SGK’nın Karşılamadığı Kanser İlaçları

İçindekiler

Kanser tedavisinde kullanılan pek çok yeni nesil ilaç (özellikle immünoterapi ve hedefe yönelik “akıllı” ilaçlar) ne yazık ki Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) tarafından geri ödeme kapsamında değildir. Bu durum, hastalar ve yakınları için ciddi maddi ve manevi zorluklara yol açmaktadır. Bu kapsamlı incelemede SGK’nın karşılamadığı kanser ilaçlarının hangileri olduğu, neden karşılanmadıkları, hastaların bu ilaçlara nasıl erişebileceği ve bu sorunun yol açtığı etkiler ele alınmaktadır. Ayrıca 2025 yılında konuyla ilgili güncel gelişmeler ve resmi açıklamalar da aktarılacaktır.

SGK’nın Geri Ödeme Listesinde Olmayan Kanser İlaçları

SGKnın Geri Ödeme Listesinde Olmayan Kanser İlaçları

SGK bir ilacın bedelini karşılayabilmek için o ilacın Sağlık Uygulama Tebliği (SUT)’nde yer almasını şart koşar . Birçok etkili kanser ilacı ise SUT geri ödeme listesine alınmamıştır veya sadece çok kısıtlı endikasyonlarda yer almaktadır . Bu ilaçlar çoğunlukla yüksek maliyetli, yeni geliştirilmiş veya özel ruhsat prosedürleri gerektiren ilaçlardır. Aşağıda, 2025 itibarıyla SGK’nın karşılamadığı başlıca kanser ilaçları ve özellikleri listelenmiştir:

Herceptin – Etken madde: Trastuzumab. Kullanım: HER2 pozitif meme kanseri gibi. Durum: SGK sadece belli endikasyonlarda ödeme yapıyor, diğer durumlarda hastalar bu ilacın bedelini alamıyor.

Mabthera – Etken madde: Rituksimab. Kullanım: Lenfoma ve bazı kan kanserleri. Durum: Sınırlı birkaç vaka dışında SGK ödemiyor, çoğu hasta hukuki yollara başvurmak zorunda kalıyor .

Altuzan – Etken madde: Bevacizumab. Kullanım: Kolon, akciğer, beyin tümörleri. Durum: Yüksek dozlarda çok pahalı; SGK çoğu durumda bedelini karşılamıyor .

Keytruda – Etken madde: Pembrolizumab. Kullanım: İmmünoterapi (melanom, akciğer, lenfoma vb.). Durum: Sadece 2 endikasyonda SGK tarafından ödenmektedir, diğer tüm kullanım alanlarında SGK’nın karşılamadığı kanser ilaçları arasındadır .

Opdivo – Etken madde: Nivolumab. Kullanım: İmmünoterapi (melanom, böbrek, Hodgkin lenfoma, akciğer vb.). Durum: Yalnızca 3 kanser türünde geri ödeme kapsamına girmiştir, bunlar dışında SGK ödeme yapmamaktadır .

Tecentriq – Etken madde: Atezolizumab. Kullanım: İmmünoterapi (küçük hücreli dışı akciğer, mesane, metastatik meme kanseri vb.). Durum: Hiçbir endikasyonda SGK geri ödeme listesinde değildir, SGK bu ilacı hiçbir koşulda karşılamamaktadır .

Yervoy – Etken madde: İpilimumab. Kullanım: İmmünoterapi (malign melanom, böbrek kanseri vb.). Durum: 2025 başı itibarıyla SGK kapsamında olmayıp hastalar tarafından ücreti ödenmektedir . (Not: Temmuz 2025’te bu ilaç ilk kez geri ödeme listesine alınmıştır, ayrıntısı aşağıda verilmiştir.)

Imfinzi – Etken madde: Durvalumab. Kullanım: İmmünoterapi (özellikle akciğer kanseri). Durum: 2025’e kadar kısıtlı bazı durumlarda karşılanıyordu; Temmuz 2025’te SGK ödeme kapsamı genişletilmiştir .

Enhertu – Etken madde: Trastuzumab deruxtecan. Kullanım: Hedefe yönelik ilaç (ileri evre metastatik meme ve mide kanseri). Durum: Mayıs 2025’te Türkiye’de ruhsat almasına rağmen hâlâ SGK geri ödeme listesine eklenmemiş, bedeli SGK tarafından karşılanmıyor .

Zejula – Etken madde: Niraparib. Kullanım: PARP inhibitörü (yumurtalık, periton, fallop tüpü kanseri). Durum: SGK kapsamı dışında, ücreti hastalarca ödeniyor .

Trodelvy – Etken madde: Sacituzumab govitecan. Kullanım: Hedefe yönelik ilaç (ileri evre meme ve mesane kanseri). Durum: SGK geri ödeme listesinde yoktur, hastalar kendi imkânlarıyla temin etmek zorundadır .

Lonsurf – Etken madde: Trifluridin/Tipirasil. Kullanım: Metastatik kolorektal ve mide kanseri (oral kemoterapi). Durum: Doz başına fiyatı ~102 bin TL olup SGK tarafından karşılanmamaktadır .

Yukarıdakiler dışında da, Türkiye’de kanser tedavisinde kullanılan birçok yeni nesil ilaç SGK tarafından geri ödenmemektedir . Örneğin Lumakras (sotorasib) gibi belirli gen mutasyonlarını hedef alan bazı inovatif ilaçlar da geri ödeme listesinde değildir.

İmmünoterapi ve “akıllı ilaç” kategorisindeki bu ilaçlar, etkinlikleri bilimsel olarak kanıtlanmış olmasına rağmen ya hiç listelenmemiş ya da yalnızca sınırlı kullanımlar için listelenmiştir . Sonuç olarak SGK’nın karşılamadığı kanser ilaçları, özellikle ileri evre vakalarda hayati önem taşıyan tedavileri kapsamaktadır.

Kanser İlaçlarıyla Alakalı SGK Başvuru Süreci

ChatGPT Image 22 Tem 2025 13 00 45

Kanser ilaçlarının SGK tarafından karşılanması için izlenmesi gereken prosedür, özellikle akıllı ilaçlar ve immünoterapi ilaçları (Keytruda – pembrolizumab, Opdivo – nivolumab, Tecentriq – atezolizumab, Trodelvy – sacituzumab govitecan) gibi yüksek maliyetli ilaçlar açısından büyük önem taşımaktadır. Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK), Sağlık Uygulama Tebliği (SUT) kapsamında geri ödeme listesinde yer alan ilaçların bedelini karşılamakta; ancak liste dışında kalan ilaçların bedeli genellikle reddedilmektedir. Bu noktada hastalar, hem SGK başvuru sürecini hem de reddedilmesi halinde dava yolunu bilmek zorundadır.

SGK’ya Başvuru Süreci Nasıl İşler?

Kanser hastalarının tedavisi için gerekli görülen akıllı ilaçlar veya immünoterapi ilaçları, doktor tarafından reçete edilmekte ve bu reçete ile eczanelerden temin edilmeye çalışılmaktadır. Eğer reçetedeki ilaç SGK’nın ödeme listesinde yer almıyorsa, eczane üzerinden ödeme talebi reddedilmektedir. Bu durumda hasta veya hasta yakınları, SGK’ya yazılı bir başvuru yaparak ilacın bedelinin karşılanmasını talep edebilir. Başvuruda özellikle “tedavi süreci boyunca kesintisiz ödeme” ibaresinin bulunması oldukça önemlidir. Aksi halde yalnızca belirli bir doz veya kür için ödeme talep edilmiş olur ve tedavi süreci uzadığında tekrar başvuru yapılması gerekir. Bu durum hem zaman kaybına hem de hak kaybına yol açabilir.

SGK’ya yapılacak başvuru, hem İş Mahkemesi hem de İdare Mahkemesi yönünden dava açmanın ön koşulu olarak kabul edilir. Diğer bir ifadeyle, SGK’ya başvuru yapılmadan doğrudan dava yoluna gidilmesi mümkün değildir. SGK’dan olumlu veya olumsuz bir cevap alınması, dava açılabilmesi için gerekli olan “idari işlemin tamamlanması” anlamına gelir. Bu prosedür izlenmeden açılacak davalar, usul yönünden reddedilebilir.

SGK Başvurusunun Reddedilmesi Durumunda Dava Yolu

SGK, yapılan başvuruyu reddettiğinde hasta veya yakınları, yargı yoluna başvurarak hakkını arayabilir. Bu aşamada hangi mahkemede dava açılacağı, başvurunun niteliğine göre belirlenir. SGK’nın kanser ilaçlarının bedelini karşılamaması genellikle bir idari işlem olarak kabul edildiğinden, İş Mahkemesi nezdinde dava açılmaktadır. Dava açılırken “yürütmenin durdurulması” talebinde bulunmak, dava süresince hastanın tedaviye kesintisiz devam etmesini sağlamak açısından kritik önem taşır. Yürütmenin durdurulması talebi kabul edildiğinde, SGK dava sonuçlanana kadar ilaç bedelini ödemekle yükümlü tutulabilir.

İş Mahkemesi yoluna başvurulması, genellikle SGK’nın ilaç bedelini ödeme yükümlülüğünün bir “sigorta” hizmeti kapsamında değerlendirilmesinden kaynaklanmaktadır.

Başvuru ve Dava Açma Sürecinde Dikkat Edilmesi Gereken Noktalar

  • Başvuru, detaylı bir dilekçe ve doktor raporları ile birlikte yapılmalıdır.
  • Doktor raporlarında ilacın hastanın yaşamını sürdürmesi için zorunlu olduğu, başka bir alternatif tedavi bulunmadığı ve kesintisiz kullanımın gerekli olduğu açıkça belirtilmelidir.
  • SGK’ya yapılan başvuru reddedilirse, ret kararının tebliğinden itibaren yasal süresi içinde (genellikle 60 gün) idari dava açılmalıdır.
  • Davada, ilacın tedavi protokolünde yer aldığını gösteren bilimsel yayınlar ve uluslararası onaylar (FDA, EMA vb.) delil olarak sunulabilir.
  • Gerekli görüldüğünde ihtiyati tedbir veya yürütmenin durdurulması talebiyle davanın hızlı ilerlemesi sağlanabilir.

SGK Başvuru Süreci Dava Şartı Niteliğindedir

SGK’ya başvuru yapılmadan dava açılması durumunda, mahkeme başvurunun dava şartı olduğunu belirterek dosyayı reddedebilir. Bu nedenle, hem İş Mahkemesi hem de İdare Mahkemesi süreçlerinde ilk aşama olarak SGK’ya resmi başvuru yapılması gerekir. İdari işlem oluşmadan yürütmenin durdurulması talepli iptal davası açmak mümkün değildir. Bu nedenle, SGK’ya başvuruda bulunmak ve bu süreci eksiksiz yürütmek, dava yoluna gitmek isteyen hastalar için zorunlu bir adımdır.

Kanser ilaçlarının SGK tarafından karşılanması konusunda açılacak davalarda, profesyonel hukuki destek almak ve süreci eksiksiz yürütmek büyük önem taşır. Yanlış veya eksik yapılan başvurular, hem tedavinin gecikmesine hem de dava süresince hak kaybına yol açabilir. Özellikle Keytruda, Opdivo, Tecentriq ve Trodelvy gibi yüksek maliyetli ilaçlar söz konusu olduğunda, doğru strateji ile hem SGK başvurusunun hem de dava sürecinin yürütülmesi, hastaların tedaviye erişimini güvence altına almak açısından kritik öneme sahiptir.

SGK’ya Başvuruda Gerekli Belgeler Nelerdir?

Kanser ilaçlarının SGK tarafından karşılanması için yapılacak başvurularda, talebin kabul edilmesi ve sürecin hızla ilerlemesi açısından belgelerin eksiksiz ve usule uygun şekilde hazırlanması son derece önemlidir. Eksik veya hatalı belgeler, SGK’nın başvuruyu reddetmesine veya işleme koymamasına neden olabilir. Özellikle kanser tedavilerinde günlerin hatta saatlerin bile hayati önem taşıdığı dikkate alındığında, belge hazırlama sürecinde titizlikle hareket edilmelidir. Aşağıda, SGK başvurusunda sunulması gereken belgeler ayrıntılı şekilde açıklanmıştır.

1. Tarih, İmza ve Hastalığa Dair Teşhis Belgeleri (Patoloji Raporu)
Başvuru dilekçesi hazırlanırken üzerinde mutlaka tarih ve imzanın bulunması gereklidir. Bunun yanında, hastalığın teşhisine ilişkin resmi belgeler (patoloji raporu, biyopsi raporu, tetkik sonuçları vb.) başvuru dosyasına eklenmelidir. SGK, ilacın kullanılmasının tıbbi gerekliliğini bu raporlar üzerinden değerlendirmektedir. Patoloji raporları, hastalığın türünü ve evresini açıkça ortaya koyduğundan, başvurunun temel dayanaklarından biridir.

