Eşlerden biri boşanma davası açtığında, diğer eşin bu süreci görmezden gelmesi veya duruşmalara katılmaması ciddi sonuçlar doğurabilir. Boşanma davası açıldığında, mahkeme ilk olarak davalı eşe, yani kendisine karşı dava açılan kişiye bir tebligat gönderir. Bu tebligatta, boşanma talebinin neye dayandığı, hangi tarihte duruşma yapılacağı ve davaya cevap verme süresi gibi önemli bilgiler yer alır. Tebligat, hukuken davanın size bildirildiğini gösteren resmî bir belgedir ve bu bildirimle birlikte davaya karşı savunma yapma hakkınız başlar.
Eğer size yapılan bu tebligata rağmen dava dilekçesine süresi içinde cevap vermezseniz ya da belirlenen duruşma tarihine katılmazsanız, mahkeme yasal süreci yokluğunuzda devam ettirir. Bu durumda, davacı eşin öne sürdüğü iddialar ve sunduğu deliller üzerinden bir karar verilir. Mahkemeye savunma yapmadan katılmamak, delil sunma, tanık dinletme ya da iddiaları çürütme hakkınızı fiilen kullanamamanız anlamına gelir. Bu da sizin aleyhinize bir karar verilme ihtimalini ciddi biçimde artırır.
Boşanma davaları, hem maddi hem manevi sonuçları olan hukuki süreçlerdir. Nafaka, velayet, mal paylaşımı gibi hayati konular bu davalarda karara bağlanır. Dolayısıyla mahkeme sürecine katılmamak, hem kişisel haklarınızın zedelenmesine hem de maddi kayıplar yaşamanıza neden olabilir. Ayrıca mahkeme, taraflardan biri duruşmalara düzenli olarak katılmıyorsa, bu durumu tarafın boşanmak istemediğine veya iddiaları çürütecek bir delili bulunmadığına kanaat getirme yönünde değerlendirebilir.
Eşim Boşanma Davası Açtı, Evden Gitmezsem Ne Olur?
Öte yandan, boşanma davası açılmasıyla birlikte mahkeme, eşler arasındaki fiilî durumu da göz önünde bulundurarak geçici önlemler alma yetkisine sahiptir. Bu önlemler arasında evden kimin ayrılacağına dair kararlar da yer alabilir. Özellikle davacı eşin şiddet gördüğünü ileri sürmesi ya da taraflar arasında ciddi geçimsizlik bulunduğunu iddia etmesi halinde, mahkeme geçici olarak bir eşin evden uzaklaştırılmasına karar verebilir. Bu karar, evden kim çıkacak meselesini netleştiren ve tarafların huzurunu geçici olarak temin eden bir uygulamadır.
Uzaklaştırma kararı verilmesinde, özellikle çocukların menfaati ve eşler arasındaki güç dengesi dikkate alınır. Eğer taraflardan biri diğerine karşı fiziksel ya da psikolojik şiddet uygulamışsa, mahkeme, şiddet mağduru olan eşin evde kalmasına öncelik tanır. Uzaklaştırma kararı genellikle tedbir mahiyetindedir ve boşanma davası sonuçlanana kadar geçerliliğini korur. Ancak taraflardan biri bu karara itiraz edebilir; mahkeme bu itirazı değerlendirerek kararını gözden geçirebilir.
Sonuç olarak, eşinizin açtığı boşanma davasını ciddiye almalı, tebligat alır almaz bir avukata danışarak savunmanızı hazırlamalı ve duruşmalara mutlaka katılmalısınız. Aksi halde, hem evlilik birliğinin sona erdirilmesi hem de dava sonucunda ortaya çıkacak haklar konusunda ciddi kayıplar yaşayabilirsiniz. Özellikle nafaka, çocukların velayeti, ev eşyalarının paylaşımı gibi konular sizin görüşünüz alınmadan karara bağlanabilir ve bu da uzun vadede hak kaybına yol açabilir. Davaya katılmak, sadece kendinizi savunmak değil, aynı zamanda haklarınızı korumak için de zorunludur.