğer ilgili yasal düzenlemelerde, mesleki geçmişe veya deneyim süresine bağlı olarak bir kişinin tanıklığının geçersiz sayılacağına ilişkin herhangi bir düzenleme bulunmamaktadır.
Bu tür söylemler, daha çok şehir efsanesi niteliğinde olup, hukuk pratiğinde herhangi bir karşılık bulmamaktadır.
5. Sonuç
Türk hukuk sisteminde, anaokulu öğretmenlerinin tanıklık yapmalarına hukuken herhangi bir engel bulunmamaktadır. Bu kişilerin tanıklıkları, olayla ilgili doğrudan bilgi ve gözlem içermesi kaydıyla, diğer bireylerin tanıklıkları gibi geçerlidir ve dikkate alınır. Mesleklerinin niteliği itibarıyla tanıklıktan çekinme hakları da bulunmamaktadır.
Bu nedenle, anaokulu öğretmenlerinin tanıklığının kabul edilmediğine dair yaygın kanaat, hukuki gerçeklikle bağdaşmamaktadır.