2. Reçetenin ve İlaç Kullanım Raporunun “Aslı Gibidir” Onaylı Kopyaları
SGK başvurularında en kritik belgelerden biri, doktor tarafından düzenlenmiş reçete ve ilaç kullanım raporudur. Bu belgelerin yalnızca fotokopisi kabul edilmez; mutlaka ilgili sağlık kuruluşu tarafından “aslı gibidir” onayı yapılmış kopyalarının sunulması gerekir. Özellikle Ankara İbni Sina Hastanesi gibi bazı kurumlar bu konuya büyük önem vermektedir. “Aslı gibidir” onayı olmayan belgeler, başvurunun işleme alınmamasına ve gereksiz zaman kaybına yol açabilir. Kanser ilacı davalarında bu tür formalite eksiklikleri, hastanın tedavi sürecinde geri dönüşü olmayan gecikmelere sebep olabilir.

3. Başvuru Sahibinin İletişim Bilgileri
Başvuru dosyasında başvuru sahibinin (hasta veya yakınlarının) güncel iletişim bilgileri yer almalıdır. Eğer süreç avukat aracılığıyla yürütülüyorsa, vekâletname üzerinde yer alan avukatın iletişim bilgileri yeterli olacaktır. Bu belge, SGK’nın başvuru sahibine hızlı şekilde ulaşabilmesi ve süreci hızlandırması için gereklidir.

4. Sağlık Bakanlığı Tıbbi Cihaz ve İlaç Kurumu’nun (TİTCK) Onay Raporu
Başvuruda sunulması zorunlu belgelerden biri de TİTCK Onay Raporudur. Bu rapor, ilacın Türkiye’de kullanımının onaylandığını ve tıbben gerekli görüldüğünü kanıtlar. Onay raporu olmayan ilaçlar için SGK’nın ödeme yapması mümkün değildir. Bu nedenle, başvuru dosyasının en kritik belgelerinden biri bu rapordur.

5. Doktor Raporları ve İlacın Tıbbi Gerekliliğini Gösteren Belgeler
Hangi hastanelerde tetkik ve muayene yapıldığına ilişkin belgeler, SGK’ya yapılacak başvuruda destekleyici unsurlar olarak sunulmalıdır. İlgili uzman doktorlardan alınacak, “ilacın muadilinin bulunmadığı ve kullanılmazsa hastanın hayati risk altında olacağı” yönündeki raporlar, başvurunun kabul edilmesi açısından son derece etkili olacaktır. İlaveten, hastanın PDL-1 seviyesini gösteren biyopsi raporları da (özellikle immünoterapi ilaçları için) başvuruyu güçlendiren belgeler arasındadır.

6. İhtiyari (Opsiyonel) Belgeler
Başvuru dosyasına eklenmesi zorunlu olmamakla birlikte, aşağıdaki belgeler başvurunun kabul edilme olasılığını artırabilir:

  • Kanser tedavisi alanında uzman bir doktorun veya akademisyenin mütalaası,
  • Yurt dışındaki tedavi protokollerini ve ilacın etkinliğini gösteren bilimsel yayınlar veya örnek uygulamalar,
  • İlacın uluslararası onaylarını (FDA, EMA gibi) belgeleyen dökümanlar.

7. Dilekçenin Konu ve Sonuç Bölümlerinin Tutarlılığı
Başvuru dilekçesinde yer alan konu ve sonuç bölümlerinin birbiriyle çelişmemesi gerekir. Talep edilen hususlar açık, net ve aynı doğrultuda olmalıdır. Dilekçede, talebin “tedavi süresince kesintisiz ödeme” şeklinde belirtilmesi, ilerleyen aşamalarda başvurunun yeniden yapılması gerekliliğini ortadan kaldırır.

Kanser ilaçlarının SGK tarafından karşılanması için yapılan başvurular, titiz ve eksiksiz hazırlanan belge dosyaları ile çok daha hızlı ve olumlu sonuçlanabilmektedir. Keytruda, Opdivo, Tecentriq ve Trodelvy gibi yüksek maliyetli ilaçlar söz konusu olduğunda, bu belgelerin eksiksiz olması dava aşamasında da büyük önem taşır. Eksik veya hatalı belgeler nedeniyle kaybedilen zaman, hastanın tedaviye erişiminde ciddi riskler oluşturabileceğinden, başvuru öncesinde profesyonel hukuki destek alınması tavsiye edilmektedir.

SGK’ya yönelik ilk başvuruda belgelerin eksiksiz olarak sunulması, kanser ilaçlarının geri ödeme talebinde kritik bir adımdır. Bu başvuruda özellikle reçetenin aslı gibidir onaylı nüshası, ilaç kullanım raporunun aslı gibidir onaylı versiyonu ve Sağlık Bakanlığı Tıbbi Cihaz ve İlaç Kurumu’nun (TİTCK) Onay Raporu mutlaka yer almalıdır. Bu belgeler, SGK’nın başvuruyu değerlendirmesi için zorunlu nitelikte olup eksiklik halinde başvuru süreci durdurulabilir veya doğrudan reddedilebilir. Bu nedenle, ilk başvurunun eksiksiz belgelerle yapılması, hem zaman kaybının önlenmesi hem de hak kaybı yaşanmaması açısından son derece önemlidir.

Karşılanmayan akıllı ilaçlar ve immünoterapi ilaçları (Keytruda, Opdivo, Tecentriq, Trodelvy vb.) gibi pahalı ilaçlar için SGK’ya yapılan başvurunun reddedilmesi halinde, dava açma yoluna gidilmesi gerekir. Bu aşamada “Sosyal Güvenlik Kurumu İlaç Geri Ödemesi Başvurusu Usul ve Esasları Hakkındaki Yönerge” uyarınca hareket edilmelidir. Başvurunun reddi, kanser ilacı bedelinin karşılanmaması anlamına geldiğinden, hastanın ilaca erişimi için hukuki yollar devreye girmektedir.

SGK ile ilgili uyuşmazlıklarda görevli mahkeme konusunda dikkat edilmesi gereken özel bir durum vardır. Normal şartlarda devlete karşı açılan davalarda yetkili mahkemeler İdare Mahkemeleridir. Ancak 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’nun 101. maddesi gereğince, SGK ile ilgili uyuşmazlıklar İş Mahkemeleri nezdinde görülmektedir. Bu nedenle, SGK’nın ilaç bedelini karşılamayı reddetmesi halinde dava açılması gereken merci İş Mahkemesi olacaktır. İdare Mahkemesi yerine yanlışlıkla dava açılması, usulden redle sonuçlanabileceğinden, yetkili mahkemenin doğru belirlenmesi sürecin en önemli adımlarından biridir.

İş Mahkemesi’ne Dava Açmadan Önce SGK Başvurusu Dava Şartıdır

İş Mahkemesi’ne doğrudan dava açılması mümkün değildir; öncelikle SGK’ya resmi başvuru yapılması ve bu başvurunun reddedilmesi gereklidir. Başvurunun reddine ilişkin karar, dava açılabilmesi için “idari işlem” niteliği taşır. Bu aşama aşılmadan açılacak davalar, dava şartı eksikliği nedeniyle reddedilebilir. Bu nedenle, SGK başvurusu ve olası ret sürecinin dikkatle takip edilmesi zorunludur.

Dava Açma Süresi ve Usul
SGK başvurusunun reddedilmesi halinde, tebliğ tarihinden itibaren yasal süresi içinde İş Mahkemesi’ne dava açılması gerekir. Dava dilekçesinde:

  • İlacın tıbbi açıdan zorunlu olduğu,
  • Alternatif tedavi bulunmadığı,
  • İlacın kullanılmaması halinde ciddi sağlık riski doğacağı,
  • İlgili tüm raporlar ve bilimsel dayanaklar (FDA/EMA onayları, uluslararası tedavi protokolleri)
    delil olarak sunulmalıdır. Ayrıca, “yürütmenin durdurulması” veya ihtiyati tedbir talep edilerek dava süresince SGK’nın ilaç bedelini ödemesi sağlanabilir.

SGK Başvurusunun ve Davanın Önemi
Keytruda, Opdivo, Tecentriq, Trodelvy gibi akıllı ve immünoterapi ilaçlarının fiyatlarının yüksek olması nedeniyle bu süreç hastalar açısından hayati öneme sahiptir. SGK başvuru prosedürünün eksiksiz ve hızlı yürütülmesi, tedaviye zamanında erişimi sağlayabilir. Hukuki süreçte yapılan her eksiklik, hem tedavinin gecikmesine hem de ilacın bedelinin cepten karşılanmasına neden olabilir.

SGK’ya Açılan Davada İhtiyati Tedbir Uygulaması

SGK’ya karşı açılan davalarda ihtiyati tedbir kararı talebi, kanser ilaçlarının dava süresince kesintisiz temin edilmesi için hayati öneme sahiptir. Özellikle Keytruda, Opdivo, Tecentriq, Trodelvy gibi yüksek maliyetli akıllı ve immünoterapi ilaçlarında dava sürecinin uzunluğu düşünüldüğünde, ihtiyati tedbir alınmadığı takdirde hastaların tedavisi aksayabilir. Bu nedenle, dava dilekçesi hazırlanırken mahkemeden ihtiyati tedbir kararı talep edilmesi, dava stratejisinin en kritik adımlarından biridir.

İhtiyati Tedbir Kararının Kapsamı ve İçeriği
Mahkeme, ihtiyati tedbir kararı verirken genellikle “davada nihai karar verilinceye kadar ve yeniden değerlendirme yapılıp bu konuda özel ara karar oluşturuluncaya kadar” ibaresini kullanarak tedbirin geçerliliğini tanımlar. Bu ifade, dava sonuçlanana kadar hastanın ilaca kesintisiz şekilde erişebilmesini sağlar. Ayrıca, dava sırasında ortaya çıkabilecek yeni gelişmelere göre tedbir kararının yeniden gözden geçirilebileceği anlamına gelir.

İhtiyati Tedbir Kararı Alındığında İzlenecek Yol
Mahkeme tarafından ihtiyati tedbir kararı verildiğinde, hasta veya vekili, bu kararı ilgili hastane veya eczaneye sunarak ilacın doğrudan SGK’ya faturalandırılmasını talep edebilir. Bunun için hastane veya eczaneye “ilacın SGK’ya doğrudan faturalandırılması” talepli bir dilekçe verilmelidir. Böylece, dava süresince ilaç bedelinin hastadan tahsil edilmesi önlenir ve ilaç ücretsiz olarak temin edilir. Bu uygulama, hem tedavinin aksamaması hem de hastanın maddi yükten kurtulması açısından büyük avantaj sağlar.

İhtiyati Tedbir Talebi Nasıl Gerekçelendirilir?
Mahkemeden ihtiyati tedbir kararı talep edebilmek için, ilacın kullanılmaması durumunda hastanın ciddi ve geri dönüşü olmayan bir zarara uğrayacağı, tedavinin aciliyet arz ettiği ve ilacın tek etkili tedavi seçeneği olduğu hususları dilekçede açıkça belirtilmelidir. Doktor raporları, tıbbi gerekçeler ve ilacın muadilinin olmadığına ilişkin belgeler bu talebi desteklemek için mutlaka eklenmelidir. Özellikle hayati risk ve ivedilik vurgusu, mahkemenin tedbir kararı vermesinde belirleyici olmaktadır.

İhtiyati Tedbirin Uygulama Aşaması
Mahkeme tedbir kararını verdikten sonra, kararın uygulanabilmesi için bu kararın hastane ve eczane kayıtlarına işlenmesi gerekir. İlgili kurumlar, mahkeme kararına dayanarak ilaç bedelini SGK’ya fatura eder. Bu aşamada, başvuru sahibinin herhangi bir ödeme yapması gerekmez. İhtiyati tedbir kararının uygulanması, dava sonuçlanana kadar hastanın tedavisini kesintisiz sürdürmesini garanti eder.

Hukuki Önemi ve Dava Sürecine Etkisi
İhtiyati tedbir kararı, davanın sonucu beklenmeden hastanın ilaca erişimini sağladığı için hayati önemdedir. Davanın nihai sonucunda SGK ilacın bedelini karşılamasa bile, tedavi sürecinde ilacın sağlanması güvence altına alınmış olur. Aksi halde, dava devam ederken ilacın temin edilememesi, hastanın sağlığında geri dönülmez kayıplara yol açabilir. Bu nedenle, kanser ilaçları için açılan davalarda ihtiyati tedbir talebinde bulunulması, davanın en stratejik unsurlarından biridir.

SGK’nın Karşılamadığı Kanser İlaçları Davasında Yürütmenin Durdurulması Süreci

SGK’nın karşılamadığı kanser ilaçları için açılan idari davalarda yürütmenin durdurulması talebi, hastaların hayati öneme sahip tedavilere zamanında erişebilmesi için en etkili hukuki araçlardan biridir. SGK tarafından karşılanmayan immünoterapi ilaçları, kemoterapi ilaçları ve akıllı ilaçlar, çoğu zaman yüksek maliyetli tedavi yöntemleridir. Bu ilaçların temin edilmemesi, hastaların tedavisinde geri dönülmez kayıplara ve sağlık açısından ciddi risklere yol açabilir. Bu nedenle, idari davada yürütmenin durdurulması talebinin kabul edilmesi, tedavi masraflarının dava sonuçlanıncaya kadar devlet tarafından karşılanmasını sağlar ve hastaya tedaviye erişim imkânı sunar.

