İçindekiler
“Adem-i selahiyet” terimi, hukuk dilinde yetkisizlik anlamına gelir. Bir kişinin, makamın ya da merciin belirli bir işlem veya karar alma konusunda yasal veya usulî yetkiye sahip olmamasını ifade eder. Bu kavram, özellikle yargı organları, idari makamlar ve sözleşmesel ilişkiler açısından büyük önem taşır. Hukuki süreçlerde bir işlemin geçerli olabilmesi için, işlemi yapan kişinin veya kurumun yetkili olması gerekir. Aksi durumda, “adem-i selahiyet” yani yetkisizlik söz konusu olur.
Hukukta Adem-i Selahiyetin Görüldüğü Alanlar
1. Mahkemelerde Yetkisizlik
Bir davada mahkemenin yetkisiz olması, yani davaya bakma konusunda yasal yetkisinin bulunmaması “adem-i selahiyet”tir
Davanın coğrafi olarak yanlış yerde açılması durumudur. Örneğin, olayın meydana geldiği yer mahkemesi yerine başka bir yerde dava açılması halinde mahkeme “yer bakımından yetkisiz” olur.
Mahkeme yetkisiz olduğunu tespit ederse, dosya yetkili mahkemeye gönderilir.
2. İdari İşlemlerde Yetkisizlik
Kamu görevlileri veya idari kurumlar tarafından yapılan işlemlerde, eğer görev ve yetki sınırları aşılmışsa, işlem “yetki yönünden hukuka aykırı” sayılır. Bu da bir iptal sebebi doğurur. Örneğin, bir il müdürünün sadece il sınırları içindeki işlemleri yürütme yetkisi varken, başka bir ilde işlem yapması halinde “adem-i selahiyet” söz konusu olur.
3. Temsil Yetkisi Olmadan İşlem Yapılması
Bir kişinin başka bir kişi adına işlem yapabilmesi için temsil yetkisine sahip olması gerekir. Temsil yetkisi olmadan yapılan işlemler geçersiz sayılır. Örneğin, bir şirket çalışanının şirketi bağlayıcı bir sözleşme imzalayabilmesi için açık bir yetkilendirme (imza sirküleri, vekâletname vb.) gerekir. Aksi hâlde yapılan işlem, “yetkisizlik” yani adem-i selahiyet nedeniyle bağlayıcılık taşımaz.
4. Ceza Hukukunda Yetkisizlik
Ceza davalarında da mahkemelerin görevli ve yetkili olması gerekir. Örneğin, ağır ceza mahkemesinin bakması gereken bir davanın asliye ceza mahkemesinde görülmesi durumunda, görev yönünden “adem-i selahiyet” doğar. Bu durumda mahkeme, görevsizlik kararı vererek dosyayı ilgili mahkemeye gönderir.
Adem-i Selahiyetin Hukuki Sonuçları
Yapılan işlemin geçersizliği: Yetkisiz kişi veya kurum tarafından yapılan işlemler, genellikle hukuken geçersiz kabul edilir. Davanın reddi veya nakli: Yetkisiz mahkemede açılan davalar, usulüne uygun şekilde yetkili mahkemeye gönderilir. İdari işlemin iptali: Yetkisiz kamu görevlisinin yaptığı işlem, idare mahkemesince iptal edilebilir. Hakkın kötüye kullanılması: Yetkisiz işlem yapan kişi, zarara yol açmışsa tazminat sorumluluğu doğabilir.
Adem-i Selahiyet ile Karıştırılmaması Gereken Kavramlar
Adem-i vücut: Hukuken hiç doğmamış sayılan işlemler anlamına gelir.
Adem-i ifâ: Borcun veya yükümlülüğün yerine getirilmemesi anlamına gelir.
Selahiyetin kötüye kullanılması: Yetki sınırları içinde kalmakla birlikte, bu yetkinin kötü niyetle veya amacı dışında kullanılmasıdır.
Sonuç
Adem-i selahiyet, hukukun temel prensiplerinden biri olan yetki ilkesine aykırılık hâlidir. Her işlem veya karar, ancak yetkili kişi veya kurumlar tarafından yapıldığında geçerli olur. Yetkisiz işlemler, hem bireylerin haklarının zedelenmesine yol açabilir hem de idarenin güvenilirliğini sarsar. Bu nedenle, hukuki işlemlerde yetki konusu dikkatle değerlendirilmelidir.