İdari Davada Yürütmenin Durdurulması Süreci
İdari dava süreçlerinde yürütmenin durdurulması, SGK’nın ilaç bedelini karşılamama kararının dava bitene kadar askıya alınması anlamına gelir. Mahkeme, yürütmeyi durdurma kararı vererek SGK’ya dava süresince ilgili ilacı ödeme yükümlülüğü getirebilir. Bu uygulama, özellikle kanser gibi acil müdahale gerektiren hastalıklar için kritik öneme sahiptir. Çünkü davanın sonuçlanması aylar, hatta yıllar sürebilir ve bu süreçte hastanın tedaviye ulaşamaması hayati tehlike yaratabilir.

Yürütmenin Durdurulması Talebinde Dikkat Edilmesi Gereken Hususlar
İdari Yargılama Usulü Kanunu (İYUK) kapsamında yürütmenin durdurulması talebinde bulunurken, dilekçede mutlaka “idarenin savunması alınmaksızın” ibaresine yer verilmesi gerekir. Bu ibare, acil durumun altını çizer ve mahkemeye, davanın beklenmeksizin hızlı bir karar verilmesi gerektiğini hatırlatır. Yürütmenin durdurulması talebinin kabul edilebilmesi için şu hususların dilekçede açıkça gerekçelendirilmesi gereklidir:

  • İlacın hayati önem taşıdığı ve alternatif tedavi seçeneği bulunmadığı,
  • İlacın kullanılmaması halinde hastanın yaşamının ciddi risk altına gireceği,
  • SGK’nın ilacı karşılamama kararının hukuka aykırı olduğu,
  • Telafisi imkânsız zararların doğma ihtimalinin bulunduğu.

Yürütmenin Durdurulması Kararının Önemi
Mahkeme tarafından yürütmenin durdurulması kararı verildiğinde, SGK dava süresince ilacın bedelini karşılamak zorunda kalır. Bu karar, hastanın tedaviye anında erişebilmesi için büyük bir avantaj sağlar. Aksi halde dava sonuçlanıncaya kadar hastanın ilacı kendi imkânlarıyla temin etmesi gerekir ki bu durum çoğu zaman milyonlarca lirayı bulan ilaç fiyatları nedeniyle imkânsız hale gelir.

SGK’nın Karşılamadığı İlaçlar ve Yürütmenin Durdurulması Kararlarının Rolü
Özellikle Keytruda (pembrolizumab), Opdivo (nivolumab), Tecentriq (atezolizumab), Trodelvy (sacituzumab govitecan) gibi yüksek maliyetli ilaçlar SGK tarafından genellikle karşılanmamaktadır. Bu durumda idari davalarda yürütmenin durdurulması talebi, hastaların tedaviye ulaşabilmesi için tek çözüm yolu olarak öne çıkar. Mahkemeler, bu tür durumlarda hastanın yaşam hakkını öncelikli olarak değerlendirir ve sağlık hakkının korunması amacıyla hızlı şekilde tedbir kararı verebilir.

Yürütmenin Durdurulması Kararı Nasıl Uygulanır?
Yürütme durdurma kararı alındığında, hasta veya vekili bu kararı SGK’ya ve ilgili hastaneye sunar. Mahkeme kararı doğrultusunda, hastane ilacın bedelini doğrudan SGK’ya faturalandırır ve ilaç hastaya ücretsiz olarak temin edilir. Bu sayede dava süresi boyunca hasta herhangi bir ödeme yapmak zorunda kalmaz. Uygulama süreci, kararın hızlı tebliği ve ilgili kurumlara sunulmasıyla tamamlanır.

İdari Davada Yürütme Durdurmanın Stratejik Önemi
Yürütmenin durdurulması talebinin kabul edilmesi, sadece tedaviye erişimi sağlamakla kalmaz, aynı zamanda dava stratejisinde de önemli bir avantaj sağlar. Çünkü dava sürecinde mahkemenin geçici olarak hastanın lehine karar vermesi, dava sonucunda da olumlu bir karar alma ihtimalini güçlendirir. Bu nedenle, SGK’nın karşılamadığı kanser ilaçları için açılacak idari davalarda yürütme durdurma talebinin güçlü hukuki ve tıbbi dayanaklarla desteklenmesi şarttır.

Kanser İlaçları Fiyatları

kanser ilaçları fiyatları

Akıllı kanser ilaçları, son yıllarda kanser tedavisinde devrim yaratan hedefe yönelik tedavi yöntemlerinin en önemli bileşenlerinden biri olarak kabul edilmektedir. Bu ilaçlar, klasik kemoterapi yöntemlerine göre daha az yan etki oluşturması ve doğrudan kanserli hücreleri hedef alması nedeniyle tercih edilmektedir. Ancak 2025 yılı itibarıyla bu ilaçların fiyatları, Türkiye’deki birçok hasta ve yakınları için ciddi bir maddi yük haline gelmiştir. Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK), Sağlık Uygulama Tebliği (SUT) çerçevesinde bazı ilaçları yalnızca belirli endikasyonlarda karşılarken, akıllı kanser ilaçlarının çoğu geri ödeme kapsamı dışında kalmaktadır. Bu nedenle hastalar, tedavi için gereken ilaçları büyük oranda kendi imkânlarıyla temin etmek zorunda kalmaktadır.

2025 yılı güncel fiyat listesine bakıldığında, Keytruda (pembrolizumab), Opdivo (nivolumab), Tecentriq (atezolizumab), Enhertu (trastuzumab deruxtecan), Zejula (niraparib) ve Trodelvy (sacituzumab govitecan) gibi popüler akıllı ilaçların maliyetleri oldukça yüksektir. Bu ilaçlardan yalnızca bir kür bile on binlerce lirayı bulurken, bir yıllık tedavi sürecinde toplam maliyet milyonlarca liraya çıkabilmektedir. Özellikle Enhertu’nun yıllık doz maliyeti yaklaşık 1.885.150 TL seviyesindedir. Bu rakamlar, yalnızca ekonomik açıdan değil, psikolojik olarak da hastalar ve aileleri üzerinde ciddi baskılar yaratmaktadır.

Keytruda, Opdivo, Tecentriq ve Diğer Popüler Akıllı Kanser İlaçlarının 2025 Güncel Fiyatları
2025 yılı itibarıyla akıllı kanser ilaçlarının ortalama fiyat listesi şu şekildedir:

  • Keytruda (pembrolizumab): 68.522 TL
  • Opdivo (nivolumab): 62.123 TL
  • Tecentriq (atezolizumab): 92.272 TL
  • Enhertu (trastuzumab deruxtecan): 1.885.150 TL (yıllık doz)
  • Zejula (niraparib): 100.458 TL
  • Trodelvy (sacituzumab govitecan): 53.148 TL
  • Altuzan (bevacizumab): 16.342 TL
  • Herceptin (trastuzumab): 9.524 TL
  • Mabthera (rituksimab): 21.700 TL
  • Lonsurf (trifluridin/tipirasil): 102.159 TL

Bu fiyatlar, hem ithalat sürecindeki döviz kurları hem de ilaç firmalarının belirlediği politikalar nedeniyle sürekli artış göstermektedir. Özellikle döviz bazlı fiyatlandırmalar, hastaların karşılaştığı mali yükün her geçen yıl katlanmasına neden olmaktadır. SGK tarafından karşılanmayan bu ilaçlar için genellikle hastalar ya bireysel bütçelerini kullanmakta ya da bağış kampanyaları yoluyla ilaç temin etmeye çalışmaktadır.

Akıllı kanser ilaçlarının fiyatlarının bu denli yüksek olmasının temel nedenlerinden biri, ilaçların biyoteknolojik üretim yöntemleri ve AR-GE maliyetleridir. Bu ilaçların geliştirilmesi uzun yıllar süren klinik araştırmalar ve yüksek maliyetli üretim teknolojileri gerektirmektedir. Ayrıca, patentli olmaları sebebiyle jenerik versiyonlarının piyasada bulunmaması fiyatları daha da artırmaktadır.

2025 yılı fiyat listesi, dava süreçlerinde ve hukuki taleplerde de önemli bir rol oynamaktadır. Hastalar, SGK’nın geri ödeme yapmadığı bu ilaçlar için idari dava açarak, tedavi maliyetlerinin karşılanmasını talep edebilmektedir. Özellikle Keytruda, Opdivo ve Tecentriq gibi yaygın kullanılan akıllı ilaçların etkinliği bilimsel olarak kanıtlanmış olmasına rağmen, SUT listesine dahil edilmemeleri, hastaların yasal yollarla hak arayışına girmesine neden olmaktadır.

Bu ilaçların maliyetinin çok yüksek olması, sadece hastaların değil, aynı zamanda sağlık sisteminin de sürdürülebilirliğini etkileyen bir faktördür. Dünya genelinde de akıllı kanser ilaçlarının fiyatları tartışma konusudur ve birçok ülke, bu ilaçların geri ödeme kapsamına alınması için yeni modeller üzerinde çalışmaktadır. Türkiye’de de benzer şekilde SGK’nın liste güncellemelerini daha sık yapması ve yenilikçi tedavileri kapsama alması, hem hasta mağduriyetini azaltacak hem de dava süreçlerinin önüne geçecektir.

2025 yılı itibarıyla güncel akıllı kanser ilaçları fiyatlarının bu seviyelerde olması, hastaların tedavi planlamasında büyük bir önem taşımaktadır. Özellikle uzun süreli tedavilerde maliyetin milyon liraları aşması, hastaların maddi destek mekanizmalarına yönelmesine ve hukuki süreçlere başvurmasına neden olmaktadır. Bu nedenle, akıllı ilaçların fiyatlarının şeffaf biçimde paylaşılması, hem hastalar hem de sağlık hizmeti sağlayıcıları için stratejik bir gerekliliktir.

SGK Bu İlaçları Neden Karşılamıyor?

SGK’nın bazı kanser ilaçlarını karşılamamasının arkasında birden fazla neden bulunmaktadır:

Sağlık Bakanlığı Ruhsatı ve SUT Listesi Eksikliği: Bir ilacın SGK tarafından ödenmesi için öncelikle Türkiye’de ruhsatlı olması ve Sağlık Uygulama Tebliği (SUT) eki geri ödeme listelerine girmesi gerekir . Ancak ruhsat almak tek başına yetmez; SGK ilacı geri ödeme listesine dahil etmeyebilir. Nitekim pek çok ilaç Türkiye’de ruhsatlı olmasına rağmen SGK tarafından geri ödeme listesine alınmamıştır . SUT listesinde yer almayan ilaçlar için yapılan ödeme talepleri SGK tarafından doğrudan reddedilmektedir . Kimi zaman ilaç SUT’ta bulunsa bile SGK’nın belirlediği endikasyon kriterlerini karşılamadığı gerekçesiyle ödeme kapsamı dışında tutulmaktadır .

Bilimsel Veri ve Endikasyon Kriterleri: SGK, geri ödeme değerlendirmelerinde ilacın ilgili endikasyonda etkinliğinin yeterli kanıta dayalı olup olmadığını da gözetir. Özellikle endikasyon dışı (onaylanmış kullanım alanı dışında) kullanımlarda SGK ödeme yapmamayı tercih edebilir . Kurum, bürokratik gerekçelerle ilacın onaylı olmadığı bir kanser türü için reçete edildiğinde veya henüz ulusal protokollere girmemişse geri ödemeye yanaşmamaktadır. Örneğin bir ilaç yalnızca belirli bir çizgi tedavide (örn. 1. basamak yerine 3. basamaktan sonra) kullanıldığında ödeniyor olabilir . Bu tür kısıtlar, SGK’nın “yeterli bilimsel gerekçe yok” veya “rehberlerde ilk sıra tedavi değil” gibi argümanlar ileri sürerek ödeme yapmamasına yol açabilmektedir.

Yüksek Maliyet ve Bütçe Etkisi: İmmünoterapi ve hedefe yönelik kanser ilaçları son derece pahalıdır. Bir tek doz veya kür maliyeti bile on binlerce TL düzeyinde olup, tedavinin toplam süresi milyon TL’leri bulabilmektedir . Örneğin Tecentriq ilacının 1200 mg’lık tek dozunun 2025 fiyatı ~92.272 TL’dir; düzenli uygulamada yıllık maliyet milyonlarca liraya ulaşmaktadır . Benzer şekilde yeni nesil bir akıllı ilaç olan Enhertu’nun yıllık tedavi bedeli ~1,9 milyon TL civarındadır . Bu denli yüksek fiyatlar, SGK’nın bütçe kısıtları nedeniyle ilacı ödeme listesine almamasının başlıca sebeplerinden biridir. Kurum yetkilileri geçmişte, FDA/EMA onaylı ve etkinliği kanıtlanmış hiçbir kanser ilacının geri ödeme dışında kalmadığını iddia etmiş olsa da, fiiliyatta ekonomik gerekçelerle pek çok yenilikçi ilaç uzun süre listeye alınmamıştır .

Yurt Dışından Temin Gerekliliği: Bazı ilaçlar henüz Türkiye’de ruhsat almadığı için yalnızca yurt dışından getirilebilmektedir. Bu durumda SGK, ilacı doğrudan ödeme kapsamına almamaktadır. İlacın Türkiye’de kullanılabilmesi için TİTCK (Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu) tarafından “yurt dışı ilaç listesi”ne eklenmiş olması gerekir . Ancak TİTCK Yurt Dışı İlaç Listesi’ne girmek de otomatik olarak SGK ödemesi anlamına gelmez; SGK sadece bu listedeki bazı ilaçları (Ek-4/C Yurt Dışı İlaç Fiyat Listesi’nde belirtilenleri) ödemektedir . Birçok kanser ilacı yurt dışından temin edilebilmesine rağmen SGK tarafından bedeli ödenmemektedir . İlaç yurt dışından getirildiğinde döviz kuruna bağlı çok yüksek fiyatlar ortaya çıkmakta ve SGK bu yükün tamamını üstlenmek istememektedir. Diğer Nedenler: İlaçların geri ödeme listesine alınmamasında bazen idari ve ticari nedenler de rol oynar. Örneğin ilacın üreticisinin SGK ile fiyat anlaşmasına varamaması, ilacın henüz ulusal tedavi rehberlerinde yer almaması, veya aynı etkiyi gösteren daha ucuz bir alternatifin mevcut olması gibi durumlar SGK’nın geri ödeme kararını etkileyebilir. Ancak SGK’nın karşılamadığı kanser ilaçları konusunda en belirgin gerekçe, resmi tebliğlerde yer almamaları ve yüksek maliyetli olmalarıdır. Bu durum, hastaların Anayasa ile güvence altına alınmış sağlık hakkı ile devletin bütçe dengesi arasında bir çatışma yaratmaktadır . Nitekim yargı kararlarında SGK’nın bu tür ilaçları ödemeyi reddetmesinin “yaşam hakkının ihlali” olarak değerlendirildiği örnekler mevcuttur .

SGK’nın Karşılamadığı İlaçlara Erişim Yolları

SGK kapsamı dışında kalan hayati kanser ilaçlarına erişebilmek için hastaların ve yakınlarının başvurabileceği çeşitli yöntemler vardır. Her yöntem, farklı süreçler ve zorluklar içerir:

1. Yurt Dışı İlaç Temini (İthal İlaç)

Kanser ilaçlarından bazıları Türkiye’de bulunmuyorsa veya ruhsatlı değilse, Türk Eczacıları Birliği (TEB) aracılığıyla yurt dışından getirtilebilir. TİTCK tarafından tutulan Yurt Dışı İlaç Listesi bu sürecin temelini oluşturur. Hastanın doktoru, gerekli gördüğü ilacın yurt dışından temini için öncelikle TİTCK’ye başvurarak Endikasyon Dışı İlaç Kullanım Onayı almalıdır . Bu onay, ilacın mevcut tedavilerle karşılanamayan hayati bir ihtiyaç olduğunu belgelendirir. Onay sonrasında ilaç, TEB Yurt Dışı İlaç Temin Birimi aracılığıyla hastanın adına yurt dışından ithal edilir. Bu ithalatta ilacın orijinal ve güvenilir olması için TİTCK ek kontroller yapar; listede bulunmayan veya kaynağında ruhsatlı olmayan bir ilacın getirilmesine izin verilmez .

Ancak ilacın yurt dışından temin edilmesi, SGK’nın ödeme yapacağı anlamına gelmez . Eğer ilgili ilaç SGK’nın yayımladığı Yurt Dışı İlaç Fiyat Listesi (Ek-4/C)’nde yoksa, hasta ilacın bedelini kendisi karşılamak durumundadır . Bazı durumlarda Sosyal Güvenlik Kurumu, yurt dışı ilaç listesine aldığı ürünlerin bedelini de ödeyebilmektedir. Nitekim SGK 2023 itibarıyla yaklaşık 700 ithal ilacı geri ödeme kapsamında olduğunu, bunların ~148’inin kanser ilacı olduğunu açıklamıştır . Ancak bu kapsam genelde nadir hastalıklar veya alternatifsiz kritik tedavilerle sınırlıdır. Yeni ve pahalı birçok onkolojik ilaç için SGK ödeme yapmadığından, yurt dışı ilaç temini hastaya sadece ilaca erişim imkânı sunar; finansal yükü ortadan kaldırmaz. Hastalar dövizle ödeme yaparak ilacı ithal ettirmek zorunda kalabilir.

2. Özel Sağlık Sigortası ve Diğer Finansal Destekler

SGK tarafından karşılanmayan tedaviler için, imkânı olan hastalar özel sağlık sigortası veya tamamlayıcı sigorta güvencelerinden faydalanmayı düşünebilir. Bazı özel sigorta poliçeleri, SGK’nın ödemediği kanser ilaçlarını belirli limitler dâhilinde karşılama teminatı sunmaktadır. Örneğin, ileri seviye “ek teminatlı” bir özel sağlık sigortası planı, immünoterapi gibi yenilikçi tedavilerin masraflarını kısmen veya tamamen üstlenebilir. Ancak birçok standart poliçede bu tür pahalı ilaçlar kapsam dışında tutulmakta veya düşük limitlerle sınırlandırılmaktadır. Poliçe şartlarının dikkatle incelenmesi ve gerekirse sigorta şirketiyle iletişime geçilerek “SGK’nın karşılamadığı kanser ilaçları” için özel bir teminat olup olmadığının öğrenilmesi önemlidir.

Sigorta dışında, bazı hastalar bireysel emeklilik birikimleri veya özel sağlık sandıkları üzerinden de destek alabilirler. Örneğin kimi kurumsal şirketlerin veya kamu kuruluşlarının çalışanlarına sağladığı sağlık sandıkları, SGK kapsamına girmeyen tedaviler için ek ödeme yapabilmektedir. Bunun dışında, hastalar bankaların sağlık kredilerine başvurarak veya kendi maddi birikimlerini, varlıklarını kullanarak tedavi masraflarını karşılamaya çalışmaktadır. Ne yazık ki bu yöntemler herkes için mümkün olmadığı gibi, çoğu zaman masrafların büyüklüğü karşısında yetersiz kalabilmektedir (örneğin üç dozluk bir immünoterapi ilaç kürünün 2025 itibarıyla 450 bin TL’ye yaklaşabildiği rapor edilmiştir ).

3. Hasta Dernekleri ve Bağış Kampanyaları

Türkiye’de kanser hastalarına destek olan çeşitli sivil toplum kuruluşları, dernekler ve vakıflar bulunmaktadır. Türk Kanser Derneği, Kanser Savaşçıları Derneği, LÖSEV (Lösemili Çocuklar Vakfı) gibi oluşumlar, hastalara hem manevi destek sağlamakta hem de maddi yardım kampanyaları düzenleyebilmektedir. Özellikle SGK güvencesi yetersiz kalan veya maddi durumu iyi olmayan hastalar için bağış kampanyaları hayat kurtarıcı olabilmektedir. Son yıllarda birçok hasta yakını, sosyal medya ve kitlesel fonlama platformları üzerinden kampanyalar başlatarak pahalı kanser ilacı masraflarını karşılamaya çalışmaktadır. Toplumsal dayanışma ile kısa sürede yüksek meblağlar toplanan örnekler vardır.

İlaç firmalarının da zaman zaman hasta destek programları olabilmektedir. Bazı ilaç şirketleri, belirli kriterleri sağlayan hastalara ücretsiz veya indirimli ilaç temin edebiliyor (örneğin “yardımcı hasta programları” kapsamında). Hastaların doktorları, ilgili ilacın üretici firmasına başvurarak şefkatli kullanım programı (compassionate use) olup olmadığını soruşturabilir. Hasta dernekleri, bu süreçlerde aracı olup hastalara yol gösterebilir. Yine dernekler, hukuki haklar konusunda bilgilendirme yaparak hastalara resmi makamlara başvuru ve dava süreçlerinde rehberlik etmektedir . Ancak bağış ve yardım olanakları, her zaman ihtiyacı karşılayamayabilir; özellikle ülke genelinde çok sayıda hasta olduğu düşünülürse, bu yöntem sürdürülebilir bir çözüm değildir. Yine de, çaresiz kalan aileler için önemli bir seçenektir ve toplumun kanser hastalarına destek olma bilinci giderek artmaktadır.

4. Hukuki Başvuru ve Dava Süreci

SGK’nın karşılamadığı bir ilacın bedelini devletten tahsil etmenin en resmi yolu, yargı yoluna başvurmaktır. Türk hukuk sisteminde, SGK’nin yaptığı idari işlemlere (örneğin ödeme talebinin reddine) karşı dava açılabilir. Uygulamada birçok hasta, immünoterapi ve hedefe yönelik ilaç masraflarını geri alabilmek için bu yola başvurmuş ve emsal davaları kazanmıştır . Hukuki sürecin genel işleyişi şöyle olmaktadır:

TİTCK Endikasyon Dışı Onay ve SGK Başvurusu: İlk adımda hasta adına tedaviyi üstlenen doktor, TİTCK’ya başvurarak ilacın kullanılabilmesi için Endikasyon Dışı İlaç Kullanım Onayı alır . Bu onay belgesi ve uzman doktor raporlarıyla birlikte SGK İl Müdürlüğü’ne resmi bir dilekçe verilir. Dilekçede, ilacın hayati önem taşıdığı, eşdeğer bir alternatifinin olmadığı ve bilimsel olarak etkinliğinin kanıtlandığı belirtilerek ilacın bedelinin SGK tarafından ödenmesi talep edilir . SGK bu başvuruya genellikle olumsuz yanıt vermekte veya 60 gün içinde cevap vermeyerek “zımni ret” sonucu doğurmaktadır .

Dava Açılması: SGK’dan ret cevabı alınınca (veya 60 gün geçtiğinde), hasta idari yargıda SGK’ya karşı dava açabilir . Dava dilekçesinde, ilacın hastanın yaşamı için elzem olduğu, SGK’nın ödememe kararının hastanın yaşam hakkını ihlal ettiği vurgulanır. Bu aşamada daha önce benzer konuda kazanılmış emsal mahkeme kararları da sunulabilir .

İhtiyati Tedbir Talebi: Davayla birlikte mahkemeden ihtiyati tedbir istemek kritik önemdedir . Mahkeme, tedbir kararı verirse dava sonuçlanana kadar ilacın bedelinin geçici olarak SGK tarafından karşılanmasına hükmeder . Bu sayede hasta yargılama sürerken tedavisine ara vermeden devam edebilir. Birçok davada mahkemeler bu yönde tedbir kararı vermiş ve SGK ilacı dava süresince ödemek zorunda kalmıştır .

Karar ve Sonrası: Davanın nihai kararı genellikle hastalar lehine çıkmaktadır. Mahkemeler, Anayasa’nın 56. maddesindeki sağlık hakkı ve yaşam hakkı çerçevesinde değerlendirme yaparak SGK’yı ilacın bedelini ödemeye mahkûm edebilmektedir . Örneğin bir kararda mahkeme, pembrolizumab (Keytruda) ilacının hastanın yaşam süresini uzattığını ve SGK’nın bu ilacı ödememesinin hukuka aykırı olduğunu belirtmiştir . Karar kesinleştiğinde SGK, geçmişte hastanın cebinden ödediği tutarları faiziyle birlikte iade eder ve ilacın geri kalan dozlarını da karşılar.

Hukuki yol, teoride etkili bir çözüm olsa da zaman ve emek gerektiren bir süreçtir. Davaların açılması ve sonuçlanması aylar alabilir. Bu süre zarfında tedavinin aksamaması için ihtiyati tedbir kararı büyük önem taşır. Son dönemde, artan dava yükü ve ekonomik gerekçelerle mahkemelerin tutumunda bazı değişiklikler gözlenmiştir. 2025 yılında bazı mahkemeler, önceki yılların aksine, SGK lehine kararlar vermeye ve ihtiyati tedbir taleplerini reddetmeye başlamıştır .

Bunun, “yukarıdan” gelen bir talimatla yargı içtihadının değişmesi sonucu olduğu yorumları yapılmıştır . Tedbir alamayan hastalar, kesin karar çıkana dek ilacı kendi cebinden ödemek veya tedaviyi ertelemek zorunda kalabilir ki bu da ciddi riskler doğurmaktadır. Yine de, hukuki süreç halen hastalar için önemli bir hak arama yolu olup birçok avukatlık bürosu bu konuda uzmanlaşmıştır. SGK’nın karşılamadığı kanser ilaçları için dava açmadan önce uzman bir hukukçudan destek almak sürecin hız ve başarısını artıracaktır.

Karşılanmayan İlaçların Hastalara Etkileri

SGK tarafından hayati ilaçları karşılanmayan kanser hastaları, tıbbi, psikolojik ve ekonomik açıdan ağır yükler altındadır. Bu durumun hastalar ve aileleri üzerindeki başlıca etkileri şunlardır:

Tedaviye Erişimde Gecikme ve Sağlık Riski: Kanser, özellikle ileri evrede çok hızlı ilerleyen ve zamanında müdahale gerektiren bir hastalıktır. Gerekli ilaca hemen başlayamamak, hastalığın ilerlemesine yol açabilir. Onkologlar, “Kanserde geciken her gün ölüm riskini artırıyor” diyerek bu duruma dikkat çekmektedir . İmmünoterapi ve akıllı ilaçlar, geleneksel kemoterapiye yanıt vermeyen birçok hastada yaşam süresini uzatabilecek tek seçenektir. Bu ilaçları temin edemeyen hastalarda ise yaşam beklentisi düşmekte ve kanser daha agresif seyredebilmektedir. Bir hasta ilacını alamazsa, planlanan diğer tedavi aşamaları (ameliyat, radyoterapi gibi) da aksayabilir . Özetle, SGK’nın ilacı karşılamaması, hastanın hayatta kalma mücadelesini doğrudan olumsuz etkiler.

Ağır Maddi Yük ve İflas Riski: Kanser ilaçlarının ücretini cebinden ödemek, pek çok aile için finansal felakete yaklaştıkları bir durum yaratır. On binlerce lirayı bulan aylık tedavi masrafları karşısında, hastalar evlerini, arabalarını satmak zorunda kalabilir. Emeklilik birikimleri hızla tükenir. 75 yaşındaki bir hasta örneğinde, üç doz immünoterapi ilacı için ailenin yaklaşık 450 bin TL ödeme yükümlülüğü doğmuştur . Doktorlar, “Hastalar varlıklı değilse evini, arabasını satsa da tedavi masrafına yetmez” diyerek bu durumun altını çizmektedir . Maddi gücü olmayan, sosyal çevresinden destek bulamayan hastalar çaresizce tedaviden vazgeçmeyi bile düşünmek zorunda kalabiliyor. Bu da aslında ekonomik durumun, bir anlamda hastanın yaşam süresini belirlemesi demek.

Yüksek maliyetli ilaçları karşılayamayan hastalar, tedavilerine devam edebilmek için çoğu zaman yardım kampanyalarına veya borçlanmaya başvurmak zorunda kalıyor. İlaçların SGK tarafından ödenmemesi, kanser hastalarında hem ekonomik hem psikolojik baskıyı artırmaktadır.

Psikolojik ve Sosyal Yıkım: Tedavi masraflarını karşılayamama endişesi, kanser gibi zorlu bir hastalıkla mücadele eden hastalarda ağır bir stres yaratır. Hastalar ve yakınları, “devlet tarafından yalnız bırakılma” duygusuna kapılabilmektedir. Bir onkolog bu durumu “Hastaların yaşam hakkı ellerinden alınıyor” şeklinde ifade etmiştir . Maddi sıkıntı içindeki hastalar, sevdiklerine yük olduklarını hissedip depresyona girebilir. Öte yandan, umut vadeden bir ilacın var olup da sadece parasal nedenlerle erişilemiyor olması, hem hastada hem de ailesinde büyük bir hayal kırıklığı ve öfke yaratmaktadır. Bu psikolojik baskı, tedavinin diğer yönlerini (moral, motivasyon, yaşam kalitesi) de olumsuz etkileyebilir.

Eşitsizlik ve Adaletsizlik Hissi: SGK’nın karşılamadığı ilaçlar, toplumda gelir düzeyi yüksek hastalar ile düşük olanlar arasında uçurum yaratmaktadır. Geliri iyi olan veya maddi destek bulabilen hastalar modern tedavilere ulaşabilirken, dar gelirli hastalar kaderine terk edilmektedir . Bu durum, sağlıkta fırsat eşitliği ilkesine aykırı olduğu gibi, hastalar arasında derin bir adaletsizlik duygusu doğurur. Bir uzman bu karanlık tabloyu “Yalnızca maddi imkânı olanlar tedaviye erişirken, yoksul hastalar kaderine terk edilecek. Kanser tedavisi lüks değil, bir insanın hayatta kalma mücadelesi.” sözleriyle özetlemiştir . Sağlık hizmetlerinin anayasada güvence altına alınmış olması nedeniyle, bu eşitsizlik hukukî ve etik tartışmaları da beraberinde getirmektedir.

Özetle, SGK’nın karşılamadığı kanser ilaçları meselesi, sadece bir geri ödeme sorunu değil; aynı zamanda bir halk sağlığı ve sosyal adalet sorunudur. Hastalar, bir yandan amansız hastalıkla mücadele ederken bir yandan da bürokrasi ve maddiyatla savaşmak zorunda kalmaktadır. Bu çift yönlü yük, pek çok hastanın tedavi şansını fiilen elinden almakta ve sağlık sistemine olan güveni sarsmaktadır.

2025 Yılındaki Güncel Düzenlemeler ve Gelişmeler

2025 yılı, SGK’nın kanser ilaçlarına ilişkin politika ve uygulamalarında hem olumlu hem olumsuz önemli gelişmelere sahne olmuştur:

Yeni İlaçların Geri Ödeme Listesine Alınması (Temmuz 2025): 10 Temmuz 2025 tarihinde Resmi Gazete’de yayımlanan bir düzenleme ile ilk kez bazı immünoterapi ilaçları SGK geri ödeme listesine dahil edildi . Bu düzenlemeye göre immünoterapi ajanları Opdivo (nivolumab), Yervoy (ipilimumab) ve Tecentriq (atezolizumab) belirli koşullarla geri ödeme kapsamına alındı . Ayrıca daha önce kısıtlı endikasyonlarda ödenen Keytruda (pembrolizumab) ile Imfinzi (durvalumab) adlı immünoterapi ilaçlarının da ödeme kapsamı genişletildi . Bu karar sayesinde söz konusu ilaçlar yaklaşık 25 farklı kanser türünde hastalar için erişilebilir hale geldi. Örneğin klasik Hodgkin lenfoma, malign melanom, küçük hücreli dışı akciğer kanseri, metastatik kolorektal kanser, mide kanseri, böbrek kanseri ve meme kanseri gibi pek çok tanıda artık bu ilaçların SGK tarafından karşılanabileceği belirtildi . Yapılan düzenlemeden ~48 bin kanser hastasının yararlanacağı ve böylece SGK’nın ödeme listesine aldığı kanser ilacı sayısının 784’e yükseldiği açıklandı . Bu gelişme, uzun süredir bu ilaçları bekleyen hastalar ve hekimler tarafından memnuniyetle karşılanmıştır. Hasta dernekleri, “SGK’nın 5 immünoterapi ilacını geri ödeme kapsamına alması takip ettiğimiz ve desteklediğimiz bir adımdı” şeklinde açıklamalar yaparak bu genişlemeyi olumlu bulduklarını duyurdu .

Yargı Kararlarında Değişim (Mart 2025): Öte yandan, Mart 2025’te dikkat çeken bir gelişme de mahkeme içtihatlarındaki değişiklik oldu. Geçmişte SGK’nın ödemediği ilaçlar için dava açan hastalar, birkaç gün içinde mahkemelerden lehlerine ihtiyati tedbir kararı alarak ilaçlarını SGK’ya karşılatabiliyordu . Ancak 2025 başlarından itibaren bazı mahkemelerin bu konuda fren koyduğu gözlendi. Özellikle İş Mahkemeleri, SGK’nın itirazlarını dikkate alarak ihtiyati tedbir taleplerini reddetmeye ve davaları esastan SGK lehine sonuçlandırmaya başladı . Bu durum, o güne dek kazanılmış emsal kararlara güvenen hasta ve avukatlar için bir sürpriz oldu. Onkologlar, yeni tutumun “hastaların yaşam hakkını elinden alacağını” belirterek tepki gösterdiler . Mahkemelerin bu tavır değişikliğinin artan sağlık harcamaları ve SGK bütçesiyle ilgili olabileceği, hatta yargıya üst düzeyden iletilen bir telkin sonucu olduğu ileri sürüldü . Bu gelişme sonrasında bazı hastalar dava açmaktan çekinmeye, açılan davalarda da tedbir kararı çıkmadığı için tedavilerini cepten ödemeye mecbur kalmaya başladılar . Hukukçular ise her şeye rağmen bilimsel verileri güçlü dosyalarla mahkemeye sunarak ve Anayasal haklara vurgu yaparak dava kazanma şansının sürdüğünü ifade ediyor. Yargı cephesindeki bu belirsizlik, 2025’te kanser ilacı mücadelesinin önemli bir boyutu olmuştur.

Resmi Açıklamalar ve Raporlar: 2024 yılında yayımlanan Türkiye İlaç Sektörü Raporu’na göre Türkiye’nin yenilikçi kanser ilaçlarına erişimde Avrupa ortalamasının çok gerisinde kaldığı vurgulanmıştır . 2018’de %20 olan yeni tedavilere erişim oranının, 2023’te %4’e kadar düştüğü belirtilmiştir . Bu düşüşün arkasında, SGK geri ödeme listesine yeni ilaç eklenmesindeki yavaşlık ve prosedür zorlukları gösterilmektedir. TİTCK ise 2023 sonlarında yaptığı bir açıklamada, yurt dışından temin edilen ilaçlarla ilgili kalite ve güvenlik standartlarını yükselttiklerini, Bangladeş gibi ülkelerden kalite belgesi olmadan ilaç getirilmeyeceğini duyurmuştur . Bu açıklama, bazı medya iddialarına yanıt niteliğindeydi ve yurt dışı ilaç temininde daha sıkı denetimler olacağını gösterdi.

Kamuoyunun Artan Farkındalığı: 2025 boyunca, basın ve sosyal medyada “SGK’nın karşılamadığı kanser ilaçları” konusu sıkça gündeme gelmiştir. Gazeteler, SGK’nın ödeme listesinde olmayan ilaçlar nedeniyle mağdur olan hastaların öykülerini manşetlere taşımıştır. Özellikle çocuk yaşta kanser hastaları veya genç hastalar için başlatılan kampanyalar, toplumun geniş kesimlerinde yankı bulmuştur. Bu kamuoyu baskısı, yetkililer üzerinde de etki yaratmaktadır. Nitekim Temmuz 2025’teki düzenleme, bir anlamda bu çağrılara yanıt olarak değerlendirilebilir. Dernekler, SGK’nın yıl içerisinde diğer önemli ilaçları da listeye dahil etmesi için çalışmalarına devam etmektedir.

Sonuç olarak, 2025 yılı, SGK ve kanser ilaçları konusunda hem umut veren adımların atıldığı hem de çözüm bekleyen sorunların sürdüğü bir dönem olmuştur. SGK’nın bazı ilaçları kapsama alması binlerce hastaya nefes aldırırken, hâlen kapsam dışı kalan ilaçlar nedeniyle hastaların mücadelesi devam etmektedir. Bu alandaki yasal ve idari gelişmelerin, önümüzdeki dönemde de dinamik bir şekilde sürmesi beklenmektedir.

SGK’nın Geri Ödeme Listesinde Olmayan İlaçlar Hangileri?

SGK’nın geri ödeme listesinde olmayan ilaçlar, özellikle kanser ve nadir hastalıkların tedavisinde kullanılan yüksek maliyetli ilaçlar açısından ciddi bir problem oluşturmaktadır. Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK), Sağlık Uygulama Tebliği (SUT) kapsamında belirli ilaçların bedelini karşılarken, bu liste dışında kalan ilaçların tüm maliyeti hastaların üzerine yüklenmektedir. SUT, Sağlık Bakanlığı tarafından yayımlanan ve SGK tarafından geri ödeme kapsamında olan ilaçları ve tıbbi hizmetleri düzenleyen bir tebliğdir. Bu nedenle bir ilacın SGK tarafından karşılanabilmesi için mutlaka SUT listesinde yer alması gerekir. Ancak TİTCK (Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu) tarafından endikasyon dışı onay alınmış olsa bile, ilgili ilaç SUT kapsamına dahil değilse geri ödeme yapılmamaktadır.

Keytruda (pembrolizumab), Tecentriq (atezolizumab), Zejula (niraparib) ve Trodelvy (sacituzumab govitecan) gibi ileri evre kanser tedavilerinde kullanılan ilaçlar, çoğu zaman SGK geri ödeme listesinde bulunmamaktadır. Bu ilaçlar, özellikle immünoterapi ve hedefe yönelik tedavi alanında devrim niteliğinde etkilere sahip olmasına rağmen, maliyetlerinin çok yüksek olması nedeniyle SGK tarafından karşılanmamakta veya sadece belirli endikasyonlarla sınırlı tutulmaktadır. Bu durum, hastaların tedaviye erişimini zorlaştırmakta ve çoğu zaman yüksek bedellerin cepten ödenmesine yol açmaktadır.

Opdivo (nivolumab) örneğinde olduğu gibi, bazı ilaçlar yalnızca belirli kanser türlerinde kısmen SGK kapsamında yer almaktadır. Opdivo, klasik Hodgkin lenfoma, böbrek kanseri, malign melanom ve küçük hücreli dışı akciğer kanseri gibi belirli endikasyonlarda geri ödeme kapsamında iken, diğer kanser türleri için hastaların ilacın bedelini kendilerinin karşılaması gerekmektedir. Bu da ileri evre kanser hastaları için ciddi bir mali külfet yaratmaktadır.

SGK’nın geri ödeme listesine ilaç ekleme süreci, maliyet-etkinlik analizleri, sağlık teknolojisi değerlendirmeleri ve ilgili komisyonların kararları doğrultusunda yürütülmektedir. Ancak bu süreç, ilaçların yüksek fiyatları ve bütçe kısıtları nedeniyle çoğu zaman uzun ve karmaşık bir yapıya sahiptir. Özellikle yeni nesil immünoterapiler ve hedefe yönelik tedaviler, yenilikçi olmalarına rağmen henüz SUT kapsamına alınmamış olabilir. Bu durum, kanser tedavilerinde kullanılan Keytruda, Tecentriq, Zejula ve Trodelvy gibi ilaçların geri ödeme dışında kalmasına sebep olmaktadır.

Geri ödeme listesinde yer almayan bu ilaçlar için hastalar ya kendi bütçelerinden ödeme yapmakta ya da bağış kampanyaları ve özel sigorta destekleriyle tedavilerini sürdürmeye çalışmaktadır. Türkiye’de özellikle kanser ilaçlarının fiyatlarının döviz kuruna bağlı olarak artması, bu ilaçlara erişimi daha da zorlaştırmaktadır. Ayrıca bazı ilaçların yurt dışından temin edilmesi gerektiğinde ilave maliyetler doğabilmektedir. Bu nedenle SGK’nın ilaç geri ödeme politikalarının güncellenmesi ve yenilikçi ilaçların daha hızlı biçimde listeye alınması, hastaların tedaviye erişimi açısından kritik öneme sahiptir.

Özellikle nadir hastalıklar ve ileri evre kanserlerde kullanılan ilaçların SGK tarafından karşılanmaması, hasta yakınlarını ve sağlık sistemini zorlayıcı bir faktör olarak karşımıza çıkmaktadır. SUT kapsamında yer almayan bu ilaçlar için bireysel başvurular, mahkeme kararları veya özel fonlar devreye girebilse de bu yollar her zaman çözüm sunmamaktadır. Sağlık alanında yeni geliştirilen ve yüksek başarı oranlarına sahip olan tedavi yöntemlerinin, belirli kriterler çerçevesinde SUT kapsamına dahil edilmesi gerektiği uzmanlar tarafından sıkça dile getirilmektedir.

SGK’nın geri ödeme listesinde olmayan ilaçlar konusu, sağlık hukuku açısından da önemli bir tartışma alanıdır. Hastaların yaşam hakkı ve sağlık hizmetine erişim hakkı kapsamında devletin sorumlulukları, geri ödeme politikalarının yeniden değerlendirilmesini gerekli kılmaktadır. Özellikle kanser hastaları için Keytruda, Tecentriq, Zejula, Trodelvy ve Opdivo gibi ilaçların kapsam dışında bırakılması, hukuki süreçlere de konu olabilmektedir. Bu nedenle SGK’nın ilaç politikalarının daha esnek ve hızlı bir şekilde güncellenmesi, hem sağlık hizmetlerine erişim hem de hasta hakları açısından büyük bir gerekliliktir.

SGK’nın Sadece Belirli Endikasyonlarda Karşıladığı İlaçlar Hangileri?

SGK’nın sadece belirli endikasyonlarda karşıladığı ilaçlar, kanser tedavisinde büyük önem taşıyan biyoteknolojik ve hedefe yönelik ilaçlar arasında yer almaktadır. Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK), Sağlık Uygulama Tebliği (SUT) ile hangi ilaçların hangi endikasyonlarda geri ödeme kapsamında olacağını açıkça belirlemektedir. Bu nedenle bir ilaç, bilimsel çalışmalarda farklı kanser türlerinde etkinliği kanıtlanmış olsa bile, SUT’ta belirtilmeyen endikasyonlar için SGK tarafından ödenmez. Bu durum, özellikle ileri evre kanser hastalarının tedaviye erişimini kısıtlayan ve ekonomik açıdan ağır sonuçlar doğuran bir uygulamadır.

Opdivo (nivolumab), bu duruma en çarpıcı örneklerden biridir. Opdivo, immünoterapi alanında önemli başarılar elde etmiş ve birçok kanser türünde kullanılabilen bir ilaç olmasına rağmen, SGK yalnızca belirli endikasyonlarda ödeme yapmaktadır. Şu an için Opdivo, malign melanom, böbrek hücreli karsinom, klasik Hodgkin lenfoma ve küçük hücreli dışı akciğer kanseri tedavisinde geri ödeme kapsamında yer almaktadır. Ancak aynı ilacın mide kanseri, baş-boyun kanseri veya mesane kanseri gibi farklı endikasyonlarda etkinliği kanıtlanmış olmasına rağmen, SGK bu tür kullanımları karşılamamaktadır. Hastalar bu durumda ya yüksek ilaç maliyetini kendi bütçelerinden karşılamakta ya da dava açarak mahkeme kararıyla ödeme yapılmasını talep etmektedir.

SGK’nın bu yaklaşımı, Herceptin (trastuzumab), Mabthera (rituksimab), Altuzan (bevacizumab) ve Enhertu (trastuzumab deruxtecan) gibi biyoteknolojik kanser ilaçları için de geçerlidir. Bu ilaçlar yalnızca SUT’ta belirtilen kanser türlerinde geri ödeme kapsamında olup, farklı endikasyonlar için ödeme yapılmamaktadır. Örneğin Herceptin, meme kanseri tedavisinde yaygın olarak karşılanırken, mide kanseri gibi diğer bazı endikasyonlarda geri ödeme dışında kalabilmektedir. Aynı şekilde Mabthera ve Altuzan da yalnızca belirli hematolojik ve solid tümör türlerinde SGK tarafından karşılanmaktadır. Enhertu gibi yeni nesil hedefe yönelik ilaçlar ise genellikle geri ödeme kapsamına alınmamış veya sadece sınırlı kullanım alanı için ödeme yapılmaktadır.

Bu durum, hedefe yönelik tedaviye ihtiyaç duyan hastalar açısından ciddi bir mağduriyet yaratmaktadır. Kanser tedavilerinde kullanılan biyoteknolojik ilaçların fiyatlarının çok yüksek olması, hastaların tedaviye ulaşmasını zorlaştırmaktadır. Özellikle yeni nesil ilaçların çoğu, ithal ürün olduğundan döviz kurlarındaki artış, maliyetleri katlanarak artırmaktadır. SGK’nın sınırlı endikasyon politikası, bu ilaçlara erişimi daha da kısıtlayarak, hastaların dava süreçlerine başvurmasına yol açmaktadır. Mahkeme kararları ile SGK’nın ilaç bedelini karşılaması zaman alabilmekte ve bu süreç, hastaların tedaviye geç ulaşmasına neden olabilmektedir.

Kanser tedavisinde kişiselleştirilmiş ve hedefe yönelik tedavi seçeneklerinin artması, SGK’nın geri ödeme politikalarının güncellenmesini zorunlu kılmaktadır. Dünya genelinde, immünoterapi ve biyoteknolojik ilaçların kullanım alanları her geçen gün genişlemekte ve yeni endikasyonlar onaylanmaktadır. Ancak Türkiye’de SGK, SUT listesinde yer alan endikasyonlarla sınırlı ödeme yaparak hastaların tedavi şansını daraltmaktadır. Uzmanlar, özellikle kanser gibi ölümcül hastalıklar söz konusu olduğunda, geri ödeme kriterlerinin daha esnek olması gerektiğini vurgulamaktadır.

SGK’nın sadece belirli endikasyonlarda karşıladığı ilaçlar konusu, hasta hakları ve sağlık hukuku açısından da tartışmalıdır. Yaşam hakkının korunması ve sağlık hizmetine erişim hakkı çerçevesinde devletin sorumlulukları, bu politikaların yeniden değerlendirilmesini gerektirmektedir. Mahkemeler, bazı durumlarda hastaların lehine karar vererek SGK’nın ödeme yapmasını sağlayabilse de, bu süreç hem zaman hem de ek maliyet anlamına gelmektedir. Kanser hastalarının tedaviye erişiminin hızlandırılması için SGK’nın ilaç listelerini güncellemesi ve yeni endikasyonları daha hızlı biçimde geri ödeme kapsamına alması büyük önem taşımaktadır.

Herceptin, Mabthera, Altuzan ve Enhertu gibi ilaçların yalnızca belirli kanser türlerinde SGK tarafından karşılanması, farklı türlerde bu ilaçların etkinliğinden yararlanmak isteyen hastaları maddi anlamda zor durumda bırakmaktadır. Bu nedenle, güncel tıbbi kanıtların dikkate alınarak geri ödeme politikalarının esnekleştirilmesi, hem hastaların yaşam kalitesini artıracak hem de sağlık sisteminin daha adil ve kapsayıcı olmasına katkı sağlayacaktır.

Endikasyon Dışı İlaç Ne Demek?


Endikasyon dışı ilaç kullanımı, bir ilacın ruhsatlı olduğu endikasyonlar (kullanım alanları) dışında, farklı bir hastalık veya farklı bir tedavi amacıyla reçete edilmesi anlamına gelmektedir. Türkiye’de ruhsatlandırılmış bir ilaç, normal şartlarda Sağlık Bakanlığı’nın belirlediği kılavuz ve kullanım talimatlarına uygun olarak reçete edilir. Ancak bazı durumlarda, bilimsel araştırmalar ve klinik çalışmalar sonucunda bir ilacın ruhsatlı endikasyonlarının dışında da hastaya fayda sağlayabileceği tespit edilebilir. Bu gibi durumlarda, ilacın endikasyon dışı kullanımı için Sağlık Bakanlığı Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu’ndan (TİTCK) izin alınması gerekmektedir.


Endikasyon Dışı Kullanımın Şartları

  • İlacın Türkiye’de ruhsatlı olması, ancak kullanılmak istenen hastalık veya tedavi alanının ilacın mevcut endikasyonlarında yer almaması,
  • Hastanın mevcut tedavi seçeneklerinden fayda görmemesi veya başka alternatif tedavi yöntemlerinin bulunmaması,
  • Doktorun, bilimsel araştırmalar ve klinik veriler doğrultusunda ilacın endikasyon dışı kullanımının hastaya fayda sağlayacağı kanaatine varması,
  • Bu kullanımın Sağlık Bakanlığı’nın onayı ile gerçekleştirilmesi.

Sağlık Bakanlığı Onayı Nasıl Alınır?
Doktor, endikasyon dışı ilaç kullanımına ihtiyaç olduğunu tespit ettiğinde, gerekli raporları ve gerekçeleri içeren bir başvuru dosyası hazırlayarak TİTCK’ya sunar. TİTCK, başvuruyu değerlendirir ve bilimsel açıdan uygun bulursa ilacın endikasyon dışı kullanımına onay verir. Bu süreçte, hastanın sağlık durumunu gösteren detaylı raporlar, mevcut tedavi geçmişi ve ilacın bilimsel etkinliğini kanıtlayan belgeler başvuruda önem taşır.


Endikasyon Dışı Kullanımın Önemi
Özellikle nadir hastalıklar, ileri evre kanserler ve deneysel tedavi gerektiren durumlarda endikasyon dışı ilaç kullanımı hastaların tedaviye erişim şansını artırır. SGK’nın ödeme politikaları açısından, endikasyon dışı kullanılan bir ilacın bedelinin karşılanabilmesi için de bu onayın alınmış olması gerekir. Aksi durumda, SGK ilaç bedelini ödemez ve maliyet doğrudan hasta veya yakınlarına yansır.

Kişiye Özel İmmünoterapi


Kanser tedavisinde kullanılan immünoterapi yöntemleri, hastanın bağışıklık sistemini güçlendirerek kanser hücrelerine karşı vücudun doğal savunma mekanizmalarını aktive etmeyi amaçlayan biyolojik tedavi yöntemleridir. Akıllı ilaçlar olarak da adlandırılan bu ilaçlar, klasik kemoterapilerden farklı olarak doğrudan kanser hücrelerini yok etmeye çalışmaz; bunun yerine bağışıklık sistemini uyararak kanser hücrelerinin tanınmasını ve yok edilmesini sağlar. Bu özelliği nedeniyle, immünoterapiler kişiye özel tedavi yaklaşımlarının en önemli parçalarından biri haline gelmiştir.

İmmünoterapiler, kanser hücrelerinin bağışıklık sistemi tarafından algılanmasını engelleyen mekanizmaları devre dışı bırakır ve T-hücreleri gibi savunma hücrelerinin kanser hücrelerine saldırmasını mümkün kılar. Checkpoint inhibitörleri (kontrol noktası baskılayıcıları) olarak bilinen bazı immünoterapi ilaçları, bu alanda devrim yaratmıştır. Keytruda (pembrolizumab), Opdivo (nivolumab) ve Tecentriq (atezolizumab) bu ilaç gruplarına örnek olarak gösterilebilir.


İmmünoterapilerin Türkiye’deki Kullanım Alanları


Türkiye’de immünoterapi tedavileri, Sağlık Bakanlığı tarafından belirli kanser türlerinde onaylanmıştır. Özellikle:

  • Cilt kanseri (malign melanom),
  • Böbrek kanseri (renal hücreli karsinom),
  • Belirli lenfoma alt tipleri
    gibi hastalıkların tedavisinde immünoterapiler resmi olarak onaylanmıştır. Bunun dışında, bazı ileri evre akciğer kanserlerinde ve baş-boyun tümörlerinde immünoterapilerin etkinliği bilimsel araştırmalarla kanıtlanmış olup, hastaların talebi üzerine endikasyon dışı kullanım için Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu (TİTCK) onayı ile reçete edilebilmektedir.

Kişiye Özel Tedavi Yaklaşımı
İmmünoterapiler, hastanın genetik yapısı, tümörün moleküler profili ve bağışıklık sistemi özelliklerine göre kişiye özel planlanır. PDL-1 ekspresyon seviyeleri gibi biyomarker testleri, hangi hastanın immünoterapiden daha fazla yararlanacağını belirlemede önemli rol oynar. Örneğin, PDL-1 pozitifliği yüksek olan hastalar genellikle immünoterapilere daha iyi yanıt verir. Bu nedenle, immünoterapi planlanmadan önce hastanın kapsamlı genetik ve immünolojik testlerden geçirilmesi tedavi başarısını artırır.


İmmünoterapinin Avantajları

  • Bağışıklık sistemini güçlendirerek doğal savunma mekanizmasını aktive eder.
  • Kemoterapiye kıyasla daha az yan etki oluşturabilir.
  • Kanser hücrelerinin uzun vadede yeniden büyümesini engelleyebilir.
  • İleri evre kanserlerde yaşam süresini uzatabilir ve yaşam kalitesini artırabilir.

İmmünoterapilerin SGK Kapsamı
Türkiye’de immünoterapi ilaçlarının büyük kısmı SGK tarafından karşılanmamaktadır. Sadece belirli kanser türleri ve sınırlı endikasyonlar için geri ödeme yapılmaktadır. Keytruda, Opdivo ve Tecentriq gibi ilaçlar genellikle geri ödeme listesinde yer almadığı için hastalar bu ilaçları kendi bütçeleriyle temin etmek zorunda kalmaktadır. Ancak hukuki süreçler aracılığıyla SGK’ya başvuru yapılarak veya dava yoluna gidilerek bu ilaçların bedelinin devlet tarafından karşılanması sağlanabilir.


İmmünoterapinin Geleceği ve Kişiye Özel Tedaviler
Kişiye özel immünoterapiler, kanser tedavisinde yeni bir çağ açmıştır. Genetik testler ve immün sistem profilleri sayesinde her hastaya özel tedavi protokollerinin belirlenmesi, immünoterapinin etkinliğini artırmaktadır. Dünya genelinde yeni nesil immünoterapi ilaçları geliştirilmekte ve farklı kanser türlerinde kullanılabilirliği giderek genişlemektedir. Türkiye’de de bu ilaçların daha yaygın kullanımı ve SGK geri ödeme kapsamına alınması, hastaların yaşam şansını artıracak kritik bir adım olacaktır.

Dünya Genelinde En Yaygın Kanser Türleri


Dünya Sağlık Örgütü (WHO) ve Uluslararası Kanser Araştırma Ajansı (IARC) verilerine göre, dünya genelinde en sık görülen kanser türleri meme kanseri, akciğer kanseri, prostat kanseri, kolorektal (bağırsak) kanseri ve mide kanseridir. Bu kanser türleri, hem görülme sıklığı hem de mortalite oranları açısından küresel ölçekte öne çıkmaktadır.


Meme Kanseri

Meme kanseri, dünya genelinde kadınlar arasında en yaygın görülen kanser türüdür. Meme dokusunu oluşturan hücrelerin genetik veya çevresel faktörlere bağlı olarak değişime uğraması ve kontrolsüz bir şekilde çoğalması sonucu ortaya çıkar. Özellikle hormonal dengesizlik, aile öyküsü, genetik mutasyonlar (BRCA1 ve BRCA2 genlerinde mutasyonlar), sağlıksız beslenme ve obezite meme kanseri riskini artıran başlıca faktörlerdir. Erken teşhis için mamografi taramaları ve düzenli kontroller büyük önem taşır.


Akciğer Kanseri

Akciğer kanseri, tüm dünyada en sık ölüme sebep olan kanser türlerinden biridir. En önemli risk faktörü sigara kullanımıdır; zira akciğer kanseri vakalarının yaklaşık %80-85’i doğrudan tütün kullanımıyla ilişkilidir. Normal akciğer dokusundaki hücrelerin kontrolsüz çoğalması ile başlayan bu hastalık, genellikle ileri evrede belirti verir. Öksürük, göğüs ağrısı, nefes darlığı ve kanlı balgam akciğer kanserinin yaygın belirtileri arasındadır. Erken teşhis için düşük doz bilgisayarlı tomografi taramaları, özellikle risk grubundaki bireyler için önerilmektedir.


Prostat Kanseri

Prostat kanseri, erkeklerde en yaygın görülen kanser türlerinden biridir ve genellikle 50 yaş üzerindeki erkeklerde daha sık ortaya çıkar. Prostat bezindeki hücrelerin kontrolsüz çoğalmasıyla gelişen bu kanser, başlangıçta belirti vermeden ilerleyebilir. İleri evrelerde idrar yapmada zorlanma, idrarda kan görülmesi gibi belirtiler ortaya çıkabilir. Düzenli PSA testi (Prostat Spesifik Antijen) ve parmakla rektal muayene, erken teşhis için önemlidir. Genetik yatkınlık, yaş ve beslenme alışkanlıkları risk faktörleri arasında sayılır.


Kolorektal (Bağırsak) Kanseri

Kolorektal kanser, kalın bağırsak (kolon) veya rektum bölgesinde gelişen tümörlerle karakterizedir. Bu bölgedeki hücrelerin yapısının bozulması ve kontrolsüz büyümesi sonucunda ortaya çıkar. Özellikle 50 yaş üzeri bireylerde daha yaygın olup, aile öyküsü, beslenme alışkanlıkları (özellikle kırmızı ve işlenmiş et tüketimi), poliplerin varlığı ve sedanter yaşam tarzı risk faktörleri arasındadır. Kolonoskopi ile yapılan taramalar, erken evrede poliplerin tespit edilip alınması sayesinde hastalığın gelişmesini önleyebilir.


Mide Kanseri

Mide kanseri, mide dokusundaki hücrelerin kontrolsüz büyümesi ve çoğalması sonucu ortaya çıkar. Helicobacter pylori enfeksiyonu, tuzlu ve tütsülenmiş gıdaların fazla tüketimi, sigara kullanımı ve genetik faktörler mide kanseri riskini artırır. Hastalık genellikle ileri evrelerde belirti verir; iştah kaybı, mide ağrısı, kilo kaybı ve hazımsızlık sık görülen belirtileridir. Erken teşhis için endoskopik taramalar büyük önem taşır.

Onkoloji İlaçlarını Devlet Karşılıyor Mu?


Onkoloji ilaçlarının bir kısmı devlet tarafından karşılanırken, bir kısmı geri ödeme kapsamı dışında kalmaktadır. Kemoterapi ilaçlarının büyük bölümü, Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) tarafından Sağlık Uygulama Tebliği (SUT) kapsamında ödeme listesine alınmıştır ve bu ilaçların bedeli devlet tarafından karşılanır. Ancak, son yıllarda kanser tedavisinde ön plana çıkan akıllı ilaçlar yani immünoterapi ve hedefe yönelik tedavi ilaçlarının çoğu SGK’nın geri ödeme listesinde yer almamaktadır. Keytruda, Tecentriq, Trodelvy, Zejula gibi modern ve ileri teknoloji ürünü ilaçlar, SGK tarafından genellikle ödenmez. Bu durum, hastaların yüksek maliyetli ilaçlara ulaşımını zorlaştırmakta ve çoğu zaman hukuki süreçlerin başlatılmasını gerektirmektedir.

SGK’dan Kanser İlaç Parası Nasıl Alınır?


SGK’nın geri ödeme listesinde yer almayan kanser ilaçlarının bedelini geri alabilmek için, öncelikle SGK’ya yazılı başvuru yapılması gerekir. Bu başvurunun reddedilmesi halinde ise hukuki süreç devreye girer. Kanser ilaçlarının bedelinin geri alınması, çoğu zaman bir avukat aracılığıyla açılan dava ile mümkün olur. Açılacak davada, ilacın tıbbi zorunluluk arz ettiği, başka bir tedavi alternatifi bulunmadığı ve ilacın hayati önem taşıdığına dair doktor raporları, patoloji raporları ve tıbbi belgeler delil olarak sunulmalıdır. Mahkeme tarafından “yürütmenin durdurulması” kararı alınması durumunda, dava devam ederken dahi SGK ilacın bedelini karşılamakla yükümlü hale gelir. Bu şekilde hastanın tedaviye ara vermeden devam etmesi sağlanır.

Akıllı İlaç İçin Nereye Başvurulur?


Akıllı ilaçlar için doğrudan başvurulacak özel bir merci bulunmamaktadır. Bu ilaçların reçete edilebilmesi için, öncelikle tedavi sürecini yürüten onkolog veya ilgili branş hekimlerinin uygun görmesi gerekir. Doktor, hastanın sağlık durumuna ve tıbbi raporlara dayanarak akıllı ilacı reçete eder. Reçete edilen ilaç SGK listesinde yer almıyorsa, ilacın bedeli hastadan tahsil edilir ve bu noktada hukuki başvuru yolları gündeme gelir. Hasta veya yakınları, SGK’ya geri ödeme başvurusunda bulunarak ilacın bedelini talep edebilir; ret halinde ise dava yoluna gidilebilir.

Herceptin İsimli İlaç SGK Tarafından Karşılanıyor Mu?


Herceptin (trastuzumab), özellikle HER2 pozitif meme kanseri ve bazı mide kanseri vakalarında etkili bir tedavi yöntemidir. SGK, Herceptin’i belirli kriterlere ve sınırlı endikasyonlara göre karşılamaktadır. Ancak bazı durumlarda, farklı kanser türleri veya ek tedavi protokollerinde geri ödeme yapılmamaktadır. Bu gibi durumlarda, hastalar Herceptin’in SGK tarafından ödenmesi için başvuru yapabilir ve olumsuz yanıt alınırsa dava yoluna giderek yürütme durdurma kararı talep edebilir.


Mabthera İsimli İlaç SGK Tarafından Karşılanıyor Mu?


Mabthera (rituximab), lenfoma, lösemi gibi hematolojik kanserlerde ve romatolojik hastalıklarda kullanılan bir biyoteknolojik ilaçtır. SGK, Mabthera’nın bazı hastalık türlerinde maliyetini karşılayabilmektedir; ancak çoğu endikasyonda geri ödeme kapsamı dışındadır. Bu durumda, hastalar Mabthera için SGK’ya başvuru yapmalı, talebin reddi halinde ise dava açarak SGK’nın ilacı karşılaması yönünde yargı kararı alınmasını sağlayabilir.

Keytruda İsimli İlaç SGK Tarafından Karşılanıyor Mu?


Keytruda (pembrolizumab), immünoterapi alanında kullanılan ve akciğer kanseri, melanom, böbrek kanseri, baş-boyun kanseri gibi birçok kanser türünde etkili sonuçlar veren bir ilaçtır. Ancak 2025 yılı itibarıyla SGK, Keytruda’yı genel olarak geri ödeme kapsamına almamaktadır. Bu nedenle, hastalar bu ilacın bedelini karşılamak için kendi bütçelerinden ödeme yapmak zorunda kalabilmekte ya da SGK’ya ilaç geri ödeme talebi ile başvuru yaparak, reddedilmesi halinde idari dava yoluna gitmektedir. Açılacak davalarda yürütmenin durdurulması talebinin kabul edilmesi, dava süresince Keytruda’nın ücretsiz temin edilmesine olanak tanır.


Opdivo İsimli İlaç SGK Tarafından Karşılanıyor Mu?

ChatGPT Image 22 Tem 2025 13 10 06


Opdivo (nivolumab), ileri evre akciğer kanseri, melanom, böbrek hücreli karsinom, Hodgkin lenfoma gibi birçok kanser türünün tedavisinde kullanılan bir immünoterapi ilacıdır. SGK, Opdivo’yu bazı sınırlı endikasyonlarda kısmen karşılayabilmektedir; ancak genel kullanım alanlarının çoğunda geri ödeme yapmamaktadır. Opdivo kullanmak isteyen hastalar, SGK’dan ilaç geri ödeme talebi reddedildiğinde, iş mahkemesi veya idari dava yoluna başvurarak hak arayışında bulunabilir.


Altuzan İsimli İlaç SGK Tarafından Karşılanıyor Mu?


Altuzan (bevacizumab), genellikle kolon, akciğer, böbrek ve bazı beyin tümörlerinde kullanılan bir monoklonal antikor tedavisidir. Ancak SGK, Altuzan’ın birçok endikasyon için bedelini karşılamamaktadır. Bu nedenle, Altuzan kullanması gereken hastalar, ilacın temini için SGK başvurusu ve olası dava süreçlerini işletmek zorunda kalmaktadır. Dava sürecinde yürütmenin durdurulması kararı alınması, Altuzan’ın dava sonuçlanana kadar SGK tarafından karşılanmasını sağlar.

Trodelvy İsimli İlaç SGK Tarafından Karşılanıyor Mu?

Trodelvy, metastatik meme kanseri ve bazı ileri evre kanser türlerinde etkinliği kanıtlanmış bir tedavi seçeneği olarak kullanılmaktadır. Ancak bu ilaç, 2025 yılı itibarıyla hâlâ SGK tarafından geri ödeme listesine alınmamıştır. Sosyal Güvenlik Kurumu’nun Sağlık Uygulama Tebliği (SUT) kapsamında yer almayan Trodelvy, hastalar tarafından tamamen kişisel imkanlarla veya hukuki yollarla temin edilmektedir. İlacın yüksek fiyatı nedeniyle birçok hasta, “ilacın SGK tarafından karşılanması” amacıyla SGK’ya başvuru yapmakta, başvurunun reddedilmesi halinde ise dava yoluna gitmektedir. Açılacak davalarda yürütmenin durdurulması talep edilerek, dava süresince ilacın SGK tarafından karşılanması sağlanabilir.


Tecentriq İsimli İlaç SGK Tarafından Karşılanıyor Mu?


Tecentriq (atezolizumab), immünoterapi yöntemiyle çeşitli kanser türlerinde (akciğer, mesane ve bazı ileri evre kanserler) kullanılan modern bir tedavi ilacıdır. Ancak Tecentriq de SGK tarafından genellikle geri ödeme kapsamına alınmamaktadır. Bu nedenle ilacın temini sırasında hastalar yüksek maliyetlerle karşı karşıya kalmakta ve çoğu zaman hukuki süreçlere başvurarak ilacın bedelinin SGK tarafından karşılanmasını talep etmektedir. Açılacak idari davalarda, yürütme durdurma kararı alınması halinde, Tecentriq dava süresince ücretsiz olarak temin edilebilmektedir.


Zejula İsimli İlaç SGK Tarafından Karşılanıyor Mu?


Zejula (niraparib), özellikle yumurtalık kanseri tedavisinde kullanılan hedefe yönelik bir ilaçtır. Ancak SGK, Zejula’yı geri ödeme listesine dahil etmemiştir. Bu sebeple ilacın tüm maliyeti hastalar tarafından karşılanmaktadır. Zejula’nın yüksek fiyatı göz önüne alındığında, hastaların SGK’ya ilaç geri ödeme başvurusu yapması ve talebin reddedilmesi halinde dava yoluna gitmesi yaygın bir durumdur. Dava süresinde yürütmenin durdurulması talebinin kabul edilmesi, hastaların tedaviye ara vermeden devam edebilmesi açısından kritik öneme sahiptir.

Sıkça Sorulan Sorular

SGK hangi kanser ilaçlarını karşılamıyor?

SGK temel olarak immünoterapi ve hedefe yönelik akıllı ilaçlar diye tabir edilen yeni nesil ve pahalı kanser ilaçlarının büyük kısmını karşılamamaktadır . Örneğin pembrolizumab (Keytruda), nivolumab (Opdivo), atezolizumab (Tecentriq), ipilimumab (Yervoy) gibi immünoterapi ilaçları ve trastuzumab emtansin (Kadcyla), trastuzumab deruxtecan (Enhertu), niraparib (Zejula) gibi hedefe yönelik ajanlar SGK’nın geri ödeme listesinde uzun süre yer almamıştır. Yine rituksimab (Mabthera), bevacizumab (Altuzan) gibi daha eski ama maliyeti yüksek biyolojik ilaçlar da sadece kısıtlı koşullarda ödenip çoğu endikasyonda ödenmemektedir . 2025 Temmuz ayında Opdivo, Yervoy, Tecentriq kısmen listeye alınmış ve Keytruda, Imfinzi için kapsam genişletilmiştir . Buna rağmen hâlâ birçok kanser ilacı (özellikle yeni çıkanlar) SGK tarafından karşılanmıyor.

SGK neden bazı kanser ilaçlarının bedelini ödemiyor?

Bunun birkaç nedeni vardır: İlk olarak, ilacın Sağlık Uygulama Tebliği’nde yer almaması en önemli nedendir – SGK mevzuatında listelenmeyen ilacı ödemez . İlaç Türkiye’de ruhsatlı değilse ya da onaylı endikasyonunun dışında kullanılacaksa SGK bunu gerekçe gösterip ödeme yapmamaktadır . İkinci neden yüksek maliyet faktörüdür; pek çok yeni kanser ilacı son derece pahalı olduğu için SGK bütçesine yük getirmektedir ve kurum bu ilaçları listesine eklemekte isteksiz davranır . Ayrıca ilacın etkinliğine dair bilimsel veri yetersizliği iddiası veya ilacın yerine mevcut alternatiflerin bulunduğu savunusu da SGK’nın gerekçeleri arasında olabilir. Özetle, ruhsat/geri ödeme listesi prosedürleri tamamlanmamış, maliyeti çok yüksek ve SGK’nın belirlediği kıstaslara uymayan ilaçlar geri ödeme kapsamına alınmamaktadır.

SGK’nın karşılamadığı bir ilaca nasıl ulaşabilirim?

Hastalar için birkaç seçenek bulunmaktadır: İlk olarak, doktorunuz gerekli görüyorsa TİTCK’dan endikasyon dışı onay alarak ilacı yurt dışından temin edebilirsiniz . TEB aracılığıyla ilacınız getirtilir ancak SGK ödemediği için ücretini sizin karşılamanız gerekir. İkinci olarak, özel sağlık sigortanız varsa, poliçenizin kapsamına bağlı olarak ilacın bedelinin bir kısmını veya tamamını özel sigortadan talep edebilirsiniz. Üçüncü yol, bağış kampanyaları ve hasta dernekleridir: Türk Kanser Derneği gibi kuruluşlar aracılığıyla yardım kampanyası düzenleyerek ihtiyaç duyduğunuz meblağı toplamak mümkündür. Dördüncü ve en önemli yol ise hukuki süreçtir – SGK’ya karşı dava açarak ilacın bedelini yasal yolla tahsil etme şansınız vardır. Dava açmadan önce SGK’ya yazılı başvuruda bulunmalı, ret cevabı sonrası mahkemeden ilaç için tedbiren ödeme kararı talep etmelisiniz . Pek çok hasta bu yolla ilacına kavuşmuştur, ancak 2025 itibarıyla mahkeme kararlarında bazı kısıtlar oluştuğunu da unutmamak gerekir .

SGK’nın karşılamadığı ilaçlar için dava açabilir miyim, süreç nasıl?

Evet, SGK’nın ödemeyi reddettiği ilaçlar için dava açabilirsiniz. Öncelikle TİTCK’dan ilacın kullanımı için onay alıp SGK’ya başvurmalı, ret yanıtını veya 60 gün cevapsız geçmesini belgelemeniz gerekir . Sonrasında SGK’ya karşı idare mahkemesinde dava açarak ilacın bedelinin ödenmesini talep edebilirsiniz. Dava dilekçenize doktor raporlarınızı, bilimsel makaleleri, ilacın hayati önem taşıdığını gösteren kanıtları eklemek çok önemlidir . Mahkemeden dava sonuna dek ilacın SGK tarafından karşılanması için ihtiyati tedbir isteyebilirsiniz . Geçmişte mahkemeler genelde hastalar lehine kararlar vermiş; SGK bu davalarda ödeme yapmaya mahkûm edilmiştir . Ancak son dönemde bazı mahkemelerin ihtiyati tedbir taleplerini reddettiği görülüyor . Yine de Anayasa’daki sağlık hakkına vurgu yapan emsal kararlar mevcut olduğundan, hukuki mücadele güçlü bir seçenektir. Böyle bir davaya hazırlanırken alanında tecrübeli bir avukattan destek almak süreci hızlandırır ve başarı şansını artırır.

2025’te SGK bu ilaçları kapsama aldı mı, ileride alacak mı?

2025 yılı Temmuz ayında SGK, üç önemli immünoterapi ilacını (Opdivo, Yervoy, Tecentriq) ilk kez geri ödeme kapsamına aldı ve iki ilacın (Keytruda, Imfinzi) kullanım alanını genişletti . Bu, kanser hastaları için sevindirici bir gelişmeydi ve yaklaşık 25 farklı kanser türünde bu tedavilerin yolunu açtı . Bunun dışında 2025 boyunca SGK’nın başka ilaç eklemeye yönelik duyurusu olmadı; ancak sağlık otoriteleri yenilikçi ilaçların takibinin sürdüğünü belirtiyor. Her yıl birkaç kez toplanan Geri Ödeme Komisyonu, yeni verileri ve bütçe durumunu değerlendirerek bazı ilaçları listeye alabiliyor. Örneğin 2024’te bazı hedefe yönelik akıllı ilaçlar listeye eklenmişti . İleriye dönük olarak, SGK’nın karşılamadığı kanser ilaçları listesi kamuoyu baskısı, bilimsel gelişmeler ve bütçe imkânlarına göre güncellenebilir. Hasta dernekleri ve hekimler, özellikle CAR-T hücre tedavileri, yeni nesil moleküler hedefleyiciler gibi ufukta beliren tedavilerin de SGK kapsamına alınması için girişimlerini sürdürüyor. Sonuç olarak, 2025’te atılan adımlar önemli bir başlangıç olup ilerleyen yıllarda daha fazla ilacın geri ödeme listesine girmesi beklenmektedir.

SIK SORULAN SORULAR

Yüksek maliyetli akıllı ve immünoterapi ilaçlarının fiyatları neden bu kadar yüksek?

Akıllı ve immünoterapi ilaçlarının fiyatlarının yüksek olmasının temel nedenleri arasında biyoteknolojik üretim yöntemleri, yüksek AR-GE maliyetleri, uzun klinik araştırmalar ve patentli olmaları yer alır. Ayrıca, ilaçların geliştirilmesi ve üretimi uzun zaman alır ve patentlerin süresi boyunca jeneriklerinin üretilememesi fiyatları artırır. Bu faktörler, ilaçların toplam maliyetini ciddi seviyelere çıkarır.

Kanser ilaçlarının SGK ile başvuru ve dava süreçleri nasıldır?

Kanser ilaçlarının SGK tarafından karşılanması için öncelikle doktor raporları ve gerekli belgelerle SGK’ya resmi başvuru yapılır. Başvuru reddedilirse, hastalar veya yakınları yasal süre içinde ilgili mahkemelerde dava açabilir. Dava sürecinde yürütmenin durdurulması ve ihtiyati tedbir talepleri, tedavinin kesintiye uğramaması ve ilaca erişmenin sağlanması açısından önemlidir. Bu süreçte hukuki destek almak, sürecin doğru ve hızlı yürütülmesi açısından faydalıdır.

SGK’nın geri ödeme listesinde olmayan kanser ilaçlarına nasıl erişebilirim?

SGK’nın geri ödeme listesinde olmayan kanser ilaçlarına erişim için hastalar yurt dışından ilaç temini, özel sağlık sigortası, hasta dernekleri ve bağış kampanyaları gibi alternatif yolları kullanabilir. Yurt dışı ilaç temini, ilgili kurumların onayı ve izinleri doğrultusunda yapılabilir ancak bu, otomatik olarak SGK’nın ödeme yapacağı anlamına gelmez; genellikle ilacın maliyeti hastanın kendisi tarafından ödenir. Özel sigortalar ve bağışlar ise maddi yükü hafifletmekte yardımcı olabilir.

SGK, kanser ilaçlarını neden karşılamıyor?

SGK’nın kanser ilaçlarını karşılamamasının başlıca nedenleri arasında ilaçların Türkiye’de ruhsatlı olmaması veya Sağlık Uygulama Tebliği (SUT) listesine eklenmemesi, ilacın yüksek maliyetleri, belirli endikasyonlara sınırlı olması ve ekonomik gerekçeler bulunmaktadır. Ayrıca, bazı ilaçlar uluslararası onaylara rağmen SGK’nın bütçe ve diğer politikaları nedeniyle listelenmemektedir.

ÖZETLE;

  • SGK’nın Geri Ödeme Listesinde Olmayan Kanser İlaçları: Birçok high-cost ve yeni nesil kanser ilacı, SGK listelerinde yer almadığı veya sınırlı endikasyonlarda olduğu için hastalar bu ilaçlara erişimde maddi ve hukuki zorluklar yaşamaktadır.
  • Kanser İlaçlarıyla Alakalı SGK Başvuru Süreci: Kanser ilaçlarının SGK tarafından karşılanması için uygun başvuruların, doktor raporları ve TİTCK onay raporlarıyla eksiksiz yapılması ve başarısız olursa dava yoluna gidilmesi gerekmektedir.
  • SGK’ya Başvuruda Gerekli Belgeler Nelerdir?: Başvuru sırasında, teşhis ve tedavi belgeleri, reçete ve kullanım raporları, TİTCK onay raporu ile birlikte iletişim bilgileri ve destekleyici bilimsel belgelerin sunulması zorunludur.
  • İş Mahkemesine Dava Açmadan Önce SGK’ya Resmi Başvuru Zorunludur: SGK’ya başvuru yapılmadan doğrudan dava açmak hukuken mümkün değildir; ilk aşamada, ret kararı alınması ve bu kararın yasal süre içinde dava edilmesi gerekir.
  • İhtiyati Tedbir ve Yürütmenin Durdurulmasıyla İlaçlara Erişim: Mahkemelerden talep edilen ihtiyati tedbir ve yürütmenin durdurulması kararları, hastaların ilaca ulaşımını sağlamak ve tedaviyi kesintiye uğramadan sürdürmek açısından kritik öneme sahiptir.
İçeriği Değerlendir!
[Total: 2 Average: 5]
author avatar
SARIKAYA&KARAY HUKUK BÜROSU

Web sitemizdeki tüm makalelerin telif hakkı Sarıkaya&Karay Hukuk Bürosu’na aittir. Sitemizdeki makalelerin ve dilekçe örneklerinin kopyalanarak veya değiştirilerek izinsiz bir şekilde başka web sitelerinde yayınlanması halinde hukuki ve cezai işlem yapılacaktır.

Yorum bırakın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Scroll to Top
Call Now Button